Emniyetteki "Paralel Yapı" Operasyonu

Emniyetteki "paralel yapı" iddialarına ilişkin yürütülen "casusluk" soruşturması kapsamındaki şüphelilerin avukatları, soruşturma kapsamında müvekkillerinin maruz kaldığını öne sürdükleri hak ihlalleri dolayısıyla bazı kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

Conrad Otel'deki basın toplantısında avukatlar adına söz alan Kemal Şimşek, müvekkillerine yönelik operasyonlarda eşi benzeri görülmemiş hukuk ihlalleri yaşandığını savunarak, "Müvekkillerimiz hakkında görevleri gereği yaptıkları operasyonlar bahane edilerek karalama ve linç kampanyası başlatılmıştır" dedi.

Müvekkillerinin 4 günlük yasal gözaltı süresinden sonra da serbest bırakılmadığını belirten Şimşek, "Bu haliyle müvekkillerimize karşı açıkça hürriyeti tahdit suçu işlenmiştir" görüşünü dile getirdi.

Şimşek, hürriyeti tahdit suçuna, "kanunsuz emri yerine getiren" emniyet mensuplarının da ortak olduğunu savunarak, "Bu işlem ve eylemleri gerçekleştiren tüm kamu görevlileri hakkında bu vesileyle suç duyurusunda bulunuyoruz" diye konuştu.

Soruşturmaya bakan sulh ceza mahkemelerinin, kuruluşlarından önceki suçlara bakmasının da bir ihlal olduğunu öne süren Şimşek, tutuklama konusunda karar verecek mahkemelerin önceden kurulmuş mahkemeler olması gerektiğini söyledi.

Müvekkillerinin, gözaltı sürecinde kelepçe takılması gibi birçok hak ihlali yaşadığını savunan Şimşek, cumhuriyet savcılığı ve sulh hakimliğindeki sorgu aşamalarında da savunma hakkına yönelik ihlaller yaşandığını iddia etti.

Şimşek, soruşturma öncesi ve soruşturma safhasında müvekkillerinin yaşadığını ileri sürdüğü hak ihlallerine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Orhan Kapıcı, İstanbul cumhuriyet savcıları Okan Özsoy ve İrfan Fidan, İstanbul sulh ceza hakimleri İslam Çiçek ve Bekir Altun, İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, Terörle Mücadele'den (TEM) sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan, Güvenlik Şube'den sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Suat Ekici, Çevik Kuvvet'ten sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Yıldırım, İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdür Yardımcısı Kadri Gençkaya'nın da aralarında olduğu kamu görevlileri ile İstanbul Adliyesi'nde görevli özel güvenlik görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

Anayasa Mahkemesi ve AİHM'e başvuru

Müvekkillerinin maruz kaldığı hak ihlalleriyle ilgili Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdinde de girişimlerde bulunacaklarını belirten Şimşek, "Gözaltı dahil tüm hürriyetten yoksun bırakmaların öncelikle iç hukuka uygun olması gerekmektedir. Gözaltı sona erince müvekkillerimizin ya serbest bırakılması ya da hakim önüne çıkarılması gerekmekteydi" dedi.

Müvekkillerinden dolayı bazı basın-yayın organlarında kendilerinin de hedef gösterildiğini söyleyen Şimşek, bu yayınlara son verilmesini isteyerek,  "Aksi halde bu hedef göstermelerden dolayı kendileri hakkında suç duyurusunda bulunulacak ve yaşanması muhtemel olayların sorumluluğu bu tür yayınları yapanlara ait olacaktır" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan'ın dinlenildiği iddiası

Avukat Sıddık Filiz de soruşturmanın odağındaki en önemli hususun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dinlenildiğine yönelik iddialar olduğunu belirterek, "Açık ve net söylüyorum; bu dosya kapsamında Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan asla dinlenilmemiştir" dedi.

Başbakan'ın dolaylı olarak dinlenildiğinin de dile getirildiğini hatırlatan Filiz, "Türk hukukunda 'dolaylı dinleme' diye bir kurum yoktur. Dinlenilen şahıslar üzerinden Sayın Başbakanımızın kasım ve aralık aylarında 3, 4 veya 5 defa telefonunu kullanarak konuşma yaptığı görülmekte. Bunun bilgi ve belgeleri asla tarafımıza verilmemiştir. Bu dinleme yapılmış mıdır, yapılmamış mıdır, buna ilişkin herhangi somut bir bilgi veya belge tarafımıza verilmemiştir" diye konuştu.

Soruşturma kapsamındaki dinlemelerin hukuki prosedürlere uygun olduğunu savunan Filiz, "Dosya adli emanettedir. İncelensin. Bu söylediğim silsile içinde bu konuda ne herhangi bir emniyet mensubunun talebi olmuş, ne savcılığın talimatı olmuş, ne de hiçbir hakimin kararı dosyada yoktur.  Erdoğan asla bu dosyada dinlenilmemiştir, dinlenilmesi suçtur, bunu her kim yapmışsa derhal ortaya çıkarılsın, en ağır cezası verilsin" ifadelerini kullandı.

Reddi hakim talebi

Avukat Ömer Turanlı da soruşturmada başlangıçta 7 bin kişinin dinlenildiği iddialarının ortaya atıldığını ancak mahkeme zabtına geçen sayının 238 olduğunu söyledi.

Turanlı ayrıca, soruşturma aşamasında mahkeme hakiminin tarafsızlığına gölge düşürecek olaylar yaşandığını savunarak, daha önce kabul edilmeyen reddi hakim taleplerini itiraz yoluyla asliye ceza mahkemesine götüreceklerini kaydetti. - İstanbul