Erzurum'un Aziziye ilçesindeki bir arsanın, "belediye başkanlığınca sahte belge düzenlenerek FETÖ/PDY'ye finans sağlamak üzere satışının sağlandığı" iddialarıyla ile ilgili açılan davada, eski ilçe belediye başkanı Fatih Cengiz'in de aralarında bulunduğu 10'u tutuklu 36 sanığın yargılanmasına başlandı.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar Mehmet Suiçmez, Şenol Kaba, Cihat Aktaş, Yaşar Çiplak, Hüseyin Polat, Hadi Zaimoğlu, Yusuf Keskin, Fatih Cengiz, Hasan Sezai Aydoğan, İsmail Hakkı Akgün ile tutuksuz sanıklardan Ömer Çerkez, Mehmet Tahir Tekin, Aydın Durdu, Mehmet Keskin, Sefer Karabacak, Barbaros Özer, Abdulbaki Turğun, Haluk Eyyüpoğlu, Mahmut Bölükbaşı, Mustafa Yıldız, Mustafa Alkan, Mehmet Salim, Murat Erdoğan, Hurşit Vural, Bülent Yıldırım, Ömer Ekrek, İbrahim Kağızmanlı, Cafer Akdemir, Faris Ulaşcan, Haluk Urvasızoğlu ve Şamil Baki Çalık ile avukatları, müştekiler ve tanıklar katıldı.
Davanın sanıklarından, firari konumdaki Hüseyin Avcı ve Sadrettin Demircan, başka suçtan tutuklu Nimet Toğa ile başka suçtan gözaltında bulunan Erdoğan Yalçın ise duruşmada yer alamadı.
Sanıklardan Alaattin Öksüz'ün ise soruşturma aşamasında yaşamını yitirdiği bildirildi.
Duruşmada, mahkeme heyetince sanıkların kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin okunmasının ardından yargılamaya geçildi.
Tutuklu sanıklardan eski Aziziye Belediye Başkanı Fatih Cengiz, mahkemede yaptığı savunmada, 2009'da göreve geldiğinde Dadaşkent belde ve Ilıca ilçe belediyelerinin birleşerek Aziziye Belediyesinin kurulmuş olması ve bu yeni oluşum içindeki belediyenin içinde bulunduğu maddi sıkıntılar nedeniyle söz konusu araziyi satma kararı aldıklarını belirtti.
Belediyenin bir kurum olduğunu ve dolayısıyla ihtiyaçları bulunduğunu ifade eden Cengiz, şunları kaydetti:
"Bilmeyenler '90 bin liraya mı belediyenin ihtiyacı var' diyorlar ama o dönem mali bütçelere incelendiğinde görülecek ki belediyenin sıkıntıları vardı ve o miktar az bir para değildi. İller Bankasından aylık bize 80-90 bin lira para gelirdi. Biz bütün hizmetleri bu paralarla yapmaya çalıştık ve dolayısıyla sıkıntılar yaşadık. Onun için bu arsa bedeli para bizi biraz rahatlattı. O dönemde bahsi geçen arsa etrafında yaklaşık 300 metre ileride, ben o zamanlar şahsım için ev baktım. O muhitteki bir dönüm üzerindeki tripleks dairelerin kiraları 400 lira, satış bedelleri ise 150 bin liraydı. Öyle bir muhitte yaprak kımıldamayan bir yerde o fiyattan arsanın satılması biraz doğal. Ayrıca ben belediye sınırları içerisinde yatırımcıları teşvik etmek için sürekli çalıştım, hatta şahsi telefonumu vererek istedikleri zaman arayabileceklerini de söylerdim. Bu tür çalışmalara sonucu Dadaşkent değer kazanmaya başladı."
"Cemaatle ilgim olamaz"
Cengiz, söz konusu dershanenin 2009'dan önce Dadaşkent Belediye binası içerisinde kiracı konumunda olduğunu, süresi dolduğunda sözleşmelerini uzatmayarak tahliye ettiğini dile getirerek, savunmasını şöyle sürdürdü:
"İftiralara maruz kalmış birisiyim. 2011'de dönemin milletvekili Muhyettin Aksak ve dönemin AK Parti İl Başkanı Murat Kılıç ile Muhyettin Bey'in davetiyle Amerika'ya gittim. Muhyettin Bey, 'Hem ziyaret olur hem de belki kardeş belediye buluruz' diyerek beni çağırdı. Ben de onlarla birlikte gittim ve orada Pensilvanya'ya da gittim. Sadece benim hakkımda bunun üzerine 'Pensilvanya Fatihi' denildi. Benim oraya gitme amacım ve kimlerle gittiğim ortadadır. Ben milli görüşçü biriyim, babam da aynıdır. Bu yüzden cemaatle ilişkim olmaz, olmadı."
İhaleye fesat karıştırmak suçlamasına ilişkin ise belediye personeli haricinde burada olanlarla hiçbir görüşme yapmadığını belirterek, "Evrakları ilgili arkadaşlar hazırlar ve benim evraklar üzerinde herhangi bir şekilde oynamam mümkün değil." dedi.
Tutuklu sanık Mehmet Suiçmez ise savunmasında, 2011-2015 yıllarında bahsi geçen dershanede tarih öğretmeni olduğunu ve 2015 yılında dershaneden ayrıldığını belirtti.
Hayatının hiçbir döneminde herhangi bir adli işleminin olmadığını dile getiren Suiçmez, şunları söyledi:
"Kamu düzenine zarar verecek herhangi bir düşünce ve davranışım olmadı. Vatanını seven biriyim, örgütle hiçbir bağlantım olmadı. Adalete olan güvenimden dolayı hala çocuklarıma durumumu anlatamadım. Sadece 4 yıl bu şirkette çalıştım. Bu şirketin kurucusu değil sadece çalışanıyım. İddia edildiği gibi FETÖ'ye finans sağlama olacağını bilseydim burada çalışmazdım. Şirket, sürekli kontrol ediliyordu. Öyle bir şey olsa ortaya çıkardı ve biz bilgi sahibi olurduk. Ben işten 2015'te ayrıldım. Böyle şeyler olsaydı 2014'te bunları duyardım. Zaten emekli olduktan sonra da hiç Erzurum'a gelmedim."
Tutuklu sanık Yusuf Keskin de söz konusu şirkette 2008-2012 yılları arasında muhasebe bölümünde çalıştığını, ihale ilanını gazetede görerek katılma kararı aldıklarını belirterek, "Yönetim Kurulu üyemiz rahatsız olduğu için ihaleye ben katıldım. İhaleye başkalarının girmesini de beklerken sadece biz girdik. Arsayı düşük fiyata aldığımız iddia ediliyor ama bilirkişi raporunda belirtilen ne ise biz onun üzerinden aldık ve şunu da belirteyim ki bilirkişi raporunu elektrik ve makine mühendisleri hazırlamış. İhale, belediye ihale tahtasına çıkmış ve bu ihaleyi herkes biliyordu. Ortada kesin deliller olmadan kanaat ve değerlendirmelere göre hakkımda suçlamalarda bulunulmuştur" görüşünü savundu.
Mahkeme heyeti, iddia makamından sanıkların beyanına ilişkin görüşünü aldıktan sonra tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, duruşmaya gelmeyen sanıkların getirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
Olay
Aziziye ilçesindeki bir gayrimenkulün, "Aziziye Belediye Başkanlığınca sahte belge düzenlenerek 4 Mayıs 2011'de FETÖ/PDY'ye finans sağlamak üzere satışının sağlandığı" iddiaları üzerine Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca, "kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve silahlı terör örgütüne üye" olma suçlarından soruşturma başlatılmıştı.
Savcılıkça soruşturma sonucunda 36 sanık hakkında iddianame tanzim edilerek, dönemin Aziziye Belediye Başkanı Fatih Cengiz ve eski İmar ve Şehircilik Müdür Vekili Şenol Kaba hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olma, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, görevi kötüye kullanma ve ihaleye fesat karıştırma" suçlarından 13 yıl 6 aydan 32 yıla kadar hapisle cazalandırılması, diğer sanıklar hakkında ise "Silahlı terör örgütüne üye olma, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma" suçlarından 5 yıldan 32 yıla kadar değişen sürelerde hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Son Dakika › Güncel › Erzurum'daki Fetö/pdy Bağlantılı 'Usulsüz Arsa Satımı' Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?