Havran Halkı Birliği Konferansı

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Ahmed el-Carba, iktidarın, devrim tarafından belirlenen prensiplere uygun bir şekilde muhalefete teslim edilmediği müddetçe Cenevre-2 Konferansı'na katılmayacaklarını belirtti.

İstanbul'da aralarında eski SMDK Başkanı Muaz el-Hatib, Suriye Ulusal Konseyi (SUK) Başkanı George Sabra'nın olduğu Suriye muhalefetinin önde gelen isimlerinin katıldığı Havran Halkı Birliği Konferansı düzenlendi. Konferansa SMDK Başkanı Ahmed Carba adına katılan Nasır el-Hariri, SMDK başkanının yazılı açıklamasını okudu.

Carba açıklamasında, devrimin gerekliliklerine bağlı olduğunu ifade ederek, kimyasal silah kullanan yönetim ve onun yandaşlarına karşı sürdürülen mücadelenin devam ettiğini ifade ederek, "iktidar devrim tarafından belirlenen prensiplere uygun bir şekilde muhalefete teslim edilmedikçe Cenevre-2 Konferansı'na katılmayacaklarını" vurguladı.

Açıklamada, "Suriye özgürleşene, suçlular hakim karşısına çıkana, Dera'da çocuklara işkence edenler yargılanana kadar durmayacağız. Suriye'de mevcut rejimi protesto etmek için her Cuma günü gösteri düzenleniyor. Ancak dünya bundan habersiz" denildi.

Carba, devrimin Havran'dan başladığını ve onun direnişteki bu rolünün gelecek nesillere anlatılacağını kaydetti. Carba ayrıca, SMDK'nın Havran Halkı Birliği'ne yarım milyon dolar değerinde maddi yardımda bulunma kararı aldığını ifade etti.

"Hedefimiz, özgür bireyler yetiştirmek"

Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Ahmed Salih Tuma, "Herkese, her alanda görüşünü ifade edebilme imkanı tanıyan, sivil ve demokratik bir devlette yaşayan özgür bireyler yetiştirmek istiyoruz" dedi.

Geçici hükümetin çalışmalarında iki noktaya yoğunlaştığını ifade eden Tuma, sözlerine şöyle devam etti:

"Birincisi, hükümetin kendisinin değil, halkın hizmetçisi olduğu fikrinin benimsenmesi. İkincisi ise samimi bir şekilde doğrulukla çalışan bir hükümet olması. Bunlar gerçekleştiğinde başarı kaçınılmaz hale gelir."

İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Başkanı Bülent Yıldırım ise Suriye meselesi gündeme geldiğinden bu yana tüm güçleriyle halkın yanında olmaya çalıştıklarını ancak hiçbir yerde Suriye'de olduğu gibi bir mazlumiyetle karşılaşmadıklarını ifade etti.

Ülkede saldırı düzenleyenlerin, yürütülen propaganda ile haklı çıkarıldığına işaret eden Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

"Suriye'nin özgürlüğüne kavuşması için bir taraftan mücadele ederken diğer taraftan geleceği inşa etmesi gerekir. Eğer savaşırken, birlik olamazsanız, öldürülen kadın ve çocukların haklarını savunamazsınız ve dünyaya sanki bu suçu işleyen direnişciler olarak lanse edilirsiniz. İnsanlar da buna inanırlar."

Suriyeli sığınmacıların kamplarından sorumlu Koordinatör Vali Veysel Dalmaz, "Suriye'de büyük dram yaşanıyor ve ciddi sıkıntılarımız var. Bunu Suriye'ye 911 kilometre sınırı olan bir ülke olarak söylüyoruz. Türkiye, üzerine düşen görevi devletiyle hükümetiyle başbakanıyla bakanıyla mücadelesini yerine getirmeye çalışıyor ama bazı yerlere ulaşamıyoruz" diye konuştu.

Dalmaz, "Şu anda Hama'da Humus'ta ve diğer yerlerde insani yardımların ulaşamadığı yerler var. Orada benimle aynı dini, aynı kültürü paylaşan insanlar kedi köpek eti yemeye mecbur edilmişse ve buna katlanmak zorundaysa, ben burada nasıl rahat uyuyacağım, yemek yiyeceğim" ifadelerini kullandı.

İslam dünyasının duyarsız hale getirildiğini belirten Dalmaz, şunları kaydetti:

"Orada benim kardeşim bu kadar zorluk içerisinde yiyecek gıda bulamazken bizler ne yiyip ne içiyoruz hiç sorduk mu kendimize. Zalim zulmüne devam edecektir. Mazlumun yanında olması gereken benim insanım nerede? Aynı inancı paylaştığımız insanlar nerede?"

Havran Halkı Birliği Başkanı Dr. Muhammed Raşid el-Hariri ise Suriye'de zor şartlar altında hayatlarını sürdüren halka yardım edilmesi çağrısında bulundu.

Havran Halkı Birliği, Suriye halkı için toplanan insani yardımları, Havran halkına ulaştırmak üzere Mayıs 2012'de kuruldu. - İstanbul