Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yasal düzenlemeyi mükemmel yapmış olabilirsiniz. Bu yasal düzenlemeye dayalı olarak, son derece detaya inen teftiş yaparsınız, inşaatı durdurursunuz, ama nihayetinde çalışma şartlarının düzeltilmesi her şeyden önce bir zihniyet dönüşümünü gerekli kılıyor. Hükümetimiz çalışma şartlarını iyileştirmek için her türlü yasal tedbiri almaya ve bu yasal tedbirleri hayata geçirmeye kararlıdır" dedi.
Davutoğlu, Başbakanlık Yeni Bina'da İş Güvenliği konusuyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da hazır bulundu.
Hükümetin kurulmasının ardından bekleyen yapısal reformlarla ilgili ciddi adımlar attıklarını dile getiren Davutoğlu, bu çerçevede geçen hafta içerisinde bazı alanlarda yapısal dönüşüm programını ilan ettiklerini hatırlattı.
Orta Vadeli Programın açıklandığını hatırlatan Davutoğlu, "62. hükümet programı çerçevesinde atılacak adımlar konusunda bir bu programın kendi sistematiği içinde yürüttüğümüz reform çabaları var ve bütün bakanlıklarımıza sirayet edecek şekilde de bu 2023'e doğru giden çalışma programımızda bu yapısal reformlara özen göstereceğiz" dedi.
"İki konu bu arada gündemimizde zaten vardı ancak şartlar bu gündemi öncelikli olarak ele almamızı gerekli kıldı" diyen Davutoğlu, "Birisi 6-7 Ekim olayları sonrasında İç Güvenlik Reformu ile ilgili yaptığımız çalışmadır, çok geniş kapsamlı bir istişare sonucunda Türkiye'de kamu düzenin ihdas etmek için iç güvenlik alanında ciddi yapısal çalışmalar içine girdik. Bu hafta içerisinde de bu reform paketini Meclisimize sunacağız" şeklinde konuştu.
Hükümetin güvenoyu aldığı gün asansör kazası meydana geldiğini ve bunun ardından ilk Bakanlar Kurulu toplantısında iş güvenliği konusunu detaylı bir şekilde ele aldıklarını hatırlatan Davutoğlu, daha sonra da sektör temsilcileriyle bir araya gelerek iş güvenliği çerçevesinde yapılacak çalışmaları geniş bir istişari zeminde planladıklarını bildirdi.
Ermenek'teki maden kazası ve Yalvaç'ta meydana gelen trafik kazasının da dikkatleri iş kazasına yönelttiğini söyleyen Başbakan Davutoğlu, atılması gereken adımlar konusunda da bakanlıklararası çok geniş bir istişare yaptıklarını söyledi.
AK Parti iktidarları dönemine bakıldığında iş güvenliği ve çalışma hayatıyla ilgili çok ciddi yasal düzenlemelerin yapıldığının aşikar olduğunu dile getiren Davutoğlu, ilk defa kendi dönemlerinde çağın gereklerine uygun iş kanununun yürürlüğe konulduğunu hatırlattı.
Norm ve standart birliğini sağlayan sosyal güvenlik reformunu hayata geçirdiklerini, yapılan düzenlemeyle dağınıklığa ve çok başlılığa son verdiklerini anımsatan Davutoğlu, tüm vatandaşları sağlık şemsiyesi altına alan genel sağlık sigortasını hayata geçirdiklerini söyledi.
Küresel kriz dönemlerinde istihdam şartlarını iyileştirdiklerini ve artırdıklarını anlatan Davutoğlu, 10 yıl içerisinde işverenlere 41 milyar prim desteği sağladıklarını, son 5 yılda istihdamda sağlanan artışın 5 milyon 795 bin kişi olduğunu ve 985 bin kişiye mesleki eğitim verdiklerini ifade etti.
Davutoğlu, 1 Mayıs'ı tekrar tatil ilan ettiklerini, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nu yürürlüğe koyduklarını, kayıt dışı istihdam oranını yüzde 52'den yüzde 36'ya düşürdüklerini söyledi. AB normlarına uygun müstakil iş sağlığı ve güvenliği kanunu yürürlüğe soktuklarını hatırlatan Davutoğlu, "Böylece 91 yıllık cumhuriyetimiz döneminde ilk kez AB normlarına uygun müstakil iş sağlığı ve güvenliği yasasına kavuşmuş oldu ülkemiz" dedi.
Yasaya istinaden 36 yönetmeliğin yürürlüğe girdiğini ve mevzuatla birlikte 83 bin iş güvenlik uzmanı ile 23 bin işyeri hekiminin sertifikalandırıldığını hatırlatan Davutoğlu, "Bu daha önceki dönemlerde olmayan bir alandı ve bizim iş güvenliği yasasından sonra takriben iki yılda hem iş güvenliği uzmanlarının sayısını artırdık, eğittik, sertifikalandırdık ve sisteme soktuk. Uluslararası standartlarda evrensel standartlardaki çalışma hayatı kurallarını uygulayabilmek için ILO'nun 167 ve 176 sayılı maden ve inşaatlarda iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili sözleşmeleriyle ilgili yasal süreci hızlandırdık. Ümit ederiz ki bu hafta içinde, en geç gelecek hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'ndan bu yasal düzenleme geçecek ve ILO'nun 167 ve 176 sayılı sözleşmeleri Türkiye'de uygulanır hale gelecek" diye konuştuk.
-"Her şeyden önce bir zihniyet dönüşümünü gerekli kılıyor"
Denetim faaliyetlerine de ağırlık verdiklerini ve 2014 yılında 845 maden işyerinin teftiş edildiğini ve bunlardan 134'ünün durdurulduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları söyledi:
"Maden İşleri Genel Müdürlüğümüz de 94 işletmeyi durdurdu. Çok çarpıcı 'acaba denetim konusunda eksiklik var mı, aksama var mı' diye haklı olarak kamuoyumuzda yöneltilen sorulara bir cevap teşkil etmesi bakımından, ekim ayında asansör kazasından sonra 2 bin 79 inşaat denetlendi ve bin 610 inşaat durduruldu. Bunun çarpıcı iki yönü birisi bu kadar yüksek bir denetim yapılmış olması ama maalesef çalışma şartlarının ne kadar namüsait olduğunu gösteren bir istatistik olarak da 2 bin 79 denetimden bin 610 inşaatın durdurulmuş olması. Bu da şunu gösteriyor; yasal düzenlemeyi mükemmel yapmış olabilirsiniz, bu yasal düzenlemeye dayalı olarak son derece detaya inen teftiş yaparsınız, inşaatı durdurursunuz ama nihayetinde çalışma şartlarının düzeltilmesi her şeyden önce bir zihniyet dönüşümünü gerekli kılıyor."
"Şu hususu özellikle kamuoyumuzla paylaşmak istiyorum" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Hükümetimiz çalışma şartlarını iyileştirmek için her türlü yasal tedbiri almaya ve bu yasal tedbiri hayata geçirmeye kararlıdır bu konuda hiçbir tereddüdümüz yok. Ama bütün bu istişareler esnasında benim fark ettiğim bir husus var ki yasal düzenlemeler süreci yönetmek bakımından yeterli olamayabiliyor. Süreci yönettiğinizde de eğer çalışma kültürüyle ilgili bir zihniyet dönüşümü yaşanmamışsa yine eksik kalıyor. Her şeyden önce işçilerimizin, işverenlerimizin bir zihniyet dönüşümü sürecine girmesi lazım. Bu nedir? Mesele sadece sonunda bir üretim elde etmek değil, o süreç esnasında insanların can güvenliğini temin etmek."
Eminyet kemeri kullanımıyla ilgili zorunluluk olduğunu ve bu kuralın getirilmesiyle siyasi iradenin veya karar alıcıların gereğini yapmış olduklarını söyleyen Davutoğlu, "Ama 'emniyet kemeri benim belimi sıkıyor' diye arkadan bağladıktan sonra öne doğru gelen bir sürücü ne kuralı alırsanız alın artık kendi güvenliğini tehlikeye atmış olması bakımından o kuralı geçersiz kılar" dedi.
Davutoğlu, özellikle işçilerin ve vatandaşların kendi hakları konusunda bilinçlendirilmelerinin çok önemli olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Bütünüyle 77 milyon kişinin günlük hayatını tek tek kontrol etmek mümkün mü? Önemli olan vatandaşlarımızın işçilerimizin bizzat kendilerinin kendi can güvenlikleri konusunda bilinçlendirilmeleri" diye konuştu.
-"Protesto etmek çok kolay"
İşçi sendikalarıyla yaptığı toplantıda, 2012'de çıkarılan İş Güvenliği Yasasıyla ilgili ne kadar eğitim faaliyeti yapıldığını sorduğunu dile getiren Davutoğlu, "Ne kadar işçilerimize yeni hakları bildirildi, 'Eğer yoksa şu asansörde güvenlik şartları ben binmeyeceğim' deme hakkına sahipken işçimiz acaba böyle bir hakka sahip olduğu bilgisi onlara verildi mi? Protesto etmek çok kolay. Sonunda hepimizin üzüntü ifade etmesi zaten insani bir görev. Muhalefet etmek de kolay ama nihayette hepimizin üzerine düşeni yapmamız gerekir" dedi.
Davutoğlu, yaklaşık iki aydır tüm Bakanlar Kurulu toplantılarında İş Güvenliği Yasası'nı görüştüklerini, bazı işveren sendikalarıyla 4 kez, bazılarıyla da topluca bir araya geldiğini hatırlatarak, "Önce kendim olayın mahiyetini anlamaya çalıştım sonra da acaba ne tedbir alınır onun üzerinden sonuca ulaşmaya çalıştık" ifadesini kullandı.
- Ankara
Son Dakika › Güncel › İş Güvenliği Eylem Paketi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?