İsrail, Aslanların İni adlı Filistinli grubu bitirmek için "İntifada dönemi" taktiklerini uyguluyor

Filistin'de kendilerini "Aslanların İni" diye adlandıran silahlı grubun ortaya çıkmasından bu yana İsrail güçleri, grubun etki alanını daraltmak için Nablus'a yoğun baskı kuruyor.

Filistinli uzmanlar, İsrail'in "Aslanların İni" grubuyla başa çıkmak için İntifada dönemlerinde uyguladığı taktiklere benzer yöntemler geliştirdiğini, bu grubun faaliyetlerine engel olmak için yöneticilerine suikast düzenlediğini ve içlerine sızmaya çalıştığını belirtiyor.

"Aslanların İni" adlı silahlı grup ilk olarak eylül ayı başında Nablus'un Eski Şehir bölgesinde bir "askeri geçit" töreniyle ortaya çıktı. Grubun içinde farklı Filistinli fraksiyonlarda bulunmuş üyelerin de yer aldığı belirtiliyor.

İsrail basınındaki haberlere göre, grubun çoğunluğu 18-24 yaş arası silahlı erkeklerden oluşuyor. Grup amacını, Nablus ve çevresini İsrail askerlerinden korumak şeklinde açıklıyor.

Aslanların İni adlı grubun, 11 Ekim'de düzenlediği saldırıda bir İsrail askeri ölmüştü. Grup, daha önceden İsrail askerlerine ve Yahudi yerleşimcilere düzenlenen 5 ayrı saldırıyı da üstlendiğini açıkladı.

İsrail ordusu, bu tarihten itibaren Nablus'a giriş-çıkışları kısıtladı ve kenti kuşatmaya aldı.

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, 13 Ekim'deki açıklamasında, Aslanların İni isimli grubu "ortadan kaldıracaklarını" dile getirerek, bölgede istihbarat çalışmalarını artırdıklarını söyledi.

İsrail güçleri, 23 Ekim'de Nablus kentinde Aslanların İni grubunun üyesi Tamir el-Keylani'yi, düzenlediği suikastle öldürmüştü.

Söz konusu silahlı gruba yakın bir kaynak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Aslanların İni" grubunun çeşitli Filistinli gruplara mensup 30 kadar üyesinin bulunduğunu, yalnız İsrail işgaline karşı bir silahlı grup olduğunu ve merkezlerinin Nablus'un Eski Şehir bölgesi olduğunu söyledi.

İsmini açıklamak istemeyen kaynak ayrıca söz konusu grubun Filistin Güvenlik Servisinin aracılık edeceği herhangi bir uzlaşı ve pazarlığı da reddettiğini dile getirdi.

İsrail ordusu, grubun merkezi Nablus'a odaklandı

Aslanların İni grubuna mensup silahlı kişiler, 11 Ekim'de İsrail güçlerine yönelik 5 saldırı düzenledi, söz konusu saldırılarda bir İsrail askeri öldü, bir kısmı da yaralandı. Ardından İsrail askerleri, 12 Ekim'de de Nablus kentini kuşatma altına aldı.

"Aslanların İni" grubundan 23 Ekim'de yapılan açıklamada üyelerinden Tamir el-Keylani'nin gece saatlerinde yanından geçtiği bir motosiklete "işgalciler tarafından" yerleştirilen TNT'nin patlatılmasıyla hayatını kaybettiği belirtildi.

İsrail güçleri bugün de Nablus'ta Aslanların İni grubuna yönelik operasyon başlattı. Görgü tanıkları, bölgede 3 saat boyunca yoğun çatışma ve patlama yaşandığını aktardı. Filistin Sağlık Bakanlığı çatışmalarda Nablus'ta 6 Filistinlinin hayatını kaybettiğini, 20 kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail'in "Aslanların İni" grubuyla başa çıkma yöntemi

Batı Şeria'nın Cenin kentindeki Arap Amerikan Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Görevlisi Eymen Yusuf, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Görünen o ki İsrail güçlü bir şekilde suikast politikasına geri dönüyor. Keylani suikast planı da 2000'deki direniş liderlerine düzenlenen suikastlara benzer bir olay." ifadelerini kullandı.

İsrail'in, güvenlik ve istihbarat alanında Aslanların İni grubuna suikastlar gerçekleştirmek için grup hakkında bilgi toplama çalışmalarına başladığını aktaran Yusuf, "İsrail, Aslanlar İni'ni de herhangi bir Filistin örgütü gibi hafife alınmaması gereken düşman bir silahlı grup olarak görüyor. Bu nedenle, grubun üyelerine ulaşmak ve suikast düzenlemek için birden fazla İsrail güvenlik ve askeri otoritesinin açık bir iş birliği var." değerlendirmesini yaptı.

Filistinli uzman Yusuf, İsrail'in Nablus'ta coğrafi nedenlerle tanklar aracılığıyla geniş çaplı bir askeri operasyon gerçekleştiremediği için Aslanlar İni grubuna yönelik uzaktan suikast yaklaşımını farklı taktiklerle kullanacağını kaydetti.

Mossad'ın yurt dışında kullandığı suikast biçimi

Kudüs Üniversitesi Kudüs Gelecek Araştırmaları Merkezi Başkanı Ahmed Refik Avad da Keylani'ye yapılan suikast biçiminin Nablus'taki Filistin direniş gruplarında şaşkınlığa neden olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

"İsrail'in, örneğin insansız hava araçlarıyla suikast operasyonuna geri dönmesi bekleniyordu ancak Nablus'taki saldırı yöntemi, şehrin ara sokaklarına bir patlayıcı yerleştirildiği için şaşırtıcıydı. Saldırıda, Mossad'ın Filistin dışında aranan kişilere uyguladığı yöntem kullanıldı."

Keylani suikastının karmaşık ve "özenle" planlandığını aktaran Avad, İsrail'in, Nablus'taki kuşatmayı sıkılaştırma politikası izlediğini, ancak bununla yetinmeyeceği, sınırlı saldırı, suikast ve grubun toplum tarafından dışlanması girişimleri için çalışacağını kaydetti.

"İsrail Aslanların İni grubunu terk etmeyecek"

İsrailli ilişkiler uzmanı Muhammed Ebu Allan ise İsrail resmi olarak saldırının sorumluluğunu üstlenmese de İsrail medyasında satır aralarında okunanların bunu açıkça gösterdiğini ifade etti.

İsrail'in Nablus kuşatmasını sürdürdüğünü, silahlı grubun da eyleme geçmeden faaliyet göstermesine, plan yapmasına ve silah toplamasına izin vermediğini aktaran Allan, tüm göstergelerin İsrail'in Aslanların İni grubunu "terk etmeyeceğine" işaret ettiğini söyledi.