Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayımlanmasıyla ilgili Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 171 sanığın yargılandığı davanın duruşması görüldü.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla avukatları hazır bulundu.
Bazı tanıkların dinlendiği duruşmada SEGBİS vasıtasıyla beyanda bulunan tanık Hasan Polat, örgütle tanışıklığının ortaokul öncesinde, 1979 yılında başladığını, sonraki süreçte 1985-1986 yıllarında tekrar tanışma durumunun olduğunu hatırlattı.
İstanbul'da örgüt evlerinde kalmakla başlayan sürecin, örgüt içindeki ev abisi, semt abisi, bölge abisi, Kıbrıs ülke sorumluluğu gibi bütün konumlardan geçtiğini belirten Polat, bir dönem mahrem imamlık olmasa da mahrem birimlere öğrenci hazırlama tarzında çalışmalar da yaptığını ifade etti.
Polat, bu davanın sanıklarından "Kozanlı Ömer" lakaplı Osman Özdil'i de tanıdığını, bir seneye yakın birlikte çalıştıklarını, kendisi o dönem Ege Bölgesi milli eğitim sorumlusuyken Osman Özdil'in de Ankara dahil 10-11 ilden sorumlu olduğunu öne sürdü.
Örgütle yaşadığı problemlerden dolayı sonraki süreçte görevden alınıp Gaziantep'e gönderildiğini anlatan Polat, Osman Özdil'in de emniyet imamlığına, Kemalettin Özdemir'in yerine getirildiğini iddia etti.
Polat, Gaziantep'ten ayrıldıktan sonra bir iki defa Amerika'ya gittiğini ve örgüt lideri Fetullah Gülen'in yanında kaldığını dile getirerek, "2002'de hain ilan edildikten sonra cemaatten ayrıldım." dedi.
Emniyet içindeki usulsüz dinleme ve kayıtlarla ilgili net bir bilgiye sahip olmadığını söyleyen Polat, ancak FETÖ dışında bunu yapabilecek bir yapı olmadığını düşündüğünü kaydetti.
Duruşmanın sanıklarından Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek hakkında bilgisi de sorulan Polat, bu kişilerin örgüt içinde meşhur kişiler olduğunu ancak onlarla birebir mesaisinin bulunmadığını söyledi.
"Gülen'e hesap verirler"
Örgütün işleyişi hakkında da bilgiler veren Polat, emniyet ve askeriyenin imamlarının bağımsız çalıştıklarını, doğrudan Fetullah Gülen'e bağlı olduklarını ve ona hesap verdiklerini belirtti.
Polat, örgüt mensuplarının "kod adı" kullanımıyla ilgili de en alt düzeyde, ortaokuldakilerin dahi isimlerinin değiştirildiğini kaydetti. Hasan Polat, "Ben, bana İhsan denmediğinde dönüp bakmıyordum bile." dedi.
Örgütün stratejisinin, en alt kadrolara kadar inmek olduğunu belirten Polat, katiplikten zabıta memurluğuna kadar bunun var olduğunu söyledi. Polat, hatta Fetullah Gülen'in, "Eğer bale diye bir faaliyet varsa Türkiye'de, sizden biri burada bulunmazsa siz görevinizi yapamıyorsunuz demektir." diye konuştuğunu aktardı.
Örgütün kuruluşundan, bela olduğu döneme kadar geçen dönemin yapılanma olduğunu dile getiren Polat, "Eğer cemaat bir yerde yapılanamamışsa içeriden bir direnç ile karşılaşmıştır veya orada başka bir grup hakimdir." ifadesini kullandı.
Örgütün her yapıya sızdığını ve istihbarat topladığını belirten Polat, 30 yılda bütün kritik noktalara kendi adamlarını koydukları için herkes hakkında raporlar oluşturduklarını anlattı.
Polat'ın beyanlarının ardından ara karar öncesi sanıklara ve avukatlarına taleplerini iletmelerine yönelik söz verildi. Daha sonra görüşü sorulan iddia makamı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamını istedi.
Mahkeme heyeti, talepleri müzakere etmek için ara verdi.
Son Dakika › Güncel › Kaset komplosu davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?