Kayseri'deki Fetö Davası (1)

Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak, Hamdi Kınaş ve Halit Gazezoğlu, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ile örgütün "il imamı" Sıtkı Baş'ın da aralarında yer aldığı 68 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması sürüyor.

Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, aralarında Boydak Holding eski yöneticileri Hacı, Memduh, Mustafa, İlyas ve Şükrü Boydak'ın de yer aldığı 26'sı tutuklu 50 sanık ile avukatları ve müştekiler katıldı. Tutuklu bazı sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kanalıyla duruşmaya dahil oldu.

Kimlik tespitinin yapılması ve mahkeme başkanının iddianamenin yaklaşık 100 sayfalık özetini okumasının ardından, şüphelilerin savunmasına geçildi.

Tutuklu sanıklardan Hacı Boydak, ifadesinde tarafına isnat edilen suçlamaları kabul etmediğini, üzerine atılı suçlara ait fiil ya da delil bulunmadığını öne sürdü.

Bir dönem başkanlığını yaptığı, KHK ile kapatılan Boydak Eğitim ve Kültür Vakfının faaliyetleri hakkında bilgi veren Boydak, vakfın usulsüz hiçbir işleminin olmadığını, araştırılması halinde bunun ortaya çıkacağını savundu.

Melikşah Üniversitesine kongre salonu yaptıran iş adamı Saffet Arslan'ın, iddianamede bilgi sahibi sıfatıyla ifadesine yer verildiğini belirten Boydak, bu kişinin kızının da söz konusu üniversitede okuduğunu, kendilerinin herhangi bir baskı ve ısrarı olmadan gönül rızasıyla kongre salonu yaptırdığını anlattı.

Boydak, hissedarların kar payından zekat adı altında kesinti yapıldığına ilişkin tanık ifadelerini de kabul etmediğini dile getirerek, holding hesaplarının çeşitli bağımsız kuruluşlarca denetlendiğini, bu iddiaları doğrular nitelikte hiçbir delil elde edilemediğini kaydetti.

FETÖ lideri Fetullah Gülen ile çekilen fotoğraflarına ilişkin soru üzerine Boydak, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin kardeş şehir programı kapsamında ABD'nin Kuzey Karolina kentine düzenlenen geziye katıldığını, gruptan 9 kişiyle de Pensilvanya'ya gittiklerini ve fotoğraf çektirdiklerini belirterek, söz konusu fotoğrafın 17-25 Aralık sürecinden önceki döneme ait olduğunu ifade etti.

Boydak, Kimse Yok mu Derneğinin Mardin gezisine de 100-150 kişi ile gittiklerini, Bilge köyündeki katliamdan etkilenen çocuklara bir faydasının olabileceğini düşünerek geziye katıldığını, kendilerini de dönemin Mardin Valisinin karşıladığını, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler'in de kendileri ile birlikte olduğunu söyledi.

Yardımları kendi alın terinden kazandığı paralarla yaptığını ifade eden Boydak, "Yüzlerce vakfa, derneğe yardımda bulunduk. Yaptığımız yardımlar içinde terör örgütü ile ilişkisi olduğu iddia edilenlerin payı yüzde 5'tir. Yaptığımız bağışlar da banka kanalıyla yapılan yasal bağışlardır. O dönem suç değildi. Suç ise neden müdahale edilmedi?" dedi.

Oğlunu savunurken ağladı

Aynı davada tutuklu bulunan oğlu İlyas Boydak'ın, Kimse Yok mu Derneğince yaptığı iddia edilen bağışları kendisinin yaptığını, oğlunun bu nedenle 3 aydır tutuklu bulunduğunu dile getiren Hacı Boydak, bu sırada göz yaşlarına hakim olamadı.

Boydak, terör örgütü yöneticisi olarak hangi fiili gerçekleştirdiğini bilemediğini, bununla ilgili bir delil de bulunmadığını savunarak, "Bu fiilin ne olduğu söylenirse ayrıca cevaplayabilirim. Ülkem için elimi taşın altına koymaktan çekinmedim. Erciyes Üniversitesine 4 bina yaptırdım. Gümüş ve altın madalyalarım var. Abdullah Gül Üniversitesinin mütevelli heyetindeydim. Bozok, Cumhuriyet üniversitelerinin de aralarında olduğu bir çok üniversiteye yardımda bulunduk. 10 yıldır Türkiye'nin en büyük 17 hayırseverinin arasındayım. Bunları burada söylemekten utanıyorum ama yaptığım yardımlardan dolayı yargılanıyorum" ifadelerini kullandı.

Kendisine mide kanseri teşhisi konulduğu gün kanlı darbe girişiminin yaşandığını belirten Boydak, darbe girişiminin ardından İstanbul'da ameliyat olduğunu, arandığını öğrenince Kayseri'ye gelerek ifade verdiğini anlattı.

Hacı Boydak, serbest bırakılmasına rağmen aradan yarım saat geçtikten sonra 15 Temmuz gecesi bağ evinin önünde 50-60 araç bulunduğu iddiasıyla polis tarafından tutulan tutanak dolayısıyla tutuklandığını söyleyerek, "O güne ait kamera görüntüsü vardır. 4 Ağustos 2016 günü tutulan bu tutanak gerçeğe aykırıdır. O güne ait şahitlerimiz de vardır." dedi.

Bütün yardımlarını devlet büyüklerinin telkiniyle yaptığını dile getiren Boydak, 17-25 Aralık süreci sonrası da bu yapıyla bir bağlarının kalmadığını öne sürdü.

Boydak, ülkenin birliğin bozan kanlı bir terör örgütünün yöneticisi olarak suçlanmanın kendisini yaraladığını belirterek, beraatini talep etti.

Mahkeme başkanının iddianamedeki tanık ifadelerini sorması üzerine Boydak, bu ifadeleri reddettiğini kaydetti.

Boydak, firari sanıklardan FETÖ'nün "il imamı" Sıtkı Baş'ı tanıyıp tanımadığını sorulması üzerine de, "ABD gezisindeki 9 kişilik heyette bu kişi de vardı. Ben son 8 yılda ABD'ye bir kez gittim. O da belediyenin düzenlediği geziyle. Fetullah Gülen'i de o zaman ziyaret ettik. Sıtkı Baş, Melikşah Üniversitesinin de mütevelli heyetindeydi, o dönem zaman zaman görüşmüşlüğümüz olabilir." ifadelerini kullandı.

Mardin ziyaretinde kimseye "Fetullah Gülen'in selamını getirdik" demediklerini savunan Boydak, Van depreminin ardından bu kente de giderek yardım dağıttıklarını anlattı.

Boydak, 13 milyon 320 bin doları İngiltere'de kime ve neden gönderdiğinin sorulması üzerine ise bu işlemi hatırlamadığını, 2008'de ABD'ye gönderilen 2 milyon doları ise satın aldığı tekneye karşılık göndermiş olabileceğini ifade etti.

Mahkeme başkanının, bilgisayarının hard diskinde Fetullah Gülen'in vaazlarına ait 57 video görüntüsü bulunduğunu sorması üzerine, "Onları dinlemek suç mu?" diye sordu.

Mahkeme başkanını burada soruları ben sorarım demesi üzerine Boydak, bunların bandrollü yasal görüntüler olduğunu söyledi.

7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in avukatlığını da yapan Hacı Boydak'ın avukatı Bülent Hayri Acar ise MASAK ve vergi denetim raporlarını kabul etmediklerini, müvekkilinin alt işlem belgelerini görmeden hesap veremeyeceğini, suç teşkil eden işlemleri önlemenin de MASAK'ın görevi olduğunu savundu.

Acar, Fetullah Gülen'e ait görüntü ve vaazların ne zaman indirildiğinin incelenmesini istedi.

(Sürecek)