CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Meclis'i bombalayan, vatandaşını öldüren, polisimizi öldüren, darbe girişiminde bulunanların süratle yargının önüne çıkarılması ve hesabının sorulması lazım." dedi.
Kılıçdaroğlu, Turhal temasları kapsamında partisince Mehmet Uzun Spor Salonu'nda düzenlenen Şeker Çalıştayı'nda çiftçilere seslendi.
İlçede iki gündür ziyaretlerde bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet'in ilk yıllarında ülkenin belli yerlerine şeker fabrikaları açıldığını hatırlatarak, "Fabrikaların açılması, çiftçinin ürettiği şeker pancarını satması demek, çiftçinin kazanması demek. Bir fabrikanın yapılması demek kişi başına düşen gelirin artması demek." ifadesini kullandı.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, OHAL mağduriyetlerinin giderilmesi için çaba harcadıklarını anlattı.
Meclis'teki dört siyasi partinin de darbeye karşı çıkarak Hükümete destek verdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz'da bir darbe girişimi oldu. 4 siyasi parti de darbeye karşı çıktı. Eyvallah. Darbe olsun mu? Hayır. Demokrasi bizim uzun yıllardır mücadele verdiğimiz ve gelişmesini istediğimiz bir alan. Demokrasinin gelişmesi lazım." diye konuştu.
"Meclis'i bombalamak kimsenin haddine değildir"
Darbe girişimi sonrası yaşanan sürece de değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"15 Temmuz'dan sonra dediler ki 'Olağanüstü hal ilan edeceğiz'. Sayın Başbakan'a söyledim, 'Biz olağanüstü hale karşıyız.' 4 parti darbeye karşı mı? Karşı. Bir şey yapacaksan getir Meclis'e, oturup çıkaralım. Olağanüstü hali çıkardılar. Kanun Hükmünde Kararname. Zararı kimler çekti? Önce şunu söyleyeyim. Meclis'i bombalayan, vatandaşını öldüren, polisimizi öldüren, darbe girişiminde bulunanların süratle yargının önüne çıkarılması ve hesabının sorulması lazım. Nokta. Bunu kabul ediyorum. Meclis'i bombalamak kimsenin haddine değildir. Milli iradenin tecelligahı olan Meclis'i bombalamak kimsenin haddi değildir. Masum insanları öldürmek kimsenin haddine değildir. Demokrasiyi sonuna kadar savunacağız ama devleti yönetenler, yani hükümet olanlar her şeyi adalet içinde yapmak zorundadırlar. Adalet çok önemli ve soylu bir kavramdır. Hepimiz adaletten yana tavır takınmak zorundayız. Görüşümüz, inancımız farklı olabilir, yaşam tarzımız, boyunuz, yaşınız farklı olabilir, farklı şehirlerde oturabiliriz ama bu coğrafyada aynı havayı teneffüs ediyorsak hepimizin tek sığınacağı yer adalettir. Bir haksızlığa uğradığımızda adalete gideceğiz, başvuracağız. Adalet bu kadar önemli bir kavramdır."
Kılıçdaroğlu, ülkenin adaletle değil de kin, hınç, öfke ve intikam duygusuyla yönetilmesi durumunda mazlumların oluşacağına işaret ederek, bugün bir milyona yaklaşan mazlum insan bulunduğunu, bunlara "OHAL mağdurları" dediklerini söyledi.
Bazı öğretmenlerin sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işlerine son verildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sendikalı diye öğretmeni atıyorlar öğretmenlikten, devlet memurluğundan. Sendikalı olmak ne zamandan beri suç oldu? Anayasal haktır sendikalı olmak. Atamazsınız. Varsa bir kabahati verirsiniz mahkemeye, hakim atarsa eyvallah ama yargısız, sorgusuz, sualsiz, 'Ben seni devlet memuriyetinden atıyorum.' Olmaz. Üniversite hocaları bildiri yayınlamışlar. Sen misin bildiri yayınlayan, onları da üniversiteden atıyorlar. Olmaz arkadaşlar. Niye atıyorsun? Görüşünü beğenmiyor olabilirsin, düşüncesini beğenmiyor olabilirsin ama üniversiteler düşüncelerin özgürce dile getirildiği yerlerdir. Öyle kabul edeceksin. Devlet memurluğundan atıyorsun, lojmandan da atıyorsun. Adamı hapse atıyorsunuz. Eşi çıkıyor, 'Ev kiralayacağız kimse ev vermiyor.' diyor. Bankada üç beş kuruş parası var, çekmek istiyor bankadaki hesabına tedbir koyuyorsunuz. Anne geldi, kucağında çocuk. 'Bileziklerimi sattım şimdilik geçiniyoruz ama bunun parası bitince ben neyle geçineceğim.' Böyle bir şey olabilir mi? Darbeyi kim yaptı arkadaşlar? Uçağı kullanan yaptı. Talimat veren yaptı. Sen öğretmenden, memurdan ne istiyorsun, işçiden ne istiyorsun? Bir de diyorlar ki 'Bunları aldık görevden, memuriyetten attık.' Bir sigortalı işte de çalışmayacak. Ne olacak, eline silah alıp dağa mı çıkacak? Anayasa'da sosyal devlet dediğimiz bir düzenleme var arkadaşlar."
Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğuna, bunun değiştirilmesinin dahi teklif edilmeyeceğine yönelik Anayasa'da hüküm bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Sosyal devlet nedir? Herkesin yanında olan devlettir. Aç, açıkta kimsenin olmamasını isteyen devlet, sosyal devlettir. Er, erbaş da komutan 'kalk' dediği zaman kalkardık, 'otur' dediği zaman otururduk, 'esas duruş' dediği zaman esas duruşta bulunurduk. 'Hizaya gel', hizaya gelirdik, 'yürü', yürürdük. Hepsini yapardık. Er, erbaşa komutan emir vermiş, 'Dışarı çık'. Çıkmış. Hepsini toplamışlar, hapse atmışlar darbeci diye. Bunlar emir kulu, bunların aileleri perişan vaziyette. Ben merak ediyorum, FETÖ FETÖ... Düne kadar siz FETÖ ile kol kola gezmiyor muydunuz? Delil ise neyin delili. Soruyorlardı, 'Ne istediniz de vermedik? Ben de sordum, 'Onlar ne istediler, sen neleri verdin, çık açıkla'. Daha henüz açıklamış değil. Bu sorunun cevabını almış değilim daha. Soracağım, sizler de sorun. Her gördüğünüzde sorun. 'Ne istediniz de vermedik.' Neleri verdiniz siz arkadaşlar, neleri verdiniz." diye konuştu.
Kapatılan üniversitelerde öğrencilerin mağdur olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bunlar cemaatin üniversiteleridir. Öğrenciler, ÖSYM'ye girmiş sınavı kazanmış. Oraya da ÖSYM yerleştirmiş. Öğrenciler perişan." açıklamasında bulundu.
"Mağdurlardan mağdur yaratmayalım"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, görevinden ihraç edilerek tutuklanmış bir polis memurundan mektup aldığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Kooperatife girmiş. Taksitini bir banka aracılığıyla ödüyordum. Banka 'Havaleden masraf alacağım' dedi. Kooperatife dedim ki havale parası alıyorlar. Dediler ki 'Bank Asya ile gönderirsen oradan havale masrafı almıyorlar'. Sen misin Bank Asya ile gönderen, polislikten atılmış. Mağdurlardan mağdur yaratmayalım. Darbeciler bellidir. Darbeyi yapanlar bellidir. Teşebbüs edenler bellidir. Bir an önce çıkarırsınız yargının önüne. Hesabını sorarsınız. Hep beraber sorarız. Bu yargılamayı gizli kapaklı da yapmazsınız. Televizyonlardan canlı verirsiniz. Hepimiz görelim. Kim, hangi suçu nasıl itiraf ediyorsa hepsini görelim. Biz bunları istiyoruz. İl Başkanları Toplantısı'nda il başkanlarıma talimat verdim. Nerede bir mağdur varsa sahip çıkacaksınız. Karşı çıkıyorlar. Vay Kılıçdaroğlu mağdurlara sahip çıkıyor. Evet, sonuna kadar sahip çıkacağım. Bütün mağdurlara sonuna kadar sahip çıkacağım. Çünkü zalimin karşısında susan dilsiz şeytandır. Ben zalimin zulmüne direneceğim."
Kılıçdaroğlu, toplantının ardından ilçeden ayrıldı.
Son Dakika › Güncel › Kılıçdaroğlu, Tokat'ta - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?