Muhammet'in reklam panosu altında ölümüne 15 bin lira ceza (2)
ACILI BABA İKİZİNİN SORUSUNA CEVAP VEREMEDİM
Reklam tabelasının devrilmesi sonucu ölen Muhammet Emir Karabakan'ın babası Cemalettin Karabakan, 'taksirle ölüme sebebiyet verme' suçundan tabela sahibi Taha Süleyman B.'ye verilen cezaya tepki gösterdi. Bu para cezasıyla insan hayatı ile hayvan arasında farkın olmadığını ifade eden Karabakan, şunları söyledi
Bu kararı anlatabilecek tarif ve izah yok. Ateş düştüğü yeri yakar. O günlerden itibaren kaç bayram ve düğünler geçirdik; ama ne bayramımız eski bayramlar, ne düğünlerimiz eski düğünler, ne evimizin içindeki neşe eski neşe oldu. Sonuçta hayatımız bir eksik kaldı. Büyük bir kusurdan dolayı benim oğlum ölüyor. Olaydan sonra 'Ben adalete güveniyorum ve adaletin doğru bir karar vereceğine inanıyorum' demiştim. Ne yazık ki, 1.5 yıl boyunca beklentimizi karşılayacak bir sonuç çıkmadı. İnandığımız adalet bu değildi. Bir insanın hayatı 15 bin liraysa, o zaman bir insan ile hayvanın arasında fark yok. Bizi üzen bir karar oldu. Söyleyecek bir şey bulamıyorum. Benim beklediğim sonuç, inandığım adalet böyle değildi. Ben böyle bir karar çıkacağını bilseydim şikayetçi olmazdım. 15 bin lira ne demek Bir insanın hayatı, bir insanın değeri 15 bin lira. Bunun benim nazarımda bir açıklaması yok. Vicdanı tarafta da yok, hukuki adalet tarafından yok.
'AĞAÇ KESENİ BİLE 60 BİN LİRA PARA CEZASI KESİLİYOR'
Ağaç kesen kişilere bile daha yüksek miktarda para cezalarının kesildiğini ifade eden Karabakan, Bir ağaç kesene bile 60 bin lira para cezası kesiliyor; ama insan ölüyor, 15 bin lira. Bunu, benim vicdanım kabul etmiyor. Hayatta olduğum sürece, hak yerini bulana kadar mücadele edeceğim. Oğlumu hiçbir şey geri getiremez. Adamı ömür boyu hapse atsınlar, 30- 40 yıl ceza versinler, böyle bir şeyin bizde olmayacağını biliyorduk. Acımız hiçbir zaman dinmez; ama acımızı bir nebze hafifletecek, kamuoyunun vicdanını rahatlatacak, insanların adalete bakışı ve güvenin sağlamlaştırılması adına daha iyi bir karar çıkabilirdi. Biz bunu bekliyorduk. 1.5 yıl boyunca bekleyip güvendiğim adalet, bu değildi. 15 bin lira. İnsan hayatının bu kadar basit olmaması lazım diye konuştu.
'İKİZİNE VERİLEN KARARI SÖYLEYEMEDİM
Cemalettin Karabakan, duruşmanın ardından eve gittiğinde ölen oğlu Muhammet Emir'in şu an 6 yaşında olan ikiz kardeşi Ömer Faruk'un, mahkeme kararını sorduğunu ve o soruya cevap veremediğini söyledi. Karabakan, şöyle konuştu
Karardan sonra eve gittim. İkizi gözümün içine umutla baktı, 'Emir'in intikamını aldım mı diye sordu. 'Karşı taraf cezaevine girdi mi' anlamında sordu. 6 yaşında bir çocuğun sorusuna, orada cevap veremedim. 6 yaşındaki çocuğun beklentisi bile karşı tarafından ceza almasıydı. O çocuk, psikolojik tedavi gördü ve kardeşinin ölümünü hala kabullenemedi. Hala bir tarafının eksik olduğunu biliyor. Mahkemeden bir ceza almadığını duyduğu zaman, 'Bizim intikam alınmadı mı der o zaman. Ben bu çocuğuma, bunun izahını nasıl yapacağım. Oğluma, bizim ülkemizde adalet sistemi bu, insanlar ölse de önemli değil mi dileceğim. İnsanlar öldüğü zaman bunun hukuki karşılığı olmadığını mı, söyleyeceğim veya malımızın ve canımızın güvencesi altında olduğu adaletin böyle bir adalet olduğunu mu söyleyeceğim. Yakınımızın başına böyle bir olay geldiği zaman mahkemeye gitsek de çıkacak karar böyle mi olacak diyeceğiz. O çocuk demeyecek mi, 'Benim kardeşim öldü, karşı taraf hiç ceza almadı.' Adalete karşı kafasında her zaman soru işareti olmayacak mı Ben adaletin, bizim malımızın, can güvenliğimizin onun güvenliği altında olduğunu bu saatten sonra çocuklarıma nasıl izah edeceğim.
'SUÇLANUN GELECEĞİ VARSA, OĞLUMUN GELECEĞİ YOK MUYDU'
Karabakan, şüpheli hakkında verilen 2 yıl 1 ay hapis cezasının, sanığın geleceği üzerinde olası etkiler göz önüne alınarak para cezasına çevrildiğini belirterek, Benim oğlumun da bir geleceği vardı. Oğlumun geleceği yok muydu dedi.
Oğlunun geleceğinin elinden alındığını ifade eden Karabakan, Benim oğlum, ölmeseydi belki doktor olacaktı. Belki bir hakim, bir savcı olacaktı ve belki bu adaleti tesis eden kurumun bir parçası olabilirdi. Onun da kendine ait geleceği vardı; ama o geleceği bugün elinden aldılar. Peki benim oğlumun geleceği ne olacak Bunun hesabını ben kimden soracağım Suçlunun geleceğini düşünüyorsunuz, ölen kişinin geleceğine dair empati kuramıyoruz. O çocuğunda geleceği vardı. O çocukta büyüyecekti,evlenecekti, belki ondan olacak çocukları belki bu ülkeye faydalı birer birey olacaktı. Belki daha iyı konumlara gelip, ülkesine daha iyi fayda sağlayacak insan olabilirdi. Suçlunun geleceği düşünülmesi kadar, ölen kişinin de geleceği düşünülmesi gerekiyordu. En önemlisi de böyle bir karardan sonra bizim etkileneceğimiz psikolojinin de düşünülmesi gerekiyordu. Çok umutlu bir şekilde iyi bir karar çıkacağını beklerden böyle bir karar; hem öfke, hem vicdani. Birçok şeyde bizi ne kadar etkilediğini de acaba düşünebiliyorlar mı Bunun empatisini kurabiliyorlar mı Öfkemizi nasıl kontrol altında tutabileceğini düşünüyorlar mı Çünkü canı yanan benim, o değildi. Onun geleceğini düşünüp indirim yapıyorsun diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › Konya muhammet'in reklam panosu altında ölümüne 15 bin lira ceza - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?