"Küresel Sorunlar Karşısında Türkiye ve AB İçin Ortak Gelecek" Konferansı

- Slovakya Başbakanı Fico:

"Bizim 'büyük ufuk' konusundaki görüşümüz, küçük engellerle gölgelenemez. Hem Türkiye'nin, hem Avrupa'nın önünde engeller var. Ancak bunları birlikte aşabiliriz"

"Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği bir kez gerçekleştikten sonra, bu da bizim ortak geleceğimizin bir parçası olacaktır. Bu da hem Avrupa, hem Türkiye hem de dünyada barış ve demokrasi için çok önemlidir"

Avrupa Birliği (AB) Bakanlığınca Swissotel'de düzenlenen "Küresel Sorunlar Karşısında Türkiye ve Avrupa Birliği İçin Ortak Gelecek" konulu konferansın açılışında konuşan Fico, insanlar için uluslararası güvenlik ve barış istediklerini söyledi.

Fico, Türkiye'nin çok önemli bir barışı koruma görevi üstlendiği bölgelerde, devam eden silahlı çatışmalara adil bir çözüm bulmaya çalıştıklarını söyledi.

Türkiye'nin son 10 yılda hem iç hem de dış politikasıyla bölgesel güç olduğunu ispatladığını dile getiren Fico, "Türkiye, dünyanın en kırılgan bölgesinde barışı koruyan bir rol oynamaktadır. Türkiye, Ortadoğu Müslümanlarına, Kuzey Afrika ve Körfez bölgesindeki insanlara daha fazla demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konusunda esin kaynağı olmaktadır" diye konuştu.

Fico, Türkiye'nin, İslam'ın demokratik olabileceğini ispatladığını anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin AB'ye katılma kararıyla birleşiyoruz. Avrupa'nın bu en büyük barışçıl projesine ve dünyada ulusların en etkin şekilde entegre olduğu bu projeye Türkiye katılmak istiyor. Bu devasa proje aynı zamanda iç politik, ekonomik ve mevzuatsal reformların da yapılmasını gerektiriyor. Bunun da anlamı, AB müktesebatının normal iç mevzuata yansıtılması ve müktesebatın yerine getirilmesi. Son yıllarda Türkiye bu konuda tarihi reformları tamamlamıştır. Unutmamamız gerekir ki askeri güçler Türkiye'nin iç politikasında bundan birkaç yıl öncesine kadar hakim güç halindeydi. Bugün Başbakan Erdoğan'ın başkanlığındaki hükümete, her şeyden önce askeriyeyi demokratik bir toplumdaki yerine oturtuğu için teşekkür edilmelidir. Aynı zamanda biz dış güvenliğin sağlanması ve bir NATO müttefiki görevinin yerine getirilmesinin gerekliliğini de görüyoruz. Dolayısıyla tüm dış sınırların korunması konusunda görev yaparken Türkiye aynı zamanda Avrupa'nın da sınırlarını koruyor."

"AB ile Türkiye arasında güçlü ekonomik bağlar var"

Slovakya Başbakanı Fico, Türkiye ile AB'yi birbirine bağlayan çok güçlü ekonomik bağların olduğunu kaydetti.

Bugün Türkiye'nin dış ticaretinin yüzde 50'sinin AB ile olduğunu aktaran Fico, "Tüm yabancı yatırımların yüzde 75'i AB'den gelmekte. 50 milyar avroluk yatırım AB'den gelmektedir. Bu hacmin 2020 yılında yaklaşık 90 milyar avroya yükselmesi beklenmektedir. Türkiye'nin ekonomik potansiyeli son 10 yıl içerisinde üç katına katlanmıştır" ifadelerini kullandı.

Fico, Türkiye'nin OECD verilerine göre, 2015 yılında Avrupa'nın en büyük ekonomisi olacağını belirterek, bu şekilde Türkiye'nin AB açısından bir ekonomik büyüme makinesi ve itici gücü olacağını söyledi.

Enerji güvenliğinin Avrupa açısından stratejik bir önem taşıdığını anlatan Fico, "Türkiye bu çerçevede vazgeçilmez bir rol oynamaktadır ve bunda en ufak bir şüphe yoktur. Türkiye enerji nakli açısından, enerji kaynakları zengin olan Hazar Denizi ve Ortadoğu ülkeleri ile AB ülkeleri arasında bir bağlantı köprüsü oluşturmaktadır" dedi.

Fico, Slovakya'nın AB'ye giriş süreciyle ilgili deneyimleri olduğunu anlatarak, "Çok uzun yıllarımızı aldı, çok büyük çaba sarf ettik. Muhtelif koşulları yerine getirebilmemiz ve AB'ye bir adım atabilmemiz için çok çaba sarf ettik. AB'nin gerçekten çok önemli bir niteliği var. Gerçekten günün sonunda her problem, her uyuşmazlık uzlaşmayla çözülüyor. Üye devletler daima bir konsensus bulabiliyorlar. Bununla ilgili bazı önerilerimi de dile getirmek istiyorum. Her şeyden önce şuna inanıyorum ki yeni fikirler ve yaratıcı önerilere mutlaka ihtiyaç vardır. Katılım süreci söz konusu olduğunda AB Komisyonu olumlu bir gündemle buraya gelecek ve bu sürece belli bir ivme katacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye ile AB arasında daha yoğun ve gerçek diyalo oluşmalı"

Gelecek dönemde AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerde yepyeni bir sahne oluşacağını dile getiren Fico, "AB yapıları ve üye devletleri, güvenlik konularına, terörle mücadele konularına ve Ortadoğu'da, Suriye ve Afrika'da uzlaşma konularında yepyeni çözümler bulacaklardır. Bu, katılım sürecini hızlandırcaktır" ifadelerini kullandı.

Fico, Türkiye ile AB arasında çok daha yoğun ve gerçek bir diyaloğun oluşması gerektiğine işaret ederek, Slovakya'nın Türkiye-AB diyaloğunu en yüksek düzeyde desteklediğini belirtti.

Bugüne kadar açılmamış olan fasıllara yeni bir gözle bakılması gerektiğini vurgulayan Fico, şöyle devam etti:

"Türkiye diyor ki 'Ben 10 faslı bir yıl içinde açmaya hazırım'. İşte yeni perspektiften olaya yaklaşmalıyız. Bu çerçevede üye devletler, kendi başlarına Avrupa genelindeki çıkarları koruyabilmek için yeni bir ivme katılması gerektiğini kabul etmelidirler. Kürt konusuna gelince, bu soruna çok pozitif bir çözüm getirilmektedir ki bu da Türkiye vatandaşları için son derece önemlidir. Demokratik reformlarda yapılan ilerlemelere ilişkin görüşler birbirinden farklılaşabilir ama hiç kimse son 10 yıl içinde elde edilen başarıları inkar edemez. AB yeni reformaların yapılmasının gerekliliğinin de bilincindedir. Bu reformların Türk mevzuatına yansıması gerekmektedir. AB, aday ülkelerden Kopenag siyasi kriterlerine uymalarını beklemektedir. Sanıyorum ki Türkiye bunu anlamakta ve bu nedenle ulusal düzeyde yep yeni gelişmeleri devreye sokmaya hazırlanmaktadır."

"Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılara gösterdiği tutum takdire şayan"

Türkiye'nin, Suriyeli sığınmacılara gösterdiği tutumun da takdire şayan olduğunu belirten Fico, 400 binden fazla sığınmacının bugün Türkiye'de barındığını ve bunun çok insani bir çaba olduğunu söyledi.

Fico, bir başka olumlu konuya değinmek istediğini belirterek, "Bu da Türkiye ile İsrail'in uyuşmazlıklarını barışçıl bir şekilde halletme kararlılığıdır. Demokratik iki ülke olarak Ortadoğu bölgesinde, onların işbirliği olmazsa bu bölgede sorunlar uzun vadeli olarak çözülmez. Bizim 'büyük ufuk' konusundaki görüşümüz, küçük engellerle gölgelenemez. Hem Türkiye'nin, hem Avrupa'nın önünde engeller var. Ancak bunları birlikte aşabiliriz. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği bir kez gerçekleştikten sonra, bu da bizim ortak geleceğimizin bir parçası olacaktır. Bu da hem Avrupa, hem Türkiye hem de dünyada barış ve demokrasi için çok önemlidir" diye konuştu. - İstanbul