KCK operasyonu çerçevesinde Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, evinin aranmasıyla ilgili olarak bugün Brüksel'e giderken Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada evin kendisine ait olmadığını söyledi.
Leyla Zana Brüksel'e oğlunun askerlik sorunlarıyla ilgili olarak gittiğini belirterek, "Evin neden arandığını bilmiyorum. Benim kişisel evim yok. Bir akrabamın tuttuğu ev. Kiracıyım. Olsun arasınlar " dedi.
Leyla Zana'nın bir akrabası hakkındaki arama kararı kapsamında, Zana'nın oturduğu Çankaya Sancak Mahallesi'ndeki evde arama yapıldı. Zana'nın milletvekili dokunulmazlığı olduğu için evinde arama yapılamayacağı belirtilirken, polisin bahse konu adresteki ev akrabasının üzerine kayıtlı olduğu için arama yaptığı öğrenildi. Bugün başlatılan KCK operasyonları kapsamında 11 ayrı yerde arama yapıldı. Akrabasının üzerine kayıtlı olan evinde arama yapılan ve bilgisayarına tutanakla polis tarafından el konulduğu öğrenilen Leyla Zana bugün Brüksel'e gitmek üzere saat 11: 35'de THY'nin tarifeli uçağı ile Ankara'dan İstanbul'a geldi.
BUGÜN HALA GEÇ DEĞİL
Zana, Türk Hava Yolları'nın tarifeli uçağı ile İstanbul'dan Brüksel'e hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını cevaplandırırken şunları söyledi:
"Başbakanın seçim öncesi toplumu rahatlatan çözüme yönelik umut veren konuşmaları seçimin gerçekten demokratik bir ortamda geçmesini sağladı. Ama seçim sonrası herhalde başarının verdiği bir özgüvenle bütün umutların yıkılmasına da bizzat kendisi sebep oldu. Kürtleri dışlayarak, Kürtlerin hak talebinde bulunması engelleyerek, baskılarla, onları baskı altına almaya çalışan tutumuyla gündemi birden değiştirdi. Bizim evlerimiz daha önce de aranmıştı, daha önce de tutuklanmış ve cezaevine girmiştik. Bundan iki gün önce şahsıma yönelik 'buyursun dağa gitsin' şeklideki tutumuyla bu sorun nasıl çözülecek. Eğer çözüm isteniyorsa silahı en son konuşalım. Çünkü bu toplumda çok acılar yaşandı bu toplum çok olumsuz aşamalardan geçti. 'Olmazı değil olurları konuşalım' demiştim. Güvenceye gelince, isterdim ki biz ya da toplum beklerdik ki sayın başbakan çıksın desin ki 'güvence silah bırakmak değildir. Güvence hukuktur. Güvence halkların kardeşliğidir. Sigorta benim yaratacağım demokratik ülke, toplumsal vicdan ve insaf ölçüleridir'. Beklentimiz buydu, bugün hala geç değil. Evlerimiz aransa bile. Bir fırsat var kendisinin önünde aslında. Çırak ve kalfa sayın Erdoğan şu anda ustalık dönemini yaşarken, 12 eylül generallerini yaşatmayacak düzeyde toplumu basınç altına aldı. Halen geç değil diyorum. Sevilip saygı duyulması gereken bir başbakan olacakken, şu an anda baskıcı. otoriter ve neredeyse bütün toplumu kıyma makinesinden geçirecek kadar bir yaklaşımı kabul etmek mümkün değildir. Bu en çok kendisini yönelik sempatinin yitirilmesine neden olacaktır. Biz Kürtler ya da Kürt vekilleri olarak sayın başbakan çok iyi bilir ki, çok sınavlardan geçmiş insanlarız. Bana cezaevinin yolunu göstermesin otursun düşünsün bir çözüm üretsin. Bütün bunlar Kürt sorununun çözümsüzlüğünün bir sonucudur. Eğer bugün bu ülkede generaller bile terör veya terörist tanımlamasıyla yargılanıyorlarsa bu sorunun çözümsüzlüğünden dolayıdır. Çözümü geciktirmenin kimseye bir yararı olmayacaktır."
HUKUK DEVLETİNE YÖNELİK AÇILIM
Halen umutlarının yok olduğunu söyleyemiyeceğini belirten Leyla zana sözlerine şöyle devam etti:
"Dokunulmazlıklarımız kaldırılsa, evlerimiz aransa bile bu toplumun bir beklentisi vardır. Sayın başbakana düşen bir görev vardır. Dağın veya cezaevinin yolunu göstermek değil, bir an önce gerçekten hukuk devletine yönelik bir açılım gerçekleştirmesi gerekir. Bu ülkede gazeteciler cezaevinde, bu ülkede herkes kaygıyla yaşamakta. Hiç kimse düşüncesini istenilen düzeyde söyleyebilecek cesareti gösteremiyor. Bu ne demektir. Bu korku imparatorluğu demektir. Bunu Suriye'de gördük başbakan her gün kendini Suriye ve Ortadoğu halklarına örnek gösteriyordu. Nerede o başbakan Esat şimdi neyi örnek gösterecek. Kime örnek gösterecek. Neredeyse Saddam vari bir yaklaşımla bu toplumun hepsini sindirecek mi. Yazıktır. Kendisine de bu halklara da yazıktır. Sevgiyle saygıyla anılsın isterim antipatiyle değil"
ŞAHSİ EVİM YOK
Zana evinin aranmasından haberi olup olmadığı yolundaki soru üzerine de, "Hayır haberim yoktu. Bir çok evin arandığını yeni öğrendim. Benim zaten şahsi evim yoktur. Hepsi kiradır. Ankara'da aranan evde de kiracıyım arasınlar. Kendi hukuklarını çiğniyorlarsa bu söyleyebilecek sözüm yoktur. Bu yüzden programımı iptal de etmiyorum. Çünkü ben seçilen bir insanım. Çalışmalarını sürdüreceğim. Ne zaman istiyorlarsa, layık görülüyorsa zindanların kapılarını açıp beni içeri koyabilirler" şeklinde konuştu.
BAŞBAKAN NE DEMEK İSTEDİĞİMİ BİLİYOR
Zana, "Silahlar Kürtlerin teminatıdır şeklindeki sözünüz çok eleştirildi. Buna ne diyeceksiniz" yolundaki soru üzerine ise, şöyle konuştu:
"Hayır ben Kürt çevrelerinden bazıları bunu böyle seslendirebilir, o yüzden silah bırakma konusunu öncelikli olarak ele almayalım, diyorum. En son söylenmesi gerekeni öncelemeyelim. Önce adımlar atılsın, silahı alma sebepleri ortadan kaldırılsın. Çünkü o insanlar pikniğe gitmediler. ya o insanların yerine başka güçler silahlansaydı ne diyecektik. En azından o insanlar belli bir tecrübe edindiler. Belli bir aşamadan geçtiler. En azından Kürt kimliğine yönelik adımlar atılsın, inkarın zemini ortadan kaldırılsın. O insanlar da gelsin her vatandaş gibi bu ülkede her vatandaş gibi gelip siyaset yapsın özgür bir insan gibi yaşasın. Başbakan aslında benim ne demek istediğimi çok iyi biliyor. Geçenlerde Almanya'da bir adam yakalandı. Başbakan diyor ki 'Zana'nın aracında yakalandı'. Hiçbir kare yok hiç alakası yok, ben o zaman oteldeydim. Ben aracımda değildim. Benim için bir aydır bunun saldırı zemini hazırlanıyor. Saldırılardan ürkecek halim yok, bundan sonra da mücadelemi demokratik zeminde sürdüreceğim."
İSTANBUL/ BAKIRKÖY
Son Dakika › Güncel › Leyla Zana: O Ev Benim Değil - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?