Lübnan'ın kuzeyinde önü kesilemeyen kolera hızlı yayılıyor

Akkar'daki Çadır Kampta yaşayan Suriyeliler

Çadır Kampta yaşayan Suriyeli Ahmed Şeyh ile röportaj

Sığınmacı Muhammed Bekir ile röportaj

4 gündür tedavi gören Suriyeli Meyrem Hadil ile röportaj

Akkar vilayetindeki Mhamra Beldesi'nin Belediye Başkanı Abdulmunham Osman ile röportaj AKKAR (AA) İDRİS OKUDUCU - Lübnan'da yeterli hijyenik yaşam koşulları ve temiz içme suyu bulunmayan Suriyeli sığınmacılar ve Lübnanlılar arasında kolera salgını hızlı bir şekilde yayılırken, vebanın önüne geçmek için henüz ciddi önlemlerin de alınmadığı belirtiliyor.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, ilk olarak, 6 Ekim'de, ülkede 1993'ten bu yana ilk defa kolera vakasına rastlandığını bildirdi.

İlk vakanın üzerinden 1 hafta geçtikten sonra 13 Ekim'de, kolera nedeniyle ilk ölüm meydana geldi. Lübnan Sağlık Bakanı Firas Abyad, 19 Ekim'de ise koleranın çok hızlı bir şekilde yayıldığını belirterek, 5 kişinin öldüğünü hasta sayısının 169'a ulaştığını duyurdu.

Sağlık Bakanlığının dün paylaştığı verilere göre vaka sayısı 169'dan 220'e yükseldi.

Lübnanlı yetkililere göre kolera vakası ilk olarak Suriyeli sığınmacılara ait ülkenin kuzeyindeki düzensiz kamplarda ortaya çıktı ve ardından evlerde yaşayan Suriyeli ve Lübnanlılara da sıçradı.

Abyad'ın verdiği bilgilere vakaların neredeyse çoğu ülkenin kuzeyinde Suriye sınırında bulunan Akkar vilayetinde. Hastalığın asıl sebebi de bu bölgedeki içme sularında meydana gelen ciddi kirlilik.

AA muhabiri, Akkar'da hızla yayılmaya başlayan kolera salgınını yerinden incelemek için orada bulunan sığınmacı kampları, yerel yetkililer ve hastanede tedavi görenlerle görüştü.

"Yeterli düzeyde tedbirleri henüz alamadık"

Akkar halkı ve orada yaşayan binlerce sığınmacının temel su kaynağı, farklı noktalarda bulunan birkaç nehirden meydana geliyor.

Lübnan'da 2019'da başlayan ekonomik kriz ve ardından meydana gelen elektrik kesintileri nedeniyle, halka temiz içme suyu tedarik eden arıtma tesisleri neredeyse atıl durumda.

Temiz kaynak suyu veya kuyusu bulunmayan sakinler, mecburen sulama kanalları ve kirlinmiş nehirden ihtiyacını karşılamaya devam ediyor.

Vakaların yüksek olduğu Akkar vilayetindeki Mhamra Beldesi'nin Belediye Başkanı Abdulmunham Osman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kampta gelişi güzel zeytin ağaçları ve tarlalar arasında inşan edilen ve herhangi bir düzenleme, denetleme ve kontrolün bulunmadığı yaklaşık 45 sığınmacı kampının bulunduğunu ifade etti.

Beldedeki nüfusun ciddi oradan arttığını, kötü altyapı nedeniyle de yeterli hizmetlerin zaten sunulamadığına dikkati çeken Osman, koleranın yayılması ile birlikte durumun daha da kötüleştiğini söyledi.

Osman, "Uluslararası örgütler, vebanın yayılmasının önüne geçmek için bazı tedbirler alıyor ancak yeterli ve istenilen seviyede değil. Bölgedeki tüm köy ve kamp sakinlerine ivedi bir şekilde temiz su sağlanmalı." dedi.

"Bölge halkının tek içme su kaynağı dağlık bölgelerden denize doğru inen nehir sularıdır." diyen Osman, " Ancak ekonomik kriz nedeniyle meydana gelen elektrik kesintileri, nehir sularının arıtılması için kullanılan su arıtma tesislerini atıl duruma düşürdü. İnsanlar buna rağmen çaresiz bir şekilde arıtılmamış suları kullanıyor veya tarım için daha önce inşa edilen sulama kanallarından su temin ediyor." dedi.

" Elbette kolera da yayılır başka hastalıklar da"

Akkar'da zeytin ağaçlarındaki bir bahçede çıplak bir zemin üzerinde herhangi bir kanalizasyon veya su gideri gibi temel altyapısı bulunmayan onlarca çadırdan birinde yaşan Ahmed Şeyh'e göre koleranın yayılmasının kaçınılmaz olduğunu çünkü temiz bir ortamın bulunmadığını kaydetti.

Vakanın hızlı bir şekilde yayılmasından sonra kendi imkanlarıyla plastik su tanklarını temizlediklerini belirten Şeyh, "Hastalığın asıl sebebinin kirli su olduğu söyleniliyor. Bizi ciddi bir şekilde tehdit ediyor ve kendi durumumuzdan çok endişeliyiz. UNICEF'ten bazı yetkililer gelip sözlü olarak bazı bilgilendirmelerde bulundur. Hijyenin korunmasını söyleyip gittiler."diye konuştu.

Şeyh, "Kamptaki, banyo, tuvalet ve mutfağımız aynı yerde. Elbette kolera da yayılır başka hastalıklar da. Kışın gelince durum daha vahim bir hal alıyor." dedi.

"Bizde de para yok ve hijyen malzemelerini alamıyoruz"

Bir diğer kamp sakini olan Muhammed Bekir de aynı durumdan şikayetçi.

Aslen Suriye'nin Humus kentinden olduğunu ancak yaklaşık 10 yıldır Akkar'daki kampta yaşadıklarını, 20'e yakın nüfusunun bulunduğunu belirten Bekir, şunları ifade etti:

"Sabun, hijyen malzemeleri, çamaşır deterjanı gibi ürünlerin satın alınması lazım. 10-20 nüfuslu bir aile olduğunu düşün, her gün en basit olan sabuna kaç adet ihtiyaç duyarsın. Bunların hepsi de dolar ile. Bizde de para yok ve hijyen malzemelerini alamıyoruz. Aynı odada uyumak, duş almak, yemek pişirmek sizce hiç uygun mu? Bunun ötesinde bir imkanımız yok. Salgının önüne geçilmesi için en azından bize hijyen için malzemeler verilsin."

"Acilde tamamen kolera hastaları var"

Akkar vilayeti merkez ilçesi Halba'daki Dr. Abdullah er-Rasi Devlet Hastanesi'nin aciline gelenlerin çoğu ya kolera ya da kolera belirtilerinden şikayetçi.

Konuşma yetkisi bulunmadığı için isminin açıklanmasını istemeyen acil servis görevlisi, servisteki tüm hastaların kolera şüphesiyle tedavi gördüğünü, çoğunluğunun Suriyeli sığınmacılar olmasına rağmen son günlerde Lübnanlıların da acile geldiğini söyledi.

Hastanenin 1 katı da tamamen kolera hastalarına ayrılmış vaziyette.

Özel odada 4 gündür tedavi gören Suriyeli Meyrem Hadil, "Kirli su nedeniyle kolera oldum. Durum iyi ancak benim gibi hamile büyük kızım da kolera oldu. Suyu biz tankerlerle satın alıyorduk. Bölgedeki tüm su kirli. Biz evde yaşamamıza bu hale düştük." dedi.

Acil servisinde henüz 2 yaşındaki oğlunun başında bekleyen Lübnanlı anne ise, kolera şüphesiyle oğlunu özel bir hastaneye götürdüğünü ancak kabul edilmediğini, apar topar buraya getirdiğini belirtti.

Anne, oğlunun sürekli kusup ishal olduğunu, kendisine sadece oksijen verildiğini aktardı.