Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Orta Vadeli Program'ın (OVP) temel önceliklerinin enflasyonla mücadeleye kararlıklıkla devam etmek olduğunu belirtti. Geçen sene cari açığı birinci öncelikli ele aldıklarını ifade eden Babacan, bu yıl OVP'de cari açığı ikinci öncelik sırasına koyduklarını söyledi.
Babacan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ilgili kamu kuruluşlarının üst düzey yöneticilerinin katılımıyla düzenlediği basın toplantısında 2015-2017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'ı (OVP) açıkladı.
OVP'de temel önceliklerinin enflasyonla mücadeleye kararlıklıkla devam etmek olduğunu belirten Babacan, geçen yıl birinci sırada ele aldıkları cari açığı, bu yılki OVP'de cari açığın ikinci öncelik sırasına koyduklarını ifade etti. Üçüncü önceliklerinin de yapısal reformlar olduğunu kaydeden Babacan, yapısal reformlara hız vererek Türkiye'nin potansiyel büyümesini artırmayı hedeflediklerini bildirdi.
Babacan, "Potansiyel büyüme bundan sonra yapısal reformlarımızı kararlılıkla sürdürmemizle mümkün olacak" dedi.
OVP'de temel politikalarının, öncelikle cari işlemler açığını düşürmek ve enflasyonu düşürmede para politikasını desteklemek amacıyla maliye politikasında sıkı duruşu devam ettirmek olacağını bildiren Babacan, makroekonomik istikrarı güçlendirmek ve cari işlemler açığını sürdürülebilir seviyelere çekmek amacıyla yapısal reformlara hız verileceğini belirtti.
"Bu yıl daha dengeli büyüdük"
Babacan, 2014 yılı gayri safi yurtiçi hasıladaki (GSYH) büyüme oranını yüzde 3,3 olarak beklediklerini söyledi. 2013 yılının yüzde 4,1'lik büyüme rakamı ile tamamlandığını anımsatan Babacan, bu rakamın Avrupa'nın en hızlı büyüme oranı olduğunu ifade etti. Bu yıl için öngörülen yüzde 3,3'lük oranın da yine Avrupa'daki en yüksek büyüme oranlarından biri olacağını beklediklerini belirten Babacan, 2015 yılında yüzde 4, 2016 ve 2017 yıllarında da yüzde 5'lik büyüme hedeflediklerini söyledi.
Bu yılın büyümesinin geçen yıla göre daha dengeli olduğunu dile getiren Babacan, şunları kaydetti.
"İç büyüme ile dış talep beraberce büyümeyi desteklediği bir tabloyu Türkiye'de görüyoruz. Sadece iç tüketime dayanan değil, iç tüketimin belli oranda destek verdiği ve ağırlıklı olarak net dış taleple elde edilmiş bir büyümeden bahsediyoruz 2014 için. Zaten bunun içindir ki bir yandan büyümeyi belli bir seviyede tutarken, bir yandan da cari açığı düşürmeyi başarabiliyoruz. Aksi halde tamamen iç talebe dayanan bir büyümemiz olsa, hatta daha önceki yıllarda birkaç kere yaşadık, net ihracatın büyümeye eksi etki ettiği yıllarda bizim cari açığımız da büyüyor.
Bir başka önemli husus; büyüme rakamlarıyla alakalı geçen yılki yüzde 4,1 ve bu yılki 3,3'lük büyüme oranları aslında son derece zor bir konjonktürde gerçekleşen rakamlar. Geçen sene biliyorsunuz Gezi olaylarını yaşadık Dünya basını şimdiye kadar hiçbir zaman yer vermediği kadar Türkiye'ye yer verdi, ama olumsuz bir şekilde işledi. ABD Merkez Bankasının (FED) varlık alımlarını azaltma politikasını açıklamasıyla bizim Gezi olayları aynı takvime denk geldi. Arkasından 17 Aralık süreci yaşadık, Rusya- Ukrayna arasındaki gerginliği yaşadık, yaşıyoruz. Irak ve Suriye'deki durum iyileşmiyor, gittikçe daha sıkıntılı bir tablo görüyoruz. Yine aynı dönemde FED sadece varlık alımlarını azaltmak değil, aynı zamanda faiz artıracağı bir döneme giriyor. Avrupa'da arzu edilen, hedeflenen büyüme bir türlü sağlanamıyor."
"Bütün bu şartlarda yüzde 5,7 cari açık için iyi bir rakam"
Babacan, büyümenin yanında en önemli ekonomik göstergelerden bir tanesinin de cari işlemler dengesi olduğunu belirtti. Geçen yıl ki OVP'de 2014 için cari açığı yüzde 6,4 beklediklerini hatırlatan Babacan, bugün itibarıyla bakıldığında yüzde 5,7'lik bir cari açıkla bu yılı kapatmayı beklediklerini söyledi. Babacan, "Hele hele 2013'te gerçekleşen cari açığın yüzde 7,9 olduğunu hatırlayacak olursak 5,7'lik rakam bütün bu şartlarda iyi bir rakam. Bunun da yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Program dönemi boyunca cari açığı kademe kademe düşürmeye devam ederek program sonunda yüzde 5,2 gibi bir rakamla 2017'yi tamamlamayı düşünüyoruz" diye konuştu.
Tasarruf oranlarına bakıldığında geçen yıl yüzde 13,4 ile tarihin en düşük tasarruf oranlarından birinin görüldüğünü ifade eden Babacan, bu yıl yurt içi tasarrufların yüzde 14,9'a çıkacağını tahmin ettiklerini bildirdi. Burada yine iç talep-dış talep dengelemesinin önemli etkisinin olduğunu anlatan Babacan, şöyle konuştu:
"Banka kredi hacimleriyle ilgili aldığımız tedbirlerin önemli bir etkisi oldu. Kur etkisinden arındırılmamış rakamlara bakıldığında kredi hacmi, ağustos 2013'ten-ağustos 2014'e kadarki dönemde yüzde 18,7 artmış, ama aynı dönemde bireysel krediler sadece yüzde 8,7 artmış. Halbuki kurumsal, ticari kredilerde yüzde 22, KOBİ kredilerinde yüzde 26 artış var. Kredi kartlarında ise yüzde 8 daralma var. Vatandaşımızın kredi kartı borcu geçen ağustosta 81 milyar iken, şu anda 74 milyara düşmüş durumda. Bankalarımız bu 1 yıl içinde kredilerini ağırlıklı olarak sanayicimize, KOBİ'lerimize kullandırmak için bir yön çizmiş kendilerine. Tüketici kredilerinde de daha dikkatli, kontrollü hareket etmişler. Bunda almış olduğumuz makro ihtiyati tedbirlerin önemli etkisi var ve sonuçta da tasarruf oranlarımızda mutlaka katkısı var."
- Ankara
Son Dakika › Güncel › Orta Vadeli Program Açıklandı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?