Siyaset Bilimci Stanislav Tarasov. - Son Dakika
Güncel

Siyaset Bilimci Stanislav Tarasov.

Siyaset Bilimci Stanislav Tarasov.

Siyaset Bilimci Stanislav Tarasov, Türkiye'de çeşitli illerde tekrardan alevlenmeye başlayan gösterileri değerlendirirken, "İslamlaşma politikasının Türkiye'nin siyasi arenasına Şii ve Sünni sorunları, Kürt sorunu başta olmak üzere etniklerarası"...

11.09.2013 15:09

Siyaset Bilimci Stanislav Tarasov, Türkiye'de çeşitli illerde tekrardan alevlenmeye başlayan gösterileri değerlendirirken, "İslamlaşma politikasının Türkiye'nin siyasi arenasına Şii ve Sünni sorunları, Kürt sorunu başta olmak üzere etniklerarası meseleleri beraberinde getirmesi durumun gerginliğini daha da körüklemektedir" dedi. Tarasov, AK Parti hükümetinin dış politikada yaptığı hataların da bu durumda etkili olduğunu savundu.

Türkiye'de gösterilerin yeniden başladığı görülürken, Ankara, İstanbul ve bazı şehirlerde polis göstericileri dağıtmak için biber gazı ve tazyikli su kullandı. Bu defa öğrenci grupları Ortadoğu Teknik Üniversitesi alanında çok sayıda ağacın kesileceği gerekçesiyle sokaklara döküldü. Hatay'da ise polis ile göstericiler arasında yaşanan çatışmalar sırasında bir genç hayatını kaybetti.

Rusya'nın Sesi'ne göre, Siyaset Bilimci Stanislav Tarasov Türkiye'deki durumu yorumlarken, "Şimdi birçok uzman protesto eylemlerinin yeni daha güçlü dalgasının yaşanacağı tahmininde bulunuyor. Hatırlanacağı üzere yazın gösteriler ülkenin 81 eyaletinden 60'ını sarmıştı. Peki, Türkler neden protesto etmeye devam ediyorlar? Duruma hükümetin açısından bakılırsa olayların ana sebebi çevre sorunları, göstericilerin hükümetin Gezi Parkı'ndaki ağaçların kesilmemesi konusunda verdiği sözü tutmasını sağlamak isteğiymiş. Ama içinde Türklerin de bulunduğu uzmanlar Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin önerdiği ülkenin geliştirilmesi senaryosuna karşı çıkan şimdilik tamamen şekillenmemiş siyasi güçlerin "çevre' gerekçesiyle siyasi sahneye çıktığına eminler" dedi.

Erdoğan'ın izlediği politikanın birçok unsurunun temelinde zaten paradoksların bulunduğunu anlatan Tarasov, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birincisi, Başbakan liberal fikirleri öne sürerek ve liberal reformları gerçekleştirerek bir uzmanın ifadesiyle "Türkiye'nin Avrupa'ya İslam bayrağıyla gelmesini sağlamaya karar verdi'. Ama aslında Avrupa'nın bunu kabul etmeyeceği en baştan belliydi. Erdoğan, eski laik ekonomik, siyasi ve askeri elitleri ortadan kaldırmakla sadece kendisinin görüşlerini paylaşan yeni eliti kurmuş oldu. Ülkede fiilen iki güçlü ve birbirine karşı olan siyasi ve ekonomik grup oluşmuş oldu. Bu gruplar birçok Avrupa ülkelerinde olduğu gibi liberal ve muhafazakarları temsil etmiyor. Onlar Türkiye'nin islamlaşmasından ve onun laiklik yolunda ilerlemesinden yana olanlardır. Bu iki grup arasında meydana gelecek çatışma - ki protesto eylemlerinin artması bu çatışmanın başlangıcı - çok sert olabilir. İslamlaşma politikasının Türkiye'nin siyasi arenasına Şii ve Sünni sorunları, Kürt sorunu başta olmak üzere etniklerarası meseleleri beraberinde getirmesi de durumun gerginliğini daha da körüklemektedir.

-"BAŞBAKAN, BÜTÜN BU SORUNLARIN HIZLI EKONOMİK BÜYÜME SAYESİNDE ÇÖZÜLEBİLECEĞİNİ SANIYORDU"-

Erdoğan'ın politikasının ikinci paradoksu şudur; Başbakan, bütün bu sorunların hızlı ekonomik büyüme sayesinde çözülebileceğini sanıyordu. Ama ülkede protesto eylemleri sayısının artması ulusal ekonominin durgunluk aşamasına girmesine denk geldi. Bugün Türk marketler ile pazarlarında fiyatlar günden günden artıyor, enflasyon oranı da büyüyor, bütün bunlar orta sınıfın ciddi maddi sorunları yaşamasına yol açıyor. Bu bağlamda Gezi Parkı olaylarının "orta sınıf gösterileri' olarak adlandırılması da hiç tesadüf değildir. Böylece biz üçüncü paradoksa geçiyoruz: Erdoğan'ın gerçekleştirdiği reformlarla oluşturduğu orta sınıf artık Başbakan'ın politikasına karşı çıkıyor."

Tarasov, AK Parti hükümetinin dış politikada yaptığı hataların da bu durumda etkili olduğunu savunurken, "Brüksel'in Türkiye'deki protesto eylemlerini desteklemesi ve ülkenin AB üyeliği sürecini askıya alması Türk hükümeti için olumsuz bir sürpriz oldu. Böylece Türkiye'ye protesto hakkı, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü ve din özgürlüğü gibi Avrupa değerlerine saygı gösterilmesi gerektiği mesajı verildi. Dördüncü paradoksun özü ise Avrupa'nın gösterdiği tepkinin Türkiye'nin Orta Doğu'daki dış politika ideolojisine zarar vermesidir. Çünkü Türkiye bu bölgede "diktatör rejimlerinin demokratikleştirilmesi' gerekçesiyle Arap baharı olaylarına aktif şekilde katılıyordu, Suriye krizinde ise bölgesel savaş eşiğine yaklaştı. Şimdi birçok Türk şehrinde Türkiye'nin Suriye ile olası savaşa katılmasına karşı kitlesel protesto eylemleri yapılıyor. Bütün bu protestolar Türkiye'de yine çok gergin iç siyasi durum yaratıyor" şeklinde konuştu.

"İktidar partisi tansiyonu günden güne daha da artan şimdiki zor krizden çıkış yolunu bulmayı başarabilir mi?" diye soran Tarasov, sözlerini şöyle tamamladı:

"Aslında iki ihtimal var. Erdoğan'ın protesto eylemleri ile ilgili tutumunu değiştirmesi için zaman yetmezse imajı tamamen zedelenecek ve ülke içinde sahip olduğu siyasi güveni kaybetmiş olacak. veya tam tersine: Erdoğan görülür ve görülmez karşıtlarını yenerek ülkedeki durumu istikrara kavuşturup izlediği politikaya devam edecek. Ama bu iki ihtimalin hangisinin gerçek olacağı sadece hükümetin kararlarına değil, şehirlerin sokaklarına protestolarla çıkan Türk vatandaşlarına bağlı." - Ankara

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Siyaset Bilimci Stanislav Tarasov. - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement