Son Dakika: Eruhlular, PKK'nın ilk hain saldırısının acısını derinden hissediyor

Terör örgütü PKK'nın Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde gerçekleştirdiği ilk silahlı saldırılarının acısı tazeliğini koruyor.

Terör örgütü PKK'nın 15 Ağustos 1984 akşamı saat 21.30'da Eruh ve Şemdinli ilçesinde katliamlarına başladığı saldırıların üzerinden 36 yıl geçmesine rağmen unutulmuyor.

Erzincanlı Jandarma Onbaşı Süleyman Aydın'ın saldırıyı ilgili birimlere iletmek üzere telsizin başına geçtiği sırada şehit düştüğü, 9 asker ile 3 sivilin yaralandığı saldırıların Eruh'taki tanıkları, terör örgütüne büyük öfke duyuyor.

O günden bu yana Türkiye'nin huzur ve kardeşliğini hedef alan ve sivillerin yanı sıra kundaktaki bebekleri dahi kurşuna dizmesiyle hafızalarda yer alan terör örgütü PKK ile mücadeleyi destekleyen tanıklar, huzur ve güven ortamına kavuşan ilçenin terörle değil doğal güzellikleri ve yatırımlarla anılmasını istiyor.

Saldırıya liseden yeni mezun olduğu 17 yaşında tanıklık eden Eruh Belediye Başkanı Cevher Çiftçi, AA muhabirine, o gece yaşadığı ve hafızasından silemediği saldırıyı anlattı.

İlçenin silah sesleriyle yankılandığını aktaran Çiftçi, şöyle devam etti:

"Silah seslerini duyduk ve evlerimize gittik. Tabi halk bu olayın bir terör saldırısı olduğunu tahmin etmedi. O dönemde herkes iki aile arasında kavga olduğunu sandı. Sonra bir terör örgütü mensubunun camiye çıkıp hoparlörden Türkçe, Kürtçe ve Arapça'dan Eruh'u bastıklarını söylemesi üzerine halk bunun terör örgütü tarafından yapıldığına anladı."

Saldırıda Erzincanlı Jandarma Onbaşı Süleyman Aydın'ın şehit olduğunu anımsatan Çiftçi, terör örgütünün o günden bu yana katliamlarına devam ettiğini dile getirdi.

Terör örgütünün huzuru bozduğunu ve kardeşi kardeşe vurdurduğunu belirten Çiftçi, şunları kaydetti:

"Sonraki süreçte 5-6 köyümüzde toplu katliamlar yapıldı. Davalarının sözde Kürtlerin davası olduğunu söylediler ama Kürtleri katlettiler. Bizim gördüğümüz şudur, Kürtleri yok etmekten başka bir şey yapmadılar. 1984'ten bu yana bütün işlerimizi durdurdular. Bölgeye hizmet gelmesini engellediler. Maalesef eğer hizmet bugün buraya gelmişse hükümetimizin ve askerimizin dirayetiyle oldu. Yollarımızı bozdular, şantiyelerimizi bastılar, araçlarımızı yaktılar. İnsanlarımız kaçırıp zorla haraç istediler. Yani hizmetin gelmemesi için ellerinden geleni yaptılar. Allah'a şükür şu an Cumhurbaşkanımızın dik duruşu ile hiçbir şekilde can güvenliği konusunda halkın sıkıntımız kalmadı. Artık eskisi gibi terör örgütü ne bölgede ne de kentlerde cirit atabiliyor."

Çiftçi, şu anda bölgede huzur ve güvenin tesis edildiğini ve ilçeye her türlü yatırımı yapmaya devam ettiklerini bildirdi.

Tanık Necmettin Teğin de ilçeye bağlı Çetinkol köyünde olduğu sırada saldırının gerçekleştiğini anımsattı.

Teröristlerin bankayı da soymak için banka müdürünü aradığını ve halkı rehin aldığını belirten Teğin, "Bankayı soyamadılar. O zaman Özel idarenin bir aracını aldılar, malzemeleri ve mühimmatları yerleştirip kaçırdılar. O günden bu güne Eruh terörden çok çekti. Daha sonra biz de arkadaşlarımızla bölgeyi korumak için güvenlik korucusu olduk. Ben 26 yıl boyunca güvenlik korucusu olarak terörle mücadelede devletimin yanında görev yaptım." diye konuştu.

Eruh Ziraat Odası Başkanı Metin Sayın da ilçenin artık terörle değil huzur ve güvenle anılmasını istediklerini anlattı.

"O zaman 7 yaşındaydım ve o olayı yaşamadım ama bunun acısını derinden hissediyorum. Bir Kürt olarak söylüyorum, Kürtler bu oyuna gelmemelidir. Terör örgütü PKK'nın Kürtlerle bir alakası yoktur." diyen Sayın, devletin bölgeye büyük yatırımlar yaptığını ve terörün izinin silindiğini belirtti.

"Gençlerimiz okumak istiyor"

Eğitimci Mehmet Çiftçi de ilk saldırı sırasında üniversite öğrencisi olduğunu söyledi.

"Üniversitede bir genç olarak bulunduğum yıllarda o olayı duyduğumda içinde bir kurşun yarasını hissettiğimi kolaylıkla söyleyebilirim." ifadesini kullanan Çiftçi, şöyle dedi:

"Terör örgütü sadece Eruh'ta değil bütün bölgede ekonomik, sosyolojik ve psikolojik olarak tahribatlar yarattı. Tabi son döneme kadar bunu yaşadık. Ama bu son dönem itibarıyla gördüğümüz şekliyle bir eğitimci olarak bölgenin değiştiğini görebiliyorum. Eğitim boyutuyla baktığımızda özellikle bölgede eğitim alanında çok önemli yatırımlar yapılması ve buraya atanan deneyimli öğretmen ve kamu görevlileri sayesinde arzuladığımız seviyeye geliyoruz. Çocuklarımız, gençlerimiz okumak istiyor, ellerinde silahla terör örgütünün oyuncağı olmak istemiyor. Üniversiteye gidip güzel bir meslek sahibi olmak ve ailesine devletine yararlı bir nefer olmak istiyor."