Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Genç Müsiad tarafından düzenlenen ' Yeni Türkiye Vizyonu ' paneline katıldı. Burada bir konuşma yapan Soylu, yerelleşmeyi savunarak, " Bu parlamenter sistem devam ettiği sürece büyümemizde sürekli sancı çekeceğiz" dedi.
' BU PARLAMENTER SİSTEM... '
Süleyman Soylu, konuşmasının bir bölümünde, parlamenter sistemi eleştirerek şöyle konuştu:
" En temel problemlerimizden bir tanesi ademi merkeziyet. Bunun için Türkiye ciddi hamleler yapmaktadır. Bir taraftan kentlerin yenilenmesi, yaşanabilir hale getirilmesi. Büyükşehir Belediye yasası Türkiye Cumhuriyeti'nin attığı en önemli adımlardandır. Yani yetkiyi yerele devretmek. Ne olursunuz. Bu Ankara'da yetki kaldığı sürece bilmenizi isterim ki YÖK de dahil olmak üzere, üniversiteler mali özerkliğe kavuşmadığı sürece, Türkiye'nin gelişmesinde büyümesinde sürekli sancı çekeceğiz. TBMM, Ankara'daki parlamento bu parlementer sistem devam ettiği sürece sürekli sancı çekeceğiz, sürekli kıvranacağız. Bir kişi alacak anayasayı fırlatacak ertesi gün ekonomi alt üst olacak. Kişiye bağlı anlayıştan sisteme bağlı anlayışa yönelmediğimiz sürece daha hızlı, daha demokratik, kuvvetler ayrılığının daha anlaşılabilir olduğu anlayışa evrilmediğimiz sürece, bürokrasinin 1960'tan sonra kurduğu sistemin prangaları içinde mahkum kaldığımız sürece göreceksiniz ki Türkiye büyüdükçe sancı çekecektir. Türkiye her zaman bu 10 yıllık iktidar gibi bundan 100 yıl sonra da tek başına iktidar yaşamayacaktır. Geçmiş yıllarda 10 yılda 13 koalisyon oldu. 1.5 yılda gelin üniversiteye öğrenin de gidin çalışın da göreyim sizi. Hadi bakalım. 1.5 yılda okuma öğrenemiyoruz. İlkokul 4 yıl. İstikrardan ve sürdürülebilirlikten uzak, yerelleşmeyi engelleyici parlamenter sistem olduğu sürece Türkiye'de sivil toplum oluşmaz. Parlamenter sistem olduğu sürece Türkiye'de kadın hakları denilen cinsiyet eşitliği oluşmaz. Oluşmayacaktır. Çünkü erkek egemen merkez toplumu ciddi bir şekilde yönlendirecektir. Olmaz olamayacaktır. Çünkü merkezi akıl herşeyi yönetecektir. Bu kadar kadın bu kadar erkek. Tayyip Erdoğan gibi biri çıkar da, ' Kadınları daha fazla meclise taşıyayım ' diye bir iddia ortaya koyarsa, o zaman 40 kadın, 50 kadın, 60 kadın çıkar. Ama siz ne kadar yeş değirmenleriyle mücadele edebilme gücüne sahip olabilirsiniz. Hep sancı duyarsınız. Onun için sistemi oturtmak zourundayız. Sitem demokratikleştirmek sistemin gözeneklerini tüm toplumla biraraya getirmekle mükellefiz. Tam anlamıyla budur. Yerelleştirme ve ademi merkeziyetçiliği o nedenle söylüyorum.'
' NE ANLAR KAYSERİ'DEKİ ÜNİVERSİTEDEN YÖK BAŞKANI ? '
Soylu, konuşmasının devamında üniversitelerden de bahsederek, ' Ne anlar Kayseri'deki üniversiteden YÖK Başkanımız ? Mevcut YÖK Başkanımızın ismini anarak söylüyor değilim. 20 yıl sonra 30 yıl sonra onun bambaşka hesapları olacak. Oysa Kayseri'nin ayrı, Adana'nn ayrı, Bitlis'in ayrı bambaşka farklılıkları sözkonusu. Bunun hepsini ancak yerel akılllarla yerel dinamiklerle harekete geçirebilirsiniz. Onların önünü açarak harekete geçirebilirsiniz. Oradaki şurayı oradaki istişareyi oradaki oartak aklı harekete geçirerek, bu zenginlikler ortaya çıkar. 20. yüzyıl zenginliklerin ülkelere zarar yazdığı bir yıl olareak ortaya çıkar. Oysa şimdi 20. yüzyıl farklılıkların ülkelerin kar hanesine yazıldığı bir yüzyıl olarak ortaya çıkar' diye konuştu.
' TÜRKİYE'NİN AB 'YE GİRMESİYLE İLGİLİ BİR İNANÇ KAYBI SÖZKONUSU DEĞİL '
Soylu, " İran'ın Irak'ın Suriye'nin Kürtleriyle iyi irtibat kurmak istiyorsanız, aynı coğrafyada yaşadığınız Kürtlerle, 4 milyonun üzerinde evlilik yaptığınız sosyal mukavelenizi yeniden tanzim etmek zorundasınız. Bu kadar basit. Kendi evinizde huzur alamazsanız, siz bu değerleri başka ülkelere değer transferi olarak gönderemezsiniz. Bu kadar da basit. Kimse sizi kale almaz. İtibarlı olmazsınız. Oysa biz kendi coğrafyamızın bize yüklemiş oldukları tüm sorumlulukla itibarı olmakla mükellefiz. Amacımız yükselen Türkiye yükselen toplumla birlikte itibarlı bir Türkiye oluşturmaktır ' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin AB sürecinden vazgeçemeyeceğini sözlerine ekleyen Soylu, ' Türkiye hem müktesabattan vazgeçmez hem de süreçten vazgeçmez. Bu tip uzun süreli meselelerde ilişkilerden kaynaklanan yorgunluklar sözonusu olabilir.Burada yorgunluğu gösteren taraf biz değiliz. Tam tersi biz son 10 yıldır, AB müktesabatıyla ilgili çok önemli sınavlardan geçtik. Ancak biz önemli ölçüde Sarkozy ile Merkel'in Merkozy denilen ortaklığın bize karşı koymuş olduğu ambargoyla kısıtlandırılıyoruz. Burada elbette ki bir soğukluk sözkonusu olabilir. Bizde de sözkonusu olabilir. Ama bir inanç kaybı sözkonusu değil. Türkiye'nin AB'ye girmesi konusunda bir inanç kaybı sözkonusu değil. Biz orada olmalıyız ' dedi.
Uludere olayıyla ilgili de Soylu, şunları söyledi:
" TBMM'de bu konuda bir araştırma devam etmektedir. Hukuki anlamda bir soruşturma devam etmektedir. Bu konudaki kamuoyu baskısı da devam etmektedir. Bizim hükümetimiz ve 21. yüzyıldaki bu devlet dün Dersim meselesini nasıl toplumun önüne getirip, ' Biz Dersim adına özür diliyoruz ' demişse, Uludere meselesindeki bütün ayrıntılar ortaya çıktığı zaman sonuçtan kaçınmayacak kadar mert, cesur, bunları halının altına süpürmeyecek kadar kendi milletine vicdanı bir yapının içindedir. Bugünden yarına belli olsun diye oluşan bir acelecilik belki 3 - 5 yıl sonra, bizi başka bir nedenle özür dilettirebilecek bir noktaya getireceğini ortaya koymalıyız" dedi.
Panelin sonunda Soylu'ya panele katıldığı için bir plaket takdim edildi. - İstanbul/ Beşiktas
Son Dakika › Güncel › Süleyman Soylu'dan İlginç Parlamenter Sistem Eleştirisi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?