Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi Yeni Nesil Depo Sistemi Açılış Töreni

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, "Türkiye Cumhuriyeti bu meseleleri sahiplenmeyi, yeryüzündeki küresel düzeydeki varoluşunun bir zekatı olarak görmektedir. Kur'an-ı Kerim'e hizmet etmek bir devletin ve Kültür Bakanlığı'nın en büyük şerefidir" dedi.

Çelik, Süleymaniye Vakfı Kütüphanesi'nin bahçesinde düzenlenen Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi Yeni Nesil Depo Sistemi'nin açılışı ile Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanlığı'nca restore edilen asırlık el yazması 5 Kur'an-ı Kerim'in Taylandlı yetkililere teslimi törenine katıldı.

Program, dünya hafızlık yarışması birincisi Mustafa Kızılcıoğlu'nun Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Kızılcıoğlu, Fatih Sultan Mehmet Han için yazılan ve kendisinin de bizzat okuduğu, kütüphanenin koleksiyonunda bulunan Kur'an-ı Kerim'den ayetler okudu.

Kur'an-ı Kerim tilavetinden sonra kütüphane arşivinin restorasyonundan önceki ve sonraki halini anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı.

Törende konuşan Çelik, geleneklerinde "insanın zamanın çocuğu" olduğunun söylendiğini, her anın kıymetinin bir diğerinden farklı olduğunu, bugün, kendisi açısından birçok kıymetli şeyin bir araya geldiğini söyledi.

Tarih boyunca milletlerin yükselme ve zafer dönemleri olduğu gibi, milletlerin başına gelen büyük felaket, yıkım ve savaşların da olduğunu dile getiren Çelik, devletlerin ekonomilerinin, siyasi rejimlerinin birbirine benzeyebileceğini, kültürel derinliği güçlü millet ve devletlerin her türlü yıkıma ve felakete karşı kalıcılığını sürdürdüğünü ifade etti.

Çelik, yeryüzünde çok sayıda devlet olduğunu ancak her devlette bir millet yaşamadığını, millet olmanın "duygu ve düşünce üretmek, onları bir kalıba dökmek, tarih içerisinde mekana, kitaba dökmek ve bunu sürdürmek" anlamına geldiğini aktardı. Çelik, büyük devletler ve milletlerin büyük liderlerinin, büyük bir felaketle karşı karşıya kalındığında, herkesin ilk emrin ordulara veya güvenlik güçlerine verildiğini düşündüğünü ancak büyük devletlerin tarihinde bir büyük savaş veya felaketle karşılaşıldığında verilen ilk emrin, "Milli kütüphaneyi koruyun" olduğunu vurguladı.

Geçmişte çoğu zaman bir kütüphanenin yer altına taşınmasının, bir milletin can ve mal varlığını korumasından daha fazla öneme sahip olduğunu anlatan Çelik, devletlerin yükselişi ve düşüşü olabileceğini, milletin evlatlarının bir kısmının kaybedilebileceğini ancak ayakta olan bir milli ruhun ve kültürün bu kaybedilenleri tekrar tazeleyerek geleceğe doğru yürüyeceğini kaydetti.

"Kur'an-ı Kerim'e hizmet, bir devletin ve Kültür Bakanlığı'nın en büyük şerefidir"

Kültür ve Turizm Bakanı Çelik, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla bu eserlerin korunması sadece bizim milli varlığımız açısından değil, medeniyet coğrafyamız açısından, küresel iddiamız, bu dünyaya söyleyeceğimiz sözün devamlılığı açısından önemlidir. Yıllar evvel Patani'de baskıya uğradıkları için bu Kur'an-ı Kerim'leri Malezya'ya kaçıran kardeşlerimiz, bunu Malay Müslümanlarına teslim etmişler. Yıllarca Malay Müslümanları bu Kur'an-ı Kerim'leri evlerinde korumuşlar. Şimdi bunlar netice itibariyle tekrar Patani'ye dönüyor. İHH İnsani Yardım Vakfı yetkilileri, büyük bir gayret sarf ederek, bu eserlerin korunması, restorasyonu için Türkiye'ye ulaşmasında çok önemli bir rol üstlendiler. Yeni doğmuş bir bebeğe gösterdiği özenin yüzlerce katını Sayın Sare Davutoğlu bu eserler için gösterdi ve Bakanlığımızın yetkilileri sadece teknik bir iş yaptıkları için değil, işin manevi boyutuna da müdrik olarak bu meseleyi sahiplendiler. Türkiye Cumhuriyeti bu meseleleri sahiplenmeyi, yeryüzündeki küresel düzeydeki varoluşunun bir zekatı olarak görmektedir. Biz, Patani'deki kardeşlerimize şunu söylüyoruz; ellerindeki tüm eserlerin restorasyonunu yapmaya hazırız. Kur'an-ı Kerim'e hizmet etmek bir devletin ve Kültür Bakanlığı'nın en büyük şerefidir."

"Patani'de el yazması eserlerin korunacağı bir müze yapmayı vadediyoruz"

Çelik, Patani'de bulunan ve Türkiye'ye getirilme imkanı olmayan el yazması eserlerinin korunacağı bir müze yapmayı vadettiklerini dile getirerek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu müzelerin yapılmasına büyük önem verdiğini söyledi.

Gözlerinin Patani'de olduğu kadar, bu günlerde sıkıntılı günler geçiren Timbuktu'da olduğunu ve buradaki el yazması eserlerle ilgilendiklerini kaydeden Çelik, bu konudaki çalışmalarının sadece Bakanlığın bir birimi olarak değil, devlet politikası olarak bundan sonra da süreceğini vurguladı.

Çelik, "Kadim Süleymaniye Külliyesi hepimiz için çok önemli. Burada devletin ve milletin hafızası gizli. Buradaki eserlerin her birinin bir sayfası hepimizin idrakinde, bu topraklara aidiyetinde ve varoluşumuzda önemli bir yer teşkil ediyor. Dolayısıyla her sayfa bizim için fevkalade kıymetli. Bunların daha iyi koşullara kavuşması bizim için gurur verici bir olay. Umarım bizdeki ve dünyadaki bütün el yazması eserlerin daha iyi koşullara kavuşması için hepimiz vesile oluruz" diye konuştu.

Bakan Çelik, bundan sonra bu konularla ilgili çabalarının süreceğini ve kendilerine ulaşacak el yazması eserleri beklediklerini vurgulayarak, emeği geçen herkese teşekkür etti.

El yazması asırlık 5 Kur'an-ı Kerim teslim edildi

Bakan Çelik'in konuşmasının ardından Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanlığı'nca restore edilen asırlık el yazması 5 Kur'an-ı Kerim, Taylandlı yetkililere teslim edildi.

Kur'an-ı Kerim'leri yetkililere, Çelik'in yanı sıra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, Yazma Eserler Kurumu Başkanı Muhittin Macit teslim etti.

Bakan Çelik, Kur'an-ı Keim'i vermeden önce öperek alnına koydu.

Tayland'ın Patani bölgesine asırlar önce Osmanlı Devleti'nin de aralarında bulunduğu çeşitli İslam ülkelerinden gönderilen Kur'an-ı Kerim'ler, bugüne kadar bölgedeki medreselerde muhafaza edilerek Müslüman Malaylar tarafından korundu.

Buradaki Müslümanların geçen yıl bölgeye yardım faaliyetine giden İHH İnsani Yardım Vakfı heyetinden Kur'an-ı Kerim'lerin restorasyonunu talep etmesi üzere, İHH öncülüğünde Kur'an-ı Kerim'ler Türkiye'ye getirildi.

Patani'deki Ahmediye Medresesi'nde çalışmalarını sürdüren Being Happiness Rural Development vakfında toplanarak Türkiye'ye getirilen Kur'an-ı Kerim'lerin, Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanlığı'nda görev yapan 8 restoratör tarafından 4 ay boyunca konservasyon işlemleri yapıldı.

17 ve 19'uncu yüzyıllara tarihlenebilen 6 Kur'an-ı Kerim'in yanı sıra önce 13 daha sonra da 40 civarında el yazması eser Türkiye'ye getirilecek.

Patani'deki Ahmediye Medresesi Müdürü Lütfi El Hac Sami ve İHH yetkilileri, Kur'an-ı Kerim'lerin restorasyonu tamamlandıktan sonra Patani'de kurulacak bir müzede sergileneceğini bildirdi.

Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi'nin depoları yenilendi

Bakan Çelik, teslim töreninden sonra dünyanın en önemli yazma eser kütüphanelerinden biri olan Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi'nin yenilenen depolarını hizmete açtı.

Kurdele kesiminden sonra depoları gezen Çelik, yetkililerden bilgi aldı.

Yeni depo alanlarının düzenlenmesi ve RFID Tabanlı Koleksiyon Yönetim Sistemi'ni kapsayan proje çerçevesinde kütüphane koleksiyonundaki yaklaşık 80 bin cilt yazma eser ile 60 bin cilt eski harfli matbu eser, yeni depo alanlarına güvenli biçimde taşındı.

Kontrollü taşıma sırasında canlı böcek ve larvaları bulunan yaklaşık 40 bin eser, soğuk hava kabininden geçirilerek -40 derecede 1 gün bekletildi, kalanlar ise tek tek elden geçirilerek kuru temizlikleri yapılıp yeni depo alanlarına yerleştirildi.

Depolarda yangın risk kontrolü en üst düzeyde gerçekleştirilerek, tüm elektrik tesisatı yanmaz kablolarla değiştirildi. Elektromekanik dolapların 1000 derecede 120 dakika yanmaya dayanıklı özel üretim patentli paneller, sıcaklık ve nem artışında 16 kat genişleyen yanmazlık contaları ile oksijen seviyesini düşürerek yanmayı engelleyen argon gazı yangın söndürme sistemi ile sağlandı.

Tesisattan kaynaklanabilecek su baskını için zeminde ıslaklık sensörleri, iklimlendirme için hassas klimalar, iklim kontrolü için dolap içlerinde ve ortamda bağıl nem ve sıcaklık sensörleri kullanıldı.

Ortamda hava sirkülasyonu için raflar ve dolap bacaları özel olarak tasarlandı. - İstanbul