TBMM Genel Kurulu

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, kamudaki hekim sayısının her yıl sürekli olarak artış gösterdiğini belirterek, " Türkiye'de sorunlu alan, tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısının azlığıdır" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, sezaryenle ilgili düzenlemenin de yer aldığı Sağlık Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK'de değişiklik yapan tasarının görüşmeleri sürüyor.

Tasarı'nın 2. Bölümü üzerinde konuşan CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün, kısa bir süre önce bir doktorun öldürüldüğünü belirterek, "Akdağ, bu olaydan sonra Meclis'te 'Bundan sonra sağlık personeline kaldırılan el bana kaldırılmıştır' dedi. Bakan'ın bu sözlerini çok tekdir ettim ve çok umutlandım. Ama sonra gelişen olaylar, bende Bakan'ın mazoşist olabileceği endişesini uyandırdı" dedi.

Düzgün'ün bu sözlerine Bakan Akdağ ve AK Parti'li milletvekilleri tepki gösterdi. "Saygısızlık amacıyla söylemedim" diyen Düzgün, kendisine "sözünü geri al" diye bağıran milletvekillerine, "Bana el kol işareti yapma, ben ne söylediğimi biliyorum. Eğer hakaret olarak algıladıysanız özür diliyorum ve sözümü geri alıyorum" diye konuştu.

Bölüm üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Sağlık Bakanı Akdağ, kamudaki sağlık hizmetlerini güçlendirdiklerini, bundan sonra da güçlendirmeye devam edeceklerini söyledi.

Kamudaki hekim sayısının her yıl sürekli olarak artış gösterdiğini anlatan Akdağ, "Türkiye'de sorunlu alan, tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısının azlığıdır. Yıllarca belli meslek örgütleri ve onlarla hareket eden belli çevreler, Türkiye'de hekim sayısının artmasını engellemiştir. Bu hekimlerin iş yükünü de ileri derecede artırmıştır. Bugün de hekimlerin üzerinde büyük iş yükü vardır. Bir başka gerçek Türk milletine bu ülkenin hekimleri hizmet edecek. Türkiye'deki hastaları Yemen'e, Finlandiya'ya göndererek ihtiyaçlarını karşılayamayız. Sistem doğru kurgulanmıştır ve doğru işlemektedir. Vatandaşımız da bunu görerek memnuniyetini gösteriyor" diye konuştu.

-Kişi başına sağlık harcaması-

Türkiye'de ilaç ve muayene için alınan katkı paylarının Avrupa'daki en düşük oranlar arasında olduğuna işaret eden Akdağ, cepten harcamaların azaldığını vurguladı. Türkiye'de sağlık harcamalarının arttığını, bununla iftihar ettiklerini kaydeden Akdağ, şöyle konuştu:

"2008 sonundaki hesaplamalarla yılda 600 dolar sağlık harcaması gerçekleştirmiştir. O günden bugüne kişi başına sağlık harcaması 550-600 dolar arasındadır. Satın alma paritesiyle değerlendirirsek sağlığa 900 dolar ayırıyoruz. OECD ülkelerinde 3500 dolardır. Türkiye'de 900 dolar harcıyoruz. Biz bununla 12 aşıyı bedava yapıyoruz, şimdi ona 2 aşıyı daha ekliyoruz. Bütün koruyucu ve acil hizmetlerini ücretsiz veriyoruz. 550 dolar kişi başına harcamasının 400 doları kamu tarafından yapılmaktadır. Bundan sonraki yıllarda da bunda tedrici artış olacak. 2003-2010 arasında kamunun genel harcamaları yüzde 214 artarken, sağlık harcamaları ise yüzde 183 artmıştır."

Cezaevindeki hasta tutuklu ve hükümlüler sorununu önemsediğini belirten Akdağ, bunun için Adalet Bakanlığı'nın kendilerinden istediği yardım doğrultusunda protokol yaptıklarını, bundan sonra da ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini söyledi.

Akdağ, "Yaşamsal tehlikenin olup olmadığını doktor heyetleri karar veriyor. Bunlarla ilgili iş ve işlemleri savcılıklar takip ediyor. Sağlık Bakanlığı'nın doğrudan yetkisi yok. Konuyu Silivri ve Metris'i ziyaret ettiğimizde Adalet Bakanı ile geniş olarak görüştük. Bu alanda ilerlemeler kaydedildi ama daha da ilerleme kaydedilmesi gerekiyor. Adalet Bakanlığı ile bu konu üzerinde çalışıyoruz" dedi.

Tasarının 2. Bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.

Muhabir: Melda Çetiner

Yayıncı: Sefa Salantur - TBMM