
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hükümetin Suriye politikasını eleştirerek, " Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir yönetimi Batı'nın egemen güçlerinin taşeronluğunu üstlenmemiştir. İlk kez bu coğrafyada Batı'nın egemen güçlerinin sesiyle Ortadoğu'ya sesleniyoruz" dedi.
Kılıçdaroğlu, DSİ Konferans Salonu'nda yapılan Türk Tabipleri Birliği'nin
(TTB) 62. Büyük Kongresi'ne katılarak, konuşma yaptı.
Ülkenin zor günlerden geçtiğini ve bir karamsarlık ortamının hakim olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Bizim kitabımızda karamsarlığın olmaması gerekiyor. Karamsarlığa teslim olmak bir aydına yakışmaz" diye konuştu.
Aydınların ülkede sorumluluğu, aydınlanmayı, cesareti üstlenen, halkı cesaretlendiren kişiler olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, hiçbir toplumda çaresizlik olamayacağını, sorunlara en ağır koşullarda bile çözüm üretilebileceğininüne geçilebileceğini dile getirdi.
Baroların, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin suskunlaştırıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ancak TTB'nin tüm baskılara ve zorluklara rağmen sesini yükseltmeyi başardığını belirterek, birliği kutladı. Kılıçdaroğlu, "Bütün meslek kuruluşlarına buradan çağrı yapıyorum, TTB'yi örnek almaları gerekir" dedi.
TTB'nin suskun kalmadığı için zaman zaman ağır bedeller ödediğini savunan Kılıçdaroğlu, bir hasta yakınının saldırısı sonucu görevi başında hayatını kaybeden Dr. Ersin Arslan'ın görevi başında bir hasta yakınının saldırısı sonucu hayatını kaybetmesi üzerine TTB'nin düzenlediği protesto yürüyüşüne değindi.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TTB'nin protesto gösterisine ilişkin, "Dr. Ersin Arslan'ın ardından yapılan yürüyüşü kınıyorum" dediğini ifade etti.Kılıçdaroğlu, "Demokrasilerde bir başbakan böyle söyleyebilir mi- Demokrasilerde böyle bir anlayışın yeri yoktur" diye konuştu.
-"tam zamanlı çalışma nasıl olur, kanun teklifini parlamentoya verdik"-
Kılıçdaroğlu, insanların sağlığı için mücadele eden hekimlerin yaşam ve iş koşullarının iyileştirilmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın, vatandaşların getirilen sağlık politikalarının yüzde 67'sinden memnun olduğunu söylediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Adım gibi biliyorum, bu doğru değil. Hekimi mutlu olmayan bir toplumun hastası mutlu olmaz. İşin kuralı budur" dedi.
Tam Gün Yasası'na da değinen Kılıçdaroğlu, "Tam zamanlı çalışmayı destekliyoruz, CHP olarak öteden beri bu görüşümüzü dile getirdik. Ama AKP'nin getirdiği Tam Gün Yasası gibi değil. Biz onu Anayasa Mahkemesi'ne taşıdık ve kendi görüşümüze göre tam zamanlı çalışma nasıl olur, onun kanun teklifini parlamentoya verdik" dedi.
Mevcut sistemde bir hastadan 3 ayrı kanaldan 10 farklı ücretin alındığını savunan Kılıçdaroğlu, bunu eleştirdi.
İktidarın kanun hükmünde kararnameyle TTB yasasındaki "tabipliğin, kamu ve kişi yararına uygulanarak, geliştirilmesini sağlamak" cümlesini çıkardığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun Hükümet'in sağlıkta ticarileşme anlayışının bir sonucu olduğunu öne sürdü.
CHP olarak hekimlere verilen aylıkların tamamının emekli aylıklarına yansımasından yana olduklarını da belirten Kılıçdaroğlu, bunu da her platformda ortaya koyduklarını kaydetti.
-"Bu raporu veren hekimleri asla ve asla hekim olarak görmüyorum"-
Hekimlerin toplumun göz bebeği olduğunu yüceltilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, ancak hekimlerin ve TTB'nin de yeri ve zamanı geldiğinde kurallara aykırı çalışan hekimleri eleştirmesini beklediklerini söyledi.
İstanbul'da bir vatandaşı dövdükleri iddiasıyla yargı önüne gelen polis memurlarının "ellerimiz incindi" diyerek doktor raporu aldıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Bu raporu veren hekimleri asla ve asla hekim olarak görmüyorum. Kimse kusura bakmasın. 12 Eylül zindanlarında da işkencelerden geçirilmiş pek çok insana 'sağlam' raporu verdiler. Bunlar hekim değildir. Hekim inancı, kimliği ne olursa olsun herkese eşit davranmak, insana insan olarak bakmak zorundadır" diye konuştu.
-"Uçağımız düşürüldü sırtımızı sıvazlayanların sesi soluğu kesildi"-
Konuşmasında Türkiye ve Suriye arasındaki gelişmelere de değinen Kılıçdaroğlu, "Biz kendi sorunlarımızı bıraktık. Esad'ın sorunlarıyla ilgileniyoruz" ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Neymiş efendim- Suriye'de demokrasi yokmuş, Suriye'ye demokrasi gelsin diye gidiyormuşuz. Dönüp bir kendine bak bakalım senin ülkende demokrasi var mı- Aydınlar, sendikacılar içerde, sabahın köründe ev basarsın, insanları sorgusuz sualsiz alırsın, yazarları atarsın, 100'e yakın gazeteci, 500'ün üzerinde öğrenci hapiste, 4 bin 700 üniversite öğrencisinin okulla ilişiği kesilmiş, 'efendim biz gidip Suriye'ye demokrasi götüreceğiz...'
Israrla söyledim yine söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir yönetimi Batı'nın egemen güçlerinin taşeronluğunu üstlenmemiştir. İlk kez bu coğrafyada Batı'nın egemen güçlerinin sesiyle Ortadoğu'ya sesleniyoruz biz. Biz kendi bölgemizde huzur istiyoruz. Bu bölgede savaş istemiyoruz. Savaşın maliyetini biliyoruz. Uzağa gitmeye gerek yok, Irak yanımızda. Irak'a bakın. 1,5 milyon insan öldürüldü orada, binlerce kadına tecavüz edildi. Bu maliyeti görmeden egemen güçlerin Ortadoğu'daki taşeronluğuna soyunmamamız lazım. Taşeron deyince kızıyorlar. Taşeronluk bir meslektir. Taşeronluk başkasının işini yapmaktır. Siz başkasının işini yapıyorsunuz. Sırtınızı sıvazlıyorlar. Hala pek çok sorunun yanıtını almış değiliz. Batı medyasından öğreniyoruz biz bunları, onlar yazıyorlar. Biz oradan öğreniyoruz gerçekleri. Suriye konusunda hepimizin ama hepimizin çok dikkatli olması lazım. Uçağımız düşürüldü sırtımızı sıvazlayanların sesi soluğu kesildi. 'Siz girin, siz savaşın, siz kahramansınız' diyorlar."
-"Temel sorunumuz aydınların korkaklığında yatıyor"-
Malatya Kürecik'teki NATO erken uyarı sisteminin kurulmasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, "Önce geldiler kurdular, şimdi de diyorlar ki 'o füze kalkanını korumak için bizden 4 milyar dolarlık silah almanız lazım.' Bu ülkede işsizlik, yoksulluk var. 4 milyar dolara onların kalkanını mı koruyacağım ben para harcayıp. Niye kendi ülkemde istihdam yaratmıyorum, yatırım yapmıyorum, 4 milyar dolar az para mı" diye konuştu.
İktidarın uygulamalarının Türkiye'yi açık cezaevine dönüştürdüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, "Kapalı cezaevini hepimiz biliyoruz. Açık cezaevi de şu anda Misak-ı Milli sınırlarımız. Orada da binlerce insan kendisini tutsak görüyor. Neden- Düşüncelerini özgürce dile getiremiyor. Söyleyemiyor, korkuyor, 'acaba hapse atılır mıyım' diye. Bu ülkedeki temel sorunumuz aydınların korkaklığında yatıyor. Aydın korkak olmayacak. Cesur olacak ki toplumun gönderliğini yapabilsin" şeklinde konuştu
Kılıçdaroğlu, konuşmasını Prof. Dr. Nusret Fişek, Prof. Dr. Türkan Saylan ile hasta yakını tarafından öldürülen Dr. Ersin Arslan'ın huzurlarında saygıyla eğildiğini belirterek tamamladı.
Muhabir: Seval Güler
Yayıncı: Eda Ay - ANKARA
Son Dakika › Güncel › Ttb 62. Büyük Kongresi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?