Yargı Etiği Sempozyumu - Son Dakika
Son Dakika Logo
Güncel

Yargı Etiği Sempozyumu

Yargı Etiği Sempozyumu
15.11.2012 12:23

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, hakimin, tarafsızlığını etkileyecek öznel duygularına, ideolojisine, düşüncelerine, kutsallarına, dostluk ve düşmanlık hislerine karşı kayıtsız kalmak zorunda olduğunu belirterek, 'Konjonktürel gelişmelere...

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, hakimin, tarafsızlığını etkileyecek öznel duygularına, ideolojisine, düşüncelerine, kutsallarına, dostluk ve düşmanlık hislerine karşı kayıtsız kalmak zorunda olduğunu belirterek, 'Konjonktürel gelişmelere bağlı oluşan mahalle baskısı, kendini koruma iç güdüsü ve aidiyet hissi taşıdığı çevresinden dışlanma korkusu hakim tarafsızlığını ortadan kaldıran ve meslek onuruyla asla bağdaşmayan olumsuzluklar olarak sıralanabilir" dedi.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) ev sahipliğinde düzenlenen uluslararası katılımlı Yargı Etiği Sempozyumu başladı.

Sempozyumun açılışına Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Askeri Yargıtay Başkanı Abdullah Arslan, HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar, yargı mensuplarıyla Slovenya, ABD, İngiltere ve Hollanda'dan hakim ve savcılar katıldı.

-"Bizi buluşturması manidar"-

Sempozyumun açılışında konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, HSYK'nın yargı etiği semyozyumunda kendilerini buluşturmasını oldukça "manidar" bulduğunu belirterek, gerek Yüksek Kurul'un gerekse Adalet Bakanlığı'nın son yıllarda bu ve buna benzer toplantılarda yargı ve bilim dünyasını bir araya getirme çabalarını yürekten kutladığını dile getirdi.

Kılıç, "Geçmişte yaşadığımız usandığımız, yorulduğumuz, bitip tükenmek bilmeyen kavga ortamından uzaklaştıran ve asli görevinin en doğru uzantısı olan adil bir yargı düzeninin nasıl oluşacağı sorununa katkı ve çare arayan anlayış sahiplerine en kalbi şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.

-Yargının anjiyosu-

Sempozyum için seçilen konunun çok önemli olduğunu dile getiren Kılıç, Kurul'un yöneticilerinin aslında bugün konuşturacakları uzmanlara, yargının anjiyosunu yaptıracaklarını ve hangi kanalın tıkalı olduğunu öğrenmek istediklerini söyleyen Kılıç, sempozyum sonunda ortaya çıkacak, rafine edilmiş görüş ve düşüncelerin, Türkiye ve dünya hukuk değrelerine önemli açılımlar sağlanacağına inandığını dile getirdi.

Kılıç, yargıda etik ve ahlak konusunun evrensel boyutları düşünüldüğünde, sorunun sadece yargıyı değil ekonomiyi, siyaseti ve tüm sosyal alanları da ilgilendirdiğini, bu nedenle de bir dünya sorunu olduğunun söylenebileceğini kaydetti.

-Hukukun adalete dönüşmesi...-

Etik ve ahlak gibi kavramların hukukun da temelini oluşturduğundan bu değerlere dayalı zemin etüdleri iyi yapılmamış hukuksal projelerin, adalete dönüşemeyeceğini, hak ihlalini beraberinde getireceğini söyleyen Kılıç, şöyle devam etti:

"Toplumun, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanda değişim ve dönüşümünü en etkili biçimde gerçekleştiren hukukun gücüdür. Hukukun bu dönüştürücü gücünü yalnız başına gerçekleştirme şansı oldukça düşüktür. Hukukun adalete dönüşmesi ancak ahlaki ve etik değerlerle, insanlık onuru gibi üstün değerlerin katkılarıyla mümkün olabilir. Vicdanların bekçisi bence bu değerlerdir. Bu değerler aynı zamanda vicdan denen her neyse onun sağırlaşmasını ve hissizleşmesini engelleyen denetim araçlarıdır. Bunlar yoksa adaleti hissedemeyiz."

Ahlaki ve etik değerlerin esasen yargıcın iç dünyasının sorunu olduğunu söyleyen Kılıç, bunların bazen pozitif kurallar haline gelse de sorunların çözümünde yalnız başına etkili olamadığını belirtti.

-"Onur yoksa insan da yoktur"-

Felsefi ve sosyolojik bakışın da konusu olan bu değerlerin, hukuk öğretisiyle arasındaki kopukluğun, toplumu mutlu edecek adil bir yargı sisteminin oluşmasına engel olduğunu belirten Kılıç, şöyle devam etti:

"Bütün kutsal düşüncelerin, kültürlerin, ahlaki ve etik değerlerin hayat bulduğu ana rahmi insanlık onurudur. İnsan olma hakkının kaynağı da sebebi de bu değil mi- Onur yoksa insan da yoktur. Bu değeri yargı için uyarlayacak olursak, hakimin tarafsızlığı, bağımsızlığı ve dürüstlüğü onun onurudur. Bu üstün değeri korumak da hepimizin görevidir. Zira yönetimlerin sebep olduğu hak ihlaline uğrayan bireylerin sığınacağı tek yer hakimlerimizin vicdanıdır. Bu ihlalleri ortadan kaldıracak olan da vicdanı özgürlemiş yargıçlarımızdır. Yargı bağımsızlığı, anayasal ve yasal teminatlara kavuşturulurken, tarafsızlık hakimin özgür vicdanının güvencesine terk edilmiştir. Bu nedenle hakim, tarafsızlığını etkileyecek öznel duygularına, ideolojisine, düşüncelerine, kutsallarına, dostluk ve düşmanlık hislerine karşı kayıtsız kalmak zorundadır. Konjonktürel gelişmelere bağlı oluşan mahalle baskısı, kendini koruma iç güdüsü ve aidiyet hissi taşıdığı çevresinden dışlanma korkusu hakim tarafsızlığını ortadan kaldıran ve meslek onuruyla asla bağdaşmayan olumsuzluklar olarak sıralanabilir. Denilebilir ki vicdan özgür değilse akıl güvenliğinden de söz edilemez."

Muhabir: Aylin Sırıklı Dal - Ferdi Türkten

Yayıncı: Eda Ay - ANKARA

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Yargı Etiği Sempozyumu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement