Arakan Kamplarında Naylon Hasır Üzerinde Zorlu Yaşam

ABDULLAH DOĞAN - Myanmar askerleri ve Budist milliyetçiler tarafından 25 Ağustos'ta başlatılan katliamların ardından Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanlar, kamplarda açlık ve soğukla mücadele ediyor.

Konya İHH İnsani Yardım Derneği Başkanı Hasan Hüseyin Uysal ve beraberindeki heyet, hayırseverlerden toplanan bağışları ulaştırmak için bölgeye gitti.

Şiddet olaylarından kaçarak Bangladeş'e sığınan çoğunluğu kadın ve çocuk 700 bine yakın Arakanlının yaşadığı kamplarda, insani yardım malzemelerini dağıtan ekipler, derme çatma barakalarda, açlık ve soğuğun pençesinde hayatta kalma mücadelesi veren insanların dramına tanıklık etti.

Uysal, bölgede 10 gün süren yardım organizasyonuna ilişkin, AA muhabirine açıklamada bulundu.

Şiddet olaylarının başladığı günden itibaren Arakanlı Müslümanlar için yardım kampanyası başlattıklarını söyleyen Uysal, bu kapsamda toplanan bağışları ulaştırmak için 25 Ekim'de bölgeye gittiklerini aktardı.

Uysal, kamplarda günde bin aileye gıda ve acil insani yardım malzemesinin dağıtıldığını ifade etti. Konyalı hayırseverlerden 1 milyon 300 bin liralık nakdi yardımın Arakanlı Müslümanlara ulaştırıldığını anlatan Uysal, İHH'nın yardım faaliyetlerinin ise çok daha fazla olduğunu kaydetti.

Kamplarda yaşama tutunan mazlum insanların dramına dikkati çeken Uysal, yerlerinden yurtlarından silah zoruyla kovulan Arakanlıların kamplarda zor şartlar altında yaşam sürdüğünü dile getirdi.

Uysal, Bangladeş'te sınıra yakın bölgeye kurulan kamplardaki yaşamın, insan haysiyet ve onuruna yakışmadığını, gördükleri karşısında yüreklerinin parçalandığını vurguladı.

Naylon hasır üzerinde zorlu yaşam

Olayların başladığı 25 Ağustos'tan bugüne kadar çok sayıda insanın yaşamını yitirdiğine işaret eden Uysal, şöyle konuştu:

"Yaklaşık 700 bin mazlum ve mağdur kardeşimiz, bambu, naylon hasır ve brandadan yapılmış 15-20 metrekarelik barakalarda yaşıyor. Toprak üstüne bambulardan yapılmış, naylon hasırın serildiği bu yerde yaşam mücadelesi veriyorlar. Bölge, yoğun yağmur alan bir iklime sahip olduğu için aşırı derecede rutubet var. Çok sıkıntılı bir yer. İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan bir hayat olduğunu söylüyoruz. Birbirine yakınlıkları yarım ila 1 metre olan barakalar.... Bambulardan yapılmış iskeletin üzerine atılan brandayla oluşturulan bu mekanlarda, mahremiyet ve aile hayatı yok. Olmayacak bir durum ve insanlar için bir felaket."

"Eğitimle ilgili aktif rol almak durumundayız"

Uysal, yardım faaliyetlerinin yanı sıra bölgedeki başlıca talebin eğitim olduğunun altını çizerek, "Eğitimle ilgili aktif rol almak durumundayız. Rohingyalı ve Arakanlılar dindar Müslüman insanlar. Bu kardeşlerimizin imanını, irfanını, ahlakını ve kültürünü kaybetmemeleri, kendileri olarak kalmaları ve nesillerinin devamı için bir program uygulamak zorundayız." ifadelerini kullandı.