Babacan: "AB'de Güç Paylaşımı Zor Bir Karar"

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili olarak, özellikle eski üyeler açısından güçlerini paylaşmak isteyip istemedikleri meselesinin, yolun sonunda konuşulacak bir mesele olmakla birlikte zor bir karar olacağını söyledi.

Babacan, AB süreci içinde kaybedecek bir şey olmadığını, ancak kazanılacak çok şey olduğunu ifade ederek, demokratikleşme, temel haklar, hukuk devleti gibi alanlarda çok sayıda reform gerçekleştirerek Türkiye'nin ikliminde radikal bir değişim yaratıldığını dile getirdi.

Güçlü bir ekonomi için siyasi istikrarın bir zorunluluk olduğuna dikkati çeken Bakan Babacan, ihracat, doğrudan yabancı yatırım, turizm gibi ekonomik alanlarda yaşanan gelişmelerle ilgili olarak öğrencileri bilgilendirdi.

Babacan, Türkiye'nin AB üyeliği süreciyle ilgili olarak ise Müslüman ve aynı zamanda demokratik değerleri paylaşan bir ülke olarak Türkiye'nin önemine ve müzakerelerin, İslam kültürünün Batı dünyası tarafından daha iyi anlaşılmasında oynadığı role değindi.

Bakan Babacan, "Türkiye kolaylıkla Avrupa ülkesi, Orta Doğu ülkesi, Akdeniz ülkesi veya Balkan ülkesi olarak sınıflandırılabilecek bir ülke değil. Türkiye'nin dahil olduğu düşünülen pek çok grup var ancak bu aynı zamanda onu kendi kategorisinde bir ülke yapan benzersiz bazı yönleri olduğu anlamına geliyor" dedi.

Babacan, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinin açık uçlu bir süreç olduğunu ve AB için Türkiye'nin üyeliğinin zor bir karar olacağını kaydederek, üye olacağı dönemde Türkiye'nin yüksek nüfusu, geniş yüz ölçümü ve Gayri Safi Milli Hasılası (GSMH) ile tüm karar alma mekanizmalarında en büyük oy hakkına ve en fazla sayıda temsilciye sahip olacağını belirtti.

Bakan Babacan, "Özellikle eski üyeler için güçlerini paylaşmak isteyip istemedikleri, yolun sonunda konuşulacak bir mesele olmakla birlikte, zor bir karar olacak" dedi.

Babacan, ''Biz şöyle düşünüyoruz: Önümüzde açık bir hedef olduğu sürece, doğru yol üzerinde hedefimize doğru ilerlediğimiz sürece, yolun sonunda üye olup olmamak belki de o kadar önemli olmayabilir. Bizim için kesin üyelik tarihi çok da şu anda tartışılacak bir şey değil. Elbette bir zaman çerçevemiz var ama bu tarihlerden bahsetmek konusunda o kadar da yüksek sesli değiliz'' diyerek, bazı AB üyesi ülkelerin genişleme konusunda kendi iç politika ortamlarını hazır hale getirmeleri gerektiğini ancak sürecin yine de bir kazan-kazan süreci olduğunu anlattı.