Bu 'Benim Fransam' Olamaz

"Bir yıl daha bekler, gelecek yıl yeniden sınavlara girerim" dedim.

Ancak zamanı değerlendirmek için kendi doğup büyüdüğüm ve şu anda ilçe olan o zamanların Derebucak Kasabası'ndaki ilkokulda vekil öğretmenlik yaptım.

Bir yıl sonraki sınavlarında tıp fakültesine girebilmek için gereken puanı yine alamadım.

Ama doktor olmak istiyordum.

Lisedeki Fransızca öğretmenimiz, Fransa'da üniversiteye girişlerin sınavsız olduğunu söylemişti. Geçen yıl kaybettiğim rahmetli babama, "Ben Fransa'ya gidip tıp okuyacağım" dedim.

"Oğlum ne işin var Fransalarda? Git İstanbul'a, Ankara'ya başka bir bölümde oku" dedi.

Ama ben ısrarlıydım.

"İstanbul'a, Ankara'ya giderim. Ama okumam, senin paralarını yerim" dedim.

Bunun üzerine bana, "Cehennemim dibine git. Git, nereye gidersen git" dedi.

Tabii ben cehennem dibine değil, 1969 yılı sonbaharında Fransa'ya gittim.

Özgürlükler ülkesi Fransa'ya.

*

Liberte (özgürlük), egalite (eşitlik) ve fraternite (kardeşlik) ilkelerinin büyük harflerle yazıldığı Fransız Devrimi'nin gerçekleştiği ülkeye.

Montesquieu'nün, Rousseau'nun, Voltaire'in ülkesine.

Bir dönem Fransızca öğrendikten sonra Strasbourg Tıp Fakültesi'ne kaydımı yaptırdım.

İki yıl gidip geldim.

Ama başaramadım.

" Almanya'da tıp okurum" deyip Almanya'ya geçtim.

Ama Almanya'da tıp değil, Komünikasyon Bilimleri, Politik Bilimler ve Genel Dil Bilimleri okudum.

Özgürlükler ülkesi Fransa'da çok güzel günler, yıllar geçirdim.

Fransa ile irtibatımı hiç kesmedim.

Çok iyi arkadaşlarım vardı.

Onları ziyaret ettim, onlar da beni.

Hala da telefonlaştığımız eski Fransız dostlarım var.

*

İşte geçen hafta Fransa Ulusal Meclisi, insanlık suçlarının, soykırımların, köle ticareti suçlarının inkarı, önemsizleştirilmesi, küçük görülmesi gibi durumlarda bir yıl hapis ve 45 bin Euro'ya kadar para cezasını içeren bir yasa tasarısını kabul etti.

Yani 1915 yılındaki Ermeni tehciri sırasında yaşananlara soykırım değildir diyenlere Fransa'da hem hapis hem de para cezasına çarptırılma yolu açıldı.

Oysa ki, Fransız Anayasa Konseyi, 28 Şubat 2012'de Yasayla Tanınmış Soykırımların İnkarının Cezalandırılması'nı içeren bir yasa teklifini düşünce ve ifade özgürlüğü, bilimsel araştırma özgürlüğü, iletişim özgürlüğü ile suç ve cezanın yasallığı ilkesini ihlal ettiği gibi, 1789 tarihli İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nin yanı sıra 1958 tarihli Fransa Anayasası'na aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmişti.

Kaldı ki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM), İsviçre'de 2005 yılında verdiği konferanslarda, "Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır" dediği için İsviçre mahkemesi tarafından 90 gün tecilli hapis ve 16 bin 873 İsviçre Frank'ı para cezasına çarptırılan dönemin İşçi Partisi'nin Genel Başkanı Doğu Perinçek'i haklı bulmuştur.

Yani AİHM düşünceyi ifade özgürlüğüne saygı demiştir.

Böyle olduğu halde, benim özgürlükler ülkesi olarak tanıdığım Fransa, düşünceyi ifade özgürlüğünü ayaklar altına almaktadır.

İşte bu yüzden "Bu Fransa, 'Benim Fransam' değildir" diyorum...

"Bu Fransa 'Benim Fransam' olamaz" diyorum...