CHP'li Milletvekillerinin Yemin Etmemesi

Arıtman, "Ergenekon" davası kapsamında tutuklu bulunan CHP Milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın tahliye taleplerinin reddedilmesine tepki olarak CHP milletvekillerinin TBMM'de yemin etmemesini değerlendirdi.

Seçmenin, siyasetçileri meclise girip görev yapması, sorunlara çözüm getirmesi için seçtiğini, bir eylem yapılırken bunun bilinerek yapılması gerektiğini kaydeden Arıtman şöyle konuştu:

"CHP bir açmazda kaldı. Bir kere tabi aday göstermiş olduğu kişilere sahip çıkması gerekir yoksa sahip çıkmazsa bir anlamda onları oy almak için kullanmış olur. Bu da çok çirkin bir davranış biçimi olur. Onların da yemin edebilmelerini sağlayacak şekilde sahip çıkması gerekir.

Diğer taraftan da Cumhuriyeti kuran parti olarak, meclisi kuran parti olarak meclis açılışında yemin etmemek ve eylem koymakla da halkın gözünde BDP ile aynı çizgide algılanmaya neden oldu. Kötü bir açmazda kaldı, bu olmamalıydı. Böyle açmazda kalmamalıydı. Bu süreç yönetim tarafından öngörülebilmeliydi. Daha adaylık sürecinde öngörülmeliydi. Partide pek çok hukukçu var. Bu arada çok güvenilir hukukçuların da uyarıları oldu. Sabih Kanadoğlu gibi hukukçular

'Serbest bırakılmaz' dedi. Bu süreç iyi planlanmalıydı. "

Arıtman, sürecin iyi planlanamadığını, CHP'nin "bir ikilem içerisinde darda ve zorda, vahim durumda kaldığını" ifade ederek, şöyle konuştu:

"Buna acil bir çözüm lazım. Biz kurultayı bu nedenlerle talep ettik. 'CHP iyi yönetilmiyor' dedik. Genel başkanla görev yapan parti meclisi, MYK çok tecrübesiz ve birbirine benzemez kişilerden oluştukları için CHP'nin politikalarını özümsemiş, CHP'yi özümsemiş kişiler olmadıkları için ne yazık ki bu şekilde ve siyasi tecrübeleri de yeterince olmayan kişilerden oluştuğu için parti bu tür açmazlara giriyor. Darda ve zorda kalıyor. Kimsenin hakkı yok CHP'yi seçmene karşı tabana karşı zorda bırakmaya. Bunlar öngörülmeliydi ve bunlar olmamalıydı. Acil çözüm lazım, çözüm kurultaydır. "

-"HALK MECLİS'TE ÇALIŞMAMIZI İSTİYOR"-

Bundan sonra izlenecek yolun parti yönetimi tarafından belirleneceğini, sağlıklı bir karar verip vermediklerinin hep birlikte görüleceğini dile getiren Arıtman şöyle devam etti:

"Halk bizim Meclis'te çalışmamızı istiyor. Yani bir eylem yapılırken bu bilinerek yapılmalıdır. Çözümü meclis çalışmalarına katılmayarak değil katılarak, orada çözüm üretmek lazım. Bu noktada genel başkan, Deniz Baykal'a danışsın. 19 sene bu partide genel başkanlık yapmış. Çok iyi hukuk bilen Önder Sav'a danışsın. Çok tecrübeli iyi yetişmiş siyasetçiler var. Genel başkan, partisinin tecrübeli birikimli siyasetçilerine danışsın ve bu kaostan partiyi de Türkiye'yi kurtarsın. "

-"ERGENEKON TUTUKLULARI ADAY GÖSTERİLMEMELİYDİ"-

Arıtman, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "İster gelsinler, ister gelmesinler, ben meclisi açar çalıştırırım" dediğini anımsatarak, şunları kaydetti:

"Ben de Ergenekon davasının bir siyasi dava olduğuna, orada hukukun ve adaletin katledildiğine inananlardanım. Ergenekon tutuklularından 2 kişiyi aday göstererek bir tek onları kurtarmayı amaçlayarak bu siyasi davaya çözüm getiremeyiz. CHP onlarca Ergenekon tutuklusundan ikisini kurtarma yerine bu sürecin haksızlığına, hukuksuzluğuna dikkat çekmeliydi. Haksız yere çok uzun süre tutuklu kalan, insan hakları ihlal edilen insanların hepsinin tutuksuz yargılamalarını sağlayacak baskı unsuru olmalıydı. Doğru politika buydu. Uygulanan politika yanlış olmuştur. Ergenekon tutukları aday gösterilmemeliydi. "

- İZMİR