DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ -TEKRAR - Son Dakika
Güncel

DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ -TEKRAR

DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ -TEKRAR

Raporda 'bulaşıcı hastalık' yazınca defnedilemeyen cenaze hastaneye teslim edildi ADANA'da kalp rahatsızlığı nedeniyle ambulansla götürüldüğü özel hastanede hayatını kaybeden Yasin İregöl'ün (57) ölüm raporuna, ölüm nedeni 'Bulaşıcı hastalık (Doğal ölüm)' olarak yazıldı.

31.03.2020 13:01
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Raporda 'bulaşıcı hastalık' yazınca defnedilemeyen cenaze hastaneye teslim edildi

ADANA'da kalp rahatsızlığı nedeniyle ambulansla götürüldüğü özel hastanede hayatını kaybeden Yasin İregöl'ün (57) ölüm raporuna, ölüm nedeni 'Bulaşıcı hastalık (Doğal ölüm)' olarak yazıldı. Yakınları tarafından sırasıyla Buruk, Asri ve Kabasakal mezarlıklarına götürülerek toprağa verilmek istenilen cenezenin defnine, ölüm nedeni gerekçe gösterilerek, izni verilmedi. 2.5 saat boyunca cenaze arabasında dolaştırılan cenaze, toprağa verilecek mezarlık bulunamayınca hayatını kaybettiği hastaneye geri götürüldü. Ancak hastane de cenazeyi kabul etmedi. Yakınlarının tepkisi üzerine cenaze yeniden morga konuldu.

Yüreğir ilçesi Kiremithane Mahallesi'nde yaşayan, kalp ve diyabet hastası Yasin İregöl, iddiaya göre önceki gece kalp krizi geçirdi. İregöl, sürekli gittiği özel hastaneye götürüldü. Yoğun bakıma alınan 5 çocuk babası İregöl, hayatını kaybetti. Ölüm raporuna, ölüm nedeni 'Bulaşıcı hastalık (Doğal ölüm)' yazılan Yasin İregöl'ün cenazesi, yakınları tarafından son yolculuğuna uğurlanmak üzere teslim alındı. Aile, cenazeyi Buruk Mezarlığı'nda defnetmek istedi. Ancak görevliler, ölüm raporundaki 'Bulaşıcı hastalık' ifadesi nedeniyle define izin vermedi. Bunun üzerine İregöl, sırasıyla Asri ve Kabasakal mezarlıklarına götürüldü. 2 mezarlıktaki görevliler de aynı gerekçeyle defin için izin vermedi. Cenaze aracıyla yaklaşık 2, 5 saat gezdirilen Yasin İregöl'ün cenazesi, hayatını kaybettiği hastaneye gei götürüldü. Ancak hastane de cenazeyi morga kabul etmedi. Yakınları, hastane yönetimine tepki gösterdi. Bunun üzerine cenaze yeniden morga konuldu. Bu sırada İregöl'ün eşi fenalaşınca hastanede tedavi altına alındı.

'KİMSEYİ KARANTİNAYA ALMADILAR'Yasin İregöl'ün tedavi sürecinde yanında olan ağabeyi Nazım İregöl, yaşananları şöyle anlattı: "Gece rahatsızlandıktan sonra hastaneye geldik. Zaten daha önce açık kalp ameliyatı olmuştu, aynı hastanede de diyalize giriyordu. Nefes alamıyordu, terini sildim, ağzını yüzünü sildim. Tahlil yapmadan 'Bu virüstür' dediler. İçeri alıp, müdahale edeceklerini söylediler. Daha sonra 'Hakkın rahmetine kavuştu, gidebilirsiniz. Sabah cenazeyi alabilirsiniz' dediler. Eğer koronavirüs ise ben kardeşimin terini sildim, eşime, gelinime, çocuklarıma sarılıp ağladım. Bize hiçbir karantina yapılmadı. Sabah cenazeyi aldık, mezarlık mezarlık gezdik, cenazemizi defnedemedik. Raporda bulaşıcı hastalık yazıyor. Götürdüğümüz mezarlıklar, 'Karantina için ayrılan mezarlığa 08.00-12.00 arası defnedebileceğimizi söyledi ama koronavirüslü cenazeler normalde hastanelerden ailelere teslim edilmiyor. Eğer koronavirüsten öldüyse cenazeyi hiçbir önlem almadan niye bize verdiler? Eğer kalp krizi geçirip de öldüyse raporda neden bulaşıcı hastalık yazıyor? Kendi imkanlarımızla ailemize başka hastanede test yaptırdık ama negatif çıktı. Eğer cenaze korona yüzündense bizden 100 kişiye virüs bulaşmıştır."Tepkiler üzerine cenaze, defin işlemleri netleşene kadar morga alındı.

Görüntü Dökümü------------------------------Nazım İnegöl ile röp.Hastane önündeki cenazenin bulunduğu araçHasta yakınlarından genel görüntüGüvenlik görevlileriPolislerden görüntüAcil tabelasıAcil önündeki kalabalık Cenaze aracıÖlen Yasin İnegöl'ün eşinin bayılmasıTekerlekli sandalye ile acile götürülmesiHasta yakınlarının çektiği video

Haber: Nuri PİR-Kamera: Can ÇELİK/ADANA,

Haber Kodu : 200331050

=========================

Amasya'da öğretmenler, siperlik maske üretiyor

Amasya Şehit Ferhat Ünelli Bilim ve Sanat Merkezi öğretmenleri, sağlık çalışanları için yüz koruyucu siperlik maske üretiyor.

Amasya Şehit Ferhat Ünelli Bilim ve Sanat Merkezi'nde yüz koruyucu siperlik maske üretimi başladı. Bilgisayar bölümü öğretmenleri, çeşitli cihazları kullanarak, 5 dakikada bir adet maske üretimi gerçekleştiriyor. Günlük 200 siperlik maske üreten öğretmenler, sağlıkçılara ulaştırıyor.

Bilgisayar öğretmeni Bahadır Özen, "Amasya'nın kodlama projesi olan MisKod projesinin özel laboratuvarlarında bulunan lazer CNC makinelerini kullanarak maskeleri üretiyoruz. Günlük 200 adet üretim yapabiliyoruz. Proje Amasya Şehit Ferhat Ünelli Bilim ve Sanat Merkezi ile Amasya'nın kodlama projesi MisKod işbirliğiyle yapılıyor" dedi.İl Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. İlker Kösterelioğlu ise, "Bu atölyelerdeki öğretmen arkadaşlarımız sağlık çalışanlarımızın ihtiyaç duyabilecekleri yüz koruma siperliği olarak adlandırılan maskelerin çok ekonomik ve hızlı bir şekilde üretimini ortaya çıkarmış oldular. Bu ürünü bizim üretiyor olmamızın temel amacı, bu mücadeleye bizlerin de bir desteğinin olması doğrultusunda olduğunu söylemek isterim. Ayrıca bu anlamda bu sürece bir destek veriyor ve omuz tutuyor olmanın mutluluğunu yaşayacağımızı da buradan ifade etmek isterim" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------------------------Bilim sanat merkezi dışı genel detay-Lazer yazıcılar detay-Maskenin yapım aşamasından detay-Sağlık çalışanları için yapılan maskelerden detay-Röportajlar-Diğer detayHaber-Kamera: Sinan HARMANCI/AMASYA,

Haber Kodu : 200331011

============================

Refakatçi olduğu hastanede maske dikmeye başladı

GAZİANTEP'te, Ayten Aksay (55) eşinin rahatsızlığı nedeniyle 40 gündür refakatçi olarak kaldığı Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde, maske üretimine destek vermeye başladı.

Türkiye'de yeni tip koronavirüsün görülmesiyle her geçen gün artan maske talebine çözüm bulmak için harekete geçen Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi, dikiş bilen gönüllü sağlık çalışanlarıyla maske üretme kararı aldı. Hastane içindeki atölyede faaliyete başlayan gönüllü personel, hastane yönetiminin aldığı gerekli malzemelerle maske üretmeye başladı. Günde ortalama 400 hijyenik maskenin hazırlandığı atölyede maskeler, dikim sonrası, hastane çalışanlarının hizmetine sunuluyor.

Hastanede tedavi gören eşi Aydın Aksay'a refakat eden ve asıl mesleği terzilik olan Ayten Aksay da yönetimden izin alarak hastanede yapılan maske üretimine destek vermeye başladı. Eşinin felç geçirmesi nedeniyle 40 gündür hastanede kalan Ayten Aksay, "Eşim 40 gün önce felç geçirdi. 40 gündür burada onun yanında kalıyorum. Bu hastalık çıkınca mesleğimde terzi olduğu için hastanede maske üretildiğini duydum. Hastane yönetiminden rica ettim onlarda kabul ettiler. Burada günlük 300-400 maske dikiyoruz "dedi.

REFAKATÇİ TERZİ DE MASKE DİKMEYE BAŞLADIEşine refakat ettiği sırada hastanede bir terzi atölyesi olduğunu ve maske üretildiğini öğrenen Ayten Aksay, hastane yönetiminden rica ederek gönüllü olarak maske dikmek istediğini söyleyip olumlu cevap alınca personelle birlikte dikime başladığını anlattı. Zamanının çoğunu terzi atölyesinde maske dikerek geçiren Aksay, 3 saatte bir eşinin ihtiyaçlarını gidermek için odaya çıkıyor. Eşi uyuduktan sonra atölyeye inerek işine kaldığı yerden devam ediyor.

'EŞİM BURDAN ÇIKANA KADAR MASKE DİKİMİNE DEVAM EDECEĞİM'Ayten Aksay, eşinin bir an önce sağlığına kavuşmasını temenni ederek, daha ne kadar hastanede kalacaklarının belli olmadığını belirtti. Aksay, eşinin tedavisi boyunca maske dikimine devam etmek istediğini söyleyerek, "Eşimin rahatsızlığı nedeniyle hastanedeyim. Hastanede maske üretildiğini duydum. Burada bir terzihane varmış onu öğrendim. Hastanenin başhekiminden rica ettim. 'Ben de bu üretime destek olmak istiyorum' dedim. Onlarda kabul ettiler. Eşimin burada ne kadar yatacağı belli değil. Eşim buradan çıkana kadar maske dikeceğim. Ben 30 yıllık terziyim hiç boş durmadım. Ülkemiz bu durumdayken herkesin elinden geleni yapması lazım. Ben 3 saate bir defa eşime yemek veriyorum. Diğer saatlerde uyuyor zaten. Ben 3 saat boyunca burada maske diksem faydalı olurum diye düşündüm. Beni buraya kabul etmeleri beni çok mutlu etti. Artık eşim buradan taburcu olana kadar çalışacağım" dedi.

'ANCAK BÖYLE MUTLU OLURUM'Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Eğitim, Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Suat Zengin ise, hasta yakınından gelen talebi duyunca duygulandıklarını ifade etti. Bu tür davranışların ülkedeki olaylarda birliği tazelediğini anlatan Zengin, "Teyzemizin eşi burada tedavi görüyor. Kendisi de terziymiş. Bizim maskeye ihtiyacımız yok ama kendisi ancak terzihanede çalıştığı zaman mutlu olacağını söyleyince kabul ettik. Böyle duyarlı vatandaşlarımızın olması bizi mutlu ediyor" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------------------------Maske dikim atölyesiAyten Aksay'ın hastane odasında eşi ile ilgilenmesiEşinin yatağını düzeltmesiAyten Aksay'ın maske dikmesiAyten Aksay ile röp.Maske DİkimiKumaşın kesimiSuat Zengin ile röp.Genel ve detay görüntüler

Haber:  Kamera: Kadir GÜNEŞ -GAZİANTEP-DHA)

Haber Kodu : 200331013

===============================

Seyahat izin belgesi için sosyal mesafe kuralına uymadılar

SAMSUN'da, koronavirüs tedbirleri kapsamında şehirlerarası yolculukların kısıtlanarak Valilik iznine bağlanmasının ardından otogarda Seyahat İzin Kurulu oluşturuldu. Kurul önünde bekleyerek kuyruk oluşturanlar, sosyal mesafe uyarısına aldırış etmedi.

İçişleri Bakanlığı'nın yeni tip koronavirüs (Covid-19) ile mücadele kapsamında şehirler arası otobüs seferleri, 28 Mart'ta Valilik izniyle yapılabileceğini açıklanmasının ardından otogardaki firmalar tüm seferlerini iptal etti. Seyahat etmesi zorunlu olan vatandaşlar, oluşturulan Seyahat İzin Kurulu'na başvurarak seyahat izin belgesi düzenlenmesi talebinde bulunmaya başladı. Talebi uygun görülenler için de seferler düzenleniyor. Seyahat edecek vatandaşlar, Samsun Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali'ne kurulan Seyahat İzin Komisyonu'nun önüne geldi. Gerekli belgeleri almak için sıraya giren vatandaşlar, komisyon önünde kuyruklar oluşturdu. Sosyal mesafe uyarısına aldırış etmeyenler, izin belgesi alabilmek için bekledi.Bu arada daha önce 140 TL olan Samsun-İstanbul arası otobüs bilet fiyatı, otobüslerde yolcu sınırlaması getirilmesinin ardından 200 TL'ye yükseldi.

Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali'ne sadece bir firmanın hizmet verdiğini ifade eden Metro Turizm çalışanı Barış Bal, "Otogarın, giriş kısmında bir komisyon oluşturuldu. Seyahat edecek vatandaşlar, bu komisyona geliyor ve durumu arz ediyor. Uygun görülürse izin belgesi alıyorlar. Mevcut sayı bir otobüsü çıkaracak seviyeye ulaşırsa otobüsü hazırlıyoruz. Şu an İstanbul seferlerimizi açtık. Yolcu sayısı da otobüsün kapasitesine göre değişiyor. 40 kişilik bir otobüse 20 yolcu alıyoruz. Otobüslerde oturma planı da değişti. Yan yana bulunan iki koltukta sadece bir kişi ve çapraz şekilde oturuyor. Otobüslerdeki temizlik de en üst seviyede. Bilet fiyatları da arttı, normal şartlarda 140 lira olan İstanbul bilet fiyatı yaklaşık 200 lira olduö dedi.

'MESAFEYİ KORUMUYORLAR'Kurul önünde sıra bekleyen Simge Keskin ise "Toplumumuz ne yazık ki kurallara uymuyor. Mesafeyi korumuyorlar, o nedenle biraz uzakta duruyorum. Sabah saatlerinde geldim ve kurula ismimi yazdırdım. Şimdi sıramızı bekliyoruz. Bilet fiyatlarının da arttığı söyleniyor, aslında yarı yarıya yolcu taşındığı için normal bir durum. İstanbul'da öğretmenim ve 14 günlük karantina sürecini doldurduğum için ikametime gideceğimö diye konuştu.

'KALABALIKTAN UZAK DURUYORUZ'Emine Semiz ise "İstanbul'a gideceğiz. Komisyon önünde çok kabalık var ve kimse kurallara uymuyor. Kalabalıktan uzak duruyoruz ama yine de korkuyoruzö ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------------Otogar detaylarıSıra bekleyenlerVatandaşlarla röp.Detaylar

Haber-Kamera: Irmak Zeynep ÖCAL- Tayfur KARA SAMSUN-DHA

Haber Kodu : 200331015

================================

ETÜ Rektörü Çakmak, 4 bin 500 öğrencisiyle online söyleşi yaptı

ERZURUM Teknik Üniversitesi (ETÜ) Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, yaklaşık 4 bin 500 öğrenciyle online söyleşi yaptı. Öğrencilerin sorularını cevaplandıran Çakmak, üniversitede koronavirüs salgını sebebiyle başlayan süreç hakkında bilgi verdi.

Çin'in Vuhan kentinden başlayarak dünyayı etkileyen koronavirüs salgını sebebiyle ülke genelinde üniversiteler 13 Mart günü tatil edildi. Evlerine dönen öğrencilerin eğitimlerine devam edebilmesi için üniversiteler, çeşitli programlar uygulamaya geçirdi. 2010 yılında kapılarını açan ETÜ, 2019'da belirli bölümlerde başlatılan online eğitim sürecini üniversitenin tüm fakülte ve bölümlerinde hayata geçirdi. Bir haftadır devam eden online eğitim ve 2019-2020 akademik yılının bahar sezonu için öğrencilerin merak ettiği konulara cevap vermek üzere Rektör Prof. Dr. Bülent Çakmak, online bir söyleşi düzenledi.

Rektörlükteki makam odasında bilgisayarını online söyleşiye hazırlayan Prof. Dr. Çakmak, yaklaşık 4 bin 500'e yakın öğrencisiyle buluştu. Koronavirüs salgını sebebiyle yüz yüze eğitimin sona ermesi ve online eğitim süreciyle ilgili bilgi veren Çakmak, hazırladımları sunumla derslerin nasıl işleneceğini anlattı. Çakmak, yaklaşık 2 saat süren söyleşi sırasında canlı bağlanan öğrencilerin sorularını da cevaplandırdı.

ETÜ olarak online eğitim sürecine başladıktan sonra sanal sınıf ve anfiler oluşturduklarını belirten Rektör Prof. Dr. Bülent Çakmak, "Öğrenciler sınıfa, salona ya da anfiye gelmeden kendi odasında, evinde bilgisayarıyla bağlanmak suretiyle dersine online olarak takip edebiliyor. Takip edemeyenler için de derslerin video kaydını sisteme yüklüyoruz" dedi.

Öğrencilerin yeni döneme daha çabuk adapte olmalarını sağlamak için söyleşi yapma kararı aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Çakmak, "Öğrenciler yaşananlarla ilgili merak ettikleri konuları mail üzerindenh ve sosyal medyadan ulaştırıyorlardı. Biz de bunları tek tek cevaplandırmak yerine söyleşi platformu hazırladık. Platforma kaydolan yaklaşık 4 bin 500 öğrencimizle online söyleşi düzenledik. Kendilerine süreci anlatıyorum ve online eğitimle ilgili yapacaklarımız hakkında bilgi verdim. Öğrencilerimize bundan sonraki planlarımızı ve yol haritamızı anlatarak süreci en sağlıklı şekilde nasıl yürütebileceğimizi birlikte istişare etmiş olduk" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Rektör Çakmak'ın laptop bilgisayarını ayarlaması-Rektör Çakmak'la röp-Söyleşiyi başlatan Çakmak'ın öğrencilerle konuşması-Online söyleşiden genel ve detaylar-Söyleşinin ekrana yansıtılması-Rektör Çakmak'ın odası

Haber: Salih TEKİN - Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

Haber Kodu : 200331017

=======================================

İlçeye inen dağ keçilerini görüntüledi, sözleri gülümsetti

ERZİNCAN'ın Kemaliye ilçesinde, koronavirüs nedeniyle vatandaşların evlerinde kalmasının ardından dağ keçileri ilçe yakınlarına kadar indi. Rehber ve fotoğrafçı Şevket Gültekin ilçeye inen dağ keçilerini görüntüledi. Gültekin'in dağ keçilerine seslenmesi gülümsetti.

Doğa ve turistik güzelliği ile tanınan Kemaliye ilçesinde vatandaşlar, yetkililerin 'evde kal' çağrılarına uyarak sokağa çıkmamaya başladı. Bunun üzerine ilçede sokaklar sessizleşirken, dağ keçileri de bölgeye yakın alanlara indi. Sosyal hayatın kısıtlandığı ilçede vatandaşlar, camlarından yaban hayatını izlemeye başladı.

Bu sırada bölgede tur rehberliği ve fotoğrafçılık yapan Şevket Gültekin, Şırzı Köprüsü yakınlarında dağ keçisi sürüsüne rastladı. Ağaçlara tırmanan keçileri görüntülerken hayvanlara seslenen Gültekin, "İn aşağı yavrum, düşeceksin, ne işin var senin ağaçta. Yavrum, koçum ağaçların başında ne işiniz var sizin, kime diyorum! gelin fotoğrafınızı çekeyim" dedi. Güntekin'in hayvanlara seslenişi ise izleyenleri gülümsetti. Görüntüde bir süre daha ağaçların üzerinde beslenen keçi sürüsü daha sonra gözden kayboldu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Dağ keçilerinin görüntüsü-Tur rehberinin keçilerle sohbet etmesi

Haber-Kamera: Coşkun MENEK/ ERZİNCAN,

Haber Kodu : 200331016

==========================

Erzurum esnafından, 'Taksitini evden öde' çağrısı

ÇİN'in Wuhan şehrinde ortaya çıkmasının ardından dünyanın dört bir yanına yayılan koronavirüs nedeniyle birçok sektörde yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle zor durumda kalan Erzurum esnafı, 'Taksitini evden öde' çağrısında bulundu. Dışarı çıkamayan müşterilerin kendilerini aramaları halinde post cihazları ile evlerine giderek taksit ödemelerini yapabileceklerini söyleyen işyeri sahipleri, "Siz gelemiyorsanız biz geliriz. Halkımız taksitini ödeyerek, esnafını korumalı. Yoksa hepimiz batarız" dedi.

Koronavirüs salgınının ülkemizde günlük hayata paralel, iş hayatını ve ekonomiyi sarsmaya başlamasıyla birlikte pek çok işletme sahibi ve küçük esnafı da piyasalardaki durgunluk nedeniyle kara kara düşündürmeye başladı. Erzurum'da bir araya gelen yaklaşık 100 esnaf, müşterilerine 'Taksitini öde, esnafını koru' çağrısında bulundu. Başlattıkları ayakta kalma mücadelesinde müşterilerinin taksitlerini ödemeleri ile birlikte bu zor günleri aşabileceklerine inandıklarını ifade eden Erzurumlu esnaflardan Emre Çarıkcıoğlu, şöyle konuştu:

"10 Mart 2020 tarihinden itibaren ülkemizin gündemine oturan Covid-19 virüs salgını nedeniyle ülke bazında alınan kısmi tedbirler içerisine sektörel anlamda giremediğimiz için kendi tedbirlerimizi aldık. Bu doğrultuda tüm mağazalarımızda hijyenik bir ortam sağlamaya azami şekilde dikkat ediyoruz. Aynı zamanda çalışma arkadaşlarımızın mesai saatlerini kısmi olarak azaltmış bulunuyoruz. Hem devletimize ek bir yük getirmemek hem de çalışanlarımızı işsizlik kaygısıyla başbaşa bırakmamak adına ayakta kalmak ve istihdamı sürdürmek zorunda olduğumuzun bilincindeyiz. Yerel Erzurum esnafları olarak hiçbir şekilde ücretsiz izin ve işçi çıkarma yollarına başvurmadan ayakta kalma mücadelemize devam edeceğiz. Devamlılığımızı, müşterilerimizin taksit ödemeleriyle sağlayacağını bilmelerini istiyoruz. Yerel Erzurum esnafları olarak işyerlerimizi açık tutma amacımız para kazanma ve kar etme dürtüsü değil, işletmelerimizi ayakta tutabilmek ve çalışma arkadaşlarımızla olan birlikteliğimize devam etme gayretidir. Bu sürecin kısa sürede sona ermesini umuyor ve müşterilerimize, 'Taksitini öde, esnafını koru' çağrısında bulunuyoruz."

Salgın hastalığa rağmen devletin herkese maaşını ödediğini sözlerine ekleyen Çarıkcıoğlu, "Sağlık için herkesin evde kalmasını sonuna kadar destekliyoruz. Tek isteğimiz halkımızın ödeme günü geldiğinde bizi telefonla arayıp taksitini evden ödemesi. Taksit ödenmediği tekdirde, herkes çalışanı ile yollarını ayırmak zorunda kalacak ve binlerce kişi işsiz kalacak. Bu sefer bizim ücret alamayan işçilerimizde borçlu olduğu yerlere ödeme yapamayınca çark dönmeyecek ve çok daha kötü günler yaşayacağız" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Tahsilat yapmak için iş yerinden çıkan çalışan -Apartmanın önüne gelmesi-Apartmana girmesi-Tahsilat yapacağı vatandaşın zilini çalması -Pos cihazı ile tahsilat yapması -Ödeme yapan vatandaş ile röp-Vatandaşının kızın evde kal çağrısı-İş yeri çalışanı ile röp-Mağaza sahibi Emre Çarıkçıoğlu ile röp

Haber: Turgay İPEK - Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

Haber Kodu : 200331018

=================================

SAÜ'den YÖK'e Uzaktan Eğitim Merkezi kurma önerisi

SAKARYA Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan, Yükseköğretim Kurulu'na merkezi Uzaktan Eğitim Merkezi kurulması önerisinde bulunduklarını belirterek, "İnternet temelli uzaktan eğitim teknolojilerini Türkiye'ye yayabiliriz. Tüm üniversiteleri uzaktan eğitim portalında bir araya getirebiliriz. Her üniversite kendi içeriklerini üretebilir, hocaları kendi derslerini açabilir" dedi.

Koronavirüs nedeniyle alınan tedbirler kapsamında uzaktan eğitim yöntemiyle eğitim verileceğinin açıklanmasının ardından tüm dersleri canlı yayınlayan ve hiçbir sorun yaşamayan Sakarya Üniversitesi, YÖK'e ulusal kapsamda Uzaktan Eğitim Merkezi kurma teklifinde bulundu. Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan, "YÖK aldığı kararla tüm üniversitelerde uzaktan eğitime geçildiğini bildirdi. Bu kararın ardından Sakarya Üniversitesi, 23 Mart itibariyle tüm programlarda uzaktan eğitime geçen ve bunların tamamını canlı yayınla yapabilen belki de tek üniversite oldu. Sakarya Üniversitesi web temelli uzaktan eğitim teknolojilerini geliştiren ve ilk uygulayan üniversitedir. 2000'li yılların başından beri bu teknolojiler hem geliştiriliyor hem de tüm alanlarda uygulanıyor" dedi.

"TÜM ÜNİVERSİTELERİ UZAKTAN EĞİTİM PORTALINDA BİR ARAYA GETİREBİLİRİZ"Yükseköğretim Kuruluna merkezi bir uzaktan eğitim sistemi kurma önerisinde bulunduklarını belirten Prof. Dr. Fatih Savaşan, şöyle konuştu:  "1 haftalık bilançomuza baktığımızda; toplamda 2 bin 415 öğretim üyemiz 3 bin 683 canlı ders yayını yaptı ve 93 bin 824 öğrencimiz bu derslere katılım sağladı. Toplamda 2 bin 804 adet doküman da yine web ortamına aktarıldı. Dolayısıyla, her öğrencimiz en az 1 defa canlı derslerden faydalanmış oldu. Bu kriz dönemlerini bizler fırsata çevirebileceğimizi düşünüyoruz. Bu yüzden üniversitemizin bu tecrübesini Türk yüksek öğretimine yaygınlaştırma isteği ile Yükseköğretim Kurulu'na bir öneride bulunduk. İnternet temelli uzaktan eğitim teknolojilerini Türkiye'ye yayabiliriz. Biz buna başlık olarak 'Uzaktan Eğitim Merkezi' ismini verdik. Tüm üniversiteleri uzaktan eğitim portalında bir araya getirebiliriz. Her üniversite kendi içeriklerini üretebilir, hocaları kendi derslerini açabilir."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ Uzaktan Eğitim Merkezi detay Canlı yayın stüdyoları detay Fatih Savaşan açıklama

HABER-KAMERA: Ramiz Kaan OKTAR/SAKARYA,

Haber Kodu : 200331019

===========================

Batman'dan Avrupa'ya 1 milyar maske

BATMAN'da haftada 10 milyon maske üretimi yapan tekstil firması, Almanya ve İspanya gibi Avrupa ülkelerinden 1 milyar maske siparişi aldı. Sağlık Bakanlığı'nın ihtiyacını karşılamak için de üretimlerini aralıksız sürdürdüklerini anlatan fabrika yetkilisi Cengiz Kaptanoğlu, "Fabrikamızda 3 vardiya sistemiyle çalışıyoruz. Haftalık 10 milyon maske üretiyoruz. Almanya ve İspanya gibi ülkelerden aldığımız 1 milyar maske siparişini en kısa sürede yetiştirmek için çalışmalarımızı hızlı bir şekilde sürdürüyoruz" dedi.

Batman Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet yürüten bir tekstil firmasına Avrupa'dan 1 milyar maske siparişi geldi. Türkiye'de koronavirüs salgınının belirlenmesinin ardından üretimlerini artıran fabrikada, 3 vardiya sistemiyle çalışan işçiler haftada 10 milyon maske üretimini yapıyor.  Fabrika yetkilisi Cengiz Kaptanoğlu, Sağlık Bakanlığı'nın maske ihtiyacını da karşıladıklarını ifade ederek, Avrupa'dan bir firma, çeşitli ülkelerde koronavirüs salgını nedeniyle kullanılacak 1 milyar maske siparişi aldıklarını söyledi.

'HAFTADA 10 MİLYON MASKE ÜRETİYORUZ'Siparişleri yetiştirmek için 550 çalışanla fabrikada üretimi artırdıklarını anlatan Kaptanoğlu, "Fabrikamızda bone, maske ve eldivenle üç vardiya halinde çalışıyoruz. Haftada 10 milyon dolayında maske üretiyoruz. Bir yandan Sağlık Bakanlığı'nın maske ihtiyacını karşılıyoruz, diğer yandan da Avrupa'dan bir firmadan 1 milyar maske siparişi aldık. Üretim kapasitemizi her geçen gün artırıyoruz. Mesai kavramı gözetmeksizin ekip olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Avrupa ülkeleri için aldığımız siparişleri kısa bir sürede teslim etmeyi hedefliyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------------Tekstil fabrikasından görüntü Çalışanlar maske dikerkenKaptanoğlu'nun açıklamarı Maske üretimiGenel ve Detay görüntüler

Haber-Kamera: Arif ARSLAN-Reşat YİĞİZ/BATMAN,

Haber Kodu : 200331022

=================================

Muhtar, mahalleye giriş ve çıkışları yasakladı MARDİN'in Derik ilçesine bağlı kırsal Ambarlı Mahallesi Muhtarı Ferat Çetin, koronavirüs tedbirleri kapsamında karantinaya aldığı mahallede giriş ve çıkışları yasakladı. Muhtar Çetin, "Mahallemize yabancı birinin gelmesini istemiyoruz. Kimse bizi ziyaret etmesin. Mahalle sakinlerinin sağlığını korumak için bu uygulamaya gittik" dedi.

Koronavirüse karşı alınan tedbirler kapsamında vatandaşlara yapılan 'Evde kal' çağrıları sürerken birçok ilde de farklı önlemler alındı. Mardin Derik ilçesine bağlı kırsal Ambarlı Mahallesi'nin muhtarı Ferat Çetin de salgına karşı alınan tedbiler kapsamında mahalleye giriş ve çıkışları yasakladı. Kendi karantinalarını uyguladıklarını söyleyen Çetin, mahalle girişindeki tabelaya 'Virüs nedeniyle köye giriş ve çıkışlar yasaktır' yazısı astı.

200 hane ve 1200 nüfusa sahip olduklarını anlatan muhtar Çetin, mahallelerine ziyaretçi gelmesini istemediğini söyledi. Bu uygulamayı mahalle sakinlerinin sağlığı için hayata geçirdiklerini belirten muhtar Çetin, "Mahallemize ziyaretçilerin gelmesini istemiyoruz. Bunun için köyün girişine 'Virüs nedeniyle köye giriş ve çıkışlar yasaktır' uyarı yazını yazdık. Mahallemizde herhangi bir hastalık yoktur. Herkesin evde kalmasını istiyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü-------------Mahallenin tabelasıMahalleye girilmemesi için yazılanı yazıMuhtar Çetin'in konuşmasıGenel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Emrullah KARAKAŞ/ DERİK (Mardin),

Haber Kodu : 200331029

=============================

Tarihi Kapalıçarşı'da güvenlik önlemleri artırıldı

BURSA'da, koronavirüs tedbirleri kapsamında, içerisinde 4 bin dükkan bulunan ve kentteki ticaretin kalbi olarak bilinen tarihi Kapalıçarşı, 6 Nisan'a kadar kapatıldı. Çoğunlukla kuyumcu esnafının bulunduğu Kapalıçarşı'da, Tarihi Çarşı ve Hanlar Birliği tarafından yüksek güvenlik önlemleri alındı.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünce (UNESCO) Dünya Miras Listesi'ne alınan, 700 yıldır ticaretin kalbi olarak bilinen 450 dönümlük Bursa Hanlar Bölgesi'nde bulunan Kapalı Çarşı, Kozahan ve Uzun Çarşı, bir hafta süreyle kapandı. 4 bin dükkan bulunan Kapalıçarşı'da, koronavirüs tedbirleri kapsamında, çarşı esnafının verdiği dilekçe, Bursa Valiliği tarafından onaylandı. Valiliğin kararı uygun görmesinin ardından Kapalı Çarşı yönetimi, çarşı esnafına, "Kapalıçarşı yönetimimiz Valilik ve Emniyet Müdürlüğü'nün onayıyla kapatma kararı almıştır. Bilgilerinize sunar, sağlıklı günler dileriz" mesajı gönderdi. Bursa ekonomisine yön veren Kapalıçarşı, alınan karar doğrultusunda 6 Nisan'a kadar kapatıldı.

GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ARTIRILDIÖzellikle kuyumcu esnafının çoğunlukta bulunduğu Kapalıçarşı'nın kapatılmasının ardından, Bursa Tarihi Çarşı ve Hanlar Birliği tarafından güvenlik önlemleri artırıldı. Koronavirüs önlemleri kapsamında işyerlerini kapaarını kapatmak zorunda kalan Kapalıçarşı esnafının işletmelerine zarar gelmemesi için 10 kişilik silahlı güvenlik ekibi, 7 gün 24  saat boyunca çalışmalarını sürdürüyor. Güvenlik güçlerinin de desteğini alarak Kapalıçarşı'da hırsızlık, yangın ve benzeri olumsuzluklara karşı tüm önlemlerin alındığını söyleyen Bursa Tarihi Çarşı ve Hanlar Birliği Başkanı Muhsin Özyıldırım, "Sadece çarşı içerisinde 10 kişilik ekip var. Diğer çarşılarda da önlemlerimizi aldık. Çarşı içerisinde çalışan güvenlik görevlilerimiz arasındaki koordinasyonu artırmaya çalışıyoruz. Bütün çarşıdaki kameraları merkezleştirme çalışmalarımız sürüyor. Yangın, hırsızlık  girişimleri ve bunun gibi olaylara karşı tüm önlemlerimizi aldık. Özellikle gündüz emniyet birimlerimiz de bizlere büyük destek veriyor. Bu süreci hep birlikte sorunsuz bir şekilde atlatacağız" dedi.

'BURSA'NIN MERKEZİ KONUMUNDA'Kapalıçarşıda yüksek güvenlik önlemleri aldıklarını söyleyen Vardiya Amiri Cafer Daşlı, "Kapalıçarşı'da güvenliği 10 kişilik silahlı güvenlik ekibi, 50 güvenlik kamerası ve dükkan içi kameralarla sağlamaktayız. 7/24 çalışmaktayız. Dönüşümlü olarak 3 ekip çalışıyoruz. Giriş kısmında genel kameralar var. Çarşı içerisinde ve çıkış kısmında da kamera sistemi var. Bu şekilde güvenliği sağlıyoruz. Alarm sistemleri de mevcut. Kapalıçarşı'nın 700 yıllık bir tarihi var. Bursa'nın merkezi konumunda. Ekonomik anlamda da Bursa'nın merkezi. O yüzden yüksek güvenlik önlemleri alınması söz konusu" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü-------------------------Kapalıçarşı'dan detaylar-Güvenlik kameralarından detaylar-Güvenlikçilerden detaylar-Röportajlar

Haber: Semih ŞAHİN - Kamera: Huzeyfe ÖZDEMİR/BURSA,

Haber Kodu : 200331023

====================================

'Altın kızlar' şampiyonalara çatıda hazırlanıyor

ANTALYA'da, muay thai branşında kazandıkları başarılarla 'altın kızlar' olarak adlandırılan dünya şampiyonu Dilara Karabağ (18) ve Avrupa şampiyonu Ayşin Özkılıç (18), koronavirüs nedeniyle evden çıkamadıkları için oturdukları binanın merdiveninde ve çatısında antrenman yaparak dünya şampiyonasına hazırlanıyor.

Antalya'da yaşayan muay thai milli sporcuları Ayşin Özkılıç ve Dilara Karabağ, koronavirüse yönelik tedbirler kapsamında spor salonlarının faaliyetlerine ara verilmesi ve 'evde kal' çağrılarına uymaları nedeniyle antrenmanlarını oturdukları binada yapmaya başladı. İki milli sporcu yan yana binalarda oturmanın avantajını kullanarak, her gün iki saat antrenman yapıyor. Sağlıklarını korumak için evden çıkmamayı tercih eden iki arkadaş, apartmanlarının merdiveninde koşu yapıp, çatıda baca ve su ısıtmada kullanılan güneş enerji sistemlerinin arasında kuvvet depoluyor.

'EVDE KAL, SPOR YAP' ÇAĞRISINDA BULUNDULARİki milli sporcunun çatıdaki antrenmanına zaman zaman Dilara Karabağ'ın ablası eski dünya şampiyonu Kübra Karabağ da tecrübesiyle destek veriyor. Sosyal mesafe olarak adlandırılan bir metre yaklaşmama kuralına uyduklarını ve boks eldivenlerinin hijyenine dikkat ettiklerini anlatan milli sporcular, çatıda balkon korkuluklarını esneme hareketi yaparken, baca duvarlarını da kum torbası gibi kullandıklarını söyledi. Milli sporcular, koronavirüse yönelik tedbir amacıyla evden dışarı çıkmayanlara vakitlerini eğlenceli hale getirmek ve zinde kalmaları için 'Evde kal. Spor yap' çağrısında bulundu.

'PERFORMANSIMIZI KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ'Ay yıldızlı formayla 3 yılda 3 Türkiye, 1 Avrupa, 2 Avrupa Muaythai Federasyon Kupası şampiyonluğu ile dünya 2'nciliği kazanan Ayşin Özkılıç, "Bu yıl ülkemi dünya şampiyonasında temsil edeceğim. Büyükler U23 Dünya Şampiyonası 5- 13 Haziran ayında Abu Dabi'de yapılması bekleniyor. Koronavirüs sebebiyle şampiyonanın ertelenmesi söz konusu. Salonların kapalı olması nedeniyle antrenman yapamıyoruz fakat milli takımdan arkadaşımla evimizde, binamızın çatısında, apartman merdiveninde çalışarak performansımızı korumaya çalışıyoruz" dedi.

'ÜLKEMİ EN İYİ TEMSİL ETMEK İÇİN HAZIR OLMAYA ÇALIŞIYORUM'Muaythai branşında son iki senede üst üste Türkiye şampiyonluğu kazanan ve geçen yıl da 75 kilo üst genç kategorisinde dünya şampiyonluğunu elde eden milli sporcu Dilara Karabağ, koronavirüs nedeniyle müsabakaların ertelendiğini hatırlattı. Salgın sonrası gerçekleştirilecek müsabakalara hazır olmak için imkanları doğrultusunda çalışmalar yaptıklarını anlatan Karabağ, "Evimizde, balkonda, bina çatısında antrenmanlara devam ediyoruz. Büyükler dünya şampiyonasına hazırlanıyorum. Hedefim dünya şampiyonasında altın madalya kazanmak. Şampiyonalarda en iyi şekilde ülkemizi temsil etmek için kendimi hazır tutmaya çalışıyorum. Kasım ayında Avrupa Muaythai Federasyon Kupası'nda mücadele edeceğim. Avrupa kupasında da birinci olmak istiyorum" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Sporcu kızların çatıya çıkmalarıÇatıda günısı önünde ısınma hareketleri yapmalarıÇatı duvarında esneme,şınav ve mekik çekmeleriÇatıda koşmalarıİp atlamalarıÇatı baca duvarında esneme hareketi yapmalarıRÖP 1: Ayşin ÖzkılıçRÖP 2: Dilara KarabağDetaylar

HABER: Tolga YILDIRIM- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

Haber Kodu : 200331046

======================================

Antalya Havalimanı'nda apron boşaldı, uçaklar parka çekildi ANTALYA Havalimanı'nda, normal zamanda her 2 dakikada bir uçak havalanırken, koronavirüs tedbirleri kapsamında apron, boşaldı. Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin geldiği Antalya Havalimanı'nda uçaklar, parka çekildi, yoğunluk ise yüzde 90 oranında azaldı.

Koronavirüs önlemleri kapsamında yurt dışı uçuşlar geçici süreyle yasaklanırken, yurt içi uçuşlar ise valiliklerin iznine bırakıldı. Geçen yıl gelen- giden yolcu olarak 70 milyon kişinin kullandığı, gün bazında ise ortalama 200 bin yolcu hareketinin yaşandığı Antalya Havalimanı, koronavirüs önlemlerinden sonra sessizliğe büründü. Geçen yıl turizm rekorlarının kırılmasında önemli yeri olan Antalya Havalimanı'nda, yazın en yoğun günlerde her 2 dakikada bir uçak iniş- kalkış yaparken, gün içinde yaklaşık 200 bin kişi hizmet aldı. Tedbirlerden sonra yoğun günlerden eser kalmazken, havalimanında hareketlilik yüzde 90 oranında azaldı. Normal zamanda önünde uzun kuyrukların oluştuğu bilet gişelerinin ve bagaj teslim noktalarının boş olması dikkat çekti. Ayrıca buradaki alanlara, 'sosyal mesafe' kuralına uyulması için 2'şer metre aralıklı uyarı bantları çekildi.

TERMAL KAMERAYLA ISI TESPİTİHavalimanında koronavirüse karşı bazı hijyen tedbirlerinin de alındığı görüldü. Girişte güvenlik işlemleri sırasında, X-ray noktalarından geçen az sayıda yolcuyu güvenlik görevlileri, tek sırayla alırken, güvenlik noktalarında yolcuların kemer, metal para ve cep telefonu gibi eşyaları içine koyduğu plastik kaplar da dezenfektan ile sürekli yıkanıyor. Ayrıca ilk kontrolden geçen yolcular, biletlerini alıp, uçağa binecekleri kapıya geldiklerinde ise son kez kontrolden geçip, bu defa termal kamerayla vücut ısıları tespit ediliyor.

İZİN KOMİSYONLARI ÇALIŞIYORUçuşların valilik izinlerine bağlı olması nedeniyle otobüs terminalinde olduğu gibi havalimanında da izin komisyonu kurularak, görev yapmaya başladı. Komisyona başvuran yolcular, seyahat izin belgesi aldıktan sonra hizmet veren firmalardan bilet alabiliyor. Sefer sayılarının azaldığı ve bekleme sürelerinin en az 4 saati bulduğu öğrenilen havalimanında apronun ise boş görüntüsü dikkat çekti. Uçakların apronda park pozisyonunda olduğu görüldü.

'BİLET FİYATLARI ARTMIŞ'Ağrı'ya gitmek için havalimanına geldiğini ve 1 gündür beklediğini belirten Hayati Aslan, "Gelip erkenden alalım, dedik. Ama mağdur olduk. Açıkta kaldık. Tüm seferler iptal oldu, izin dilekçelerini verdik, bekliyoruz. Bilet fiyatlarında artış olmuş. Biletlerimiz de iptal edilmiş. Mağduriyetimiz giderilsin ve bizi artık göndersinler" diye konuştu. Van'a gitmek için havalimanında bekleyen Mehmet Yıldız ise Ankara'ya gideceğini ve oradan aktarma yapacağını söyledi. Kalacak yerinin olmadığını ve Ankara'ya nasıl gideceğini de bilmediğini belirten Yıldız, "Günlerdir burada bekliyorum. Buradan Ankara'ya gönderecekler orada 2 gün bekleyecekmişim, oradan da nasıl olacak bilmiyorum. Biletlerin fiyatı da arttı" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Evraklarını dolduran vatandaşların görüntüsüSırada bekleyen vatandaşların görüntüsüİzin masasından detay görüntülerAprondan detay görüntülerBekleyen uçakların detay görüntüleriBilet işlemlerini gerçekleştiren vatandaşların görüntüsüYolcular uçaga binerken görüntülerMuhabir Alparslan ÇINAR'ın anonsları Valiz alma kısmından detay görüntüApronun drone görüntüsü

HABER: Alparslan ÇINAR- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA,

Haber Kodu : 200331025

=====================================

Akaryakıt istasyonuna getirilen araçlar dezenfekte ediliyor DENİZLİ'nin Pamukkale ilçesindeki akaryakıt istasyonunda, koronavirüs salgınına karşı müşterilerin araçları ücretsiz olarak dezenfekte edilmeye başlandı.

Pamukkale'ye bağlı Yunus Emre Mahallesi'nde bulunan akaryakıt istasyonunda, koronavirüse karşı alınan tedbirler kapsamında, müşterilerin araçlarına ücretsiz dezenfekte işlemi yapılıyor. İstasyonda 2 çalışan, özel kıyafetlerini giyerek, müşterilerin araçlarını özel işlemle temizliyor. Akaryakıt istasyonunun yetkilisi Hüseyin Kesici, koronavirüs salgınından müşterilerinin etkilenmemesi için üzerlerine düşen görevi yerine getirmek amacıyla bu hizmeti verdiklerini söyledi. Kesici, "Devletimizin aldığı önlemlerle bu salgının üstesinden geleceğimize inanıyorum. Biz de bu konuda elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz. Günlük yaklaşık 350 aracı dezenfekte ediyoruz. Müşteriler çok güzel tepkiler veriyor. Bütçemiz yettiği kadar dezenfekte etmeye devam edeceğiz. Akaryakıt alması önemli değil. Dezenfekte ettirmek isteyenler gelip araçlarını ilaçlatabilirler. Bu işi gönüllü olarak yapıyoruz. Devletimize ve milletimize yardımcı olabiliyorsak ne mutlu bize" diye konuştu.

Akaryakıt istasyonunda minibüsünü dezenfekte ettiren Murat Karakılıç ise uygulamadan memnun olduğunu belirterek, "Personel aracımın içini komple ilaçladı. Elle dokunulan her yer temizlendi. Çok güzel bir uygulama. Çok memnun kaldım. Aracım hijyenik bir şekilde yolcu taşımaya hazır duruma geldi" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Akaryakıt istasyonundan görüntüMinibüsün yakıt almasıMinibüsün dezenfekte edilmesiAkaryakıt istasyonundaki dezenfeksiyon afişinden görüntüMinibüs sürücüsü Murat Karakılıç ile röportajİstasyon yetkilisi Hüseyin Kesici ile röportaj

Haber-Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,

Haber Kodu : 200331047

==========================

Zümrüdüanka ve barış güvercini güneş saatinde buluşacak MUĞLA'nın Datça ilçesinde heykeltıraş Elbruz Denge (51), 2,5 tonluk mermer güneş saati eserinde, küllerinden doğan Zümrüdüanka ile barış güvercinini buluşturacak.

Datça'da, bugüne kadar Knidos Aslanı'ndan, Fok bademe kadar birçok esere imza atan Elbruz Denge, bu kez eski çağlardaki insanların, güneşin ufuk üstündeki hareketinden yola çıkarak yaptıkları güneş saatinin benzerini yapmak için kollarını sıvadı. Datça'daki atölyesinde 5 tonluk mermer blokların üzerinde yaklaşık 3 aydır çalışan Denge, güneş saatinin büyük bir bölümünü tamamladı. Eserinde barış güverciniyle küllerinden tekrar hayat bulan Zümrüdüankayı birlikte betimleyen Denge, güneş saatinin 2 metre çapında ve 2,5 ton ağırlığında olacağını söyledi. Datça'da bir otelin güney duvarına düşey olarak konulması planlanan güneş saatinin, en geç 1 ay içinde tamamlanması bekleniyor.

Kendisine güneş saati yapması konusunda teklif geldiğinde barışın ve savaşın, iyilik ve kötülüğün temsil edildiği bir eser yapmak istediğini ifade eden Denge, "Yapacağım eser, düşey bir güneş saati olacak. Güneş saatinin alt tarafında, kuyruğu açılmış bir kuş yer alacak. Bu çalışmayı bir güvercinden esinlenerek yaptım. Kuşun ağzında taşıdığı zeytin dalı, gölge çubuğu olarak kuyruğun üzerindeki saat dilimlerine gölgesini verecek" dedi. Ucunda tek bir zeytin tanesi olan dalı taşıyan kuşun barış güvercinini temsil edeceğini belirten Denge, "Bu eserde aynı anda Anka kuşuna (Zümrüdüanka) da bir gönderme var. Barışın yok olup, ortadan kaybolması ve sonra her şeye inat yeniden ortaya çıkışını, küllerinden doğan Anka kuşu ile anlatmak istedim. Bu güneş saati bir anlamda, barış güverciniyle Anka kuşunun buluşması olacak. Güneş saatinin yuvarlak olan bölümünde, güneş tutulmasına yer vereceğim. Bu yuvarlağın içine cam bir küre koyacağım. Koyu bir cam olacak ve burada güneş tutulmasını anlatacağım. Bu gönderme tekrar eden, birbirinin içine girmiş Yin-Yang (iyilik ve kötülüğün simgesi) örneği gibi tutulma ve var olmayı tekrar tekrar anlatmış olacak" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Elbruz Denge'nin yaptığı güneş saatinden görüntülerElbruz Denge  ile röp.

Haber- Kamera: Mehmet ÇİL/ DATÇA (Muğla),

Haber Kodu : 200331033

==========================

Özel eğitime koronavirüs engeli ÜLKE genelinde, koronavirüse  karşı alınan önlemler kapsamında öğrencilerin birçoğu uzaktan eğitim programına dahil edilirken, özel eğitim gereksinimli çocukların bu haktan yararlanamadığı belirtildi. Engelli çocukları olan aileler, eğitime ara verilmesi nedeniyle çocukların gelişiminde gerileme yaşanmasından korkuyor.

Koronavirüs salgını nedeniyle eğitime 30 Nisan'a kadar ara verilmesi, engelli çocuklara sahip aileleri tedirgin etti. Örgün eğitime gidemeyen ve rehabilitasyon merkezlerinde özel eğitim alması gereken bireylerin uzaktan eğitime dahil olmadığını dile getiren Narlıdere Zihinsel Engelliler Derneği Başkanı Besim Toker, eğitime yaklaşık 45 günlük ara verilmesinin özel çocukların gelişimini olumsuz etkileyeceğini savundu. Özel eğitimin kesintisiz olması gerektiğine dikkat çeken Toker, engelli bireyler için de online eğitim verilmesini istedi. Özel gereksinimli çocukların ihmal edilmemesi gerektiğini dile getiren Toker, "Özel eğitimde yazın bile tatil yoktur. Çünkü özel eğitim kesintisizdir. Ama bu süreçte yaklaşık 45 gün çocuklarımız eğitimden mahrum kalacak. Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim kurumlarında normal gelişim gösteren bireyler için uzaktan eğitim programı hazırladı. Özel gereksinimli çocuklarımız için herhangi bir düzenleme yok. Biz de beklenti içerisindeyiz" dedi. Özel eğitim alan çocukların gündelik yaşamlarında bir değişiklik yaşandığına dikkat çeken Toker, bu durumun bazı davranış değişikliklerine de yol açtığını dile getirdi. Toker, şöyle devam etti:

"Çocuklarımızın çoğunun eğitim, diyet ve spor programları var. Bunlar sekteye uğradı. Aile içerisinde çatışmalar hatta komşularla sorun yaşayanlar var. Ülke genelinde 400 bine yakın çocuk özel eğitim desteği alıyor. Bu çocuklar maalesef eğitimden mahrum. Aileler çaresiz, kurumlar sıkıntılı. Özel eğitim kurumlarında 35 bine yakın çalışan var. Biz ailelerle sürekli iletişim halindeyiz, onlara destek vermeye çalışıyoruz. Duyarlı velilerle iş birliği yapıldığında fayda sağlanır. Bu da belli bir zaman idare eder. Aileler bu süreçte kurumla iletişim halinde olsun. Özel eğitim desteğini online da olsa sürdürsünler. Uzmanlar evleri ziyaret edebilir. Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk'un konuya duyarlılık göstereceğine inanıyoruz. Bakanlık bünyesinde bir kurul oluşturup özel eğitim gereksinimi duyan çocuklarla ilgili bir düzenleme yapsınlar. Bunun beklentisi içindeyiz."

Fizik tedavi desteği alan öğrencilerin de eğitimden uzak kaldığını anlatan Besim Toker, "Onların çalışacakları aletler ve özel eğitim materyalleri kurumlarda bulunuyor ve onları eve taşıma olanağı yok. Fizyoterapistler şimdilik evde yapılabilecek basit bazı egzersizler öneriyor" dedi. Özel eğitimdeki kesintinin acilen giderilmesini isteyen Toker, anne babası çalışan özel çocukların velilerinden en az birinin de izinli sayılması gerektiğini savundu.

TELEVİZYONDAN EĞİTİM İSTEDİNarlıdere'de yaşayan Bülent ve Sevim Karadavut çiftinin 13 yaşındaki kızları, doğuştan serepral palsi hastası Sude Naz Karadavut da koronavirüs önlemleri kapsamında eğitime ara verdi. Kardeşi Yiğit Ali ile birlikte tüm vaktini evde geçiren Sude Naz'ın yoğun fizik tedaviye ihtiyaç duyduğunu anlatan anne Sevim Karadavut, rehabilitasyon merkezinin kapalı olması nedeniyle bu desteği alamadıklarını kaydetti. Aynı zamanda 6'ncı sınıf öğrencisi olan kızlarının gerilemesinden korktuklarını anlatan Karadavut, "Evde bakım çok zor, yetişemiyorum. Bazı etkinlikler için alet gerekiyor. Evdeki çatal, kaşık, oklava ile etkinlik yapıyoruz. 'Evde kal' sürecine biz de uymaya çalışıyoruz. Ama nereye kadar? Bu durum hem sosyallik açısından dezavantajlı hem de özel eğitimi geri kalıyor. Öğretmenler daha güzel ilgileniyordu. Benim bir tane daha çocuğum var. İkisiyle birlikte ilgilenmek çok zor" dedi. Sude Naz'ın haftanın 5 günü okula gittiğini, haftada 8 saat ise özel eğitim aldığını anlatan Karadavut, "Okuldan çıkınca konuşma terapisi ve fizik tedavisi alıyordu. Hepsi yarım kaldı. Normal çocuklar için televizyonlarda eğitim var. Ama bizim için yok" diye konuştu.

'OKULDAN UZAKLAŞIYORLAR'Zihinsel engelli 35 yaşındaki Tuna Coşkun'un annesi emekli fen bilgisi öğretmeni Ayşe Çoşkun da şunları söyledi: "Oğlum haftanın her günü özel eğitime gidiyordu. Diğer okullar televizyondan yayın yapıyor. Bizim çocuklarımız ne olacak? Engelli çocuklarımız için de bir kanalda eğlenceli dersler yapılabilir. Okuldan da uzaklaştı. Şimdi gitmek istemeyecek. Korona belasından ne zaman kurtulacağız diye düşünüp düşünüp depresyona girmek istemiyoruz."Evde sıkılmadığını anlatan Tuna Coşkun ise ağabeyinin ona piyano getirdiğini ve mutlu olduğunu söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Rehabilitasyon merkezindeki boş odalardan görüntü,Fizik tedavi aletleri ve oyun odalarından detay görüntü,Besim Toker ile röportajAnons,Sude Naz'ın evinde annesiyle hamur oynamasından görüntü,Sude Naz'ın akülü arabasıyla evin önünde dolaşmasından görüntü,Sude'nin annesi Sevim Karadavut ile röportajTuna'nın annesiyle birlikte detay görüntüsü,Tuna ve annesi Ayşe Coşkun ile röportaj

Haber - Kamera: Nevra UÇKAÇ/ İZMİR,

Haber Kodu : 200331026

==========================

Koronavirüs testlerinde 'yalancı negatifliklere' dikkat

KORONAVİRÜSÜN belirtileri olan öksürük, ateş, halsizlik gibi rahatsızlıkları taşıyan vatandaşlar bu şüpheyle testleri yapan sağlık merkezlerinin yolunu tutuyor. Uzmanlar ise ilk etapta testin negatif olmasına rağmen, 24 saat sonra tekrarlandığında pozitif çıkabileceğine dikkat çekiyor. Yalancı negatifliklere karşı dikkatli olmak gerektiğini vurgulayan İzmirli Doktor Görkem Astarcıoğlu, "Bu testte virüsün içinde barındırdığı bazı proteinlerin geni aranıyor. Dolayısıyla genetik materyal yeterli toplanmadıysa, yalancı negatif bulabiliyoruz. Bu yüzden sürüntü örneğinin dikkatli alınması gerekiyor" dedi.

Çin'de ortaya çıkan ve dünya genelinde hızla yayılarak ölümlere yol açan koronavirüsün belirtileri olan öksürük, ateş, halsizlik gibi rahatsızlıkları yaşayan vatandaşlar, bu şüpheyle test yapan sağlık merkezlerinin yolunu tutuyor. Burun mukozasından alınan sürüntü örneğiyle koronavirüs testi yapılırken, uzmanlar ilk etapta testin negatif olmasına rağmen 24 saat sonra tekrarlandığında pozitif çıkabileceğine dikkat çekiyor. Konuyla ilgili konuşan Doktor Görkem Astarcıoğlu, yalancı negatifliklere karşı dikkatli olmak gerektiğini vurguladı. Astarcıoğlu, bulgulara dikkat edilmesi gerektiğini ve testin negatif çıkarsa 24 saat sonra tekrarlanması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Test için hastadan ilk etapta sürüntü örneği alınıyor. Bunu burun mukozasının içinden de alabiliyoruz, daha derinden de alabiliyoruz. Eğer hastanın durumu kötüleştiyse, solunum bulguları ön plana geldiyse veya yoğun bakımda yatıyorsa akciğerin, bronşların içinden balgam örneği almak da tanı duyarlılığını arttırıyor. Bu testin hangi bölgeden alınacak örnekle yapılması hastalığın ne kadar ilerlediğiyle ilgilidir. Bazen burun mukozasından alınan test negatif çıksa da 24 saat tekrarlandığında pozitif çıkabiliyor. Bu noktada bulgulara dikkat edilmesi ve testin gerektiği zaman 24 saat sonra tekrarlanması gerekiyor. Bu testte virüsün içinde barındırdığı bazı proteinlerin geni aranıyor. Dolayısıyla genetik materyal yeterli toplanmadıysa, yalancı negatif bulabiliyoruz. Hastalık ne kadar ilerlerse virüsün geni de vücudumuzda o derece çoğalacağı için pozitif bulunma ihtimali o kadar artacaktır. Başvurulan hekim bulgularla birlikte test negatif olsa dahi kuvvetli şüphe durumunda bu testi tekrarlayacaktır."

'VÜCUDUMUZU KENDİ GENETİK MATERYALİNİ ÇOĞALTMAK İÇİN KULLANIYOR'Virüsün vücudumuzu kendi genetik materyalini çoğaltmak amacıyla kullandığını söyleyen Astarcıoğlu, "Bizim hücrelerimizin çekirdeğine emir veriyor ve kendi nükleik asidini çoğaltıyor. Biz de çoğalan nükleik asiteri yakalayıp, bilgisayar ortamında çoğaltıp PSR adı verilen teknikle yakalamaya çalışıyoruz. Bu test için Sağlık Bakanlığı'nca referans hastaneleri yetkilendirildi. Bu yüzden bulguları taşıdığını düşünenler, yüksek ateş, kuru öksürük, eklem hassasiyeti, giderek halsizleşme gibi şikayetler varsa hastaneye gidip test yaptırılmasını öneriyoruz" dedi.

'AKCİĞER FİLMİNDE BUZLU CAM GÖRÜNTÜSÜ OLUŞUYOR'İlerlemiş aşamalarda akciğer filminde virüsün kendini daha net belli ettiğini ifade eden Astarcıoğlu, "Virüs taşıyan hastaların akciğer filminde 'buzlu cam' görünümü oluşuyor. Akciğer filminden de anlaşılıyor ama esas olarak tomografiden kendini gösteriyor. Akciğerlerin içinde küçük küçük delikler oluşuyor. Beyaz akciğer görüntüsüyle karşılaşıyoruz. Hastalığı geçirmiş ve atlatmış olan kişinin bu hastalığı geçirdiği ise antikor yöntemiyle anlaşılıyor. Bu yöntem bazı yerlerde yapılmaya başlandı ilerleyen günlerde daha fazla yapılacaktır. Bakılan immün globulinin çeşidine göre hastalığın ne kadar sürede geçirildiği anlaşılabiliyor" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜMukoza testi yapılmasından görüntüAkciğer film örneklerinden görüntüDr. Görkem Astarcıoğlu ile röportajMuayeneden genel detay görüntü

Haber: Hande NAYMAN - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

Haber Kodu : 200331028

======================

Aç kalan sokak hayvanlarını nöbetleşe besliyorlar EDİRNE'de, koronavirüs önlemleri kapsamında halkın 'evde kal' çağrılarına uymasıyla sokak hayvanlarının aç kalmaması için belediye ekipleri ile hayvan dostu dernekler, 'nöbetleşe besleme' etkinliğini başlattı. Edirne Belediye Başkanı Yardımcısı Ertuğrul Tanrıkulu, "Şehrin başka yerlerinde besleme yapan hayvan severlerimiz vardı, biz onlarla birlikte bir proje yaptık ve günleri paylaştık. Onlar da şu an Edirne Belediyesi ile birlikte şehrin diğer yerlerinde bizimle birlikte besleme yapıyorlar" dedi.

Koronavirüse karşı alınan önlemler kapsamında, 'evde kal' çağrılarına uyanlar sokağa çıkmayınca ve birçok iş yeri de kapanınca sokak hayvanları, yiyecek bulamamaya başladı. Bunun üzerine hayvanseverlerin çağrılarıyla harekete geçilerek birçok ilde sokak hayvanları için çalışma başlatıldı. Koronavirüse karşı alınan önlemlerin devam ettiği Edirne'de de belediye ve hayvan dostu dernekler, sokak hayvanlarının aç kalmaması için harekete geçti. Edirne Belediyesi'nce yemek artıklarının alındığı fabrikaların faaliyetlerine ara vermesiyle kuru ve yaş mama desteği artırılırken, oluşturulan çizelgeyle sokaktaki hayvanlar, derneklerle birlikte nöbetleşe beslenmeye başlandı.

SOKAK HAYVANLARI İÇİN YAŞ VE KURU MAMA Edirne'de eski çöplük alanında bulunan sokak hayvanları için belediye tarafından düzenli olarak yaş ve kuru mama takviyesinde bulunuldu. Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, kapanan iş yerleriyle yemek tedarikinin de azaldığını belirterek, "Koronavirüs nedeniyle bazı iş yerlerinin, fabrikaların işlerini durdurması, yemekhanelerin azalmasına neden oldu. Biz de hemen bunu fark ettikten sonra kuru ve yaş mama aldık. Şu anda en büyük yemek tedarikçimiz Sultan 1'inci Murat Devlet Hastanesi. Oradan kalan yemekleri alarak da buradaki canlara takviye yapıyoruz. Bunları da her gün sosyal medyadan yayınlıyoruz ki hayvan severlerimiz tedirgin olmasın diye" dedi.

'SOKAK CANLARIMIZA DA BAKIYORUZ'Kentin çeşitli bölgelerinde yaşayan sokak hayvanlarının da aç kalmaması için hayvansever derneklerle proje başlattıklarını anlatan Tanrıkulu, "Şehrin başka yerlerinde besleme yapan hayvan severlerimiz vardı, biz onlarla birlikte bir proje yaptık ve günleri paylaştık. Onlar da şu an Edirne Belediyesi ile birlikte şehrin diğer yerlerinde bizimle birlikte besleme yapıyorlar. Buradan tekrar Edirne halkına çağrıda bulunuyorum. Lütfen evde kalsınlar, sokak canlarımıza da bakıyoruz, onları hiç merak etmesinler. Biz onlara bakıyoruz. Yeter ki herkes evinde kalsın, ihtiyacı olmadığı sürece lütfen dışarı çıkmasınlar" diye konuştu.

'YEMEK ARTIKLARIMIZI SOKAK HAYVANLARINA VEREBİLİRİZ'Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu Edirne İl Temsilcisi Yağmur Islattı ise özellikle kent sokaklarında yaşayan hayvanların, yemek tedarik edilen iş yerlerinin kapanmasıyla yiyecek sıkıntısı çektiğini ve bu nedenle besleme etkinliklerini sıklaştırdıklarını kaydetti. Islattı, "Virüsten dolayı herkes evine kapandı, bunda çok haklılar ama bunun bir de hayvanlarla alakalı boyutu var ve bu konuda çok sıkıntı yaşıyoruz. Herkes evinin önüne mama bırakmaya çalışıyor ama birçok lokantadan, farklı işletmelerden çıkan yemeklerden beslenen hayvanlar şu anda açlıkla burun buruna gelmiş durumda. Onlar için açlık ciddi boyutlara ulaştı, diyebiliriz şu anda. Bu nedenle hayvan severlerin eskiye nazaran biraz daha titiz olması gerekiyor. Dışarı çıkmayalım ama en azından çöpe atacağımız yemeği bir kaba koyarak, yanına da bir su koyarak çöpün yanına bırakalım. Bu bizler için çok külfet olacak bir iş değil" dedi.

'EN KÖTÜ SENARYOYA HAZIRLANARAK HAREKET EDİYORUZ'Hayvanseverler olarak en kötü senaryoya kendilerini hazırlayarak hareket ettiklerini belirten Islattı, "Biz en azından Edirne halkı olarak en kötü senaryoya kendimizi hazırlayarak hareket ediyoruz ve hayvanlarımızı bu süreçte mağdur etmeyeceğiz. Biz birlikte başaracağız ve bu süreci birlikte atlatacağız" diye konuştu.Edirne'de yaşayan hayvansever Buse Çınar ise elinden geldiğince evinin etrafındaki hayvanları beslemeye çalıştığını belirterek, "Ben kedi besliyorum evde. Dışarı çıktığımda sokaktaki canlara onun mamasından veriyorum. Bazen ekstra mama alıp evimin önüne koyuyorum. Araçla geçerken gördüğümde, kedi ve köpek olsun onları besliyorum. Elimden geldiğince onları ihmal etmemeye çalışıyorum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜBelediye ekiplerinin eski çöplük bölgesinde köpekleri beslemesiKöpekler yemek yerken detaylarGörevliler beslerken detaylarBelediye Başkan Yardımcısı Tanrıkulu röportajDayanışma Hayvan Hakları İl Temsilcisi Yağmur Islattı röportajIslattı'nın hayvanları sevmesi ve ilgilenmesiVatandaşla röportaj

Haber - Kamera: Olgay GÜLER/ EDİRNE,

Haber Kodu : 200331036

================================

Limona talep arttı, yeteri kadar ürün var DÜNYAYI etkisi altına alan koronavirüs salgını C vitamini deposu olan narenciyeye talebi artırdı. Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz, limon tüketiminin beklediklerinin üzerinde seyrettiğini ama piyasaya verecekleri ürünlerinin mevcut olduğunu söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü'nce pandemi ilan edilen koronavirüs, limona olan talebi artırdı. Uzmanların özellikle 'C vitamini tüketin' çağrıları üzerine vatandaşlar limona yöneldi. Limona olan talep artınca, fiyatlarda da yükseliş gözlemlendi. Erdemli ilçesinde kısa süre öncesine kadar kilosu 2 TL'ye hasat edilen limonun fiyatı, talebin artmasıyla dalında 5 TL'ye, halde ise 7 TL'ye kadar yükseldi. Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kaçmaz, limon tüketiminin beklediklerinin üzerinde seyrettiğini söyledi. Limonun her mevsim tercih edilen bir ürün olduğunu dile getiren Kaçmaz, "Limon C vitamini yönünden zengin olduğu için bağışıklık direncimizi artırıyor. Bilim insanları da biz de limonun tüketilmesini öneriyoruz. Çukurova bölgemizde de narenciye ürünlerine sahibiz. Üretimimiz sağlıklı bir şekilde yapılıyor. Narenciyede dünyada önemli bir yerdeyiz. Şu an mevsim sonuna yaklaşıktık ama piyasaya vereceğimiz ürünler elimizde mevcut. Vatandaşlarımız endişelenmesin" dedi.

'FAHİŞ FİYAT ARTIŞINA KARŞI KOOPERATİFÇİLİK ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ'Limonun bazı bölgelerde fahiş fiyata satılmasını değerlendiren Kaçmaz, "Sadece limonda değil birçok tarım ürününde bu sorunu yaşıyoruz. Üreticiden tüketiciye nasıl ulaştırabiliriz onu düşünüyoruz. Amacımız, hem üreticinin kazanması hem de tüketicinin daha ucuza ürün alması. Bu doğrultuda çalışma yapıyoruz ama ne yazık ki arada bir çok aracı olduğundan fiyatlar zaman zaman fahiş noktalara yükseliyor. Biz de bunun önüne geçmek için kooperatifçilik üzerinde çalışıyoruz. Diğer yandan da ihracat sektörünün etkilenmemesi gerekiyor. Bu doğrultuda da planlarımızı yaptık" diye konuştu.

'KİMSE ENDİŞELENMESİN'Erdemli Ziraat Odası Başkanı Rasim Şahin de, limonda hasadın sonuna geldiklerini, dalında 4-5 TL'den satılan limonun kilogramının büyük kentlerde 15 TL'den satışa sunulduğunu kaydetti. Şahin, şöyle devam ettti: "Limon fiyatları artınca hemen ihracata kısıtlamalar ve ihracata yasaklamalar geliyor. Limonda sıkıntımız yok. Fiyatlar artınca limonun ihracat kapılarının kapanması üreticiler için handikap olur. Erdemli'de soğuk havada ve depolarda iç piyasaya ve ihracata yetecek kadar limonumuz mevcut. İlçemizde 10 limon paketleme fabrikalarımız var. Bu fabrikalar her gün çalışıyor. Eğer, ihracat kapıları kapanırsa üreticilerimiz ve tüccarlarımız perişan olur. Biz limon ihracatının kapanmasını istemiyoruz. Kim ne kadar limon isterse gönderebiliriz. Yılda 450 bin ton limonun üretildiği Erdemli'de halen yaklaşık olarak 250 bin ton limon muhafaza edilmektedir. Kimsenin endişelenmesini istemiyoruz."

'LİMONUN KİLOSU 7 TL'YE MAL OLUYOR'Erdemli'de üretici ve aynı zamanda limon paketleme fabrikası sahibi Erdoğan Yaşar ise, şunları kaydetti: "Bu yıl üreticinin yüzü biraz olsun güldü. Şu anda dalında 4- 5 TL'den alınan limonlar fabrikalara gelip işlendikten sonra 7 TL'ye mal ediliyor ve gönderiliyor. İlçemizde limon sıkıntısı yok. Hem iç piyasaya hem de ihracata yetecek kadar limonlarımız var. Bizim isteğimiz ihracat kapılarının kapanmaması. İhracata da limon göndermeliyiz. İhracata mal göndermezsek ülkemize döviz girdisi de yapamayız. Üreticilerimiz de sıkıntıya düşer."

Görüntü Dökümü-------------------------Limon bahçesinden görüntüLimonlar toplanırken görüntüLimonlar paketlenirken görüntüKemal Kaçmaz ile röpLimonlar kasalarla kamyonete yüklenirken Limon işletme fabrikasından görüntüLimonlar işlenirkenLimonlar paketlenirkenMehmet Doğaner (muhabir) anons Röpler

Haber-Kamera: Mustafa ERCAN-Soner AYDIN-Mehmet DOĞANER/ERDEMLİ (Mersin),

Haber Kodu : 200331048


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ -TEKRAR - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement