Ergenekon Davası'nın Gerekçeli Kararı - Son Dakika
Güncel

Ergenekon Davası'nın Gerekçeli Kararı

Kararda, sanık Yalçın Küçük'ün, "Ergenekon terör örgütü içindeki faaliyetleri noktasında Doğu Perinçek ile örgütün reorganizesinde görev alması, örgütün faaliyetlerinin düzenlenmesinde, örgüt kararlarının alınması ve uygulanmasında emir ve talimat verme yetkisine sahip olması" nedeniyle örgütün yöneticisi.

03.04.2014 17:23
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ergenekon Davası'nın gerekçeli kararında, sanık Yalçın Küçük'ün, "Ergenekon terör örgütü içindeki faaliyetleri noktasında Doğu Perinçek ile örgütün reorganizesinde görev alması, örgütün faaliyetlerinin düzenlenmesinde, örgüt kararlarının alınması ve uygulanmasında emir ve talimat verme yetkisine sahip olması" nedeniyle örgütün yöneticisi oldugˆunun tespit edildiği belirtildi.

Gerekçeli kararın, sanıkların bireysel değerlendirmesinin yapıldığı bölümünde sanık Küçük'ün, "Ergenekon ve Panzehir isimli örgüt belgelerinde öngörüldüğü şekilde terör örgütlerini ve örgüt liderlerini yönlendirme, onlara ideolojik eğitim vererek örgütün amaçlarına uygun faaliyetlerde bulunmalarını sağlamakla görevli Ergenekon silahlı terör örgütü mensubu olduğu, PKK terör örgütü militanlarına açıkça eğitim verdiği, eğitimlerde Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet olmanın asgari koşullarını belli yerlerde sağlayamadığını, bu nedenle meşruiyetini kaybettiğini, asker alma ve vergi toplama gibi koşulları yerine getirmesi halinde PKK'nın o yerde meşru bir otorite hatta devlet olacağını ve o yerlerin sahibi olacağını söylediği" ifade edildi.

Küçük'ün, böylece terör eylemlerini haklı, PKK terör örgütünü meşru, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni de aciz göstermeye çalıştığı vurgulanan kararda, şu değerlendirmede bulunuldu:

"Keza, örgüte ne yapması gerektiğini de işaret edip, örgütün terör eylemleri yaptığı bölgelerde asker alması ve vergi toplaması gerektiğini, bu şekilde o bölgelere hükmedebileceğini yani devlet olacağını söylediği, Abdullah Öcalan'a zaman zaman danışmanlık yaparak nasıl yol izlemesi gerektiğini anlattığı, örgütü yönlendirdiği, örgütün faaliyetlerini sürdürmesi için fikri ve ideolojik eğitim verdiği, Ergenekon terör örgütü içindeki faaliyetleri noktasında Doğu Perinçek ile birlikte örgütün reorganizesinde görev aldığı, örgütün faaliyetlerinin düzenlenmesinde, örgüt kararlarının alınması ve uygulanmasında emir ve talimat verme yetkisine sahip olması nedeniyle örgüt yöneticisi konumunda bulunduğu sabit görülmüştür."

Kararda, dosyaya getirtilen TİB ve GSM şirketleri kayıtlarına göre, sanık Yalçın Küçük'ün kullandığı telefon hatlarıyla davadaki 17 sanığın telefon hatları arasında irtibat bulunduğunun tespit edildiği, aramalarda Veli Küçük'ün yanı sıra bazı sanıklarda da bulunan "Ergenekon" isimli örgüt ana belgesinde, örgütün faaliyet alanı ve örgüt eleman profili konusunda yeni bir yapılanmayla 21. yüzyıla girilmesinin hedeflendiğinin açıkça vurgulandığı ifade edildi.

"Askeri müdahaleler 'darbe', örgüt tarafından veya yönlendirmeleriyle yapılanlar ise 'devrim"

Kararda, "Ergenekon" isimli belgenin "Terör" başlığı altında, terör gruplarının mutlaka kontrol altında tutulması gerektiğinin belirtildiği ve gereğinde "naylon terör grupları" oluşturularak, terör dünyasına yön verilmesi ve güçlü istihbarat örgütlerinin kurguladığı oyunun içinde mutlaka yer alınması gerektiğinin vurgulandığı anlatıldı.

"Panzehir" başlıklı örgüt belgesinde, Abdullah Öcalan'ın cezaevinden örgütü, "güvenilir kuryeler" aracılığıyla idare etmesinin amaçlandığı belirtilen kararda, ayrıca PKK başkanlık konseyi içinde Ergenekon terör örgütü mensuplarının yer almasının sağlanıp, bölücü örgütün yapısının ve faaliyetlerinin Ergenekon adına kontrol altına alınması gerekliliğinin ifade edildiği kaydedildi.

Kararda, örgüt belgeleri göz önünde tutularak sanık Yalçın Küçük'ün eylemlerinin kategorik olarak ele alındığı, sanığın ele geçirilen defterinin 6'ncı sayfasındaki beyanlarından, belirli bir ideolojik görüşü veya duruşunun olmadığı, tek amacının PKK terör örgütünü, Ergenekon terör örgütünün amaçları doğrultusunda yönlendirmek olduğunun anlaşıldığı aktarıldı.

Küçük'ün, "Mustafa Kemal Atatürk ile Abdullah Öcalan'ı eş değerdeki halk önderleri olarak gördüğünü" söylediği belirtilen kararda, "Terör örgütü liderini bölücü olarak değil de bir halk kahramanı olarak gösterdiği ve bu şekilde yaptığı programlar ile örgüt üyelerini motive edip kararlılıklarını artırdığı görülmüştür" denildi.

Kararda, Küçük'ün savunmalarında, 1960 ihtilalinin devrim olduğunu, 1980 ve 1971'deki askeri müdahalelerin devrim olmadığını beyan ettiğinin görüldüğü anlatılarak, şu ifadelere yer verildi:

"Geçmişte Ergenekon terör örgütünün kontrolü dışında yapılan askeri müdahalelere 'darbe', örgüt tarafından veya yönlendirmeleriyle yapılanlara ise 'devrim' dediğinin anlaşıldığı, sanık Doğu Perinçek'in de benzer bir tutum sergileyerek halk-ordu işbirliği ile darbe yapmayı 'milli demokratik devrim' diye tanımladığı göz önüne alındığında, her iki sanığın fikir ve amaç birliği içinde oldukları, Danıştay olayı sonrasında ise ajandasına '1960 devirdik şimdi yine devireceğiz" diyerek Danıştay saldırısını da isyanın başlangıcı olarak el yazısıyla not ettiği görülmüştür. Sanığın pek çok TV programı, söyleşi, panel gibi toplantılarda Ergenekon terör örgütünün nihai amacı olan ve pek çok sanığın seslendirdiği şekilde bir askeri müdahale yapılması konusunda çağrıda bulunduğu, örgütün darbe yapma yönündeki ideolojik fikirlerini yaymaya çalıştığı anlaşılmıştır."

"Küçük'ün, Perinçek ile örgütün reorganizesinde görev aldığı sabit görülmüştür"

Kararda, sanık Yalçın Küçük'ün sabit kabul edilen eylemleri değerlendirildiğinde, sanığın örgütle organik bağ kurup, süreklilik ve çeşitlilik arz edecek şekilde faaliyet gösterdiği ve örgüt faaliyetlerinin düzenlenmesi, örgüt kararlarının alınması ve uygulanmasında emir, talimat verme yetkisine sahip olması nedeniyle örgüt yöneticisi konumunda bulunduğunun anlaşıldığı vurgulanarak, "Eylemlerinin silahlı örgüt yöneticisi olmak suçunu oluşturduğu kanaatine varılarak, TCK 314/1. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş, eylemlerinin nitelikli olması ve sanığın kastının yoğunluğu göz önünde bulundurularak temel ceza üst sınırdan belirlenmiş, sanığın işlediği suçun terör suçu olması nedeni ile cezasında yarı oranında artırım yapılmış ve fakat yargılama sürecindeki olumsuz tutum ve davranışları nedeniyle hakkında takdiri indirim uygulanmamıştır" denildi.

İddianamede ve mütalaada sanık Yalçın Küçük'ün cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiği iddia edilerek, TCK'nın 311/1 ve TCK 312/1. maddeleri gereğince cezalandırılmasının istendiği hatırlatılan kararda, "Örgütün gerçekleştirmeyi planladığı darbe çalışmaları kapsamında 'elverişli eylem' niteliğinde somut eyleminin tespit edilemediği, ajandalarındaki notlarında bahsettiği olayların örgüt yöneticiliği kapsamındaki faaliyetleri olduğu, kimisinin de duygularının ifadesi niteliğinde olduğu anlaşılmakla, bu eylemleri TCK 311/1 ve 312/1 anlamında 'elverişli eylem' kabul edilmemiştir. Bir başka anlatımla, sanığın eylemleri bir bütün halinde TCK 314/1. maddesinde yazılı suçu oluşturduğundan, TCK 311/1 ve TCK 312/1. maddelerinde yazılı olan suçlardan ceza verilmemiştir" ifadeleri kullanıldı.

- İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Ergenekon Davası'nın Gerekçeli Kararı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement