Karahisari Mushafı'nın Tıpkı Basımı Tanıtıldı - Son Dakika
Güncel

Karahisari Mushafı'nın Tıpkı Basımı Tanıtıldı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, hattın sadece bir yazı yazma sanatı olmadığını ifade ederek, "Hat, kelamı muhafaza etme hikmetinin yansıdığı bir sanattır" dedi.

27.02.2015 17:25
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu, hattın sadece bir yazı yazma sanatı olmadığını ifade ederek, "Hat, kelamı muhafaza etme hikmetinin yansıdığı bir sanattır" dedi.

Davutoğlu, Topkapı Sarayı Zülüflü Baltacılar Koğuşu'nda düzenlenen Karahisari Mushafı'nın tıpkı basımının tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, ne zaman bir hat eseri karşısında biraz tefekkür etme imkanı bulsa aklından beş hususun geçtiğini söyledi.

Bunun birincisinin "Hattın mushaf-ı şerif ve kelam arasındaki ilişki bağlamında varlık bilinci ve idraki, varoluşun sebebi hususunda bu eserlerin zihnimizde, ruhumuzda uyandırdığı derin etki" olduğunu ifade eden Davutoğlu, şu bilgileri verdi:

"Kelam, kalem ve kemal. Kelam, bir anlamda vahiy eğer tarihle buluşması, fiziğin, metafizik, metafiziğin fizikle buluşması ise hat ve hat üzerinde kalem bu buluşmanın vuslat anlamında aracısıdır. Bu vuslat yaşanır her hat eserinde. Öylesine bir vuslat ki, fizik, metafizik olarak zihninizden ne geçiyorsa onu fizikle buluşturur, vahiy tarihle buluşur. Siz kendi idrakinizi, varoluşunuzun idrakini inşa edersiniz. Her hat eseri karşısında bunu hisseder, deruni bir şekilde varoluşunuz sebebini Kur'an-ı Kerim'de kaleme and edilmesi üzerinde ve ilmin kalemle doğrudan alakasını kurması bağlamında ilahi kelamın kalemle bir kemal üzre yeryüzüne ve tarihe inzal edilmesi bir anlamda tarihle buluşması. Bu bir vuslat, manevi bir vuslat. Estetik, ahlaki bir vuslat. Bu anlamda deruni bir şekilde bu hat eserleri karşısında, bu güzel eserler karşısında hissettiklerimiz tekrar tekrar keşfetmemiz anlamına geliyor."

Davutoğlu, ikinci boyutun ise bilginin ve bir vahyin kitabi bir nitelik kazanması, yazıya geçmesi olduğunu dile getirerek, dinler tarihine bakıldığında İslamiyetin mucizevi özelliklerinden birisinin kutsal kitabın daha vahyedildiği peygamber yaşarken onun kayda geçmesi olduğunu anlattı.

Diğer birçok dini geleneklerde, vahyin sözlü olarak intikal ettirildiğini, kaleme ve kalem üzerinde kağıda geçmemesinden dolayı tahrifat görme imtihanıyla karşı karşıya kaldığını vurgulayan Davutoğlu, "Mushaf-ı şerif geleneği daha Hazreti Peygamber zamanında vahyin kağıda ve kaleme hat üzerinden dökülmesiyle bir anlamda muhkem kılınmış, sadece ve sadece o vahiy geleneği üzerinden, yazı üzerinden ilahi hikmetin anlaşılmasını mümkün kılmıştır. Bu, Kur'an-ı Kerim dışında hiçbir kutsal metin için geçerli olmayan bir husustur. O kutsal metinler aslı muhafaza edilmiş hususlar vardır" dedi.

Hattaki estetik

Başbakan Davutoğlu, hat sanatının ilim ve dini geleneğe, telakkiye, dinin bilgi temeline tam bir kayıt getirme mucizesi olduğunu belirterek, "Eğer kalem olmamış olsaydı, eğer hat ilmi sanata Hazreti Peygamber döneminde ilk numuneleriyle başlamamış olsaydı, bir çok dinde ileriki dönemlerde yaşanan tartışmalar yaşanmış olacaktı. Dolayısıyla hat sadece bir yazı yazma sanatı değildir. Kelamı muhafaza etme hikmetinin yansıdığı bir sanattır. Bu yönüyle de ulvidir. Sadece estetik değil, ulvi bir sanattır. Neredeyse ilahi bir hikmet ve vecizeyle ilahi kelamın korunması için güzelleştirerek, gittikçe kemale doğru yürüyerek, tarihin içinde o kelamın var oluşunu, hikmetinin ve aslının muhafaza edilmesini temin etmiştir" diye konuştu.

"Selam olsun o hattatlara ve o hafızlara" diyen Davutoğlu, bugün bir mümin olarak ilahi kelama onların göz nuru, imanı, estetik arayışı vesilesiyle muhatap olunduğunu söyledi.

Davutoğlu, hattın estetik boyutuna değinerek, başka hiç bir gelenekte yazının bir estetik aracı olarak, mukaddes bir kelamı muhafaza etmek için bu derece güzel bir şekilde geliştirilmediğini kaydetti.

"Hat üzerinden İstanbul'u yaşamak mümkün"

Hiç bir yazıda geometrik ya da herhangi bir şekilde fiziki formların bu kadar insan ruhuna hitap edecek şekilde esneklik kazanmadığını dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bu açıdan bakıldığında şehrin estetiği mimari, insanın estetiği ahlak, yazının ve kalemin estetiği de hattır. Estetiğin olmadığı bir yerde sıradanlık ya da barbarlığa kadar gidecek süflilik söz konusu olur. Bizim medeniyetimiz sadece vahiy medeniyeti değil. Vahyi estetikle buluşturan, zihni gönülle buluşturan, bilgiyi hikmetle buluşturan bir medeniyettir. İstanbul'u hiç görmeden hat üzerinden İstanbul'u yaşamak mümkündür. Zaten hattın ve hatla birlikte gelişen bütün sanatların bize sağladığı, bizim sadece gözümüze değil, gözümüzün ötesindeki başka göze hitap eden yönüdür ki hala baktıkça doymayız, baktıkça tekrar tekrar bakmak isteriz. Evimizi süsleyen hat eserleri eğer başka bir madde olsaydı, bir müddet sonra bizde bir bıkkınlık oluşturabilirdi, aynı şeyi görmekten. Ama kendi evinde, odasında, kütüphanesinde hat eseri bulunan birinin ahlaken herhangi bir süfliliğe, o mekanda yürümesi mümkün değildir. O mekanda gıybet etmesi, insanoğluna yakışmayan süflilikleri icra edebilmesi mümkün değildir. O mekan hat ile süslenmişse, size o mekana girdiğiniz anda öğrettiği ilk şey tevazu, kendini bilmek üzerinden rabbini bilmek, rabbini bilmek suretiyle kendini bilmektir."

"Hat eseri size bir halde Allah'a teslimiyeti hatırlatır"

Kütüphanesindeki hat eserlerinin her birine baktığında her gün bir anlam yükleyerek yola çıktığını ifade eden Davutoğlu, eğer sert bir müzakere, çetin bir yola çıkarken hattaki bir tek elif harfini gördüğünde Allah'a niyaz ettiğini söyledi.

Ahmet Davutoğlu, kütüphanesindeki diğer hat eserine de değinerek, şöyle devam etti:

"Artık ihtimaliyet hesabı sizi korkutmaz. Hiç bir senaryo, politik ya da sosyal bütün senaryoları çalıştıktan sonra aldığınız karar üzere yürüdüğünüzde, hiç bir senaryo sizi korkutmaz. Çünkü arkanızda teslim olduğunuz bir merci vardır. Başka bir zaman birinin herhangi bir şekilde şu veya bu ideolojiye, yanlış yaklaşıma aşırı bağlılığını gördüğümde de 'ah teslimiyet' derim. Teslim oluşun hakkını vermeyen birisi başka bir şeye teslim olmuşsa da yine ah teslimiyet. Bir hat eseri size bir halde Allah'a teslimiyeti, diğerindeyse yanlış bir teslimiyeti hatırlatır ve onun üzerinden tefekkür ederiz. Ben hiçbir gerçek hat eseri görmedim ki bize konuşmamış olsun. Bize bir şey söylememiş olsun. Görünüşte biz ona bakarız ama aslında o bize konuşur. Her hat bizi uyaran, bize bir şekilde çağrıda bulunan, tebliğ eden bir estetik şaheserdir. Duvarı süsleyen bir malzeme değil. Baktığımızda bize konuşan bir ahlak abidesidir."

Hattın mekana ruhunu verdiğini belirten Davutoğlu, Karahisari hattının bütün tecrübeleri yansıttığını söyledi.

Anadolu'daki şemslerden birinin Karahisari Şems-i Hat olduğunu belirten Davutoğlu, "O güneşe baktığınızda, o güneş sizi yormaz, sizin gözünüzü kamaştırmaz, gözünüze nur katar. Baktığınızda Karahisari hattına herhangi bir yazıya bakıyor olmazsınız. Kelama, kelamın estetik niteliğine bakmış olursunuz" dedi.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Karahisari Mushafı'nın Tıpkı Basımı Tanıtıldı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement