Kılıçdaroğlu, Pm Üyeleriyle İlk Toplantısını Yaptı - Son Dakika
Politika

Kılıçdaroğlu, Pm Üyeleriyle İlk Toplantısını Yaptı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer Sayın Davutoğlu, 'biz de demokrasiyi istiyoruz, biz de özgürlükçü, çoğulcu demokrasiyi istiyoruz' diyorsa. O zaman kendisine şunu söylüyoruz; biz hazırız, siz de hazırsanız bu ülkeye demokrasiyi birlikte getirelim" dedi.

23.01.2016 13:34

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer Sayın Davutoğlu, 'biz de demokrasiyi istiyoruz, biz de özgürlükçü, çoğulcu demokrasiyi istiyoruz' diyorsa. O zaman kendisine şunu söylüyoruz; biz hazırız, siz de hazırsanız bu ülkeye demokrasiyi birlikte getirelim" dedi.

Kılıçdaroğlu, 35. Olağan Kurultay'ın ardından yeni Parti Meclisi (PM) üyeleriyle ilk toplantısını parti genel merkezinde gerçekleştirdi.

"Demokrasiyi kendi evimizde olabildiğince oluşturmaya çalıştık ve hep beraber seçilerek buraya geldik" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, işlerinin zor, ancak amaçlarının zoru başarmak olduğunu belirtti.

Son bir haftada 3 acı olayla karşı karşıya geldiklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, "İş dünyasının önemli bir simasını Sayın Mustafa Koç'u kaybettik. Koç ailesi, cumhuriyete bağlı bir aileydi, çalışan üreten olabildiğince çaba gösteren bir gelenekten geliyordu. İş dünyasına başsağlığı, merhuma da Allah'tan rahmet diliyorum" diye konuştu.

Edebiyatçı Tahsin Yücel'e de Allah'tan rahmet dileyen Kılıçdaroğlu, Yücel'in edebiyat dünyasının çok önemli isimlerinden biri olduğunu vurguladı.

Dün İstanbul'a giderek Kamer Genç'i de ziyaret ettiğini ve Genç'in bu ziyaretten bir kaç saat sonra hayatını kaybettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Gerçekten de uzun yıllardır tanıdığımız bir siyasetçiydi. Siyaset dünyamızın renkli simalarından biriydi. Dik duruşu vardı, rüzgara karşı yürüyen birisiydi, dik durmasını bilen, ödünsüz, düşüncelerini rahatlıkla açıklayan biriydi, en deneyimli siyasetçilerden biriydi, ona da rahmet diliyorum" ifadelerini kullandı.

Ülkenin kendilerine altın tepside sunulmadığını, acıyla, gözyaşıyla ve ağır bedeller ödeyerek kurulduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bu ülkenin bütün insanları, inancı, kimliği ne olursa olsun Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda tek yürek olarak ortaya çıktı. Yeni bir devrim yarattık aslında, babalarımız yarattı o devrimi ve bize miras bıraktı. Ancak bizim sorgulamamız lazım, gerçekten de mirasçıları mıyız? Cumhuriyeti kurarken, bütün mazlum ülkelere örnek olduk. Mazlum ülkeler Mustafa Kemal'i örnek aldılar. Arkasından bu bize yetmiyordu, demokrasiyi getirecektik, çok partili hayatı getirdik. Bunu da kör topal belli noktaya taşıdık. Bunun yanında bir şey çok önemliydi. Neydi? Emekti, alınteriydi, işçilerdi, yoksullardı, sigortasız işçilerdi... Bunların hakkının korunması gerekiyordu, bunun yolunu da açtık ve sosyal demokrasiyi kurduk. Sendikalar kuruldu, grev haklarını kullanmaya başladılar, bu bizim demokrasiyi güçlendirmemiz açısından çok önemliydi, bunları da biz yaptık. Henüz daha özgürlükçü demokrasiyi oluşturmuş değiliz. Burada sınıfta kalmışız, bir türlü mezun olamıyoruz. Bu ülkeye özgürlükçü, çoğulcu demokrasiyi mutlaka getirmeliyiz. Bunu getirmezseniz, asla uygar dünyanın parçası olamazsınız. Bizim hedefimiz çağdaş uygarlığı aşmaktı. Bunu nasıl aşacağız? İçerde kavga ederek mi? Birbirimizin gözünü oyarak mı? Böyle mi yakalayacağız? Hayır böyle değil. O zaman bizim dördüncü bir devrime ihtiyacımız var. Özgürlükçü demokrasi devrimine ihtiyacımız var, bunu yakalamak zorundayız. Bunu yakaladığımız zaman Türkiye uygar dünyanın bir parçası olacaktır."

"Ülkeye birinci sınıf demokrasiyi kim getirebilir?"-

Demokrasisi gelişmemiş ülkelerin gelişemeyeceğini belirterek, "Ülkeye birinci sınıf demokrasiyi kim getirebilir?" sorusunu yönelten Kemal Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"13 yıldır iktidarda olan bir siyasi parti var. Kendi içinde demokrasi olmayan bir siyasal parti, ülkeye demokrasiyi getirir mi? Ülkemiz demokrasi açısından kan kaybediyor. Sadece bizim sorunumuz değil bakın bu. Bütün uygar dünyanın sorunu haline geldi, herkes kaygıyla bakıyor Türkiye'ye. Bir ülkenin Başkan Yardımcısı gelip Türkiye'de, yanına büyükelçiyi de alıp demokrasinin erdeminden söz ediyorsa, oturup düşünmemiz lazım. Hepimizin şapkamızı önümüze koyup, düşünmemiz gerekiyor. Soru neydi? 'Kendi içinde demokrasisi olmayan bir siyasal parti ülkeye demokrasi getirebilir mi?' Hayır, getiremez bu kadar açık. Zaten AKP'nin böyle bir niyet beyanı da yok. Eğer kendi ülkenize demokrasiyi getiremiyorsanız, korku egemense toplumda, sokaktaki insan rahat nefes alamıyorsa oturup düşünmemiz gerekiyor. O nedenle bizim görevimizin ağırlığı burada ortaya çıkıyor. Bu ülkede aydınların yüklendikleri görevin ağırlığı burada ortaya çıkıyor. Peki demokrasiyi, özgürlükçü demokrasiyi getirmek kolay mı? Dünyanın hiçbir yerinde kolay olmamıştır, bedel ödenmeden demokrasi gelmemiştir. Bizim ülkemizde de ödenmiştir ve ödenecektir de. Ama halkımın şunu çok iyi bilmesini isterim, biz o bedelleri ödemeye hazırız, hiç kimsenin en ufak bir endişesi olmasın."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Eğer Sayın Davutoğlu, 'biz de demokrasiyi istiyoruz, biz de özgürlükçü, çoğulcu demokrasiyi istiyoruz' diyorsa. O zaman kendisine şunu söylüyoruz, biz hazırız, siz de hazırsanız bu ülkeye demokrasiyi birlikte getirelim. Neden birileri bedel ödesin? Bir de bedel ödemeden getirelim. Neden birileri bize 'demokrasiyi getirin' diye illa dayatsın. Birileri de dayatmadan biz kendi irademizle getirelim. Biz bunu savunuyoruz" diye konuştu.

"Elinde sopa olan bir devlet istemiyoruz..."-

Kılıçdaroğlu, bu taleplerinin yerine getirilmesi için Başbakan Davutoğlu'na 10 maddeyi içeren çağrıda bulundu.

Birinci madde olarak, "elinde sopa olan bir devlet istemediklerini" vurgulayan Kılıçdaroğlu, ayrıca halkına hesap veren bir devlet istediklerini belirtti.

Kılıçdaroğlu, "Elinde sopa olan devlet, Ortaçağ devletidir, vatandaşına hizmet eden ve yeri geldiğinde de halkına hesap veren bir devlet istiyoruz. Hukukun üstünlüğüne inanan bir devlet istiyoruz, varsanız buyrun" dedi.

İkinci olarak, Türkiye'nin çok darbeler yaşadığını, idam sehpalarında gencecik çocuklarını idam ettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bu sürede darbecilerin kendi hukukunu oluşturduğunu anımsattı.

"Açık ve net söylüyoruz, birinci sınıf demokrasiyi istiyorsanız, gelin hep beraber şu darbe hukukundan Türkiye'yi arındıralım" diyen Kılıçdaroğlu, "Düne kadar diyorlardı ki 'CHP darbecileri destekliyor.' Her dönem darbelere karşı olduk, siz de karşıysanız, gelin beraber değiştirelim" diye konuştu.

Türkiye'de hiç kimsenin yargıya güvenmediğini savunan Kılıçdaroğlu, "Yargıyı bu hale kim getirdi?" diye sordu.

Ülkede, "adalet var" diyen kimse olmadığını öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, "Adaleti, başta siyaset olmak üzere her türlü vesayeti gelin kaldıralım. Her türlü yasal değişikliğe hazırız. Başta anayasa olmak üzere her türlü yasal değişikliğe hazırız. Gelin yargıyı bağımsız kılalım. Yargının kendi içinde kendisini denetleyen mekanizmaları oluşturalım ve Türkiye'ye gerçek anlamda adaleti getirelim" değerlendirmesinde bulundu.

"Darbeciler kendi geleceklerini düşünürler"-

Darbecilerin yasa yaparken kendi geleceklerini düşüneceklerini ve geçmişten ders almayacaklarına vurgu yapan Kılıçdaroğlu, darbecilerin geleceği de göremeyeceklerini bildirdi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yeni seçim yasası ve yeni siyasi partiler yasasının da bir an önce çıkarılması, milli iradenin tam anlamıyla parlamentoya yansımasını isteyerek, milli iradenin önüne baraj konulmaması gerektiğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Şimdi ben merak ediyorum darbeci kim? Darbecileri savunan kim? Ezberleri bozacağız, Türkiye'de. Bütün algıları yerle bir edeceğiz. CHP'ye yönelik olarak bugüne kadar oluşturulan, bütün haksız algıları yerle bir etmek zorundayız. Düne kadar sesimizi çıkmıyordu herkes de bizi öyle sanıyordu. Yok öyle bir şey."

Beşinci olarak düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, altıncı olarak da medya özgürlüğünü anımsattı.

Kılıçdaroğlu, medyanın anayasada dördüncü güç olarak tanımlanabileceğine dikkati çekti.

"Sorunu toplumsal uzlaşmayla çözelim"

Yedinci nokta olarak terör sorununa değinen Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin sorunlarını kendi iç dinamikleriyle çözmesi gerektiğini belirtti.

Sorunun ülke içinde çözülmemesi halinde uluslararası alana evrilebileceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"30 yıldır bir sorun var önümüzde. Çözelim şu sorunu. Toplumsal uzlaşmayla çözelim. Yeri nere? Yeri, TBMM. Milli irade orada değil mi? Orada. 30 yıllık sorunu çözemiyoruz. Niye? Akıl mı yok bizde? Oturup çözmeliyiz kendi sorunlarımızı. Niye kan aksın bu ülkede? Niye her gün şehitlerimiz gelsin? Neden sorunlar, oy deposu haline getirilsin? Bunları kabul etmiyoruz. Gayet açık net, adresi, yeri, yöntemi de söyledik, gelin çözelim. Gücünüz varsa otururuz çözeriz, biz ülkemizi seviyoruz."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sekizinci madde olarak da inancı ve kimliği ne olursa olsun devletin vatandaşına karşı kör olması gerektiğini savunarak, devletin, tüm vatandaşlara eşit hizmet etmek zorunda olduğunu ve yaşam tarzını sorgulayamayacağını ifade etti.

Kılıçdaroğlu, "Açık net çağrı yapıyorum gelin, din ve vicdan özgürlüğünü anayasal güvence altına alalım. İsteyen istediği gibi düşünebilir, istediği şeye inanabilir. Yasaklarla bir ülke büyümemiştir ve gelişmemiştir. Bunları gelin değiştirelim" dedi.

Dokuzuncu madde olarak da bir ülkenin 21'nci yüzyılda "vahşi kapitalizme" terk edilemeyeceğini bildiren Kılıçdaroğlu, bir ülkenin ekonomisinin "rant" üzerine inşa edilemeyeceğini savundu.

Devletin sosyal devlet kavramı üzerinde, insan odaklı bir anlayışla olmasını isteyen Kemal Kılıçdaroğlu, o insanın da hak temelli bir anlayışla hukuk sistemi içerisinde yerini alması gerektiğini vurguladı.

Kılıçdaroğlu, "Benim çocuğum işsizse ben yüzümü hükümete dönüp benim çocuğuma iş bulacaksın deme hakkım var" ifadelerini kullandı.

Hak temelli sosyal devletin Türkiye'de çok iyi anlatılması gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, sosyal devletin emeğin korunduğunu, hakkı, adaleti sağladığını, ülkede açlığın yoksulluğun olmadığı bir devlet olduğunu anlattı.

"Elin oğlu, lise çağında, ilköğretim çağında bilgi üretiyor"-

Onuncu olarak "üniversitelerin bilgi üretmesi" gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Elin oğlu, lise çağında, ilköğretim çağında bilgi üretiyor. Biz üniversitelerin bilgi üretmesinin önüne duvar çekiyoruz" diye konuştu.

Bilgi üretmenin ana sözcüğünün "merak" olduğunu, arkasından da soru sormanın geldiğini aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer üniversite her türlü düşünce özgürce tartışılmazsa o üniversite bilgi üretilir mi?" diye sordu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şu görüşlerini paylaştı:

"Eğer Sayın Davutoğlu 'biz de bu on maddeyi aynen kabul ediyoruz' diyorsa, bütün kapılarımız açık, gönlümüz açık. Bu ülkeye özgürlükçü demokrasiyi getirin. Kimse kimseyi üzmesin. Ahlak temeli olacak. Bakın bunların tamamında ahlak temeli vardır, adalet temeli olacak, tamamın da adalet vardır. Söylemle olmuyor, güzel laflar edebiliriz ama bunları hayata geçirmemiz lazım. Biz açık çek veriyoruz. Bizim milletvekili sayımız belli ama bizim düşüncemiz de bu. Eğer siz bu düşünceler doğrudur diyorsanız, kanun tekliflerini de biz vermeyelim siz verin, sizin eseriniz olsun."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Kılıçdaroğlu, Pm Üyeleriyle İlk Toplantısını Yaptı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement