Okur, hayatının derslerini, hiçbir zaman pes etmeme felsefesini ve hedeflerin önemini katılımcılarla paylaştı.
Spor kariyerinin ilk dönemlerinde lisanslı futbolcu olduğunu söyleyen
Mehmet Okur, aslında geç sayılabilecek bir yaş olan 13 yaşında basketbola başladığını belirterek şunları anlattı:
Futboldan basketbola geçiş
"Uzun boylu bir çocuk olduğum için babamın yönlendirmesiyle, biraz da gönülsüz olarak Oyak
Renault'ta basketbola başladım. Kulübüm Bursa'da, ailem ve arkadaşlarım ise
Yalova'daydı. Bu duruma alışmakta çok güçlük çektim. Duygusal bir çocuktum. Doğup büyüdüğüm çevreden uzakta olduğum için sık sık ağladığımı hatırlıyorum. Basketbolu sevdikçe bakış açım değişmeye başladı. Oyak Renault'da başarılı maçlar çıkarıyordum. Basketbola geç başlamanın açığını kapatmak için gece geç saatlere kadar çalışıyordum. Kısa sürede büyük takımların radarına girmeye başladım. 17 yaşında
Tofaş'a transfer oldum. Çok iyi bir takımdı. 2 senede 5 kupa aldık. Sonra aniden kulüp kapandı."
"Milli Takımı ve
NBA'i hedefledim"
Tofaş'ın ardından
Anadolu Efes'e transfer olan Mehmet Okur, kendisine hedef olarak Milli Takımı ve NBA'i koyduğunu ifade ederek şunları kaydetti: "Kariyerimin ilk yıllarında NBA'i hedeflediğimi söylediğimde bazı arkadaşlarım gülüyordu. Oysa ben içtenlikle bu hedefe ulaşacağıma inanıyordum. Anadolu Efes'le çok önemli başarılar kazanınca NBA takımları beni takip etmeye başladı. Büyük heyecan yaşadığım draft seçimi gününde
Detroit Pistons tarafından seçildim ve Türk bayrağını dalgalandırma gururunu yaşadım. Detroit'te beni sahiplendiler, kısa sürede ilk 5 oynamaya başladım. Orada NBA şampiyonluğu yaşayan ilk Türk oldum. 2004'ün sonunda
Utah Jazz'dan iyi bir teklif geldi. Ben de ilk 5 oynayacağım bir takıma gitmek istiyordum. Utah Jazz'da 7 sene boyunca çok önemli başarılar kazandım. NBA ALL
Star kadrosuna seçildim, 3'lük rekoruna sahip oldum."
"Bir gün NBA'de baş antrenör olmak istiyorum"
Mehmet Okur belindeki ve ayağında sakatlık yüzünden aktif
spor hayatını bitirmek zorunda kalsa da kendisine hedefler koymaya devam ettiğini söyleyerek sözlerini şöyle tamamladı: "Ben hiçbir zaman tatmin olmadım, daha fazlasını aradım ve istedim. Basketbolu bıraktıktan sonra NBA'de ilk Türk koç olma şerefini yaşadım. Kendimi geliştirmeye devam ediyorum. İnşallah bir gün NBA'de baş antrenör olarak
Türkiye'yi temsil ederim."
Sizin düşünceleriniz neler ?