MHP Grup Toplantısı - Son Dakika
Politika

MHP Grup Toplantısı

"işgal hazırlıklarının ve Suriye'yi dilimleme sinsiliğinin fikri açıdan olgunlaştığının göstergesi olduğunu" iddia etti.

27.03.2012 13:14

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD Başkanı Barack Obama ile Güney Kore'de yaptığı görüşmenin ardından, "Suriye konusunda görüşlerinin bire bir örtüştüğünü" söylemesinin,

"işgal hazırlıklarının ve Suriye'yi dilimleme sinsiliğinin fikri açıdan olgunlaştığının göstergesi olduğunu" iddia etti.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti'nin, terörle mücadeledeki zafiyeti, bölücülüğe verdiği siyasi krediler ve küresel hesaplara uydu olması, millet ve devlet bekası için önemli sıkıntılara yol açmıştır" ifadesini kullandı.

"Adalet ve Kalkınma Partisi, israf ve heba olmuş yılların, gölgesi boyundan büyük olan markasıdır" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

"Boşa kürek çekmenin, çölde nafile yere vaha aramanın, düz yolda yönünü şaşırmanın ve ses çıkarmaktan başka bir işe yaramayan vızıltının bizatihi kendisidir. Yalan rüzgarı, aldatma fırtınası ve hamaset sağanağıdır. Bunun için izlediği siyasette sürekli yama yapması, dikiş tutmaz çizgisinde kırıklıklar bulunması son derece normal ve kendi tabiatıyla uyumludur.

Başbakan Erdoğan'ın, 'Kürt sorunu sanaldır' sözünden geçtiğimiz yıl ki 'Kürt sorunu artık yoktur' noktasına kadar geçen süre içerisinde şahit olunanlar, hiçbir milli vicdan tarafından tasdik edilemeyecek ve kabullenemeyecektir. Bugün bir kez daha net olarak anlaşılmıştır ki sözde 'demokratik açılım' denilen küflü ve paslı süreç, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin taşeronluğuyla uygulamaya koyulan, senaryo yazarı ABD olan bir düşmanlık projesi ve açılımıdır.

Adalet ve Kalkınma Partisi zihniyetinin eline yabancı çevrelerce tutuşturulan ve 'yeni' diye basına sızdırılan ne olduğu belirsiz olan uydurma güvenlik konseptinin muhteviyatı, öz ve içerik olarak daha öncekilerden farksızdır."

Yeni planın ortaya çıkışına üç gelişmenin etkili olduğunu düşündüklerini anlatan Bahçeli, "Birinci olarak, MİT-KCK-AKP-Kandil ve İmralı irtibatlarının açığa çıkmasıyla gizlilik kaybolmuş, karanlık emeller gün yüzüne çıkmış ve Hükümet zora girmiştir. İkinci olarak, Türk askerinin başına çuval geçiren şahsiyetin Ankara'daki temasları ve Başbakan Erdoğan'ın doğrudan muhatabı olmamasına rağmen MİT Müsteşarı'nın da olduğu bir ortamda kabul görmesidir. Üçüncü olarak ise Suriye'deki meydana gelen vahim hadiseler zinciri bulunmaktadır" diye konuştu.

-"Arap Baharı'nın gizli namlusu..."-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Güney Kore'de ABD Başkanı Barack Obama ile bir görüşme yaptığını anımsatan Bahçeli, "(Suriye konusunda hemen hemen görüşlerinin bire bir örtüştüğünü) ifade etmesi de yapılan işgal hazırlıklarının ve Suriye'yi dilimleme sinsiliğinin fikri açıdan olgunlaştığını göstermektedir" dedi.

Suriye'ye yönelik beyanların, "tampon bölge" kurma isteklerinin, diplomatik temsili en aza indirme çabasının ve uluslararası müdahaleye "yeşil ışık" yakılmasının Suriye'ye yönelik tavrın birer işareti olduğunu öne süren Bahçeli, "Titizlikle üzerinde düşünülmesi gereken konu, Irak'tan sonra Suriye'nin doğusunda ve ülkemizin güney sınırında ortaya çıkabilecek bir özerk Kürt idaresinin nelere mal olacağı hususudur. Arap Baharı'nın küresel mahfillerce tutulan gizli namlusu önce İran'a ve arkasından da ülkemize çevrilmiş durumdadır" şeklinde konuştu.

" AK Parti'nin, teröristin insafa gelmesini bekleyerek yıllarını heba ettiğini, zayıflatmak bir yana PKK'nın cüret kazanmasına ve peşmergenin elini güçlendirmesine neden olduğunu" ileri süren Bahçeli, şöyle konuştu:

"Bölücülük bütün cepheleriyle ortadan kaldırılamazsa muhtemelen yeni taviz reçeteleri özgürlük ve siyaset adına önümüzdeki dönemde Türkiye'nin önüne arkası arkasına konulacaktır. Geçmişte de ısrarla vurguladığımız gibi bu taleplerin ilk işaretleri her ortamda ve platformda açıkça dile getirilmeye başlanmıştır. Bunlar, bölücülere yönelik olarak adı maskelenmiş siyasi bir af, Barzani devletinin tanınması ve 'Irak'ın Kuzeyi' ile diplomatik temasın yoğunlaştırılması, yeni anayasayla üniter yapı ve milli kimliği zayıflatan maddelerin dayatılması, federatif bir yapılanmanın idari mekanizmalar içinde sinsice yürürlüğe konulması olarak karşımıza çıkacaktır.

Şayet içine girilen taviz ve tahribat döngüsü bu kıvamında ilerlerse anadilde eğitim, demokratik özerkliğin kabulü, devlet yapısının yeni esaslara bağlanması, anayasal teminat altında yeni bir ortaklık devleti kurulması, Türkiye'nin idari yapısının yeniden tanzimi, genel siyasi af ve İmralı canisine özgürlük talepleri, etnik kimliklerle bölücü siyaset yapılması, Adalet ve Kalkınma Partisi eliyle gerçekleştirilecek ve karşılık bulacaktır."

-Ekonomi-

Konuşmasında ekonomiye yönelik görüşlerini de paylaşan Bahçeli, Türkiye ekonomisinin temel sorun alanlarının, kredi hacminin düzeyi, büyüme seviyesindeki akıbetin ne olacağı, dış ticaretteki büyüyen gediğin nasıl kapatılacağı ve cari açığın aşağı çekilip çekilmeyeceği noktasında düğümlendiğini söyledi.

"Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti ne kadar görmezden gelse de bugün Türkiye, yoksulluğun giderek yaygınlaştığı bir ülke haline geldi" diyen Bahçeli, şöyle konuştu:

"Türkiye, açlık sınırı altında yaşayan insanımızın arttığı, yolsuzluk ve usulsüzlük sarmalanın kuvvetlendiği, hayat pahalılığının şiddetlendiği, işsizliğin sosyal yapıya yerleştiği, gelir dağılımındaki adaletin devamlı bozulduğu, ekonomik güvenliğin ve adaletin alabora olduğu bir ülke haline gelmiştir. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sakat ve hatalı ekonomi politikaları yoksulu ezmekte, dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızı zora sokmaktadır. Bu dönemde zenginlerin ve milli gelirden pay alan zümrelerin etkinliği ve hakimiyeti daha da hissedilir olmuştur. Türkiye'de sayıları 100'ü bulan zenginlerin kişisel serveti 110 milyar doları aşmıştır."

- TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Politika MHP Grup Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement