MHP Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı - Son Dakika
Güncel

MHP Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı

MHP Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı

MHP Genel Başkanı Bahçeli: (2) "Suriye konusunda, Birleşmiş Milletler'in kararı beklenmeli, bu ülkedeki sorunların çözümü için diplomasinin tüm hüner, beceri ve yolları kullanılmalıdır. Hükümet, meselelerin siyaset alanında halli için dürüst ve içten bir tutum takınmalı, bölgesel ve küresel çevrelere bu telkini devamlı surette yapmalıdır" "Gerekmedikten sonra savaşın cinayet olacağı şüphesizdir. Ancak Türkiye'nin toprak bütünlüğü, milletimizin huzur ve ali menfaatleri için gerekiyorsa hiçbir teşebbüsten ve girişimden de çekinilmemeli, korkulmamalıdır" "Suriye'ye karşı herhangi bir saldırı gerçekleştiği takdirde, Şam idaresinin misilleme yaparak, tıpkı Reyhanlı'da olduğu gibi, vahşi terörist saldırılar yoluyla kanımızı dökmesi halinde Başbakan Erdoğan bunun üstesinden nasıl gelecek, milletimize ne diyecektir?"

10.09.2013 20:09
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye konusunda, Birleşmiş Milletler'in kararının beklenmesi ve bu ülkedeki sorunların çözümü için diplomasinin tüm hüner, beceri ve yollarının kullanılması gerektiğini belirterek, "Gerekmedikten sonra savaşın cinayet olacağı şüphesizdir. Ancak Türkiye'nin toprak bütünlüğü, milletimizin huzur ve ali menfaatleri için gerekiyorsa hiçbir teşebbüsten ve girişimden de çekinilmemeli, korkulmamalıdır" dedi.

Bahçeli, partisinin Wow Otel'de düzenlenen Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Türk milletini, dış tesir ve müdahalelerden koruyacak sosyal, siyasi, ekonomik, kültürel ve ahlaki güvenlik duvarlarının AK Parti zihniyetinin teslimiyetçiliğiyle çatlamaya ve çökmeye yüz tuttuğunu savunan Bahçeli, milletin ağır ekonomik sorunların aşılması umuduyla bugüne kadar büyük fedakarlıklarda bulunduğunu ve refaha ulaşmayı sabırla beklediğini ancak yıllarca hiçbir sorunun çözülemediğini, hiçbir şikayetin giderilemediğini söyledi.

Bahçeli, Türk lirasının son 8 ayda yaşadığı yüzde 15'e varan değer kaybının özel sektör firmalarının dış yükümlülüklerini aynı oranda yükselttiğini belirterek, zaten yetersiz olan yatırım ve istihdam eğilimlerinin azalmaya, üretim çarklarının yavaşlamaya başladığını, doların belini kırmaktan bahseden Merkez Bankası'nın rezervleri kullanarak dövizdeki yangını söndürmeye çalışsa da henüz başarılı olamadığını, milletin sırtına ek külfetler binmesinin önüne geçemediğini dile getirdi.

" Hükümet, ekonomide büyüyen devasa açıkları kapatmaktan aciz düştükçe, milletimizin cebinden aşırmaya, sofrasındaki ekmeğinden çalmaya yüzsüzce tevessül etmiştir. Diğer taraftan uluslararası ilişkilerdeki kördüğüm, bölgesel meselelere yabancı başkentlerin gözüyle bakış ülkemizi zor durumlara sokmuştur" diyen Bahçeli, Suriye'ye olası müdahale planının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetinin tüm foyasını ortaya çıkardığını iddia etti.

Başbakan Erdoğan'ın Suriye'ye dair önerilerini hatırlatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Sırf Esed'i devirmek adına Müslüman coğrafyasına batılı güçler tarafından ölüm saçılmasını istemektedir. Haçlı ordularına karşı muazzam mücadeleler veren Selahaddin Eyyubi'nin, Ehl-i Beyt'in, ilk ezanımızı okuyan Bilal-i Habeşi'nin kabirlerinin yanında, tarihi camilerin, ecdat yadigarı külliyelerin bombalanmasına çanak tutmaktadır. 917 yıl sonra Müslüman coğrafyasından Haçlı işbirlikçisi bir yöneticinin çıkması biliniz ki ibretlik olduğu kadar utanç vericidir. Başbakan Erdoğan, düşüncesizce savaş dilini kendisine kılavuz seçmiş ve bunda karar kılmıştır. Ölçmeden, biçmeden, milli menfaatleri dikkate almadan, hele hele başkent Ankara jeopolitiğini siyasi angajmanlara dahil etmeden, komşu coğrafyalara operasyon çığlığı atmak cinayetle ve vahşetle eşdeğerdir. Suriye'ye muhtemel bir saldırının siyasi ve ekonomik sonuçları tüm yönleriyle irdelenmeden, Esed öncesi ve sonrası muhtemel senaryolar milli perspektifle yorumlanmadan Türk milleti savaşa sürüklenmektedir. Başbakan'ın içeride barış, dışarıda savaş naraları atması hiçbir açıdan haklı, meşru ve makul bir durum olmadığı gibi, insani ve İslami de değildir."

"BM Güvenlik Konseyi'nin raporları henüz belli değil"

Bahçeli, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin Suriye'de gerçekleştirilen kimyasal saldırıya ilişkin kararının ve kimyasal silah uzmanlarının raporlarının belli olmadığını, kimyasal silahların kim ya da kimler tarafından kullanıldığının objektif olarak netleşmediğini, bununla birlikte Rusya'nın Suriye'ye adeta kalkan olduğunu, kimyasal silahın muhalif unsurlar tarafından kullanıldığını duyurduğunu, perde gerisinde ABD ile restleştiğini anlatarak, birçok Avrupa ülkesinin parlamentolarından Suriye'ye müdahale kararı çıkmadığını ifade etti.

Suriye'de henüz nasıl bir gelişmenin olacağının, operasyonun zamanı ve hangi ülkelerin katılacağının belirsizliğini koruduğunu kaydeden Bahçeli, ABD'nin Şam yönetimine "kimyasal silahları uluslararası topluma teslim etmesi halinde herhangi bir saldırı olmayacağını" söylemesinin uzlaşma zemini arandığına işaret olduğunu bildirdi.

"Dünya gündeminin Suriye meselesine kilitlendiği bugünkü ortamda Başbakan Erdoğan'ın aceleyle gönüllü koalisyona girmekten bahsetmesi öncelikle demokrasiye hazımsızlığın ve saygısızlığın işareti olarak değerlendirilmelidir" diyen Bahçeli, müdahale yanlısı bazı ülkelerin kendi parlamentolarında meşruiyet zemini aradığını ifade etti.

"Suriye'ye düşecek her bombanın Türkiye'ye yansıması fazla olacak"

Suriye'ye düşecek her bombanın Türkiye'ye yansımasının, sanılanın aksine fazla olacağını, havadan veya denizden her türlü saldırı sonucunda Suriye halkının yine hedef olacağını, masum canların, küçük çocukların yine kefenlere sarılacağını kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:

"Kimyasal silahın intikamını almaktan bahsedenler, acıları, kayıpları ve ölümleri tekrar katlayacaktır. Merakımız odur ki, Başbakan Erdoğan ve hükümeti Suriye'yi kapsamına alan ölüm şakşakçılığından ne zaman vazgeçecek, böylesine şiddet teşvikini nereye kadar sürdürecektir? Suriye'nin havadan ve denizden füze ve bomba ablukasına alınması halinde acaba; Esed rejimi, can havliyle ülkemize uzun menzilli ve kimyasal başlıklı füzelerle saldırırsa bunun vebaline Başbakan Erdoğan nasıl katlanacaktır? Mesela Şam'dan fırlatılan bir füzenin hava savunma sistemini aşarak herhangi bir şehrimize isabet etmesi halinde Başbakan ve aklı hocaları olacakları hesap etmiş midir? Ayrıca yine Suriye'ye karşı herhangi bir saldırı gerçekleştiği takdirde, Şam idaresinin misilleme yaparak, tıpkı Reyhanlı'da olduğu gibi, vahşi terörist saldırılar yoluyla kanımızı dökmesi halinde Başbakan Erdoğan bunun üstesinden nasıl gelecek, milletimize ne diyecektir? ABD Başkanı demokratik yolları tükettikten sonra, eğer operasyona karar verirse AKP'den kara hareketi için bir talepte bulunacak mıdır? Şüphesiz Esed rejimi boş durmayacaktır. Etnik ve mezhep kışkırtıcılığı yaparak içimizi karıştırmaya var gücüyle gayret edecektir. Sınırlarımızdaki belirsizlik, Suriye'nin saldırıya uğraması PYD- PKK'ya yeni imkanlar sunacak, otorite boşluğundan dolayı Kürdistan'ın kurulması hızlanacaktır."

"Suriye'nin ateş altında olması Türkiye'nin milli birliğini keşmekeşe çevirecektir"

Suriye'nin ateş altına alınmasının Türkiye'nin milli birliğini, milli bekasını ve milli güvenliğini tam bir keşmekeşe çevireceğini aktaran Bahçeli, bölgesel savaş riskinin, Ortadoğu'nun birbirine girmesinin, bloklar arasındaki kanlı mücadelenin, sınırların gevşemesi, etnik ve mezhep rekabetinin çığırından çıkmasının Türkiye'yi de karıştıracağını ve karmaşaya sürükleyeceğini söyledi.

Bahçeli, terör örgütü PKK'nın bu karambolu lehine çevirmek için bölgesel ve küresel güçlerin tetikçiliğini ve emrivakilerini hevesle icra edeceğini, Türkiye'nin aleyhine olacak tüm tertiplerin içine gireceğini, görüldüğü kadarıyla bugünkü zaman zarfında tehdidin hacim ve hızının haddinden fazla büyüyerek mesafe kaydettiğini belirterek, "Başbakan, Nil'den Fırat'a kadar projelendirilen ayak oyunlarının, 22 ülkeyi muhteviyatına alan BOP tezgahının sözcüsü olmayı nereye kadar devam ettirecektir?" ifadesini kullandı.

MHP'nin meselelere Türkiye'nin milli güvenliği ve milli çıkarları açısından yaklaştığını, hiçbir mülahaza, ilişki ve hadisenin milletin ve devletin devamlılığından ve emniyetinden daha önemli olmayacağını vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:

"Suriye konusunda, Birleşmiş Milletler'in kararı beklenmeli, bu ülkedeki sorunların çözümü için diplomasinin tüm hüner, beceri ve yolları kullanılmalıdır. Hükümet meselelerin siyaset alanında halli için dürüst ve içten bir tutum takınmalı, bölgesel ve küresel çevrelere bu telkini devamlı surette yapmalıdır. Gerekmedikten sonra savaşın cinayet olacağı şüphesizdir. Ancak Türkiye'nin toprak bütünlüğü, milletimizin huzur ve ali menfaatleri için gerekiyorsa hiçbir teşebbüsten ve girişimden de çekinilmemeli, korkulmamalıdır. Elbette AKP'nin, Türkiye'nin tüm komşularıyla hasım hale gelmesine birinci dereceden neden olması eninde sonunda Türk milleti tarafından değerlendirilecek ve sorgulanacaktır."

- İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel MHP Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement