Son dakika! AİLESİNİ AYNI HASTALIKTAN KAYBETTİ; KENDİSİ SAVAŞI TÜRKİYE'DE KAZANDI

Kazakistan'da yaşayan 67 yaşındaki Zina Nazaraliyeva, 6 ay arayla annesini, erkek ve kız kardeşini karaciğer kanserinden kaybetti. Kendisine de karaciğer kanseri teşhisi konulan kadın, ailesinde olan hastalığı yenmek için Türkiye'nin yolunu tuttu. Hastaya, yeğeninden alınan karaciğer ile canlıdan canlıya karaciğer nakli yapıldı. Nakil sonrasını sorunsuz atlatan Nazaraliyeva, hastalıkla verdiği savaşı Türkiye'de kazandı.

Kazakistan'da yaşayan 2 çocuk annesi, 67 yaşındaki akademisyen Zina Nazaraliyeva, karaciğer nakli olmadan önce su içtikten sonra kusmaya, yemek yememeye ve kendini yorgun hissetmeye başlamıştı.. Annesini, erkek ve kız kardeşini 6 ay arayla karaciğer kanserinden kaybeden talihsiz kadın, belirtilerin ardından ülkesinde hastanelere başvurdu. Yapılan kan testinin ardından Hepatit B olduğunu öğrenen talihsiz kadına, 2017 yılında hepatoselüler karsinom ( primer karaciğer kanseri) teşhisi konuldu. Tedavisi yeterince yapılmayan kadının karnında daha sonra sıvı birikti ve tümör gelişti. Ailesinde olan hastalığa yenik düşmemek için Türkiye'nin yolunu tutan Zina Nazaraliyeva'ya Medicana International İstanbul Hastanesinde nakil olması gerektiği söylendi. Çocuklarının karaciğeri uygun olmadığından, yeğeni karaciğerini bağışladı. Daha önce safra kesesi ameliyatı olan ve karaciğer nakli konusunda riskli bulunan Nazaraliyeva'ya Prof. Dr Cengiz Ara başkanlığındaki bir ekip tarafından kan bile kullanılmadan canlıdan canlıya karaciğer nakli yapılarak hasta, yeniden hayata bağladı.

TÜRKİYE'YE GELENE KADAR KUSMAM HİÇ GEÇMEDİ

Verdiği kan testiyle hastalığını öğrenen ve yaşadığı korkuları anlatan Nazaraliyeva, 'Kendimi zayıf ve yorgun hissettim. Hiçbir şey yiyemiyordum bu yüzden hastaneye gittim. Su içince bile kusuyordum. Ayaklarım ve karnım şişti. Türkiye'ye gelene kadar kusmam hiç geçmedi' dedi.

'BEN ÖLMEYECEĞİM' DEDİM

Ailesini aynı hastalıktan kaybeden ve kanserle verdiği mücadeleyi kazanmakta ısrar eden talihsiz kadın, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

'Annemi de karaciğerden kaybettim. 6 ay sonra da kız kardeşim aynı hastalıktan öldü. Ondan 6 ay sonra da erkek kardeşim öldü. Ben bu hastalığı yeneceğim dedim. Bütün ailemi bu hastalık yüzünden kaybettim ama ben ölmeyeceğim dedim. Ailemde bu hastalığı bitireceğim dedim. O yüzden Türkiye'ye geldim. Hastalığı öğrendikten sonra sürekli hastaneye gittim. Çocuklarım Türkiye'ye gitmemi söyledi. Burada olan hiçbir şey Kazakistan'da yok.'

TÜRKİYE'Yİ HERKESE ANLATACAĞIM

Hastalığını sürekli internetten araştıran ve Türkiye'de yaşayacağına inandığını söyleyen Nazaraliyeva, 'Almanya'daki kız kardeşim de çok yardımcı oldu. Buraya gelmeden önce hocamızla görüşmeler yaptım. Çok memnunum. Bana çok yardımcı oldular. Kanama olmadan ameliyat oldum. Türkiye'yi herkese anlatacağım' ifadelerini kullandı.

YENİDEN DOĞMUŞ GİBİ HİSSEDİYORUM

33 yaşındaki yeğeninden karaciğer nakli olan kadın, 'Yeğenim şimdi çok iyi ve memleketine gitti. Ben de ameliyattan sonra çok iyiyim. Yemek yiyorum, eski hastalıklarım hiç kalmadı. Yeniden doğdum gibi hissediyorum' diye konuştu.

RİSKLİ BİR OPERASYONDU

Hastanın başvurduğunda tümörünün 2 santimlik, ameliyat sınırları içerisinde olduğunu söyleyen Medicana International İstanbul Hastanesi'nde Karaciğer Nakli Sorumlusu- Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Ara, şunları söyledi:

'Hastamız yeterince tedavi olmadığı için karnına sıvı birikmiş ve tümör gelişmişti. Başvurduklarında tümör ameliyat sınırları içerisindeydi ayrıca hastamızın daha önce de safra kesesi ameliyatı olmuştu. Buna bağlı kolesistektomi (safra kesesinin cerrahi olarak çıkarılması) geçirmişti. Buraya geldikten sonra tetkikleri istedik. Hem karaciğer sirozu hem de hepatosellüler karsinom vardı. 2 santimlik bir tümördü, karnında yaygın sıvı yani asidi vardı. Biz hastamıza karaciğer nakli endikasyonu koyduk. Uygun donör ile ameliyat öncesi hazırlıklar yapıldı ve hastamıza canlıdan canlıya karaciğer nakli yaptık. Hasta daha önce safra kesesi ameliyatı olduğu için komşu organlar karaciğere yapıştıkları için bu tür karaciğer ameliyatları çok zor gerçekleşmektedir. Bu zorlu ameliyata rağmen hastamıza hiç kan nakli yapılmadı."

Karaciğer nakil ameliyatlarında çok fazla kan nakli yapıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Ara, 'Mide, kalın bağırsaklar o bölgeye yapıştığı için bu organları karaciğerden ayırma esnasında ciddi kanamalar olabilir. Hastamızın 3 tane safra kanalı vardı ve 3 safra kanalı da başarılı bir şekilde anastomoz edildi. Hastamız ameliyatın 13'üncü gününde taburcu oldu. Kan nakli yapılmadan yapılan operasyonlarda hastanın iyileşme süreci daha hızlı olabiliyor ' dedi.

Prof. Dr. Ara, Türkiye'de kadavra nakillerini artırmak için, sağlık bakanlığı tarafından gerekli hukuki alt yapı hazırlanarak, bir kişi organlarını bağışladığı zaman, yakınlarına sormaksızın organı alma yetkisinin beyin ölümü gerçekleştikten sonra ilgili branşlara verilmesi gerektiğini vurguladı.