Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam Açıklaması

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, "Bu ülke bundan sonra kendi seçtikleri tarafından yönetilecek. Biz iktidardan ancak bir tek şartla gideceğiz. Halkımız bizi gönderdiği zaman, Pensilvanya gönderdiği zaman değil. Onun için önümüzde ki seçimlerin çok farklı bir özelliği var" dedi.

Düzce'ye Gölyaka Entegre Hastanesi ve AK Parti Gölyaka Seçim Bürosu açılışı için gelen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, seçim bürosunun açılışını yaptı. Açılışta konuşan Bakan İslam, "Gittiğiz her yerde bahsettiğimiz konu, Türkiye ne zaman başını kaldırmaya kalksa, ne zaman ekonomik kalkınma istiyorum dese, ne zaman gelişmek istiyorum dese, peşine bir darbe yiyor. Neredeyse 1950'lerden bu yana her 10 yılda bir açığı kapalısı, eldivenlisi eldivensizi, moderni, post moderni her 10 yılda bir darbe yiyip bize darbe indiriyorlar. Genç yerine otur diyorlar. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman istikrarlı olmayacak diyorlar. Ekonomisi hiçbir zaman güçlenmeyecek diyorlar. Borsası düzgün olmayacak diyorlar. Dünyanın bütün para birimleri karşısında Türk Lirası erlerde sürünecek diyorlar. İhracatı olamayacak, ithalatta yetin diyorlar. Enerji atılımları sizin neyinize siz yer altından çıkarttığınız kömürünüzle yetinin diyorlar. Yıllardır bu tecavüzlere, üsten bakmalara, efelenmelere sabrettik. Halkımız başımıza gelene saygısızlık etmeyelim diye başını önüne eğdi, önünden yürümeye devam etti. Ta ki 2002 yılına kadar. 2002 senesinde Recep Tayyip Erdoğan Başbakan oldu. Halbuki demişlerdi ki muhtar bile olamaz. Muhtar bile olamaması için her türlü düzeni kurmuşlardı aslına bakarsanız. Ama Allah yardım etti bütün düzenekler bozuldu. Yol o yöne doğru kaydı ve Recep Tayyip Erdoğan Başbakan oldu. Başbakan olması ile de şapkamı alır giderim devri sona erdi" dedi.

"İKTİDARDAN HALK İSTEDİĞİ ZAMAN GİDERİZ. PENSİLVANYA İSTEDİĞİ ZAMAN DEĞİL"

Bakan İslam, seçimle geldiklerini ve halk isterse seçimle gideceklerini ifade ederek "Milletimiz bizi seçtiği sürece onu yöneteceğim içeriden, dışarıdan hiç bir baskıyı milletin iradesinin önüne koymuyorum devri başladı. Bunun üzerine de pek çok taarruz yaşadık. Dünyada kendisinin dünyaya hakim olduğunu düşünen bir akıl var ve bunun yerli işbirlikçileri var. Bu yerli iş birlikçiler ve dünyanın hakimi olduğunu düşünen akıl zaman zaman birleşerek Türkiye'de operasyonlar yaparlar. Ben hatırlamıyorum. Bu Başbakanımıza yapılan kaçıncı operasyon? Kaç olursa olsun, isterse yağmur gibi yağsın. Başbakanımızı başımızdan vermeyeceğiz. Modernine, post modernine, kasetlisine televizyonlusuna hiçbir darbeye kurban etmeyeceğiz. Sonsuza kadar şunu söyleyeceğiz. Bu ülke bundan sonra kendi seçtikleri tarafından yönetilecek. Biz iktidardan ancak bir tek şartla gideceğiz. Halkımız bizi gönderdiği zaman, Pensilvanya gönderdiği zaman değil. Onun için önümüzde ki seçimlerin çok farklı bir özelliği var" şeklinde konuştu.

"30 MART SEÇİMLERİ SADECE YEREL SEÇİM DEĞİL"

30 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleri'nin önemine dikkat çeken Bakan İslam, "Bu artık çok açık sadece bir yerel seçim değil. Türkiye'nin kaderini tayin edeceği bir seçim. Sadece kendi kaderini değil, aslında kendi hinterlandının kaderini tayin edeceği bir seçim. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti tüm vatandaşları ile önümüzde ki 30 Mart'ta şunu söyleyecek. Biz bundan sonrada başımız dik yürüyecek miyiz? Biz bundan sonra Mısır'ın, Filistin'in, Suriye'nin, Irak'ın, Uygurların, Kafkasların, Bosna'nın, Balkanların bütün mazlumların hatta Afrika'nın sorunlarını kendimize dert edecek miyiz? Bu dertlere çözüm olmak için çalışacak mıyız? Biz bütün mazlum ülkelerin hamisi olmak için güçlü olmayı başarabilecek miyiz? Bu seçimler aslında bu soruların cevaplarının verileceği seçimler. Başara bilecek miyiz? Başarırsak yarınlar bizim. Ama başaramazsak arkadaşlar yarın diye bir şey yok. Herkesin bunu görmesi gerekiyor. Her Türk vatandaşının bunu görmesi gerekiyor. Hatta daha ileri bir söyleyeyim. İktidarı ile muhalefet ile sucusu ile bucusu ile Fenerbahçelisi ile Galatasaraylısı ile bugün bu darbenin karşısında yer almamız gerekiyor. Bugün bu tuzağın karşısında yer almamız gerekiyor. Devletin sırlarını dinleyip yabancı ülkelere servis edenlerin karşısında durmamız gerekiyor. CHP gibi bunların arkasına takılmaması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Bakan Ayşenur İslam, seçim bürosunun açılışının ardından ise basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"BU BİR SİYASİ SKANDALDIR"

Son dönemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve iş adamlarının dinlendiği iddiası ile ilgili olarak konuşan Bakan İslam, bunun siyasi bir skandal olduğunu ifade ederek, "Son değerlendirmeler ışığında bir şey söylemek istiyorum. Türkiye'de şu anda yüz yüze olduğumuz bu durum dünyanın zannediyorum en önemli en büyük siyasi skandalları arasına girecek. Belki de en büyüklerinden birisi olacak. Ben yaşadığım süre içinde bu kadar büyük bir siyasi skandalla karşılaştığımı hatırlamıyorum. Bir ülkenin Başbakanı dahil hatta Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere bütün yöneticileri, kamuda çalışan herkes, hatta iş adamları, bürokratları herkes dinleniyor. Elde edilen bilgilerin ne olduğu meçhul. Bu bilgilerin pek çoğu başka yerlere, başka ülkelere, başka istihbarat birimlerine servis edilmiş olabilir. Böyle bir kuşku var. Bu tam manası ile toplum mühendisliği çalışmasıdır. Çok önceden başlatılan toplum mühendisliği çalışmasıdır. Bir ajanlık, casusluk faaliyetidir. Hepsini birden toplandığınızda da çok büyük siyasi bir skandaldır. Bunu yapanlar bunun altına kalacak" dedi.

"SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİ SUÇ AYGITI OLABİLİR"

Bakan İslam, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme getirilen ve kapatılacağı söylenen sosyal paylaşım siteleri hakkındaki düşüncelerini de dile getirerek, "Sosyal paylaşım sitelerinin kapatılması konusu ile ilgili olan bakanlık biz değiliz. Onun için bize böyle bir talimat gelmez. Ama boşanmaların sebepleri arasında yer alır mı? Boşanmaların sebeplerini teke indirgemek bir tek sebebi olduğunu söylemek çok büyük bir kolaycılık olur. Keşke tek sebep bu olsaydı. Tek sebebi ortadan kaldırırdık ve aile kurumunun devamını sağlamayı başarırdık. Belli oranlarda etkisi oluyordur. Ama özet olarak şunu söylemek mümkün, insan ahlakı tekil bir şeydir ve tamamen kendisi ile ilgilidir. Bu tür mecralara ahlaklıca ve aile kurumlarına zarar vermeden kullanmak mümkündür. Tam tersine bir suç aygıtı olarak kullanmakta mümkündür" ifadelerini kullandı. - DÜZCE