AK Parti Genel Başkan Yardımıcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Eskişehir'de darbedilerek öldürülen İsmail Korkmaz'ın ölümüne ilişkin soruşturma çerçevesinde savcılığın elinde 40 CD bulunduğunu belirterek, "Bu CD'ler gerek Jandarma Kriminalde gerekse diğer uzmanlar tarafından incelenmektedir" dedi.
Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gezi Parkı odaklı gelişmeler çerçevesinde Eskişehir'deki olaylarda İsmail Korkmaz'ın hayatını kaybettiğini belirten Çelik, Korkmaz'a rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diledi.
Olaya ilişkin medyada yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığını, kışkırtıcı ve tahrik edici yayınlar olduğunu ifade eden Çelik, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının dün 17 maddelik açıklama yaptığını anımsattı. Bütün detaylarıyla orada nelerin yapıldığının anlatıldığına işaret eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öncelikle basın yayın organlarındaki 'iki gün sonra soruşturma başlatıldı' şeklindeki iddianın doğru olmadığını Cumhuriyet Başsavcılığı açıkladı. Olayın meydana geldiği gün soruşturma başlatılmış. 3 Haziran'da İsmail Korkmaz Eskişehir Odunpazarı Karakolu'na giderek kendisinin darp edildiğini ifade etmiş. Ama bundan 17 saat önce Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne gitmiş, orada muayene olmuş ve muayene esnasında doktor Nesrin Topçu Çiçek'e kendisinin 6-7 basamaklı bir merdivenden düştüğünü ifade etmiş. Böyle bir beyanda bulunmuş."
Çelik, Cumhuriyet Başsavcılığının konuyu bütün detaylarıyla incelediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Gönderilen CD boş haberi yapıldı. Bu da yalan haber. Farklı formatta kaydedilen bir CD olduğu için ilgili programda bu çalıştırılmış açılmış ve boş olmadığı ortaya çıkmıştır. Şu anda savcılığın elinde 40 CD vardır. Bu CD'ler gerek Jandarma Kriminalde gerekse diğer uzmanlar tarafından incelenmektedir. Bugün '16-17 dakikalık kayıt silinmiş' şeklinde gazetelerde haber var. Olayın meydana geldiği mahaldeki bir otel, olayların şiddeti ve çatışmalar esnasında oteli zarar görmesin diye şarteli indirmiş. Şartelin indirildiği esnadaki görüntüler mevcut değil. Bu olayla ilgili tek görüntü bu değil, etraftaki bütün kuruluşların kameraların kayıtları alınmış 40 CD'lik görüntü şu anda Cumhuriyet Başsavcılığının elindedir. Bunlar uzmanlarınca ve kriminal laboratuvarlarınca incelenmektedir."
-"Korkmaz bu ülkenin çocuğu"
Medyanın yargıya intikal eden bir konuyu kışkırtıcı bir şekilde vermemesi gerektiğinin üzerinde duran Çelik, acıları ve yaraları deşmenin kimsenin işine yaramayacağını, bunun ahlaki de olmayacağını ifade etti. 'Gizli tanık ifadesi' ile ilgili haberin de yalan olduğunu söyleyen Çelik, "Çünkü örgütlü suçlarda gizli tanık uygulaması yasal olarak yapılabilmektedir. Bu olayda böyle bir şey olmadığı için gizli tanıklık müracaatı yapan kişinin gizli tanıklığı kabul edilmemiştir. Cumhuriyet savcılığı 'soruşturma halen devam ettiği için tanık olduğunu söyleyen, bilgisi olduğunu söyleyen herkesi dinlemeye hazırız' diyor. Bu kadar iyi niyetle mesele ele alınmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, vefat edenin kimliğinin, yaşının, cinsiyetinin, doğum yerinin hiç önemi bulunmadığını, hukuk devletinde onun hakkını korumanın devletin boynunun borcu olduğu belirtti. Yargı ve polisin hassasiyetle görevini yaptığını dile getiren Çelik, polisi ve yargıyı itibarsızlaştırmak için özel bir gayret sarfedilmesini de anlamlı bulduğunu söyledi.
Korkmaz'ın 2008'de Güven Hastanesi'nde kalp ameliyatı olduğunu, kalp kapakçıklarının değiştirildiğini ve o günden sonra kanı sulandırıcı ve kolestorel giderici haplar kullandığını anlatan Çelik, soruların cevaplarını net şekilde ortaya koymadan hüküm vermenin ahlaki olmadığını kaydetti.
Çelik, Korkmaz'ın bu ülkenin çocuğu olduğunu ve protesto ve gösteri yapabileceğini, bunun onun öldürülmesini gerektirmeyeceğini vurguladı.
-"Torba Yasa'" Teklifi'ndeki TMMOB düzenlemesi
Çelik, TBMM'de "Torba Yasa" Teklifi görüşmelerinde, Türkiye Mimarlar Mühendisler Odası Birliğine (TMMOB) ilişkin düzenleme yapıldığını anımsatarak, TMMOB'un kanunu olan bir sivil toplum örgütü olduğunu, faaliyetlerini de kendisine verilen yetkiler çerçevesinde sürdürdüğünü dile getirdi.
Gezi Parkı odaklı gelişmeler daha ortada yokken 16 Nisan'da TMMOB'a ilişkin tasarı taslağı hazırlandığını, belediye ve odalara gönderildiğini bildiren Çelik, mimar ve mühendis odalarının, yasalardan ve Anayasa'dan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullandıklarını, icat ettikleri usulle üyelerden, mimar ve mühendis bürolarından, müelliflerden vize adı altında para aldıklarını söyledi. Çelik, şöyle konuştu:
"16 Nisan'da başlatılmış bir süreç var. Bunu, 'Gezi Parkı olayları esnasında mimar ve mühendis odalarının tavrı şöyle oldu. Dolayısıyla Hükümet de iktidar da onlara karşı rövanşist bir tavır içerisinde' diye yorumlamak gerçekle bağdaşmıyor.
Esasen kanunlarda çok net ifade edilmiştir. İlgili kurumlar dışında harita, plan, etüt ve projelerle ilgili hiçkimse vize veremez. Kimdir ilgili kuruluşlar? Esasen belediyelerdir. Ama gerekli hallerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır. Bu yasalarda çok net bir şekilde vardır."
- Hukuk devletinde bu ağalıklar kabul edilemez"
Çelik, mimar odalarının aldıkları paralarla ilgili yargıya müracaatta bulunduklarını ancak yargının mimar odalarının böyle bir şey yapamayacağına hükmettiğini hatırlatarak, "Danıştay 6. Dairesi'nin de bu konuda verilmiş kesin hükmü vardır. Bu sefer bu odalar vize yaparak bu parayı alamayacaklarını anladıkları için mesleki denetim yapıyoruz adı altında alıyorlar" dedi.
Uygulamadan mimar ve mühendislerın yüzde 90'ının memnun olduğunu anlatan Çelik, "Birileri hak etmedikleri halde onlardan para alıyordu. Bu da vatandaşın cebinden çıkıyordu. Bazı medya organlarının yansıttığı gibi mimar ve ve mühendis odalarına giden bu para bundan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gelecek iddiası da doğru bir iddia değil, böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Bu alınmayacaktır ve vatandaşın cebinde kalacaktır. Netice itibarıyla bu konuda yetkili olan belediyelerdir. Normal yapmaları gereken ruhsat vesair esnasında neyi istiyorlarsa bugüne kadar istiyorlardı. Mimar mühendis odaları ekstra vatandaştan böyle bir para talep ediyorlardı. Burada rahatsız olan tıpkı sendika ağalığında olduğu gibi Türkiye'de bir oda ağalığı, odacı ağalığı kurulmuştur maalesef. Hukuk devletinde bu ağalıklar kabul edilemez" değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, meslek örgütü TMMOB'un kanunla kurulduğunu, yetkileri bulunduğunu ve yetkilerinin en ufak şekilde azaltılmasının söz konusu olmadığını vurgulayarak, "Tırpan atılması söz konusu değildir. Aynı yetkilere sahiptirler. Hatta bizim Hükümetimiz döneminde mimar ve mühendis odalarına ekstra yetkiler verilmiştir. Birçok meselede onlar işin içine dahil edilmiştir. İşin özü budur" diye konuştu.
Mesleki denetim adı altında fiili ve keyfi bir durum oluşturulduğunu, bunun hukuk devletinde yeri olmadığını belirten Çelik, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca çok önceden hazırlanan, planlı alanlar tip imar yönetmeliğinde 'hiçbir meslek kuruluşunun böyle bir para alamayacağının' net şekilde ifade edildiğini kaydetti.
Mimar ve mühendis odalarının, kendi yönetmeliği ile bugüne kadar bu parayı aldığını dile getiren Çelik, birçok mimar ve mühendisin şikayeti üzerine yargının odaların aleyhine kararlar verdiğini aktardı.
Çelik, TMMOB ile ilgili düzenlemenin Gezi Parkı olayları ile ilişkilendirilmesinin anlamsız olduğunu, Hükümete bunun üzerinden bühtan etmenin, dayak atmanın anlamı bulunmadığını, iktidarın da bunu hak etmediğini söyledi.
- Ankara
Son Dakika › Politika › AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?