AK Parti'nin 17'nci Kuruluş Yılı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakcı, "İnsanın temel hakkı olan yaşama, barınma ve ifade özgünlüğünü azami biçimde toplumun tüm kesimine yayan AK Parti'miz, eski Türkiye'nin ötekileştirme alışkanlıklarına son vermiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Kavakcı, AK Parti'nin 17'nci kuruluş yılı dolayısıyla yayımladığı mesajında, vatandaşa değer verilmeyen, millete efendi olan anlayışın hüküm sürdüğü dönemde ismiyle özdeş şekilde ortaya çıkan AK Partinin, ilk andan itibaren milletin umudu olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde millete hizmetkar olmak için yola çıkan partinin bu zorlu yolculukta en büyük güç kaynağının millet olduğunu aktaran Kavakcı, "Türkiye'nin siyasi tarihine damga vuran AK Parti'mizin 17 yıl boyunca girdiği her seçimden yeni bir rekorla galip çıkmasının ardında, milletin karakteriyle özdeşleşmiş bir anlayışın hakim olması vardır. Kapatma davaları, e-muhtıralar, 367 tartışmaları, Gezi olayları, FETÖ'nün 17-25 Aralık darbe girişimi ile 15 Temmuz hain darbe girişimi, PKK, PYD- YPG, DAEŞ terör örgütlerinin saldırıları ve bütün bu süreçte; siyasi ve ekonomik dış baskılara rağmen milletimizin desteğiyle ayakta kalan AK Parti'miz, engelleri aşarak hayali bile kurulamayan hedefleri birer birer gerçekleştirdi." ifadesini kullandı.

Kavakcı, Türkiye'de büyük bir dönüşümün gerçekleşmesini sağlayan AK Parti'nin, çağın gerektirdiği reformları 17 yıl gibi kısa bir sürede hayata geçirdiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Alışılagelmiş tanımların dışına çıkan AK Parti'miz, kurulu düzenin denklemlerini alt üst ederek, siyaset, adalet, dış politika, ekonomi, finans, kalkınma, askeri, toplum, kültür, eğitim, spor, enerji, bilim, teknoloji ve medya alanlarında toplumsal ilkeleri değiştirdi.

İnsanın temel hakkı olan yaşama, barınma ve ifade özgünlüğünü azami biçimde toplumun tüm kesimine yayan AK Parti'miz, eski Türkiye'nin ötekileştirme alışkanlıklarına son vermiştir.

AK Parti'miz, 28 Şubat'ın postal izleri arasında toplumda var olan, 'inancımı yaşarsam, düşüncelerimi dile getirirsem kısıtlanabilirim' endişesini ortadan kaldırmıştır."