Başbakan Yardımcısı Arınç: Anayasayı Değiştirmiyoruz

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, " Avrupa Birliği'nde ağzını açacak insanların önce Türkiye'de ne yapılıyor olduğunu bir öğrenmesinde fayda var. Anayasayı değiştirmiyoruz. Sadece HSYK Kanunu içinde bir, iki maddeyi değiştiriyoruz. Yasamaya müdahale etme hakları yok. Ancak yanlış bilgilendirme olabilir" dedi.

Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Arınç, bir gazetecinin "Irak Başbakanı Maliki, 'Bağdat'ın izin olmadan Kuzey Irak'tan Türkiye'ye petrol ihraç edilmesine karşı olduklarını ve buna izin vermeyeceklerini' söyledi. Sayın Enerji Bakanı, buna ilişkin bir bilgi sundu mu? Maliki'nin Türkiye'ye gelmesi ve akabinde Başbakanımızın Irak'a gitmesi söz konusuydu. Bu gelişmeler ziyaret trafiğini etkileyecek mi?  sorusu üzerine şöyle konuştu:

"Bu tasarlanmış, düşünülen ziyaretti bunlar. Henüz ihalesi olmadı. Ne zaman gidecekler, onlar mı gidecek, biz mi geleceğiz? Hiç şüphesiz onlardan gelenler oldu. Önce Meclis Başkanları, arkadan Dışişleri Bakanları geldi, Başbakan Yardımcısı geldi. Sayın Başbakanımız da bu ziyaretlere bir karşılık vermeyi düşünüyordu ama şu anda bir tarih tespit edilmiş değil. Nedir konu? Kuzey Irak'taki petroller. Doğrudan bir başka ülke vasıtasıyla aktarılması veya satılması konusunda sanıyorum ya geçen Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında yada ondan önceki olabilir. Irak Anayasası'nın gereğince bir mutabakat sağlanması gerekiyor. Bu merkezi hükümetle Kuzey Irak'taki yönetimin kendi aralarında yapacakları bir uzlaşıyla mümkündür. Bugün de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Bir birlerine karşılıklı olarak gittiler geldiler. Durumu bilmiyorum ama bizim bu önemli konuyu da dikkate alarak Kuzey Irak'la mutabakat içerisinde olduğumuz bazı konular var. Onlar, bazı meselelerini merkezi yönetimle çözmek durumunda. Daha önce Maliki, Kuzey Irak'a gitmişti, sonra onlar Irak merkezi hükümetini ziyaret ettiler. Bu konu üzerinde zannederim ki uzlaşırlar."

-"Kavgaya katılmaya niyetimiz yok"-

Arınç, bir gazetecinin de "HSYK değişikliğinin ardından hükümetinizin Yargıtayda kadroları değiştirecek şekilde bir hazırlık içinde olduğuna yönelik haberler var. Doğru mu? Yargıtayın kadro yapısını değiştirmeyi planlıyor musunuz" sorusu üzerine, "İlk defa duydum. Bu saçmalıklara inanmayın, lütfen. Bunlar üzerinde durulmaya değmez şeyler. Birileri uyduruyor" değerlendirmesini yaptı.

Arınç, başka bir  gazetecinin "Yeniden yargılama ilgili bazı AK Partili milletvekillerinin rahatsızlık duyduğu, AK Parti yönetimine başvuruda bulunduğu yönünde bazı haberler yansıdı basına. Bunların doğruluk payı var mıdır? Hatta böyle bir düzenlemenin rafa kalkabileceği de belirtiliyor" sorusu üzerine ise "Ortada bir düzenleme yok ki. Ortada Barolar Birliği Başkanı kendiliğinden durumdan vazife çıkarmış, inisiyatif kullanıyor ve kendisinin bazı önerileri var. Bu öneriler ne kadar hukukidir ne kadar geçerlilik payı vardır. Bu yapılacak çalışmalar sonrasında ortaya çıkar. Ben sizinle yaptığım sohbet toplantısında bir avukat olarak, geçmişten bu yana ceza davalarında çalışan bir arkadaşınız olarak esasen bugün ceza mahkemesi kanununda çok eskiden de olduğu gibi iadeimuhakeme yönteminin olduğunu söyledim. Yeni tabirle yargılamanın iadesi. Bunun şartları vardır. Kesinleşmiş hükümlerle ilgilidir bu konu. Hala yargılaması davam eden mahkemelerde yargılamanın iadesi söz konusu olmaz" yanıtını verdi.

Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun taleplerinin eleştiriye uğradığını belirten Arınç, şöyle konuştu:

Sayın Kanadoğlu, 'hayır öyle olmaz, aslında böyle olması lazım' diyor. İçeride tutuklu vaya hükümlü bulunanlar 'biz bunu kabul etmeyiz' diyorlar. Bir başka hukukçu bildiğimiz muhterem o başka bir şey diyor. Bence onlar bir tartışsınlar  kendi aralarında. Biz de Adalet Bakanlığı olarak mevcut mevzuatı dikkate alarak onun geçerli olup olmadığına bir bakalım. Dolayısıyla biz de hemen bu işin üzerine atlayacak noktada değiliz. Ortada bir hukuk devletiyiz biz. Hukuk devletinin cari mevzuatı vardır. Mahkemeler görevlerini yapmışlar, doğru ya da yanlış karar vermişler. Yanlış kararlar olduğuna inanıyorsak elimizdeki delillerin sonradan üretilmiş, sahte oldukları, hükmü esas teşkil eden konularda aldatıcı oldukları, sabit olursa yargılamanın iadesi her zaman mümkün zaten. Kanun yolları tüketilmiş mi? Bireysel başvuru, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, onlara bakmamız lazım. Sayın Feyzioğlu'nun talepleri konusunda ona tamamen ters düşecek şeyler söyleyebilirim. Küçücük hukuki bilgimle. Ama bunu önünüzde tartışmak istemiyorum. Öncelikle bu işe taraftar olanların kendi aralarında bir anlaşmaları lazım. Şu anda birbirlerini sadece suçluyorlar. Bizim de o kavgaya katılmaya niyetimiz yok. Milletvekillerimiz farklı düşünüyor mü? Elbette farklı düşünebilir. Bu CHP içinde olduğu zaman 'biz demokratik bir partiyiz' diyorlar da niye AK Parti içinde olduğunda farklı düşünceler olmasın. Sonunda bir konuda karar verirsek milletvekillerimizi bilgilendiririz, teklif veya tasarı olarak da bunun arkasına düşeriz. Henüz Feyzioğlu'nun ortaya attığı fikirlerin dışında tartışılan bir şey yok."

-"Ne bilirdik bu kadar saf olacağımızı"-

Arınç, bir başka gazetecinin de "Sayın Başbakan, önümüzdeki hafta B bir ziyaret gerçekleştirecek. Bu ziyaret çerçevesinde iki yeni fasıl açılması bekleniyordu, bu beklenti devam ediyor mu? Bu konu Bakanlar Kurulu'nda gündeme geldi mi?  Avrupa Birliği'nden HSYK kanunu ile ilgili bazı eleştireler basına yansıdı, bu eleştiriler nasıl ele alınacak Brüksel'de" sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Avrupa Birliği'nin,Türkiye Parlamentosunda görüşülen bir kanun teklifi üzerinde her hangi bir söz beyan etmesi, eleştiride bulunması, her halde doğru bir şey değil. Avrupa Birliği'nde müzakere halinde olan bir ülkeyiz. Biz de birlik içerisinde bazı konuların görüşülebileceğini, konuşulabileceğini, bilgi alınabileceğini düşünürüz. Ama öncelikle bu açıklamaları yapmadan daha önce kimse Türkiye'de, karşıdaki muhatabına bu işleri sorması, ne yapıldığı konusunda bilgi sahibi olduktan sonra bir şey söyleyecekse söylemesi lazım. Bu konuya dikkat edenler var, dikkat etmeyenler var."

Arınç, şöyle konuştu:

"Avrupa Birliği'ndeki mantalitenin bizim düşüncelerimizden biraz farklı olduğunu söyleyebiliriz. Ama unutmayalım biz HSYK konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kanun teklifi haline getirdiğimizde daha sonra bilyorsunuz referandumla yüzde 58 ile kanunlaştı. O zaman Avrupa Birliği'ne üye olan ülkelerdeki HSYK yapılanmasını inceledik. O yapılanmalar içerisinde bizim kendimize özgü getirdiğimiz konuların dışında yapılanmalar var. Orada HSYK üyelerinin neredeyse tamamını yürütmenin seçtiği bir mekanizmanın olduğunu da söylemeliyiz. Bunları ülke ülke Adalet Bakanlığımızdan da belki Başbakanlık Müsteşarlığımızdan da temin edebilirsiniz. Ben de takdim edebilirim. Yani 28 ülkesiyle Avrupa Birliği'nin bazı ülkelerinde uygulanan HSYK modelini biz, Türkiye'ye getirmiş olsaydık herhalde herkes havalara uçar ve isyan ederdi. Biz, şimdi 22 üyenin herhalde 10 tanesini yüksek hakimler arasından, daha doğrusu birinci sınıf hakimler arasından seçiyoruz.  İki, üçünü Cumhurbaşkanı seçiyor. Bir, ikisini Yargıtay, Danıştay seçiyor. Bir ikisini Adalet Akademisi seçiyor. Ben bunun 15 tanesini yürütme olarak veya Cumhurbaşkanlığı makamı olarak seçeceğim noktasına da gelebilirdik. Ama biz demokratik tabanı daha güçlü olsun dedik ve farklı fikirler, farklı kaynaklardan gelenler bir araya gelsinler de taraf tutmasınlar, ayrı bir grup oluşturmasınlar, 5 kişiden çektiğimizi, bizi tekrar ızdırap olarak karşımıza getirmesinler dedik. Ne bilirdik bu kadar saf olacağımızı? Dolayısıyla Avrupa Birliği'nde ağzını açacak insanların önce Türkiye'de ne yapılıyor olduğunu bir öğrenmesinde fayda var.

Anayasayı değiştirmiyoruz. Sadece HSYK Kanunu içinde bir, iki maddeyi değiştiriyoruz. Yasamaya müdahale etme hakları yok. Ancak yanlış bilgilendirme olabilir. Benim bildiğim kadarıyla Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, bir  günlük bir çalışma ziyaretinde bugün veya yarın veya öbür gün Brüksel ziyaretinde bulunacak. Sayın Başbakanımızın ziyaretinden önce bir çalışma yapacak."

- Ankara