Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Keşke biz 12 Eylül'ü rafa kaldıran bütün o darbe izlerini silen bir anayasa yapalım, ondan daha büyük bir paye olabilir mi bir devlet adamı için. Ondan daha büyük bir miras bırakılabilir mi? Burada hepimizin bu mirası ortaklaşa yapacağımız bir ortam oluşturalım. Yani bu da Sayın Kılıçdaroğlu için de bir şereftir, benim için de bir şereftir, diğer muhalefet partileri için de eğer birlikte yapabilirsek. Sonunda hepimiz biz iktidardık ama bu 12 Eylül'ü gömdük, bir daha da bu ülkede 12 Eylül benzeri olaylar yaşanmayacak diyebileceğimiz bir anayasa yapalım" dedi.
Başbakan Davutoğlu, NTV'nin canlı yayınında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
2007 seçimlerinden sonra anayasa değişikliği için AK Parti olarak bir bilim adamları heyetiyle anayasa çalışması yaptıklarını ve AK Parti'nin teklifi olarak kamuoyuna açtıklarını söyleyen Davutoğlu, o dönemde "AK Parti kendi anayasasını yapacak" diye eleştirilere maruz kaldıklarını belirtti.
2011 yılında da bütün partilerin eşit katılımıyla mutabakata dayanarak anayasa uzlaşma komisyonu oluşturulduğunu ancak bunda da bir neticeye varılamadığını aktaran Davutoğlu, 60 maddede mutabakat sağlandığını, nihai bir sonuca ulaşılamadığını kaydetti.
Şimdi ise yeni anayasa ihtiyacı konusunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile mutabakat sağlandığını, bu konuyu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile de görüşeceklerini anlatan Davutoğlu, Kılıçdaroğlu ile uzlaşma komisyonunun kaldığı yerden 3 ay, 6 ay gibi süreli olarak çalışmalarını sürdürmesi, ulaştığı sonuçları da kendilerine aktarması yönünde görüş birliğine varıldığını ifade etti.
Bu çalışma yapılırken başkanlık sisteminin de gündeme geleceğini dile getiren Başbakan Davutoğlu, başkanlık sistemi ile ilgili uzlaşma komisyonuna sundukları bir teklifin var olduğunu ve bu teklifi tekrar gündeme getireceklerini belirtti.
CHP'nin ya da başka partilerin parlamenter sistem bağlamında teklifleri ya da başkanlık sistemiyle ilgili rahatsızlıkları varsa onların da değerlendirileceğini söyleyen Davutoğlu, "Başkanlık sisteminde şunun yanlış olduğunu düşünüyoruz" denildiği noktada da varsa yanlışı giderme noktasında çözüm yolu üzerinde konuşulacağını bildirdi.
Başbakan Davutoğlu, mülkiyet, gösteri hakkı, basın, inanç, fikir ve düşünce özgürlükleri gibi maddelerle ilgili görüşlerin gerek parlamenter sistemde gerekse başkanlık sisteminde aynı olacağını kaydetti.
Maddelerin her yönüyle konuşularak, tartışılarak bir anayasa iskeletinin birlikte inşa edilmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz başkanlık sistemini doğru görürüz, bunun eksikliklerini giderecek şeyleri diğer partilerden duymak isteriz. Onlar bir sistem getiriyorlarsa, getirebilirler en tabii hakkı, onu tartışırız ama burada olmaması gereken şey şu, konjonktürel bir tartışma yapmayalım. Zaten bütün mesele buradan çıktı. 1876'dan bu yana bizdeki bütün anayasalar tepkisel anayasalar şeklinde ortaya çıktı. Bir önceki dönemde ne yaşanmışsa onun zıttını yapalım doğruyu buluruz gibi. Yani 1960 anayasası öyledir. 'Çoğunluğa sahip bir iktidarı nasıl denetleyebiliriz' diye, Adnan Menderes rahmetlinin tecrübesinin... 'Bir daha böyle bir başbakan halkın desteğiyle gelip de sisteme meydan okumasın' diye millet egemenliğini organlar üzerinden kuran bir sürü organla denetlemeye çalıştı."
12 Eylül Anayasası'nın da 1970'li yıllara tepki olarak çıktığını aktaran Davutoğlu, şunları söyledi:
"Şimdi bizim tepkisel olmayan, oturup, soğukkanlı bir şekilde kişiselleştirmeden.... Dediğim gibi hiçbirimiz baki değiliz, hepimiz faniyiz. Şu şeyde başbakanlık, cumhurbaşkanlığı ilişkisi olarak da telakki etmeyi çok büyük bir zillet olarak görürüm. Ülkem için doğru olan ne ise onu yaparım ve bunu büyük bir vazife olarak da tarihe kayıt olarak geçecek bir vazife olarak da telakki ederim. Keşke biz 12 Eylül'ü rafa kaldıran bütün o darbe izlerini silen bir anayasa yapalım, ondan daha büyük bir paye olabilir mi bir devlet adamı için. Ondan daha büyük bir miras bırakılabilir mi? Burada hepimizin bu mirası ortaklaşa yapacağımız bir ortam oluşturalım. Yani bu da Sayın Kılıçdaroğlu için de bir şereftir, benim için de bir şereftir, diğer muhalefet partileri için de eğer birlikte yapabilirsek. Sonunda hepimiz biz iktidardık ama bu 12 Eylül'ü gömdük, bir daha da bu ülkede 12 Eylül benzeri olaylar yaşanmayacak diyebileceğimiz bir anayasa yapalım."
"Yeni anayasa yapımı konusunda uzlaşma komisyonu tıkanırsa ne olacak?" sorusuna ise Davutoğlu, yeni anayasa çalışmasında herkesin elini taşın altına koyması gerektiğinin altını çizdi.
"Bunu bana kimse soramaz, çünkü elimizin altında 317 milletvekilimiz var. Millet bize şunu söyledi, AK Parti'ye dönüp dedi ki 7 Haziran'da söylememişti, 1 Kasım'da dedi ki, 'Ülke yönetimini tekrar size teslim ediyorum, çünkü size güveniyorum.' Ama şunu söylemedi, 'Türkiye anayasa yapma yetkisini de size veriyorum' demedi. 'Anayasayı uzlaşarak yapın' dedi. Anayasayı kimle uzlaşarak yapacağız, muhalefetle, bunun başka bir yolu yöntemi olduğunu bilen varsa onu söylesin" diyen Davutoğlu, yeni anayasa konusunda toplum kesimlerine de görev düştüğünü bildirdi.
Her bir toplum kesiminin kendilerine ve muhalefete baskı yapıp, "12 Eylül Anayasası'ndan bizi kurtarın" demesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, "Herkes elinden geleni yapacak, bu olacak. Değilse biz kendi teklifimizi ortaya koyar ve bu teklif için kamuoyu desteği bekleriz. Ama tek başımıza meclisten bunu geçirecek gücümüz yok" diye konuştu.
Anayasa çalışma sürecinin parlamentodaki partilerin katılacağı bir süreç olduğunu dile getiren Davutoğlu, ideal olan çalışmanın tüm partilerin mutabakat kalacağı metin ile meclise ve gerekirse halkın huzuruna gitmek olacağını ifade etti.
Kılıçdaroğlu görüşmesinde başkanlık modeli hakkında bilgi verip vermediği yönündeki soruya ise Davutoğlu, başkanlık modelinin yeni keşfedilen bir model olmadığını söyledi. Davutoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Başkanlık sistemi bizim kafamızdaki, anayasa uzlaşma komisyonuna verilmiş teklifimiz var. Bu teklifi beraber değerlendirebiliriz. Yani itirazlarınız neyse dinleyelim, bu teklif üzerine konuşalım, sizin modeliniz varsa onu da konuşalım ama şöyle bir şey doğru değil, 'başkanlık sistemi diktatörlüğe yol açıyor, başkanlık sistemi federal bir yapıyla ülkeyi böler.' Ya başkanlık sistemi federalizmle doğrudan alakalı değil ki, Almanya'da parlamenter sistem var, federal sistem var. Yani mutlaka parlamenter sistemin federal olması diye bir şey yok. Dolayısıyla üniter devletler de başkanlık sistemi olabilir. Bunun için böyle bir şart yok. Ön yargı olmadan yapalım ama şunu tartıştık, yargı, yasama, yürütme ben bunları anlattım, bu ilişkilerin birbirini denetleyen, çeken balans şeklinde güçler ayrımı içinde değerlendirilmesi gerektiğini söyledim. Parlamenter sistemin hele hele bugünkü Türkiye'deki çarpık parlamenter sistemin bu anlamda güçler ayrılığına değil, güçler birliğine dayandığını da izah ettim. Hatta latife olarak da ben sizin yerinizde olsam başkanlığı tercih edebilirdim muhalefet lideri olarak çünkü nihayet yapılacak bir seçimde mutlaka AK Parti kazanacak değil, sizin için de her şey geçerli. Ama nihai herkesin adayı çıkacak. Ama parlamenter sistemde çoğunlukta olan partinin genel başkanı ve başbakan olarak benim parlamentoyu yönetme kabiliyetim herhangi bir başkanlık sisteminden daha fazladır. Parlamento üzerinde etkili olma kabiliyetim."
Parti olarak parlamentodan bir yasa geçirmek istediği takdirde şu anda zorlanarak da olsa geçirebileceğini anlatan Davutoğlu, başkanlıkta ise böyle bir durumun söz konusu olmadığını ifade etti.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Başbakan Davutoğlu, Canlı Yayında - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?