AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın BAŞKENTGAZ ihalesiyle ilgili açıklamasının tek anlamının fakir fukaranın haklarının birilerine aktarılmaması hassasiyeti olduğunu belirterek, "Karayolları ve otoyolların ihalesinin iptal edilmesinde de aynı hassasiyet geçerli" dedi.
Canikli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında verilen gensoru önergesi ile ilgili TBMM Genel Kurulu'nda AK Parti Grubu adına yaptığı konuşmada, herhangi bir kamu otoritesinin görevini ifa ederken, suç olan bir fiil tespit ettiyse bu fiili doğrudan Cumhuriyet Savcısına aktarmak zorunda olduğunu kaydetti.
Yapılan konuşmalarda bu şekilde bir tespitin gerçekleştirildiği ve yargıya intikal ettirildiğine dair bilgi verilmediğini vurgulayan Canikli, mahkeme kararın olmadan da "yolsuzluk" ifadesinin kullanılmasının doğru olmayacağını belirtti.
Bugüne kadar yapılan camilerin hiçbirisinin cemaatsiz kalmadığını ifade eden Canikli, "İçiniz rahat olsun, Çamlıca'ya yapılacak camiinin de cemaati olacaktır" dedi.
BAŞKENGAZ'in üç kere ihaleye çıktığını anımsatarak bunlarla ilgili bilgi veren Canikli, ilk ikisinde ilgili firmaların teminatlarını yakarak ihaleye almaktan vazgeçtiğini, üçüncü ihalenin de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın belirlediği miktarın altında kaldığı için iptal edildiğini anlattı. Canikli, "Gerçek anlamda fakirin fukaranın hakkı birilerine aktarılmasın diye, gerçek değerini bulmadığı için iptal edildi" ifadesini kullandı.
Son ihalenin 13 Eylül 2012 tarihinde yapıldığını anımsatan Canikli, bu ihaleden önce Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın fiyatın artması için 250 firma ile görüştüğünü ve tanıtımlar gerçekleştirdiğini söyledi.
Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son ihale 1 milyar 162 milyar dolarla sonuçlanıyor ve onaylanıyor. Buradaki soru ya da sorun şu; '2010 yılında firma 1,5 milyar teklif verdi ve vazgeçti. Bugün verilen fiyat 1 milyar 162 milyon dolar. Dolayısıyla bir zarar, bir eksi durum söz konusu.' İlk bakışta gerçekten böyle gözüküyor. Ancak 2010 yılındaki teklifte imtiyaz süresi 27 yıl içindi. 2037'de süre sona erecekti. Aradan üç yıl geçiyor ve bugün alan 3 yıl daha az çalıştıracak. Dolayısıyla 3 yıla isabet eden yaklaşık 180 milyon dolar fiyat düşüyor. Bu düşüldüğü zaman bu rakam 1 milyon 30 milyon dolara iniyor. 2010 yılındaki ihalenin karşılığı TL olarak 2 milyar 286 milyondur. Bugün ise 2 milyar 526 milyon TL'dir. Yani bugünkü fiyat TL bazında 300 milyon daha fazla.
Esas olan ihalenin açık, herkese eşit, en ufak bir kısıtlama olmadan, şeffaf yapılmasıdır. Bu şartlarda yapılan ihalelerde oluşan fiyatlar gerçek fiyatlardır. En yüksek fiyat budur.
Başbakan'ın bu konudaki açıklamasının tek anlamı hassasiyettir. Fakir fukaranın haklarının birilerine aktarılmaması hassasiyeti. Karayolları ve otoyolların ihalesinin iptal edilmesinde de aynı hassasiyet geçerli."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, SSK Genel Müdürüyken, İstanbul Göztepe hastanesinin onarım işini 1999 yılında 21 milyar TL'ye ihalesiz, davetiye usulü verdiğini ve 6 yılda bitirildiğini ifade eden Canikli, "Başlangıç 6 milyar, bitiş rakamı 466 milyar TL. Tam 21 kat. Giden para emeklinin parası. Basit onarım işi 6 yıl sürüyor. Biz koca boğaz köprüsünü iki yılda yapıyoruz. Sizin bir hastaneye onardığınız zamanda biz üç tane boğaz köprüsü yapıyoruz. İhaleyi hemşerisi alıyor. Sayısız örnekleri var" dedi.
"Emeklerimin boşa çıktığını görüyorum"
Sataşmadan söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, şunları kaydetti:
"Sayın Canikli, sizin yetişmenize Maliye'de çok emek verdim ama emeklerimin boşa çıktığını görüyorum. Doğrusu üzüldüm. Öyle bir savunma yapıyorsunuz ki bu şöyle bir psikolojiyi yansıtıyor; 'Evet, sayın Başbakan bu özelleştirme ihalesi işinde yanlış yaptı ama sizin genel başkanınızın da şöyle bir kusuru var.'
Sayın Kılıçdaroğlu'nun genel müdürlüğü sona erdikten sonra iktidarınız genel müdürlük dönemine ilişkin ciddi bir soruşturma başlattı, müfettişleri görevlendirdi. Göztepe Hastanesi inşaatı da dahil olmak üzere tüm ihaleler ve işlemler incelendi. Sizin döneminizde hazırlanmış olan bir makam onayı var. Son cümlesi şu: 'Yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığından rapor ve eklerinin hıfz edilmesi hususunu olurlarına arz ederim.' Tarih 2010. SGK Başkanı buna onay vermiş. Sayın Kılıçdaroğlu'nun dönemini siz kendi imzanızla aklamış durumdasınız. Mahcup oldunuz mu? Başbakan'ın hesabını verin. Başbakan, kendi cümlesinin altında kalmıştır. Bunu açıklayamadınız."
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu da "Ben Sayıştay raporlarıyla ilgili suç duyurusunda bulundum. Peki bu suç duyurusunu aklamak üzere bu grup kanun çıkardı mı çıkarmadı mı? Bu grubun grup Başkanvekili bir imam üzerinden suç duyurularına müdahale etti mi etmedi mi?" diye sordu.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da gensorunun eskiden çok önemli olduğunu ancak soru önergesi haline getirildiğini ileri sürdü.
Şimdi kendilerine, "CHP gensoru vermiş, bunu ne zaman çekecek" diye sorulduğunu aktaran Elitaş, "Biz yolsuzlukla mücadele ederken yargıya müdahale etmeye çalıştığımı ifade ediyorsunuz" dedi.
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök de "Bu adam gibi adam bir gensorudur. Başbakan, '2010'da 1,5 milyar verilmiş şimdi 1,1 milyar veriliyor. Bunun hesabını nasıl veririm' dedi mi? Bu Başbakanlığa, Kasımpaşalılığa yakışır mı? Gensoru, alnımızın akı gibi gensorudur. Bunun altında kaldınız" görüşünü savundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Canikli de yeniden söz alarak, Kılıçdaroğlu ile ilgili dile getirdiği fiillerin "Rahşan affıyla temizlendiğini" söyledi. - Ankara
Son Dakika › Politika › Başbakan Erdoğan Hakkındaki Gensoru Önergesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?