BBP Genel Başkanı Destici, Kayseri'de

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Toplumda 'Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları öldürüldü' algısı oluşturan 7 şüphe var. Bunlarda 4'ü somutlaştırıldı" dedi.

Destici, partisinin il teşkilatını ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, 2014'teki yerel seçimlerin bir dönüm noktası olacağını, ardından yapılacak milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçiminin buna göre şekilleneceğini belirtti.

Yerel seçimlerin hem oy oranı hem de belediye başkanlığı sayısı bakımından tek galibinin BBP olacağını savunan Destici, bütün bölgelerde kendi adları ve adaylarıyla seçime katılacaklarını söyledi.

Destici, seçim sistemini ve Siyasi Partiler Yasasını eleştirerek, şöyle devam etti:

"Memur aday olmak istiyorsa istifa etmesi gerekiyor ama bakan belediye başkanlığına aday olunca istifa etmesi gerekmiyor. Böyle bir çarpıklık, böyle bir adaletsizlik, hukuksuzluk olur mu? Neden herkes istifa ediyor da bakanlar istifa etmiyor? Bakanlığın imkanlarıyla seçim kampanyası yürütmesi için mi istifa etmiyor? Bunlara milletin hazinesinden verilenler yetmiyor mu, hortumladıkları yetmiyor mu? Çevrelerinde büyüttükleri, haksız kazanç elde ettirdikleri,  destekledikleri iş adamlarının destekleri yetmiyor mu da bakanlığın imkanlarıyla seçime girecekler?"

Muhsin Yazıcıoğlu davası

Destici, gazetecilerin Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin soruları üzerine de şunları söyledi:

"Toplumda 'Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları öldürüldü' algısı oluşturan 7 şüphe var. Bunlarda 4'ü somutlaştırıldı. Bunlardan biri Kayseri mahreçli 'kurtuldu geliyor' bilgisiydi. Bunu kim söylemiş, emniyet müdürü valiye nasıl söylemiş, o bilgiyi nereden almış, bunlar soruşturma dosyasında var. Bununla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bir soruşturma da devam ediyor. Üst dereceli bürokratlarla ilgili. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bana verdiği bilgi, bunun yılbaşından önce sonuçlanacağı yönünde ama sadece bu konu. Dosya 3 yerde takip ediliyor. Biri malatya'da Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığında, ikincisi idari kapsamda Başbakanlıkta, üçüncüsü üst dereceli bürokratlarla ilgili, validir, emniyet müdürüdür, subaydır bunlarla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında takip ediliyor."

İkinci şüphenin, bildirilen yerin aranmaması olduğunu, bunun da her safhasıyla somutlaştırıldığını dile getiren Destici, "Üçüncüsü, helikopterin üzerinden parçaları sökenler de belli. Dördüncüsü otopsi raporları. kalan üç şüphe var ki bunlar somutlaştırılamadı. Bunlar radar kayıtları, ikincisi oradaki hava hareketliliği. Çünkü en yüksek ihtimallerden birisi bu helikopteri uçakların düşürmüş olduğu, bilerek ya da bilmeyerek. Bir diğeri de gizli tanık ifadesi. Bu bizim iddiamız ya da yorumumuz değil. Muvazzaf birinin gizli tanıklığıydı. İki helikopterin aynı gün oraya inip kalkmış olması. Bizim ilgilendiğimiz şüpheler, ana iddialar bunlar. Bunlarla ilgili savcılık geniş çaplı soruşturma yürütüyor" dedi

Bu üç konuyla ilgili çalışmaların yılbaşından sonra neticeleneceğini ümit ettiğini belirten Destici, "Ama 5 yıllık süre ile ilgili bir takım sıkıntılar var. Bu nedenle 29 Mart'tan önce bu üç şüphenin somutlaştırılmasını bekliyoruz. Hukukçularımız aracılığıyla savcılık nezdinde girişimlerimiz var" ifadelerini kullandı.

2004'deki MGK kararı

Mustafa Destici, 2004'teki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararının bir gazete tarafından ifşa edilmesinin ardından gündem oluşturmaya devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Yalçın Akdoğan tarafından, uygulanmadığı ve uygulanmayacağı gibi bir açıklama olmuştu. Bugün aynı gazeteye baktığımızda 2010 yılına kadar fişlemenin devam ettiğini görüyoruz. 28 Şubat sürecinde başörtülüler nasıl fişlenmişse, imam hatipliler nasıl fişlenmişse, babası sakallı olanlar, camiye gidenler, namaz kılanlar, oruç tutanlar nasıl fişlenmişse 2004'ten 2010'a kadar da bir cemaatin, hizmetin içerisinde bulunan öğretmeni, öğrencisi hepsi aynı şekilde fişlenmiş. Demokrasi açısından, milli irade açısından bana yapıldığı zaman haksız, sana yapıldığı zaman haklı olmaz. 28 Şubat'taki uygulamayla, bu uygulamanın demokrasi açısından hiçbir farkı yoktur" diye konuştu.

MGK'da Türk milliyetçileri için de kararlar alındığını, PKK'dan daha tehlikeli olarak görüldükleri zamanlar olduğunu öne süren Destici, "PKK'nın 30 yıldır milletin başına bela olmasının asıl nedeni bu. PKK'ya göz yumuldu, milletin menfaatine çalışanlar hep baskı altına alındı" dedi. - Kayseri