Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde 'Cilo Doğa Kültür ve Sanat Festivali' düzenlendi. Festivale katılan BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, 2013 yılında Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarihinde bir ilkin yaşandığını söyledi. Devletin 3 aşamadan ibaret olan sürecin bir parçası olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez parlamento çatısı altında çözüm komisyonu kurduğunu belirten Ata, "Sayın Abdullah Öcalan'ın da önerdiği üzere Türkiye'nin 7 bölgesi oluşturulan akil insanlar komisyonu tarafından gezildi. Mart ayından bugüne nerdeyse 5'inci ayını tamamlandığımız süreç gösterdi ki, Kürt sorunun çözümünde denenmeyen tek yöntem olan diyalog ve müzakere denediğinde sonuç verebiliyor" dedi.
Yüksekova Belediyesi'nin düzenlediği 4'üncü Cilo Doğa, Kültür ve Sanat Festivali, merkeze 10 kilometre uzaklıkta bulunan Esendere Beldesi yolu üzerinde bulunan Dilimli Barajı alanında yapıldı. Yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı festival, gece geç saatlere kadar sürdü. Festivale konuşmacı olarak da BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata katıldı. Ata, Kürt sorunu dünün sorunu olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulduğu günden beri varlığını sürdürdüğünü söyledi. Ata, önemli bir süreçten ve dönemden geçildiğini belirterek şöyle konuştu:
"Kürt sorunu, Türkiye cumhuriyeti devleti kurulduğu günden beri varlığını sürdürmektedir. Sorunun altında yatan inkardır, imhadır asimilasyondur. 1924 anayasasında anayasal güvence altına alınan teklik anlayışıdır. 'Tek millet, tek dil, tek kültür, tek din' diyen anlayıştır. Osmanlı döneminde merkezleşme eylemleri başlar başlamaz, Kürtler 'biz kendi topraklarımızda kendi kimliğimizle yaşamak istiyoruz' dediler. Bu direniş cumhuriyet tarihi boyunca sürdü. ve 29'uncu isyan bizi bugünlere getirdi."
'YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI'
Ata, 2013 yılında gerek Kürt halkı vermiş olduğu onurlu mücadele tarihinde, gerekse Türkiye Cumhuriyeti devleti tarihinde bir ilkin yaşandığını söyledi. Ata, Öcalan'ın Diyarbakır Nevruzunda okunan mesajıyla yeni bir dönemin başladığını belirterek şunları söyledi:
"Manifestonun hemen ardında özgürlük hareketi önemli tarihi bir karar aldı. Ateşkes ilan etti. Ardından da bu ateşkesi destekleyecek bir adım daha attı. 1999'da bu adım atılmıştı. Öcalan'ın çağrısıyla gerilla sınırın dışına çekilme kararı aldı. Bir özgürlük yürüyüşü başladı. Devlet, bu manifestoda belirlendiği üzere 3 aşamadan ibaret olan sürecin bir parçası olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez parlamento çatısı altında çözüm komisyonu kurdu. Sayın Abdullah Öcalan'ın da önerdiği üzere, Türkiye'nin 7 bölgesi oluşturulan akil insanlar komisyonu tarafından gezildi. Mart ayından bugüne nerdeyse 5'inci ayını tamamlandığımız süreç gösterdi ki, Kürt sorunun çözümünde denenmeyen tek yöntem olan diyalog ve müzakere denediğinde sonuç verebiliyor."
'8 AYDIR CENAZE GELMİYOR'
Ayla Akat Ata, 8 aydır Türkiye'nin hiçbir şehrine ve Kürdistan'ın şehirlerine cenaze gelmediğini de vurgulayarak konuşmasını yşöyle sürdürdü:
"Bu da ortaya koydu ki, diyalog ve müzakerede çözüm isteyen herkes ısrar etmelidir. Bunun önünü tıkayan, diyalog ve müzakereyi sonlandıran yada sonlandırma noktasına getirenler de halk tarafından çözüme zorlanmalı, ya da teşhir edilmelidirler. Bugünlerde görüyoruz ki hükmet birinci aşamanın tamamlanmadığı, Sayın Abdullah Öcalan ve özgürlük hareketinin de birinci aşamanın tamamlandığını, Kürt siyasetçilerinin de tamamlandığı noktasında ısrar ettiği günlerden geçmekteyiz. Birinci aşama silahların sustuğu, cenazelerin gelmediği, konuşabilecek bir ortamın yaratıldığı süreçtir ve bunlar tamamlandı. Şimdi ikinci aşamadayız. Diyoruz ki atık konuşacağız. Hatırlarsanız, ülkenin başbakanı da artık fikirler konuşsun demişti, fikirlerin konuşması için önce fikirlerin konuşabileceği ortamın yaratılması gerekmiyor mu? Peki bu ortam yaratıldı mı yaratılmadı."
YENİ ANAYASA'DAN BEKLENENLER
Yeni anayasanın yapıldığını da hatırlatan Ata, yeni anayasada Kürt halkının beklentilerini de şöyle sıraladı:
"Dedik ki 'bu ülkenin yeni bir vatandaşlık tanımına ihtiyaç var' dedik. 'Bu ülkede artık merkezi yönetimler yerel yönetim ilişkileri yeniden şekillenmeli, bu halk artık Ankara'dan atanan vali, kaymakam, emniyet müdürü istemiyor. Bunları da kendi içinden seçebilir' dedik. 'Demokratik özerlik de sadece Kürdistan için değil Marmara, Karadeniz, Akdeniz, İçanadolu için de geçerli' dedik. O masada bunu ilk söylediğimizde kıyametler koptu. Ama bugün herkes Kürtlerin sadece kendisi için özgürlük ve eşitlik istemediğini, Türkiye'deki bütün halklar, dinler ve inançlar için özgürlük ve eşitlik istediğini biliyor. İşte bu noktadan sonra o masada susmaya başladılar. Kendi anadilimizde de yaşamak istiyoruz. Bu ülkede Türkçe'nin resmi dil olmasıyla hiçbir sorunumuz yok. Ama Kürdistan'da Kürtçe de resmi dil olsun istiyoruz." - Ksekovahakkari
Son Dakika › Politika › 'Diyalog ve Müzakere Denendiğinde Sonuç Verebiliyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?