CHP Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu Açıklaması

- " Türkiye'nin geleceği, AK Parti'nin miting ve gövde gösterilerinde değil, artık Gezi Parkları'nda"

"Gezi Parkı süreci, Türkiye siyasetinde bir milattır. Türkiye'de geleneksel siyaset dönemi kapandı. Buna kendi partimin siyasetini de dahil ediyorum"

Loğoğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Gezi Parkı olaylarına değerlendirdi. Loğoğlu, dünyanın her yerinden özellikle batıdan tepkiler geldiğini, herkesin Gezi Parkı'ndakiler gibi temel hak ve özgürlüklere saygı istediğini kaydetti.

Gezi Parkı hareketine başlayanların yanında yer alan bir dünya kamuoyu bulunduğunu ifade eden Loğoğlu, AK Parti Hükümeti'ne çağrılar yapıldığını, eleştiriler yöneltildiğini söyledi. Loğoğlu, bütün dünyanın, bu süreci doğru algıladığını, tanımladığını,  demokrasi ve itidal çağrısı yaptığını, AK Parti içinde bile aklıselim seslerinin yükseldiğini belirtti. Loğoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve çevresindeki dar grubun, bu gelişmeleri, süreci anlamamakta ısrar ettiğini öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Başbakan, yatıştırma yerine kışkırtmayı, kendini sorguluma yerine dikleşmeyi, birleştirme yerine kutuplaştırmayı, kucaklama yerine dışlamayı tercih ediyor, Halkın bir bölümünü tehdit ediyor. Başbakan adeta savaş ilan ediyor, kime karşı? Söylediklerinin arkasını getirdiği takdire Türkiye'de neler olacak, bunları düşünüyor mu ve rahatsızlık duyuyor mu? AKP içindeki bu azınlık, gövde gösterisini güç gösterisi sanıyor. Sayısal üstünlüğün ve kalabalıkların, demokrasi, temel hak ve özgürlük taleplerini susturabileceği safsatasını pazarlamaya çalışıyorlar. Bunun işlemeyeceği, Türk halkı tarafından kabul görmeyeceği bana göre çok açık ve net.

Sayın Başbakan, kendisine iddia edildiği hakaretlerden rahatsızlığını dile getiriyor, biz  de hakarete karşıyız. Sayın Başbakan, 'Bana hakaret edenler benim gençliğim olamaz' diyor. Aynı Başbakan, CHP'ye, yüz kızartıcı söylemlerle saldırmakta beis görmüyor. Bir yandan kendisine yöneltilen ve bizim de uygun görmediğimiz hakaretleri eleştirirken diğer yandan  devleti, Cumhuriyet'i kuran, varlığını 90 yıldır sürdüren anamuhafet partisine olmadık şekilde hakaret etmesini kabul etmiyoruz. Bizim genel terbiye ve siyasi kültür anlayışımız, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı'nın seviyesine inmemize izin vermiyor. Sayın Başbakan'ın, CHP'ye,  sıradanlaşmış, mesnetsiz, yakışıksız saldırılarına bir yanıtı hak edecek ciddiyet ve değerde görmüyoruz. Manevi, ahlaki güç, gövdelerde değil, akıldadır, sevgidedir, insana saygıdadır. Bunu, AK Parti'nin söylem, duruş, davranışlarında görmüyoruz."

-"Nesillerin sorumluluğu yer değiştiriyor"

Loğoğlu, Gezi Parkı sürecinin, Türkiye siyasetinde bir milat olduğunu belirterek, Türkiye'de geleneksel  siyaset döneminin kapandığını kaydetti. Loğoğlu, buna kendi partisinin siyasetini de dahil ettiğini dile getirdi.

Yeni nesil gençlerin, Türkiye'ye, demokrasi, insana saygıyı, herkesin yaşam tarzına saygıyı, dayanışma ve birlikte yaşama kültürünü getirmede kararlı olduğunu vurgulayan Loğoğlu, bunun nasıl, hangi yollarla gerçekleşeceğinin belli olmadığını belirtti. Loğoğlu, ancak bunun gerçekleşeceğinin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.

Loğoğlu, Gezi Parkı sürecinin toplumsal pradigmaları değiştirme potansiyelini taşıdığını dile getirerek, "Önceki nesiller, yani benim neslim, sizi düşünüyor, sizin çocuklarınızın geleceğini düşünüyor. Şimdi genç nesiller yer değiştiriyor, benim de geleceğime el koyuyor, sahip çıkıyorlar. Bu çok ciddi bir pradigma değişikliğidir. Nesillerin sorumluluğu adeta yer değiştiriyor. Bunu olumlu buluyorum. Biz sahip çıkamıyorsak, bu çağla, günün koşullarıyla daha uyumlu, karşılıklı etkileşim içinde yaşayan gençlerin buna sahip çıkması olumludur" diye konuştu.

Gezi Parkı sürecinde, futbol takımlarının taraftarlarının birlikte hareket ettiğini, namaz kılanları, namaz kılmayanların koruduğunu gördüklerini belirten Loğoğlu, Gezi Parkı sürecinin küresel çapta etkileri olacağını ifade etti. Loğoğlu, söz konusu sürecin "sandık demokrasisi değil halkın demokrasisi olarak topluma yeni zenginlikler katacağını" söyledi.

-"Türkiye'de yeni dönem başlamıştır"

Erdoğan'ın konuşmalarına işaret eden Loğoğlu, demokrasilerde, demokratik yönetimlerin, halka sandıktan sandığa değil her gün hesap vermeleri gerektiğini kaydetti.

Loğoğlu, "Türkiye'nin geleceği, AK Parti'nin miting ve gövde gösterilerinde değil artık Gezi Parkları'nda; Ankara'da Kuğulu Parkı, Adana'da Atatürk Parkı'nda çizilmektedir. Türkiye'ye, tüm yurttaşlarımıza ve AK Parti'ye müjdeli haberim var:  Korkmayın, yolda, gelmekte olan, elimizden alınmaya çalışılan demokrasimiz, özgürlüklerimiz, temel haklarımızdır; insanca, birlikte yaşamak, insan olarak saygı görmek, yolda olan, gelmekte olan budur. AK Parti, bunu önleyemeyecektir. Kimse kışkırtmalara gelmesin. Milletimizin her iki yarısı da -ki o kavramı da kabul etmiyoruz- hepsi bizimdir. Siz AK Parti'ye bakmayın, sizleri karşı karşıya getirme tuzaklarına kanmayın. AK Parti yönetimi, demokrasi treninden inmiştir.  Ancak demokrasi treni Türkiye'de yoluna devam ediyor, yeni, güzel ufuklara doğru yolculuğunu sürdürüyor. Umarım AK Parti Genel Başkanı ve arkadaşları, demokrasi treninin farkına varırlar, ona göre hareket ederler" diye konuştu.

-"Sürecin tek sahibi yeni nesil gençler"

Bir soru üzerine Loğoğlu, CHP'nin, kurumsal olarak bu sürecin içinde olmadığınıl ancak dışında da yer almadığını ifade etti. Loğoğlu, şöyle devam etti:

"Bütün milletvekillerimiz, yurttaşlarımız, bize sempati duyanlar yurttaş sıfatıyla, bu sürecin içinde her yerde yer alıyor. Bu sürecin tek sahibi vardır, halktır, yeni orta sınıfın, yeni nesil gençleridir. Bütün partilere, başta CHP'ye düşen görev önce bu süreci anlamaktır. Parti olarak, çok daha derin, akademisyenler, sivil toplum liderleri tarafından araştırmalar yaptıracağız. Bu süreç nereden geldi, nereye gidiyor, bunu iyice izleyerek, bu hareketi CHP'ye monte etmek değil, CHP ile birlikte bu hareketi, ülkenin geleceği bakımından nasıl birleştirip, yan yana getirebiliriz, onun arayışı içinde olacağız. Geleneksel siyaset dönemi kapanmıştır derken, CHP'nin çok yaratıcı olması, değişik düşünce, yaklaşımlar geliştirmesi lazım. Türkiye'de yeni dönem başlamıştır, bu yeni dönemin hakkını vermek için hepimize, özellikle CHP'ye yeni görevler düşüyor. Türkiye'nin geleceği bakımından CHP'nin gücü ile Gezi Parkı sürecinin gücünü birleştirecek, aynı doğrultuda, hedeflere yöneltecek bir yol bulmamız lazım.

Başbakan'ın dünkü konuşmalarını izledikten sonra, bütün vatandaşların hissettiğini bildiğim kaygıyı biz de aynen paylaşıyoruz. Bu gidişat iyi değil. Türkiye, bu gidişata layık değil. Türkiye'nin şu anda daha büyük mitinglere, gösterilere ihtiyacı yok. AKP'nin desteği belli, itirazımız da yok. Ama gövde gösterisiyle gerginlikleri artıracak, kutuplaşmayı daha da yükseltecek bir yönde, bir söylemle kullanmanın kime yararı var? Bu söylemlerle, AK Parti, Sayın Başbakan, ne kazanmayı, ne elde etmeyi düşünüyor? İnsanlar kaygılı. Başbakan, maalesef çok büyük hayal kırıklığı yarattı."

-Papa'nın açıklamaları

Papa Franciscus'un, Ermeni soykırım iddialarına yeniden sahip çıktığını ifade eden Loğoğlu, CHP'nin ve Dışişleri Bakanlığı'nın bu konuda tepki verdiğini söyledi. Loğoğlu, Papa'nın bu çıkışının, göreviyle bağdaşmadığını vurguladıklarını anımsatarak, Papa'nın görevinin,  ruhani lider olarak insanları birbiriyle yaklaştırmaya, uzlaştırmaya, barıştırmaya yönelik çizgide olması gerektiğini belirtti.

Loğoğlu, 2015 yılının, Ermeni iddialarının yüzüncü yılı olacağına işaret ederek, Ermeni diasporası ve Ermenistan'ın ciddi hazırlıklar içinde olduğunu, bu konuda çalışmalar yaptığını kaydetti. Loğoğlu, Papa Franciscus'un bu açıklamasının, Ermeniler bakımından ciddi bir kazanım olduğunu ifade ederek, "2015'e giden yolda Ermeniler'in bizden çok daha çabuk, sistemli, hazırlıklı hareket ettiklerini bilelim. Eğer toplum, devlet, sivil toplum örgütleri, yurt dışındaki Türkler olarak bir an önce kendimizi toparlamadığımız takdirde olacaklara şaşırmayalım" diye konuştu.

Suriye'de iç dengelerin değiştiğini belirten Loğoğlu AK Parti iktidarının, Suriye konusunda çok gerilerden, apayrı bir evrende seyrettiğini savundu. Loğoğlu, iktidarın, Suriye'deki çatışmaların yatışmasına ve tek çıkış yolu gibi görünen Cenevre 2 sürecine ciddi destek vermediğini öne sürdü. -