CHP Myk Toplantısı

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, "Afganistan ile Pakistan arasında Peşaver dediğimiz özel bir alan, El-Kaide'nin konuşlandığı bir ayrı terör odağı coğrafya haline getirildi. Siz ne yaptınız? Siz, kafanızdaki saplantılarınızla, rüyalarınızla, iş bilmezliğinizle, yeteneksizliğinizle ve açık söylüyorum cahilliğinizle, o Peşaver'i tuttunuz, Türkiye'ye komşu hale getirdiniz. Türkiye'nin güneyinde bir Peşaver yarattınız" dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Koç, toplantı devam ederken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Cumhuriyet gazetesinin, " Paris'te saldırıya uğrayan Charlie Hebdo mizah dergisinden basım yapacağını" duyurmasının ardından, savcı talimatıyla İstanbul polisinin, gazetenin basıldığı matbaa girişinde dağıtım kamyonlarını engelleyen bir tutum içine girdiğini ileri süren Koç, gazetelerin dağıtımının 40 dakika kadar engellendiğini söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, gazetenin genel yayın yönetmenini arayarak, "geçmiş olsun" dileğinde bulunduğunu belirten Koç, Fox Tv'nin Ankara bürosu önünde park halindeki canlı yayın aracına saldırıda bulunulduğunu, Milliyet Gazetesi köşe yazarı Mehveş Evin'in yazısının yayımlanmadığını, Adana'da "silah taşıdığı" fezlekelerde ifade edilen TIR'larla ilgili internete düşen bilgiler üzerine yayın yasağı getirildiğini ve hesapların kapatıldığını ifade etti.

Koç, "Adana TIR'ları demişken, bunlar daha önce düştü internete. Adana'da yakalanan TIR'ların içinde yapılan aramalarda, sac kasalar içinde çeşitli mühimmatların olduğu fezleke raporlarına iliştirildi, eklendi. Neyi yasaklıyorsun sen? Neden korkuyorsun sen" diye konuştu.

AK Parti'nin, Anayasa'dan ve yasalardan doğan tüm hak ve özgürlükleri kullanarak, sandıkta aldığı destekle iktidara geldiğini ifade eden Koç, iktidarın, kendisini oraya getiren tüm demokratik halk ve özgürlükleri kapatarak, yok ederek iktidarda kalmanın mücadelesini verdiğini savundu.

İktidarın, kendisine muhalif olan her kesimi sindirmek, korkutmak, geriletmek, susturmak, itibarsızlaştırmak için her şeyi yapar hale geldiğini ileri süren Koç, Anayasa'daki yasama ve yürütmenin tek kişinin elinde olduğunu, yargının muktedirlerin istek ve çıkarlarına göre bir iktidar sopası haline dönüştürüldüğünü iddia etti.

Halkın haber alma hakkının devletleştirildiğini, iktidara bağlandığını, algı operasyonlarıyla her türlü hukuksuzluğun, yolsuzluğun, kayırmanın haklı gösterilmeye çalışıldığını, üniversitelerin sindirildiğini, susturulduğunu savunan Koç, "Sayısını bilmediğim kadar üniversite var, özel, devlet. Baktığınız zaman, ülkenin hiçbir sorunu hakkında hiçbir fikirleri yok. Konya'da 15 yaşındaki bir çocuğun gündeme dönük tespitlerini yapabildiği bir ülkede, el etek öpen dekanlar görüyor bu ülkede, bu millet. Resmi devlet törenleri artık gösteri sirklerine dönüştürülmüş durumda. Burada bir hakaret yok, tam bir tarif var; Sirke dönüştürdünüz bu işleri" dedi.

-"Tehlikeleri defalarca ifade ettik"

Türkiye'nin iyi yönetilmediğini ileri süren Koç, iktidarın geniş halk kesimlerini borç ve yoksulluk girdabına sürüklediğini iddia etti.

Afganistan'daki Rus işgalinden sonra, o coğrafyanın, nasıl Taliban egemenliğinde bir yapıya dönüştürüldüğünü herkesin bildiğini ifade eden Koç, şunları kaydetti:

"Afganistan ile Pakistan arasında Peşaver dediğimiz özel bir alan, El-Kaide'nin konuşlandığı bir ayrı terör odağı coğrafya haline getirildi. Siz ne yaptınız? Siz, kafanızdaki saplantılarınızla, rüyalarınızla, iş bilmezliğinizle, yeteneksizliğinizle ve açık söylüyorum cahilliğinizle, o Peşaver'i tuttunuz, Türkiye'ye komşu hale getirdiniz. Türkiye'nin güneyinde bir Peşaver yarattınız. O coğrafyayı bütün özellikleriyle getirdiniz, dünyanın ve Türkiye'nin başına bela edecek şekilde Güneydoğu'nun, sınırlarımızın hemen ötesine konuşlandırdınız. Bu tehlikeleri defalarca ifade ettik. Binlerce kilometre ötedeki Peşaver'i tuttunuz, bütün bela üreten mekanizmasıyla Türkiye'nin yanı başına konuşlandırdınız."

CHP'nin daha önce yaptığı uyarıları hatırlatan Koç, "Eğittiniz mi? Eğittiniz. Silah verdiniz mi? Verdiniz, kıvırma yok, laga luga da yok. Geleni gideni ağırladınız mı? Evet, ağırladınız. Yaralananları tedavi ettiniz mi? Evet ettiniz, ettirdiniz. Sınır güvenliğini sıfırladınız mı? Kevgire çevirdiniz, dedik. 'Napalım sınırlar çok uzun, yetişemiyoruz' dediniz. Gelen geçti, giden geçti. Çok sayıda Türk ve bilhassa o bölgedeki Kürt gencini bu radikal terör makinelerinin kucağına attınız mı? Attınız. Buna engel olabildiniz mi? Olamadınız" diye konuştu.

-"Siyasi vebali üzerinizde"

Kafa kesenlere, inanılmaz işkence yapan vahşi güruhlara "terör örgütüdür" denilemediğini öne süren Koç, Cilvegözü'nde, Gaziantep'te, Reyhanlı'da meydana gelen olaylarda durumun fark edilemediğini, Reyhanlı'nın saptırılıp, başka odaklara götürüldüğünü savundu.

"Sizin ürettiğiniz beladan geldi bunlar başımıza" diyen Koç, şu ifadeleri kullandı:

" Sultanahmet'teki canlı bomba kendini patlattı, ilk açıklama 'Bilmem ne taşeron örgütüne ait, CHP'nin İnsan Hakları Raporu'nda adı var.' 24 saat sonra, yalancının mumu yatsıya kadar bile yanmadı, 24 saat sonra kimliği de üstlenen radikal terör örgütünün adı, sanı da ortaya çıktı. Utanmıyor musunuz siz? Böyle devlet mi yönetilir? En hassas konuda, Türkiye'nin çıkarları ortadayken bütün bunları asılsız, mesnetsiz kendi siyasi rakibinize suçlama olarak yöneltme gafletini nasıl sergilediniz? Kim bu sorumlular? Ondan sonra istersen kaçak sarayında sirk kur, istersen Paris sokaklarında ön sıraya gelmek için etrafı yararak göstermelik yürüyüşe kalk, dostlar alışverişte görsün misali, yapmacık tebessümlerle kortejin önünde poz vermeye çalış. Bu belalarda temel sorumluluk sizin. Bu belaların temel sorumlusu sizsiniz, siyasi vebali sizin üzerinizde. Sadece yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet iddiaları değil bu işlerin de siyasi mimarlığından da bu kadrolar sorumludur. Günahları, veballeri çok, sicilleri kabarık."

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Paris'teki yürüyüşe katılmasına da değinen Koç, "Bak Ahmet Bey, sen orada medya özgürlüğünü savunan bir anlayışla yürüyorsun, arkanızda ülkenin karnesi var. 2014'te sadece 217 gazeteci Türkiye'de darp edildi, 900'e yakın gazeteci işten attırıldı, 21 gazeteci halen cezaevinde, 83 gazeteci istifa ettirildi, senin ülkende. Sen basın özgürlüğü için kortejin önünde tebessümle yürüyorsun, ülkendeki her olaya toplum öğrenmesin diye yayın yasağı getirilen bir ülkenin Başbakanı olarak yürüyorsun sen. Tweet atan gazeteciyi bile gözaltına aldırdın sen."

- Ankara