Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kuvvetler ayrılığı noktasında kuvvetlenen parlamento, 550'den 600' e çıkıyor. Oradan bir güç buluyor, cumhurbaşkanını yargılarken elinde bir güç var, aynı şekilde bakanları yargılarken elinde bir güç var. Cumhurbaşkanı hangi şartlarla yargılanıyorsa, başkan yardımcıları da, bakanlarda aynı şekilde yargılanıyor. Yüce divana gidiyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TGRT Haber televizyonu ile birlikte TGRT EU, TGRT Belgesel televizyonları ve TGRT FM ile İhlas Haber Ajansının hizmet sunduğu yurt içi ve yurt dışındaki 120 TV kanalında yayınlanan "Referanduma Doğru Özel" programında İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber televizyonu Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sorularını yanıtladı.
"Bu gençlere hakarettir"
Anayasa değişikliğinde 18 yaşındaki gençlere seçilme hakkının getirilmesine ilişkin CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Gençlere rüşvet veriyor" eleştirisine cevap veren Erdoğan, "18 yaş olayı bunları ürkütüyor. Genç, dinamik bir parlamento olacak. Bu gençlere hakarettir. Gençlerin asla böyle bir rüşvete, lütfe ihtiyaçları yok. Gençlere 18 yaşa cezai mükellefiyet getiriyorsun, 'evlenme yaşı 18'dir' diyorsun. Bütün bunlar oluyor da seçme hakkını verirken, seçilme hakkını niye vermiyorsun? İşte biz veriyoruz. Bizde önce 30'du, biz 25 'e indirdik. Başbakanlığım döneminde de hep söylerdim 'yanlış yapıyoruz, 25 değil 18'e inmesi lazım' diye. Zor olan seçmektir, seçilmek değil. Çünkü iyi ile kötüyü ayırmak zor olandır. Onun için seçilme yaşını 18 yapmak şimdi nasip oldu. Seçme, seçilme yaşı 18 olacak, ben gençlerimize inanıyorum. Gençliğimiz parlamentomuza ayrı bir dinamizm katacak" dedi.
Tarihten örnekler veren Erdoğan, "Ecdadımız Fatih'in 21 yaşındaki fethini unutamayız. Ulubatlı'nın genç yaştaki surlara bayrak, sancak dikişini unutamayız. Böyle bir nesil yetişecek ve bu nesille dinamik bir parlamentoyu da oluşturacağız. 25-30 yaş grubu arasında 5 arkadaş var, sorun bakalım kimlerin çocukları bunlar, Anadolu'da herhangi bir esnafın, Konya'da Kayseri'de İstanbul'da çeşitli yerlerden gelmiş esnafların çocukları hepsi. Böyle çeşitli yerlerden burs, kredi alarak okumuş kişiler" diye konuştu.
Güçler ayrılığı ortadan kalkacak eleştirilerine ilişkin Erdoğan, "HSYK'nın 2010 öncesinde üye sayısı 7 asil 5 yedekti. Cumhurbaşkanı 5 asıl 5 yedek atardı. Adalet Bakanı ve Müsteşar 2 üye ve böylece 7 oluşurdu. 2010 sonrası 21 asıl 7 yedek oldu üye sayısı. 4 tanesini cumhurbaşkanı atıyordu yani 5'ten 4'e düştü. Yargı 14 asil 7 yedekti ki, bunlar Yargıtay ve Danıştay'dan gelen üyelerdi. Adalet Bakanı, Müsteşar 2, Adalet Akademisi de 1 kişi veriyordu. Şimdi ise 2017 yılı sonrasına geliyoruz, üye sayısı 21'den 13' e düşüyor. Bu da buradaki tasarrufumuzu gösteriyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi bugüne kadar hiç atamazken şimdi 7 tane üye atıyor. Cumhurbaşkanı ise 4'tü yine 4 üye atıyor. Adalet Bakanı ve Müsteşar 2'ydi yine 2. Adalet Akademisinden bu defa üye yok. Şimdi tablo bu, tabloyu sağa sola çekmenin bir anlamı yok" şeklinde konuştu.
"Kuvvetler ayrılığı prensibi ile ilgili de herhangi bir müdahale söz konusu değil" açıklamasında bulunan Erdoğan, "Anayasa Mahkemesi 2010 sonrası 17'ye çıktı, şimdi 15'e düşüyor. 2 askeri üye var, bu 2 askeri üyeler emeklilik süresi dolunca ayrılacaklar. TBMM burada 3 üye seçiyordu yine 3 üye seçecek. Cumhurbaşkanı ise 14 atıyordu şimdi ise 2017' de 12 atayacak. Yasama organı bir defa 550 milletvekilinden 600'e çıkıyor. Buradaki olay şu; özellikle adil bir parlamento oluşumunu sağlayalım" ifadelerini kullandı.
Diğer ülkelerden örnek veren Erdoğan, "Bizde 80 milyon nüfus, 550 milletvekili var. 143 bin kişiye 1 milletvekili, adil bir dağılım değil. 120 bin kişiye İstanbul'da bir milletvekili düşerken, Doğu'da Güneydoğu'da 15-20 bin kişiye 1 milletvekili düşüyor. Şartları zorlayarak milletvekili verdiğimiz yerler olmuştur. Sıkıntıya girmesin, onlarında bir temsili olsun diye. Adalet istiyorsak, adaletin en önemli adımı buydu. Onun için milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkarmış olduk. Kuvvetler ayrılığı noktasında kuvvetlenen parlamento, 550'den 600' e çıkıyor. Oradan bir güç buluyor, cumhurbaşkanını yargılarken elinde bir güç var, aynı şekilde bakanları yargılarken elinde bir güç var. Cumhurbaşkanı hangi şartlarla yargılanıyorsa, başkan yardımcıları da, bakanlarda aynı şekilde yargılanıyor. Yüce divana gidiyor. Böyle bir şey elinde yok diyebilir misiniz? Elinde oranlar var, bu oranlarla parlamentonun yüce divana sevk yetkisi var. Bu parlamentoda uzlaşmayı getiriyor. Uzlaşma neticesinde parlamento, yani yasama böyle bir yüce divana gönderme hakkını elde ediyor. Kanun yapma yetkisi yasama organında, cumhurbaşkanının kanun yapma yetkisi yok. Kanun teklifi verme yetkisi yok, sadece bütçe ile ilgili verebilir, bunun dışında yok. Bütçe konusunda da eğer yasama organı olumsuz bir tavır takınırsa o zaman bir önceki yılın bütçesi üzerinden hareket edecek. Şunu görmemiz lazım, illa birileri şöyle yapıyor biz de öyle yapalım dememize gerek yok. Biz de kendi geleneklerimize, örfümüze, adetlerimize bakarak bir yapı oluşturalım istedik" dedi. - ANKARA
Son Dakika › Politika › Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Kuvvetler Ayrılığı Noktasında Kuvvetlenen Parlamento' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?