Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin tüm kazanımlarına, değerlerine, imkanlarına saldırmanın, 5'inci kol faaliyeti olduğunu, siyasetin imkanlarını, siyaseti imha etmek, ülkesine saldırmak için kullananlara karşı çok daha kararlı bir duruş sergilemenin zamanının geldiğini belirterek, "Terör örgütü mensubu gibi hareket eden milletvekilleri konusunda Meclis'in ve yargının harekete geçmesi şarttır diye düşünüyorum" dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen muhtarlar toplantısında, Türkiyelileşmek iddiasıyla yola çıkanların, varlıklarını hendeklere endeksleyenlerin, Kandil'in şamar oğlanına dönenlerin durumunu ibretle takip ettiklerini söyledi.
"Kürt kardeşlerimin adını istismar ederek, bu ülkeye ve bu millete husumet besleyen kim varsa onun eteğinin altına girmenin adı siyaset değil ihanettir, ihanet" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
"En başta da Kürt kardeşlerime ihanettir. Çünkü onlar bu ülkenin ve bu milletin ayrılmaz birer parçasıdır. Türkiye'nin gördüğü her zarar, Kürt kardeşlerimin de zararıdır. Türkiye'nin ileriye attığı her adımın kazanımı, Kürt kardeşlerimin de kazanımıdır. Bu gerçeğe rağmen Türkiye'nin tüm kazanımlarına, tüm değerlerine, tüm imkanlarına saldırmanın adı 5. kol faaliyetidir. Siyasetin imkanlarını, siyaseti imha etmek için, daha önemlisi kendi ülkesine saldırmak için kullananlara karşı çok daha kararlı bir duruş sergilemenin zamanı gelmiştir."
"Artık bıçak kemiğe fazlasıyla dayandı"
Dünyanın hiçbir yerinde, kendi ülkesine ve toplumuna karşı bu derece aleni cephe alıp da varlığına ve faaliyetine izin verilen bir siyaset anlayışı olmadığına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siz gidip Amerika'da, İngiltere'de, Almanya'da, Fransa'da, Rusya'da veya başka herhangi bir ülkede, o ülkenin bütünlüğüne yönelik adımlar atmaya kalkın, bakalım da görün başınıza neler gelir. Dünyanın hiçbir ülkesinde terör örgütlerini ve eylemlerini savunmanın adı, siyaset değildir. Türkiye bu bakımdan gerçekten çok olgun, hatta gereğinden de fazla müsamahakar bir ülkedir. Biz bunu yaptık ama artık bıçak kemiğe fazlasıyla dayandı. Şu anda yargılanıyorlar. Tabii bu yargılananların hem sayısı artacak hem de arazide işte görüyorsunuz dağ taş demeden, silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, geçici köy korucularımız hepsi şu anda bir mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyorlar."
Erdoğan, toplantıya katılan muhtarların terörle mücadeleye destek ifadeleri kullanmaları üzerine, "Siz bu ifadelerle zaten bunun kararını veriyorsunuz" diye konuştu.
Bir muhtarın, elinde silahlarla terörist cenazesi tabutuyla dolaşanların varlığını hatırlatması üzerine Erdoğan, "Gazi Mahallesi'nde eğer elinde keleşle tabut taşıyorsa birisi, bunun hesabı bellidir" karşılığını verdi.
"Hukuk neyi emrediyorsa bu kişiler için aynı yöntemler işletilmelidir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüzünü kapatarak eylem yapanlarla ilgili gerekli yasal düzenlemenin de yapıldığını anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:
"Prensip olarak ben siyasi partilerin kapatılmasına karşıyım, gereksiz görüyorum, hiç düşünmeye bile gerek yok ancak herhangi bir siyasetçinin yaptığı suçun, hatanın bedelini kurumsal olarak partisi değil şahıs olarak kendisi ödemelidir. Bu genel başkan da olabilir bu milletvekili de olabilir, belediye başkanı da olabilir, meclis üyesi de olabilir, kim olursa olsun, bunun bedelini ödemelidir. Bu kadar."
Tercihini siyasetten, siyasetin imkanlarından yana değil de terörden, terör örgütünün eylemlerinden yana koyanların, bunun hesabını hukuk önünde vermesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, şöyle dedi:
"Milletvekili sıfatı, belediye başkanı unvanı, parti yöneticisi pozisyonu hiç kimseyi, şayet terör örgütü yanında saf tutmuşsa hukuk önünde hesap vermekten kurtaramaz, kurtaramamalıdır. Terör örgütünün diğer mensupları için hukuk neyi emrediyorsa bu kişiler için aynı yöntemler işletilmelidir. Milletvekili dokunulmazlığı, terör örgütüne perde olmak için değil Meclis'te millete daha iyi hizmet vermek için getirilmiş bir imtiyazdır. Bu imtiyazın istismarına artık parlamentomuz izin vermemelidir. Terör örgütü mensubu gibi hareket eden milletvekilleri konusunda Meclis'in ve yargının harekete geçmesi şarttır diye düşünüyorum."
"Milletimizi 'Ya devlet başa ya kuzgun leşe' deme noktasına getirmemeliyiz"
Milletin hizmet için emanet ettiği imkanları terör örgütünün emrine sunan belediye başkanları ve meclis üyeleri konusunda İçişleri Bakanlığı ve yargının harekete geçmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Geçtiklerini de biliyorum. Yine üniversiteler, hastaneler, okullar başta olmak üzere kamu kurumları içinde görev yapanlardan, terör örgütünün yanında yer alanların da süratle ayıklanmasına ihtiyaç vardır. Kimse ama kimse bu devletin ekmeğini yiyip de bu devlete kılıç çalamaz. Cumhurbaşkanı olarak milletimizin vicdanını yaralayan görüntülerine, beyanlara daha fazla şahit olmak istemiyorum. Milletimizi ya devlet başa ya kuzgun leşe deme noktasına getirmemeliyiz."
"Başbakan'ın uzlaşma sağlama istikametinde sürdürdüğü çabaları takdir ediyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa konusunda bu yıl mesafe alınmasını ümit ettiği vurgulayarak, Türkiye'nin artık darbe dönemlerinin dışında, siyasetin imkanlarıyla yeni anayasasını yapabilme iradesini ortaya koyması gerektiğini bildirdi.
"Darbe anayasalarıyla yönetilen ülke utancından artık kurtulmalıyız" diyen Erdoğan, daha "Bismillah" demeden dayatılan ön şartların, milletin arzu ettiği, beklediği, Türkiye'nin yaşadığı değişimi kucaklayacak, önünü açacak bir anayasanın inşasını zorlaştırdığına işaret etti.
Erdoğan, "Referansımız mevcut Anayasa ise niçin yeni anayasa peşinde koşuyoruz? Adı üstünde yeni anayasa, yeni bir anlayışla, yeni bir yaklaşımla oluşturulmalıdır. Buna rağmen Sayın Başbakan'ın Meclis'te bu yönde uzlaşma sağlama istikametinde sürdürdüğü çabaları destekliyor, takdir ediyorum" dedi.
Yeni anayasanın hazırlanmasında toplumsal mutabakatın sağlanmasının önemine vurgu yapan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu ziyaretler niçin yapılıyor? Parlamentodan önce bu milletvekilleri olarak bir mutabakat adımı atılsın, bu araştırılsın. Hatta nasip olur da şu anda kurulacak komisyonla bu adım atılırsa sonunda bir de bununla ilgili bir arama konferansı da yapılabilir. Bunun neticesinde de millet ne diyor, milletin kanaatini alıp milletin de kanaati neticesinde nihai kararı vekiller vasıtasıyla değil asıllar kararıyla vermek, inanıyorum ki bu işin en isabetlisi olacaktır."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Cumhurbaşkanlığında Muhtarlar Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?