Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Gezi Parkı olaylarında kamuoyuna yansıdığı gibi revirlerde önlüklü, sağlık hizmeti sunduğunu söyleyenlerin 7'sinden 4'ünün hekim olmadığını belirterek, "Hatta birinin 7 ayrı suçtan arandığı söyleniyor. Sağlık Bakanlığı olarak bizim duruşumuz her insana pozisyonu ne olursa olsun, ister eylem muhatabı olsun, isterse eylemi ortadan kaldırmak için görevli olan güvenlik güçlerimiz olsun hiçbir ayrım yapmadan sağlık hizmetini en doğru şekilde herkese vermektir. Bunun için de dinamiklerinde en ufak bir eksiklik yoktur" dedi.
Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı, Medipol Üniversitesi, Imperial College London ve The Lancet Dergisi işbirliğiyle Hilton Oteli'nde düzenlenen Genel Sağlık Kapsamı Bakanlar Konferansı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Gezi Parkı olaylarında hakkında soruşturma açılan herhangi bir sağlık çalışanı var mı? Açılan soruşturma varsa akıbeti nasıl olacak?" sorusu üzerine Müezzinoğlu, şunları söyledi:
"Gezi olayları sürecince revir, merkez revir gibi tabirlerle kamuoyuna yansıtılan yapıların yasal olup olmadığına bakmak lazım. Böyle bir yasal zemin hukuken sözkonusu değil. Merkezde bir otelin otoparkının günlerce, haftalarca 'sağlık hizmeti sunuyorum' adı altında yasal olmayan bir yapıda olmasını, hukuk devletinde, demokratik bir ülkede doğru kabul edebilmek mümkün değil. Taksim Meydanı'na o otopark yakınlığında özel ve kamu hastanelerimiz var. O hastanelerde de 24 saat hizmet veren ekiplerimiz var. 24 saat kesintisiz ambulans hizmeti veren ve çağrıldığında 7 dakikada ulaşılabilen imkanlar var. Bütün bu imkanları Türkiye ideal şekilde verirken, birilerinin yasal zemin dışında bir meşruiyet aramasının doğru olmadığını ifade etmek isterim. Diğeri de buralardaki yapılan hizmetler nedir, kaydı var mıdır? Kamuoyuna yansıdığı gibi o revirlerde önlüklü, sağlık hizmeti sunduğunu söyleyenlerin 7'sinden 4'ü hekim çıkmadı. Hatta birinin 7 ayrı suçtan arandığı söyleniyor. Sağlık Bakanlığı olarak bizim duruşumuz her insana pozisyonu ne olursa olsun, ister eylem muhatabı olsun, isterse eylemi ortadan kaldırmak için görevli olan güvenlik güçlerimiz olsun hiçbir ayrım yapmadan sağlık hizmetini en doğru şekilde herkese vermektir. Bunun için de dinamiklerinde en ufak bir eksiklik yoktur. Ancak bundan sonraki yasal olmayan hizmetler ve uygulamalarla ilgili gereğini de hukuk devletinde savcılıklar yapar. Biz bu anlamda Sağlık Bakanlığını ilgilendiren denetim ve takip değerlendirmelerimizi yapıp, suç duyurusu gereken yerlerde de savcılıklara suç duyurusunda bulunuruz."
-Aile hekimliğinde randevulu sistem
Bakan Müezzinoğlu, aile hekimliğinde randevu sistemiyle ilgili soru üzerine, hekim yetersizliğini zaman kaybıyla daha da büyütmemek adına bu sisteme geçtiklerini ifade etti.
Müezzinoğlu, kamu hastanelerinde bu anlamda yüzde 75'leri yakalayan bir başarı olduğunu belirterek, "Yıl sonuna kadar sistemin kendi kendini geliştireceği bir noktaya ulaşacağına inanıyoruz. Bu anlamda tüm aile hekimlerinden sistemi kendi muhatap oldukları hastalarıyla verimli çalıştırmaları adına duyarlılık bekliyorum. Hastalarımızdan da planlı bir hizmet alımının da onlar için daha faydalı olacağını ifade etmek istiyorum" dedi.
Bazı gazetelerde yer alan "suda doğumun, mikro cerrahinin ve diş protezinin de içinde olduğu bazı tedavi yöntemlerinin ücretsiz olarak devlet hastanelerinde yapılacağına" ilişkin haberlerin sorulması üzerine Müezzinoğlu, "Şu anda bilgim yok. Ancak bizim tıbbi anlamda bütün işlemlerin kamu hastanelerinde ücretsiz yapılmasıyla ilgili zaten ilkesel bir durumumuz var. Ama çok ekstra hadiselerin planlamasını Çalışma Bakanlığımızla birlikte yapıyoruz. Bugünkü gazete haberleriyle iglili araştıralım ona göre cevap verelim" ifadelerini kullandı.
-Eski Sağlık Bakanı Akdağ
Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ da bir gazetecinin, "Siz görevi bıraktıktan sonra Türk sağlık sisteminde nelerin yanlış yapıldığı noktasında bir öz eleştiri yapıyor musunuz?" sorusuna, "Kuşkusuz büyük bir dönüşümü gerçekleştirirken yanlışlar ve eksiklikler olabilir" yanıtını verdi.
Akdağ, şöyle devam etti:
"Meselenin özellikle sağlık çalışanları üzerine yüklediği yükü konuşmak lazım. Türkiye'de sağlık çalışanları sayısal anlamda yetersiz olduğu için büyük bir dönüşüm, sağlık çalışanlarının üzerine belki geçmişte olduğundan biraz daha fazla yük yükledi. Biz Sağlık Bakanlığı olarak işin finans tarafını her görüşmemizde, çalışanların artan iş yüküne karşılık onlara biraz daha özlük hakları ve çalışma haklarıyla ilgili tarafında durduk. Bunları kısmen başarabildik, bundan sonra da başarmaya çalışacağız. Sağlık çalışanlarının bu durumları üzerinde bundan sonra da dikkatle Bakanlığımız çalışmaya devam edecektir. Belki en önemli teşekkürü sağlık çalışanlarına yapmalayız. O kadar büyük bir yükün altında çalışan ve ülkesine hizmet veren sağlık çalışanları her türlü takdire layık insanlar. Eksiklerimizi tamamlamamız lazım."
"Bir araştırmaya göre, 2020 yılında 15 milyon kişinin diyabet hastalığına yakalanacağı belirtiliyor. Bununla ilgili düşünceniz nedir?" sorusu üzerine Akdağ, Türkiye'nin hastalık yükünün değiştiğini ve değişmeye de devam edeceğini belirtti.
En büyük sorunlardan birinin obezite ve hareketsizlik olduğuna dikkati çeken Akdağ, "Şişmanlık ve hareketsizlik devam ederse o söylenen rakamlara ulaşabiliriz. Şişmanlığı önler, doğru beslenir ve hareket edersek o rakamlara ulaşmayız. Bu toplum olarak nasıl yaşayacağımıza bağlı" diye konuştu. - İstanbul
Son Dakika › Politika › Genel Sağılık Kapsamı Bakanlar Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?