Mehmet Ali Şahin Beyin Göçüne Dikkat Çekti

Belediye Park'ta yapılan toplatıda konuşan Şahin, son 4 yılda yurt dışındaki 248 bilim adamının ülkemize döndüğünü belirterek, "Bizim ülkemizde süper beyinler, üstün zekalı insanlar başka ülkeler tarafından adeta farklı imkanlar verilerek elimizden alınmış. Bu ülkelerin kalkınması için bu insanlar çalışmak zorunda kalmış. NASA'da çalışan bilim insanlarının önemli bir bölümü bizim insanımızdır. Türkiye'de her alanda iyi yetişmiş insanlar özellikle ABD'de istihdam edilme imkanı bulmuş. Biz o insanları kendi ülkemizde gerekli şartları hazırlayamamışız. Onlar da gitmiş o ülkelerin kalkınması için bilimlerini, zihinlerini, bilgi birikimlerini sarf etme durumunda kalmış. Ama şimdi iş tersine döndü, durum onu gösteriyor. Son 4 yılda kendisini çok iyi yetiştirmiş 248 bilim insanı, Türkiye'ye geri dönmüş" dedi.

OĞULLARINI ASKERE GÖNDEREN AİLELER ENDİŞE YAŞAMIYOR

Artık oğullarını askere gönderen ailelerin çocuklarının şehit olacağı endişesi yaşamadığını söyleyen Şahin, "Şu sıralar 93'e 2 tertip gençler askere gidiyorlar. Askerler yine davul zurna eşliğinde uğurlanıyorlar ama bu sefer bir fark var. Ailelerinde "Oğlum şehit olur mu?" endişesi pek az. Geçtiğimiz hafta Erzurum'da özel tim dağa çıktı. Çatışmaya değil, ağaç dikmeye çıktı. Bizim özelliğimiz de bu değil mi? Askerimiz dağa terörist kovalamaya, çatışmaya değil, gerekirse ağaç dikmeye çıksın. Türkiye'nin her yeri insanlarımızın çok rahatlıkla dolaşabildiği yerler haline gelsin. Bu terör belasından Türkiye'yi kurtaralım demiyormuyduk. İşte Türkiye böyle bir güzergaha da girdi" diye konuştu.

SİLAH TÜCCARLARI ÇÖZÜM SÜRECİNDEN RAHATSIZ

Türkiye'de işler yolunda giderken bundan rahatsız olan birilerinin hep olduğunu ifade eden Şahin, "Çözüm süreci ile artık Türkiye'nin 780 bin kilometre coğrafyasında güvenlik olacak. Ama bundan rahatsız olanlar var. En çok da Ankara Gaziosmanpaşa semtinde büroları olan silah tüccarları bu işten son derece rahatsız. Çünkü bunlar yıllardır Türkiye'ye terörle mücadelede ihtiyaç duyduğumuz silahları sattılar. Bu silahların bir kısmını Türkiye'de biz üretemiyoruz. Birçoğu ABD'de, şurada burada üretiliyor. Bu silah tüccarları terör sebebiyle çok para kazandılar. Sadece bize silah satmadılar, terör örgütüne de sattılar. Böylece silah fabrikaları tam kapasiteyle çalıştı. Sürümleri de gayet iyi oldu. Şimdi Türkiye'nin terör sorunu çözülünce silah tüccarları silah satamayınca son derece muzdaripler" dedi.

Şahin, Suriye'nin Hatay'la ilgili emellerinin hiçbir zaman son bulmadığını açıklayarak, şöyle konuştu:

"O nedenle PKK terör örgütüne en çok destek veren ülke olmuştur. Hatay'la ilgili hiçbir zaman boş durmamış oradaki etnik yapıyı, özellikle mezhep farkını hep gıdıklamıştır. Reyhanlı'daki saldırının arkasında bizim bulgularımıza göre şu andaki Şam yönetimi vardır. Orada bir mezhep çatışması çıkartmak istiyorlar. Reyhanlı sünni müslümanların ağırlıkta olduğu bir ilçedir. Tabi orada alevi, farklı dinden olan insanlar da vardır. Bizim coğrafyamızda asırlardır farklı kültürden, farklı dinden olan insanlar hep barış içersinde yaşamışlardır. Belki birbirleriyle kız alıp vermemişlerdir ama bunun dışında her türlü beşeri münasebetlerini en medeni şekilde yürütmüşlerdir. Ama zaman zaman bizim topraklarımızda gözü olan kişiler bu hassasiyetleri kaşımışlardır. Şimdi de işte orada bu hassasiyetleri kaşıyan ve bunun Suriye'den geldiği izlenimini vermek suretiyle sunni inancına sahip olduğunu söyleyen Türk vatandaşlarının diğer mezheplere bağlı insanlarla arasını açmak, bir husumet meydana getirmek ve böylece bir kavga nedeni meydana gelsin diye bunları hep gıdıklıyorlar. Failler bir bir yakalanıyor. Ele başısı olduğu ifade edilen kişi dün yakalandı. Biz bu eylemi yapan örgütün arkasında Şam yönetiminin onun istihbarat örgütü El Muhaberat'ın olduğunu tahmin ediyoruz. Açık şekilde ortaya çıkacaktır"

TERÖRLE BU ÜLKEYE BİRŞEY KABUL ETTİREMEZSİN

Terör örgütünün en fazla zaiyatı 2012 yılında verdiğini vurgulayan Şahin, "En sonunda Türkiye ile silahlı mücadele etmek mümkün değil. Silahları bırakmaya karar verdik. Bundan sonra siyasi yolla mücadele edeceğiz. İşte zaten siyasi uzantılı bir parti var. Düşünceleri varsa o partiyle demokratik usullerle getir gündeme gücün yetiyorsa Meclis'ten çıkar birşey çıkaracaksan. Bir şey söyleyeceksen siyaset yoluyla söyle. Silahların gölgesinde terör yaparak hiçbir şeyi bu ülkenin insanına, bu devlete kabul ettiremezsin. Türkiye bu noktadadır. Ancak kafalarda bazı soru işaretleri olabilir. Acaba siz bu terör örgütüne ne verdiniz de terör örgütü silahı bırakıyor? Militanları yurt dışına çıkıyor? Biz hiçbir şey vermedik ve vermeyiz" dedi.

Şahin, silahın çözüm olmadığının görüldüğünü belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Halk seni destekliyorsa gelir siyasetini yaparsın. Şimdi BDP Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda bizim kabul edemeyeceğimiz bir takım önerilerde bulunuyor. Demokrasi içinde sen bu önerileri sunmak da özgürsün diyoruz. Önerini şiddete başvurmadan, şiddeti arkana almadan koyacaksın. Çünkü demokrasiler bunu gerektirir. Biz senin görüşüne katılmıyoruz. Ama senin bu görüşünü ortaya koymana da bir şey demiyoruz. Sorun demokrasi içerisinde, siyaset yoluyla ortaya konulur, çözümü de millet iradesi yani parlementodur. Şimdi Türkiye yavaş yavaş bu noktaya doğru gidiyor. Silahın çözüm olmadığını onlar da gördüler. Silahlara paydos dediler. Siyaset için uygun şartları taşıyanlar siyaset yapsın dediler. Bu noktaya ülkemizin gelmiş olması onların insiyatitifi değildir. Onları bu noktaya getiren irade önemlidir. O irade de Ak Parti iktidarıdır, başta da başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın iradesidir. Türkiye böylesine bir terör belasından kurtulma yolunda adım adım ilerlerken başka bir belayı sarmak için gayret edenler de var. Biz her şeyin farkındayız. Nasıl ki 14 Mayıs'ta son taksidi ödeyerek IMF boyunduruğundan kurtarmışsak, terör belasından da kurtaracağız."