MHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Politika

MHP TBMM Grup Toplantısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi başkanlık sistemine tümden karşı olup, parlamenter sistemin revize edilerek güçlendirilmesinden yanadır" dedi.

05.01.2016 13:07

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,  "Milliyetçi Hareket Partisi başkanlık sistemine tümden karşı olup, parlamenter sistemin revize edilerek güçlendirilmesinden yanadır" dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, anayasaların çağın ihtiyaç ve yönelimlerine göre yenilenmesinin ve yeni baştan yazılmasının zorunlu olduğunu belirtti.

"Ancak 'yeniden yazıyoruz' kisvesiyle, anayasanın içine yerleştirilecek karanlık ve kindar hevesleri hoş görmek, bunlara kulak tıkamak bir o kadar ahlak dışı ve vatana ihanetle eş değer bir sapma halidir" ifadesini kullanan Devlet Bahçeli, anayasanın, herhangi bir parti veya siyasal hareketin mahsulü değil, topyekun 78 milyonun tamamına ait olması, zamanlar üstü bir zeka ve demokratik ölçülere dayanması gerektiğini kaydetti.

Devlet Bahçeli, "Bugün Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyaç duyduğu inkar edilmez bir gerçektir. 140 yıllık anayasa tartışması diyalog ve kapsayıcı uzlaşmayla bitirilmelidir. Parti olarak biz de bu konuda olumlu ve sıcak bir tutum içindeyiz" diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, bu kapsamda, dün partilerine gerçekleştirdiği ziyarete değinen Bahçeli, son derece yararlı, nazik ve olumlu bir havada geçen görüşmede, başta anayasa olmak üzere, TBMM İçtüzüğü, bütçe süreci, terörle mücadele, iç ve dış siyasi gelişmelerin ele alındığını, karşılıklı düşüncelerin paylaşıldığını anlattı.

Devlet Bahçeli, görüşmeye ilişkin şu bilgileri verdi:

"Milliyetçi Hareket Partisi olarak yeni bir anayasa yapılması konusunda herhangi bir engel görmediğimizi, bu kapsamda üzerimize düşeni yapacağımızı samimiyetle muhataplarımıza ilettik. 19 Ekim 2011 tarihinde çalışmalarına başlayan ve Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerin eşit sayıda temsilci vermeleriyle, vücut bulan Anayasa Hazırlık ve Uzlaşma Komisyonu'nun tekrar canlandırılmasını faydalı bulduğumuzu söyledik ve bu konuda da mutabık kaldık. Bu komisyonun çalışma usul ve esaslarının belirlenerek, daha önceden kabul edilen 60 maddenin aynen korunması hususunda fikir birliğine vardık. Temennimiz milletimize hak ettiği ölçü, kalite ve nitelikte bir anayasa yapılması ve kazandırılmasıdır.

Anayasalar zamanın ruhuna, insan ihtiyaç ve beklentilerine, devlet-birey ilişkilerinin değişen çapına, toplumsal arayış ve yönelişlere cevap vermeli ve toplumsal dinamiklerin arkasına düşmemelidir. Fakat AKP heyetine çekincelerimizi de açık yüreklilikle dile getirdik."

"Kimliksiz değiliz ki anayasayla kimlik bulalım"

AK Parti'nin sivil anayasa yapılmasını istediğini ve başkanlık sistemine geçilmesini önerdiğini anımsatan Devlet Bahçeli, bir anayasanın sivil bir kimlik taşıması için siviller tarafından hazırlanmasının yeterli olmadığını, millet tarafından onaylanmış olmasının da anayasayı sivil bir hale getirmediğini ve vesayetten kurtarmadığını kaydetti.

Bahçeli, "Anayasaya ahlaki ve milli bakışın yanında, yüklenen anlam ve zihniyet berraklaşmadan istenen hedeflere ulaşmak, anlaşmazlıkların önüne geçmek bize göre imkansızdır" değerlendirmesinde bulundu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, yüksek bir katılım ve halk desteğiyle yazılacak, bireysel hak ve özgürlükleri güvenceye alacak, kuvvetler ayrımını tam anlamıyla özümsemiş bir anayasa için sorumluluk şuuruyla hareketin şart olduğunu belirtti.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in, "Yeni Anayasa Türkiye'nin kimlik belgesidir" sözlerini anımsatan Bahçeli,  şunları söyledi:

"Biz kimliksiz değiliz ki anayasayla kimlik bulalım. Biz köksüz değiliz ki anayasada varlığımızı tanıyalım. Bu yersiz söze karşı diyorum ki Türkiye'nin kimliği anayasayla değil, yüzyıllar içinde oluşmuş tarihsel ve kültürel mirasla belirlenmiş, vatanla düğümlenmiştir. Türkiye'nin milli kimliği Türk'tür."

Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu itibarla yeni anayasada AKP'nin gündeminde olan Türk kimliğinin dışlanması, Türklüğün tasfiye planı bir PKK talebidir ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin buna çanak tutması asla düşünülemeyecektir. Türk'süz bir anayasa, kansız damar, kalpsiz vücut, cansız beden demektir. Bu ise yıkımdır. Üzerinde yaşadığımız ülkenin ismi Türkiye Cumhuriyeti'dir. Adına anayasa yapmak için çalışacağımız milletin ismi Türk milletidir. Anayasadan Türk'ün silinmesi veya ayıklanması milli izmihlaldir. PKK istedi, Erdoğan buyurdu, Davutoğlu önerdi diye Türklüğü anayasadan çıkarma teşebbüs ve girişimi milli vicdanda karşılık bulmayacaktır. TBMM'de koltuk sayımız ne olursa olsun, Türk milletinin anayasa vasıtasıyla bölünmesini, etnik kafilelere ayrılmasını, ruhsuz, ufuksuz ve kimliksiz bırakılmasını hoş görmeyiz. Herkes ayağını denk alsın ki buna da müsaade etmeyiz. Milliyetçi Hareket Partisi yürürlükteki Anayasanın değiştirilmesini istemekle birlikte, ilk dört maddenin tartışılmasına bile tahammül ve müsamahamız yoktur. Bizim görüşümüz nettir. Bunun dışında Anayasada gerekli düzenlemeler yapılabilmesinin önü de açıktır."

"Tarihte Türk milletinin sinesinden Hitler çıkmamıştır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "yeni anayasa" derken asıl amacının başkanlık olduğunu da gizlemediğini ifade eden Bahçeli, "İşin özü şudur, Erdoğan ve Davutoğlu başkanlık sistemini getirebilmek için muhtemel yeni anayasayı kılıf, fırsat, koz olarak kullanmanın peşindedir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Üniter sistemde başkanlık sistemi yoktur diye bir şey yok. Hitler Almanyasına baktığınızda orada bunu görürsünüz" sözlerini anımsatan Bahçeli, "Erdoğan, Hitler'i örnek alıyorsa, Hitler Almanyasını arzuluyorsa, gitsin Neo Nazilerin avukatlığını yapsın, gitsin Hitler'in anılarını yad etsin. Ama aklından bir an olsun çıkarmasın ki tarihin hiçbir döneminde Türk milletinin sinesinden Hitler çıkmamıştır. Dolayısıyla, Erdoğan yanlıştadır" diye konuştu.

Devlet Bahçeli, şunları kaydetti: "Milliyetçi Hareket Partisi başkanlık sistemine tümden karşı olup, parlamenter sistemin revize edilerek güçlendirilmesinden yanadır. Planlanan ve geniş katılımlı olmasını istediğimiz yeni anayasa hazırlık çalışmalarında başkanlık sisteminin tıkaç işlevi görmemesi en halisane dileğimizdir."

Tarihteki tüm despotların ve otokrat yönetimlerin, adalet dağıttıklarını zannettiklerini vurgulayan Bahçeli, "Fakat dağıttıkları hem ülkeleri hem de kendileri oldu. Erdoğan bilmiyorsa kendisine öğreteyim, Türkiye'de adaletin dağıtıldığı tek merci huzuruna çıkmaktan kaçtığı mahkemelerdir. Erdoğan'ın adalet dağıtmak yerine, 17-25 Aralığın hesabını vermesi, eğer konuşacak yüzü kalırsa, ondan sonra adaletten bahsetmesi akla en yatkın yol ve önerimiz olacaktır" ifadesini kullandı.

Dış destekli PYD- YPG terörünün Fırat'ın batısına geçtiğini savunan Bahçeli, Ortadoğunun, kışkırtılan mezhep kutuplaşmasından dolayı adeta patlamaya hazır bombaya döndüğünü bildirdi.

"Öz yönetim teklifi cezasız ve yaptırımsız bırakılmamalıdır"

Bahçeli, "Türkiye, AKP'nin demokratik açılım dediği, bizim ise yıkım projesi olarak gördüğümüz, yine AKP'nin Çözüm Süreci ismini verdiği, bizim de çözülme ve ihanet süreci olarak tanımladığımız zincirleme tahribatların bedelini ödemektedir" görüşünü ileri sürdü.

Devlet Bahçeli, "Davutoğlu kaçak çay içmek yerine, HDP'nin verdiği randevuyu iptal etmiş, Kandil'in yolunu göstermiştir. Bu gelişme karşısında, biz 'HDP'yi flu görüyoruz' dediğimizde, eleştiri oklarını yönelten demokrasi bezirganları, PKK'nın kurşun askerleri niye suspus, niçin kayıptır? Ekranlarda saz çaldırıp, HDP yalakalığı yapan, sonra da 'Yanılttın bizi, Türkiyeli yüz sadece bir maskeymiş. Meğer ne kadar da safmışız' diyen kurumuş vicdan ve kof akıllar nerededir? Evet, biz dün solumuza baktığımızda flu görüyorduk, bugün ise sağımıza baktığımızda bomboş sıraları görüyoruz" dedi.

"Özünde kan ve cinayet bulunanların öz yönetim teklifi cezasız ve yaptırımsız bırakılmamalıdır" diyen Bahçeli, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Bizim merakımız, yeni anayasada PKK'ya bir ümit verilmiş midir? Şu anda yaşanan şehir çatışmalarının maksadı yeni anayasa pazarlıklarını kızıştırmak için midir? Daha açık sorayım, AKP, PKK ile hali hazırda görüşmekte midir? Erdoğan, özellikle Oslo'da PKK'ya federasyon sözü vermiş midir? Ve hepsinden önemlisi yaşadığımız şiddet ve dehşet dolu günler öz yönetimle temellenmiş başkanlık sisteminin bir ön hazırlığı, ön çalışması mıdır? HDP'li sözde siyasetçilerin dokunulmazlıkları kaldırılacaksa, Davutoğlu ve AKP'nin önünde engel yoktur. Buyursunlar, TBMM'de bu sorunu kökten çözelim, hepten bitirelim, hukukun işini kolaylaştıralım.

Erdoğan ve Davutoğlu'nun, yeni anayasa vasıtasıyla PKK'nın gönlünü almak için milletimizin ve devletimizin tarihi haklarından vazgeçecek kadar milli onurları esnemişse, bilinsin ki bu Türkiye düşmanlığı kimsenin yanına kalmayacak, bırakılmayacaktır. Yanlış hesap sonunda Türk milletinden dönecektir."

Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye milli ve üniter bir devlettir. Öz yönetim ise bölünmedir, ayrılmadır ve yılanın başı küçükken ezilmelidir. Türk milleti bin yıllık kaynaşma ve kardeşlik anıtıdır. Aramıza fitne sokuşturmaya çalışanlara göz açtırılmayacak, vatan ve millet kaderine terk edilmeyecektir. MHP milli bir sorumluluk ve vakarla ihanete sonuna kadar direnecek, ecdadın mirasına leke düşürmeyecektir."

Devlet Bahçeli, konuşmasını, dün Kırşehir-Ankara karayolunda meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara da acil şifa dileğinde bulunarak, tamamladı.

(Bitti)

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement