CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Her türlü darbeye ve parlamenter sistemin üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak, demokrasiden yana olanların, bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe ne dikta yaşasın tam demokrasi demeliyiz" dedi.
CHP'nin Taksim Meydanı'nda düzenlediği 'Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi'ne farklı siyasi partilerden binlerce kişi katıldı.
Taksim Meydanı'nda toplanan yüzbinler darbe girişimi sırasında şehit olanlar anısına bir dakikalı saygı duruşunda bulundu. İstiklal Marşının okunulmasının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, toplanan kalabalığa seslendi.
"Gün birleşme günüdür" ifadelerini kullanarak konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, "Gün dikta yönetimlerine karşı direnme günüdür. Gün, halkın sesini dinleme günüdür. Bugün Taksim'deyiz, birlikteyiz. Bizim için hepimizin tarih yazdığı bir gündür bugün. Biz Taksim'e niçin geldik? Taksim'de ne yapacağız? Hedefimiz ne? Bütün bunlara yanıt vermek için, cevap vermek için bir Taksim manifestosu hazırladım. Şimdi sizlere okuyacağım" dedi.
Kılıçdaroğlu daha sonra 'Taksim Bildirgesi' olarak adlandırdığı 10 maddeyi okudu. Kılıçdaroğlu, bildirgedeki 10 maddeyi şu şekilde sıraladı:
"1- 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış, ama bombalar altında parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını, varsa iç ve dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz.
2- Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye'de tartışmasız ortak payda oluşmuştur. Siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine katkı vermek zorundadır.
3- Her türlü darbeye ve parlamenter sistemin üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak, demokrasiden yana olanların, bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe ne dikta yaşasın tam demokrasi demeliyiz.
4- Darbe girişimi halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.
5- Demokrasimizin teminatı olan demokratik laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
6- Bu darbe girişimi anayasada yasama yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin demokraside denge ve denetleme işlerinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
7- Balyoz, Ergenekon ve casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.
8- Bu darbe girişimini devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini ortaya koymuştur. Siyasal yandaşlık, cemaatçilik değil bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. Devletin yeniden inşaası zorunludur.
9- İnancı kimliği yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları bu ülkenin caddelerinde sokaklarında meydanlarında parklarında özgürce gezebilmelidir. Hiç kimse unutmasın 15 Temmuz darbe girişimi 3'ncü sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları üçüncü sınıf demokrasiye değil özgürlükçü demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan alınmalıdır.
10- Devlet, kinle öfkeyle ön yargıyla yönetilmez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde yargılanmalıdır. Devletin vakarı bunu zorunlu kılmaktadır. İşkence, kötü muamele, tehdit devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir."
Ardından Kılıçdaroğlu, "Bunu sizlerin oyunuza sunuyorum. Bayraklarınızı değil, ellerinizi kaldırın. Ben bütün basın mensuplarından bu görüntüyü çekmelerini istiyorum. Hepinize en içten şükranlarımı saygılarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı. - İSTANBUL
Son Dakika › Politika › Taksim'de 'Cumhuriyet ve Demokrasi' Mitingi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?