'Yaşamayan bilmez' cümlesinin tam karşılığı olabilecek bir sağlık problemi varsa o, migrenden başkası değildir. Şiddeti ve çektirdikleriyle ciddi bir sorun olan migren, kişinin yaşam kalitesini düşürmekle kalmayıp, günlük hayatını kısıtlar. Gözler, kaşlar, ve başta hissedilen şiddetli ağrılar aynı zamanda ışığa ve sese duyarlılığı arttıracağından kişi sürekli karanlık ve sessiz ortamlar arar. Tekrar hayata dönmesi için migren ağrılarının bitmesi neredeyse bir kuraldır.
Migren hakkında ne biliyorsunuz?
Migren, kadınlarda erkeklere göre 3 misli daha fazla görülür. İnsanların dörtte biri hayatı boyunca en az bir kere migren baş ağrısı ile tanışmıştır. Aynı zamanda zeki, hassas ve duyarlı insanlarda daha çok rastlanır.
Ense, şakak veya göz çevresinde başlayan ve ataklar halinde gelen şiddetli baş ağrılarına migren denir. Bazı insanlarda yılda 1- 2 kez bazılarında ise bir ayda defalarca görülebilen migren ağrısı, o kadar şiddetlidir ki kişi, ışığa ve sese aşırı duyarlılık gösterir. Diğer baş ağrılarından ayrılan karakteristik özellikleri, ağrının yanı sıra kusma ve mide bulantısıdır.
Migren gösterdiği belirtiler ve ağrı şiddetine göre kendi içinde gruplara ayrılır. Eğer aralıklarla yaşanan bir migren ağrınız varsa bu ataklara episodik migren denir. Ataklarınız son üç aylık periyotta ayda on beş gün ve üzerinde oluyorsa kronik migrenden mustaripsiniz demektir. Kronik migrene genellikle kaygı bozuklukları, depresyon ve uyku sorunları eşlik edebilir. En sıkıntılı olan migren türü ise aurasız migrendir. Aurasız migren beraberinde kusma, mide bulantısı, ışık, koku ve ses hassasiyetini getirir. Auralı migrende ağrılar başlamadan önce 5 ila 60 dakika arası aura atakları yaşanır. Bu ataklar nörolojik kaynaklıdır ve kişide görsel ve duygusal dengesizlik meydana getirir. Çoğu kişi migren ağrılarından önce parlak ışık çakmaları ve gölgeler görür.
Migren belirtileri nelerdir?
Şiddetli baş ağrısı,
Ağrının genellikle başın bir tarafında olması,
Ağrının genellikle zonklayıcı olması,
Yorgunluk belirtileri
Kas ağrıları,
Işığa ve sese tahammül edememe,
Sıklıkla su içme ve tuvalete gitme isteği,
Bağırsak fonksiyonlarının bozulması,
Huzursuzluk,
Görme fonksiyonlarında geçici kayıplar
Anksiyete ve kaygı
Migren ağrılarını tetikleyen unsurlar;
Yediğimiz yiyecekler bu konuda başrolü oynuyor. Özellikle kafeinli yiyecekler, koruyucu madde eklenmiş gıdalar, çikolata, soğan, çerez, eski peynir, incir, sucuk, salam gibi işlenmiş gıdalar, tetikleyici suçlular arasında yer alıyor.
İçecekler arasında; kahve, çay gibi kafeinli içecekler, diyet soda, asitli içecekler, şarap ve diğer alkollü içkiler bulunuyor.
Tüm bunların yanı sıra, aldığımız katkı maddeleri, ilaçlar, duygusal uyaranlar, (aşırı üzüntü, depresyon, baskı, stres) mevsim değişiklikleri, adet dönemleri, uykusuzluk, yorgunluk, uzun yolculuklar vb. durumlar da migren ağrılarının meydana gelmesine sebep olur.
Migrenden kurtulmak için hayatınızı değiştirin
Migren modern dünyanın kaçınılmaz bir gerçeğine dönüştü. Bunun nedeni ise yaşam şeklimizin bir dönüşüme girmesiyle birlikte migrene sebep olan unsurların artış göstermesidir. Özellikle hastalığın temelinde stres-migren ilişkisine bakıldığında stresin bu konuda ortaya çıkardığı etki azımsanmayacak kadar büyük. Tam da bu sebeple kronik olarak migren ağrıları çeken kişilerin stresten uzak durması ve üzerinde baskı oluşturacak unsurları minimize etmesi gerekiyor. Ayrıca ağrıları tetikleyen tüm yiyeceklerle ya vedalaşmalı ya da azaltılmalı. Sigara, alkol gibi alışkanlıklardan vazgeçilmeli. Bazı kadınlarda eğer kullanılıyorsa oral kontraseptif ilaç kullanımı kesilmeli. Spor hayatın bir parçası haline getirilmeli ve kişiye özel bir diyet programı uygulanmalıdır.
Migrenin kesin tedavisi mümkün müdür?
Birçok kişi ölümcül sonuçlar meydana getirmediği için migreni önemsemeyip doktora başvurmasa da bu hastalık ilaçlar ve çeşitli tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabilir. Migren tedavisinde izlenen yol ağrı sıklığına göre değişir. Eğer ağrılar seyrek ise ağrı ataklarını geçirmeye yönelik kriz tedavisi planlanır. Haftada 1-2 kez veya daha fazla atak olduğunda; atak tedavisi ile beraber koruyucu tedavi de uygulanır. Migren tedavisinde bazen sadece migreni tetikleyen faktörlerin (açlık, uykusuzluk, hormon kullanımı gibi) ortadan kaldırılmasıyla ağrı atakları kaybolabilir veya sıklığı, şiddeti azaltılabilir.
Migren tedavisinde akupunktur uygulaması, bazen iyi sonuçlar verebilse de, migrenin tedavisinde en etkili yöntem ise TMS'dir. TMS tedavisi 2007 yılında FDA onayı almıştır. Tedavinin yan etki profili çok düşük ve tolerebilitesi yüksektir. Herkeste her yaşta güvenle kullanılabilen bir tedavidir. Transkranial Manyetik Stimülasyonun (TMS) migren ağrısından sorumlu olan aşırı duyarlılığı ortadan kaldırdığı böylece migren krizlerine son verdiği son zamanlarda yapılan birçok bilimsel araştırma ile ispatlanmıştır. TMS uygulamasının, kriz esnasında ağrıyı geçirdiği gibi aralıklarla uygulandığında ağrı nöbetlerinin gelmesini de önlediği bilinmektedir. Özellikle auralı migrende (atak öncesi belirti veren migren) baş ağrısının geleceği hissedildiğinde TMS tedavisi yapılırsa, baş ağrısını tamamen yok etmektedir. TMS tedavisinin diğer bir olumlu yanı da aynı zamanda migren hastalığı ile karışabilen 'gerilim baş ağrısını' da düzeltebilmesidir. Artık stres çağında yaşadığımız ve gerilim baş ağrısının da en az migren kadar sık görüldüğü hesap edilirse, TMS tedavisi en uygun seçenek gibi durmaktadır. Diğer bir tedavi seçeneği de botox uygulamalarıdır. Botox enjeksiyonları, dört vakanın üçünde 3-4 ay süreli bir rahatlama sağlayabilmektedir. Ancak uygulama, diğer seçeneklere göre ağrılı ve zahmetlidir.
Son Dakika › Sağlık › Tüketilen besinler migreni tetikliyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?