Zonguldak Vali Yardımcısı Ahmet Mailoğlu, tarih boyunca hiçbir zulme imza atmamış ve mezalime girmemiş Türk milletine kara leke sürüldüğünü belirterek, "Ermeni'nin yaptığı mezalim, bizim omzumuza kalmıştır" dedi.
Mailoğlu, Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Karadeniz Stratejik Araştırmalar Merkezi (KARSAM) ve Türk Tarih Kurumu iş birliğiyle Prof. Dr. Arif Amirov Konferans Salonu'nda düzenlenen 1. Uluslararası Türklerde Tarih Bilinci ve Tarih Yazıcılığı Sempozyumu'nda, Türk milletinin geniş coğrafyada pek çok etnik grupla diyaloğa girdiği sürecin yazılmasının ve anlaşılmasının bazı zorlukları olduğunu söyledi.
Türk milletinin iyi kaynaklar bıraktığını anlatan Mailoğlu, şöyle konuştu:
"Eş zamanlı dikkat ettiğimizde Orhun Abideleri kadar öğretici, başka milletin bıraktığı kaynak var mı, bilmiyorum. O yıllarda Orhun Abidesi'ni bırakmış ecdadımızın onun dışında kaynak bırakmadığını düşünmek doğru olmasa gerek. Tesadüfen 20. yüzyılın ancak başlarında ulaşabildiğimiz ve Macar Türkolog tarafından okunabilen bu kaynağın keşfi, Türk tarihinin dönüm noktasıdır. Başka kaynağımız yok mu? Biz yeterince bu toprağın üzerindeki kaynaklarımıza acaba henüz ulaşamadık mı? Dolayısıyla işimiz oldukça zor. Ermeni mezalimi tezimizi dünyaya anlatamadık. Direnilen ülke bizim, öldürülen insan bizim. Tarihi boyunca hiçbir zulme imza atmamış ve mezalime girmemiş Türk milletine kapkara leke basınıyla, yayınıyla, enformasyonuyla çalınmıştır. Ermeni'nin yaptığı mezalim, bizim omzumuza kalmıştır. Bundan da kurtarmak tarihçilere düşen görev ve sorumluluktur.
Türk eğitim ve toplumunun açmazı, yeterince felsefesi ve felsefecisi yok. Felsefe tarihi oluşturmak zorundayız."
"Haklılığımızı göstermek için ayrıca çaba göstermek gerekmektedir"
BEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Güven de Türk tarihinin doğru yazılması ve anlaşılmasının büyük önem arz ettiğini belirterek, "Dünyanın en sorunlu bölgeleri sayılan Balkanlar'ı, Ortadoğu'yu, Kafkaslar'ı ve Türkistan'ı anlamak için Türk tarihinin doğru bilinmesi gerekir" ifadesini kullandı.
2015'in Ermeni soykırımı iddialarının 100. yılı olduğuna dikkati çeken Güven, şunları kaydetti:
"Küçüklüğümde Doğu Anadolu'da etrafımda sakat kalan, işkence gören, ailesinin çoğunu kaybeden insanların anlattığı Ermeni mezalimi, bugün neredeyse Türkiye'nin uluslararası platformlarda sürekli kendini savunma pozisyonuna sokacak hal almıştır. Bu mezalim halen Dağlık Karabağ'da sürmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin, 'tarihi tarihçilere bırakalım' tezi, karşı taraf tarafından kabul edilmemektedir. Demek ki bir konuda haklı olmak, haklılığımızı kabul ettirmeye yetmemekte. Haklılığımızı göstermek için ayrıca çaba göstermek gerekmektedir. Moda deyimiyle veri madenciliği, artan ve kirlenen bilgiden, doğru ve kullanılabilen bilgiyi çıkarmayı kastetmektedir. Tarihçilerimizden veri madenciliği yaparak, tahrip edilen ve uydurulan bilgilerden arındırılmış gerçekleri ortaya koyarak önümüzdeki yıl Türkiye Cumhuriyeti'nin karşı atağa geçmesini bekliyoruz."
Türk Tarih Kurumu Şeref Üyesi Prof. Dr. Bayram Kodaman da tarihin milletlerin hafızası olduğunu vurgulayarak, "Bu hafıza, nereden geldik, nereliyiz, nereye gidiyoruz sorularını ortaya koyar. Nereden geldiğimizi bilmiyorsak, yazmıyorsak ve konuşamıyorsak, nereli olduğumuzu bilemiyorsak, nereye gideceğimizi bilemeyiz. Bu bakımından tarih yazımı çok önemlidir. Türkler, tarih yapmıştır ama tarihi yazamamıştır. Hala bu sıkıntı içinde yaşıyoruz. Asya'da, Balkanlar'da, Ortadoğu'da tarih yapıyoruz ama yazamıyoruz. Fars, Arap ve din tarihçiliğinin etkisinde kalmışız. Tarihle problemimiz, objektif ve subjektif tarihçiliktir. Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühim değil fakat biz birini yapmışız. Tarihi yapmışız ama yazmamışız" diye konuştu. - Zonguldak
Son Dakika › Yerel › 1. Uluslararası Türklerde Tarih Bilinci ve Tarih Yazıcılığı Sempozyumu' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?